tatil-sepeti
‘Marmara’ analizde merkez oldu

Uluslararası akreditasyon belgesine sahip olan 7 enstitüsündeki 213 laboratuvarda yurt içine yılda 55 bin analiz hizmeti sunan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Avrupa ve Afrika’dan gelen testleri de yapıyor. GÜVENİLİR BULUNDU TÜBİTAK MAM Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Makaracı, özellikle Almanya ve Tanzanya’dan talep gelmeye başladığını vurgulayarak, “Kurumumuz sonuçlarının güvenilir bulunması sebebiyle merkezimiz tercih edildi” dedi. SIRADAKİ ÜLKELER Makaracı, test aşaması sırasındaki gümrük işlemlerinin kurumları tarafından yürütüldüğünü de hatırlatarak, yurt dışındaki kurumlara hizmetleri anlatabilmek için İngilizce katalog hazırladıklarını kaydetti. Makaracı, şunları söyledi: “Senegal, Gambiya, Tanzanya, Uganda, Kenya, Mozambik, Pakistan, Malezya, Filistin, Ürdün, Somali, İngiltere, Bangladeş, Brezilya, Çin, Kolombiya, Gana, İran, Kazakistan, Nijerya, Sri Lanka, Mısır, Jamaika, Tunus, Tayland, Trinidad, Tobago ve Danimarka ile görüşmelerimiz devam ediyor. Yakında bu ülkelerden talep bekliyoruz.” DÖVİZ GETİRİYORUZ Makaracı, “Yurt dışına yaptığımız hizmetlerle ülkemizin cari açığının kapanmasına da katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalