Tarım ve Orman Bakanlığı sağladığı desteklerle organik üretim ve tüketimi artırıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, Türkiye genelinde, toprakların ıslahı ve korunması, organik gübreleme ile iyi tarım uygulamalarına yönelik çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Bakanlık, mera, yaylak ve kışlakların ıslah edilerek otlatma kapasitelerinin artırılması, ot kalitesinin iyileştirilmesi, toprak muhafaza tedbirleri uygulayarak erozyonun önlenmesi amacıyla mera ıslah ve amenajman projeleri gerçekleştiriyor. Bu kapsamda, 2000 yılından bu yana 12 milyon 963 bin 566 dekar alanda toplam 1936 mera ıslah ve amenajman projesi yapıldı. Sadece son 2 yılda 2 milyon 915 bin 78 dekar alanda 260 mera ıslah ve amenajman projesinin uygulamasına başlandı. 2,5 YILDA 14 MİLYON LİRA TOPRAK ANALİZİ DESTEĞİ VERİLDİ İyi tarım uygulamaları, çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretim yapılması, doğal kaynakların korunması, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile güvenilir ürün arzının sağlanması açısından en önemli tarımsal çalışmalardan biri olarak gösteriliyor. İyi tarım faaliyetleri kapsamında Türkiye'de üretimi yapılan 152 çeşit ürün bulunuyor. Bakanlık tarafından 2008'de destek kapsamına alınan iyi tarım uygulamalarında bitkisel üretim için bugüne kadar toplam 1,5 milyar lira ödeme yapıldı. Organik tarıma yönelik Bakanlığın gerçekleştirdiği çalışmalar sonucu uygulama alanlarında önemli artışlar kaydedildi. 2006'dan bugüne kadar 1,6 milyar lira organik tarım desteği ödemesi yapıldı. Geçen yıl 354 bin hektar alanda 235 ürün çeşidinde yaklaşık 1,6 milyon ton organik üretim kayıtlara geçti. Gereğinden fazla gübre kullanımının önlenmesi, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesinin önüne geçilmesi ve böylece bitkilerde toksik etkilerin azaltılması amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında da çiftçilere, toprak analizine dayalı gübre kullanım bilinci kazandırmak ve toprakların verimliliğini sürdürülebilir kılmak amacıyla çeşitli destekler sağlandı. Bu kapsamda, 2005'ten geçen yıl sonuna kadar olan dönemde 660 milyon lira, son 2,5 yılda ise 14 milyon lira toprak analizi desteği verildi. GEÇEN YIL 2,1 MİLYON DEKAR ALAN TARIMA KAZANDIRILDI Türkiye, topraklarının yüzde 80'inde organik madde miktarı yüzde 3'ten az olan ülkeler arasında yer alıyor. Organik madde miktarının azlığı toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik içeriğini olumsuz etkiliyor. Bu açıdan Türkiye'de sürdürülebilir toprak yönetiminin en önemli uygulamalardan biri gübreleme olarak değerlendiriliyor. Organik gübre kullanımı toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısını düzeltmeye yardımcı oluyor ve aşırı kimyasal gübre kullanımıyla oluşabilecek kirlenmenin önüne geçiyor. Bakanlık tarafından sektörün önünü açan yasal mevzuat ve destekleme uygulamalarıyla organik gübre kullanımının üretimi son yıllarda artıyor. Bu çerçevede halen 430 firma 1,5 milyon ton kurulu kapasiteyle faaliyet gösteriyor. Destekleme uygulamalarıyla organik gübre tüketimi 2019'da 220 bin ton iken geçen yıl yüzde 70 artışla 375 bin tona çıktı. Türkiye'de dışa bağımlılığın azaltılması, kaynak kullanımının artırılması ve toprak sağlığının korunması amacıyla Bakanlık tarafından ilk defa 2019 yılında katı organik gübre kullanan üreticiye gübre desteğine ek olarak dekar başına 10 lira destekleme ödemesi yapılmaya başlandı. Geçen yıl bu destek yüzde 100 artırılarak dekar başına 20 liraya yükseltildi. Bu kapsamda, yaklaşık 44 bin çiftçiye 440 bin hektar alanda 165 bin ton katı organik gübre için 80 milyon lira ödeme planlandı. Bakanlık tarafından bitkisel üretimin artırılması kapsamında atıl/boş/nadas alanlarının tarımsal üretime kazandırılmasına yönelik de çeşitli faaliyetler yürütülüyor. Bu kapsamda geçen yıl, 371 bin dekar alan tarımsal üretime kazandırılarak toplam işlenen alanlar 23,1 milyon hektara yükseltildi.

21 Nisan 2021 Çarşamba

Enerji santrallerinde 'hibrit' düzenlemesi güneş sektörünü hareketlendirecek

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, hibrit elektrik üretim santrallerinde yardımcı kaynak alanının santral sahası dışında yapılmasına imkan tanıyan yeni düzenlemeyle, hibrit santral projelerindeki güneş santrallerinin sayısının artacağını belirtti. Erkan, yazılı açıklamasında, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun elektrik piyasası önlisans ve lisanslara konu üretim tesislerinin santral sahalarının belirlenmesine yönelik kurul kararına ilişkin değerlendirmede bulundu. Yeni düzenlemeyle birden fazla kaynağın kullanılabildiği hibrit elektrik üretim santrallerinde, ihtiyaç duyulması halinde yardımcı kaynak alanının santral sahası dışında belirlenebileceğini aktaran Erkan, hibrit santral projelerindeki güneş santrallerinin sayısının artacağını ve sektörün ivme kazanacağını kaydetti. Erkan, birçok enerji yatırımında güneş santrallerinin yardımcı veya destekleyici kaynak olarak görülebileceğine dikkati çekerek, "Hibrit düzenlemeleri sayesinde mevcut santrallerin altyapıları kullanılarak yeni güneş enerjisi yatırımlarının yapılabilecek olması, genelde yenilenebilir enerji, özelde ise güneş enerjisi yatırımlarının ülkemiz için stratejik değerinin daha da artmasını sağlamış durumdadır." ifadelerini kullandı.

21 Nisan 2021 Çarşamba

Türkiye'de beyaz eşya satışları ilk çeyrekte yüzde 40 arttı

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Yönetim Kurulu Başkanı Can Dinçer, "Ocak-Mart arasında geçen yıl aynı döneme göre satışlarımız yüzde 40, ihracatımız da aynı dönemde yüzde 26 arttı. İç satış ve ihracat olmak üzere 6 ana ürün grubundaki toplam satışlarımız bir önceki yıla göre yüzde 29 artışla 8 milyon 521 bin 513 adet olarak gerçekleşti." dedi. TÜRKBESD'in çevrimiçi düzenlediği toplantıda, sektörün ilk çeyrek verileri açıklandı. Toplantıda dünya ve Türkiye'deki ekonomik görünüm hakkında değerlendirmelerde bulunan Can Dinçer, dünya büyüme tahminlerinde yapılan revizeleri anımsattı. Dinçer, Türkiye için yapılan büyüme tahminlerine işaret ederek, Eylül 2020'den itibaren enflasyonda gözlemlenen artışın etkilerine de değindi. Dinçer, Türkiye beyaz eşya sektörünün yılda 4,5 milyar dolar civarında ihracat yapan ve yaklaşık 4 milyar dolar dış ticaret fazlası veren lokomotif bir sektör olduğunu vurgulayarak, TÜRKBESD'e üye firmaların 2020 yılında 22 milyon adet beyaz eşya ihracatı gerçekleştirmeyi başardığını hatırlattı. Dinçer, beyaz eşya satışlarının 2021 yılının ilk 3 ayında artmaya devam ettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "TÜRKBESD'e üye firmaların 6 ana üründe toplam beyaz eşya satışları Ocak-Mart ayları arasında 2020 yılının aynı dönemine oranla yüzde 29 oranında arttı. Yılın ilk çeyreğinde sektörümüz açısından memnuniyet verici sonuçlar elde ettik. Özellikle Türkiye'deki satışlarımızda çok başarılı bir ivme söz konusu. Ocak-Mart arasında geçen yıl aynı döneme göre satışlarımız yüzde 40, ihracatımız da aynı dönemde yüzde 26 arttı. İç satış ve ihracat olmak üzere 6 ana ürün grubundaki toplam satışlarımız bir önceki yıla göre yüzde 29 artışla 8 milyon 521 bin 513 adet olarak gerçekleşti. Türkiye, Avrupa'nın bir numaralı beyaz eşya üreticisi. Pandemi sonrası ülkemiz açısından yeni fırsatlar doğabilir. Güçlü Ar-Ge'si ve yan sanayi, nitelikli iş gücü ile ülkemizi dünya beyaz eşya üretiminin teknoloji üssü haline getirebiliriz." TÜRKBESD üyesi firmaların mart ayındaki iç satışlarında da büyüme trendinin devam ettiğini bildiren Dinçer, geçen yıl aynı döneme kıyasla Mart ayında iç satışlarda yüzde 26, ihracatta yüzde 42, üretimde yüzde 43 artış yaşandığını aktardı. "BEYAZ EŞYA FİYATLARI ARTACAK" Sektördeki maliyet artışlarından bahseden Dinçer, üreticiler üzerinde zam yapma baskısı yarattığını, gelecek süreçte ürün fiyatlarına yansıyacak olan artışın talebin öne çekilmesi için faydalı olacağını dile getirerek, "Ürün fiyatlarımızın önümüzdeki dönemde artacağını söylemem gerek. Kısa dönemde bu tüketici için bir fırsat diye düşünüyorum." dedi. Salgın döneminde üretimin hiç durmadan 3 vardiya devam ettiğini bildiren Dinçer, beyaz eşyadaki yan sanayi ile birlikte bu atılımların yapıldığını, başarıda yan sanayinin önemli yeri olduğunu dile getirdi. Tedarik zinciri ve lojistik operasyonların süreç içinde bütün sıkıntılara rağmen durmadan devam ettiğine dikkati çeken Dinçer, "Sahadaki tüm mağazalarımız ve servislerimizle, hijyen kuralları çerçevesinde müşterilerimize hizmet sunduk. Bu etkenler, bu dönemleri başarılı geçirmemizi sağladı." değerlendirmesinde bulundu. "PARİS ANLAŞMASI'NIN STRATEJİK ÖNCELİK OLARAK BELİRLENMESİ ÖNEM TAŞIYOR" Dinçer, "Sona eren kısa çalışma ödeneği desteğinin sektörümüz içinde pozitif olduğunu düşünüyorduk ama destek şu an kesildi. Yasağın kalmasıyla da, bir çok sektörün ne kadar hasar aldığını görüp, işsizlik rakamlarının ne kadar değiştiğini yakından takip edeceğiz. Şu an beyaz eşya sanayi üretiminin güçlü devam etmesi bizim için sevindirici bir gelişme." dedi. Türkiye beyaz eşya sektörünün küresel rekabet gücünü koruyabilmek ve ihracat seviyesini daha da yukarılara taşıyabilmek adına atılması gereken adımlar olduğuna işaret eden Dinçer, "Paris Anlaşması'nın stratejik öncelik olarak belirlenmesi önem taşıyor. Çin başta olmak üzere ülkeler karbon nötr olma hedeflerini açıklıyor. ABD'nin Paris Anlaşması'nı tekrar gündemine aldığını, AB'nin ticaret politikalarında Paris Anlaşması'na uyumu bir ön şart olarak konumlandırdığını biliyoruz. Paris Anlaşması'nın onaylanması ülkemizin ihracat rekabetçiliğinin devamı açısından önemli olacaktır." ifadelerini kullandı.

21 Nisan 2021 Çarşamba

Antalya'da sera üreticileri zorlu mesailerini ramazanda da sürdürüyor

Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ihtiyacının büyük bölümünün karşılandığı Antalya'da üretim, ramazan ayında da hız kesmeden devam ediyor. Sahuru yaptıktan sonra sabahın ilk ışıklarıyla seralarının yolunu tutan çiftçiler, iftar saatine kadar sera ve tarlada çalışıyor. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında eldiven giyerek, maske takarak seralara giren üreticiler, sosyal mesafeye de özen gösteriyor. Patlıcan, biber, domates, salatalık, yeşillik gibi sebzelerin ve kesme çiçeklerin yer aldığı seralarda ürünlerinin bakımını yapan, hasat eden çiftçiler, günün büyük bölümünü nem ve sıcağa rağmen seralarda geçiriyor. Çiftçiler, iftar saatine kadar çalışarak, yetiştirdikleri ürünlerini Türkiye'nin dört bir köşesindeki vatandaşlara ulaştırmak için çabalıyor. İç pazarda yoğun talep gören ürünler, farklı ülkelere de ihraç ediliyor. "RAMAZANA GİRDİK BİZİM İÇİN ZORLU MESAİ BAŞLADI" Antalya'nın Kepez ilçesi Altınova bölgesinde 15 yıldır üreticilik yapan Menderes Mahalle Muhtarı Mehmet Eren, Altınova bölgesinde kavun, karpuz, salatalık, patlıcan, domates başta olmak üzere her türlü sebze ve meyvenin yetiştirildiğini belirtti. Çiftçilerin ziraat mühendislerine danışarak üretim yaptığını aktaran Eren, "Ürünlerimizde hormon, ilaç kalıntısı kesinlikle yok. Ramazana girdik bizim için zorlu mesai başladı. Uzun süre çalışınca susuzluk yaşıyoruz. Alın terimizle üretim yapıyoruz. Zor şartlarda paramızı helalinden kazanıyoruz. Yurt dışına da ihraç ediyoruz. Türkiye'nin yaş sebze meyve ihtiyacının büyük bölümünü karşılıyoruz." dedi. Üreticilerden 45 yaşındaki Fatma Koç ise 10 yaşından bu güne seralarda çalıştığını söyledi. Üretimi eşiyle sürdürdüğünü belirten Koç, "Hijyene önem veriyoruz. Güneş doğmadan seralara geliyoruz. Günün en az 12 saatini, seralarda alın teriyle çalışarak geçiriyoruz. İftara kadar üretim yapıyoruz. Vatandaşımız temiz temiz tüketsin istiyoruz. Susuzluk, yorgunluk bizi ramazanda zorluyor. Rabb'im yardım ediyor, dayanma gücü veriyor." ifadelerini kullandı. "BEREKETLİ BİR YIL GEÇİRDİK" Aynı mahallede 26 yıldır çiftçilik yapan Salih Koç da salgına rağmen üretime hiç ara vermediklerini söyledi. Ramazanda seralarda üretim yapmanın zorluğuna değinen Koç, "Sahura kalkıyoruz, oruçlu olduğumuz için sabah çok erken geliyoruz. Öğleden sonra biraz zorlanıyoruz, hem sıcak oluyor hem yoruluyoruz. Bereketli bir yıl geçirdik, maddi olarak da iyiydi. Yurt dışına da gönderiyoruz. Mühendislerimizin eşliğinde kalıntısız, ilaç kullanmadan üretim yapıyoruz. Vatandaşımız gönül rahatlığıyla tüketebilir." diye konuştu. Oya Tat ise salgın sürecinde Kovid-19 tedbirleri alarak üretim yaptıklarını, maskesiz, eldivensiz seralara girmediklerini ifade etti. Seralarda uzun süre çalışmak zorunda kaldıklarını anlatan Tat, "Seraların içinde sıcaklık 35-40 dereceyi buluyor. Bizi ramazanda susuzluk çok zorluyor. Domatesleri bombus arılarıyla ilaç kullanmadan üretiyoruz. Zor bir süreçten geçiyoruz. Vatandaşlarımız özellikle hijyene, sosyal mesafeye dikkat etsin. Biz onlar için burada üretim yapıyoruz." dedi.

20 Nisan 2021 Salı

Rus turizm sektörü Türkiye ile uçuşların tekrar başlamasını bekliyor

Rusya Turizmciler Birliği Başkan Yardımcısı Yuriy Barzıkin, Rusya’nın Türkiye ile uçuşları geçici olarak kısıtlaması nedeniyle Rus tur şirketlerinin kaybının 5 milyar rubleye ulaştığını belirterek, “Türkiye ile uçuşların 1 Haziran’da tekrar başlamasıyla kayıpları telafi etmeyi umuyoruz.” dedi. Rusya’nın Yekaterinburg şehrinde haber ajansı TASS’a konuşan Barzıkin, Türkiye ile uçuşların kısıtlanmasından sonra Rus turizm sektöründe önemli kayıplar yaşandığını anlattı. Toplam kayba ilişkin çeşitli hesaplamalar yaptıklarını belirten Barzıkin, “Rus tur şirketlerinin kaybı en az 5 milyar ruble (yaklaşık 500 milyon TL) veya daha fazla da olabilir. Buna İstanbul üzerinden transit uçuş gerçekleştirmeyi planlayanlar dahil değil.” diye konuştu. Hükümetin hava yolu şirketleri ve tur operatörleri için bir sübvansiyon programı başlatmasını beklediklerini dile getiren Barzıkin, “Türkiye ile uçuşların 1 Haziran’da tekrar başlamasıyla kayıpları telafi etmeyi umuyoruz.” dedi. Rusya Başbakan Yardımcısı Tatyana Golikova, 12 Nisan’da yaptığı açıklamada, Türkiye ile Rusya arasındaki normal ve charther uçuşların 15 Nisan-1 Haziran arasında sınırlandırma kararı alındığını açıklamıştı.

20 Nisan 2021 Salı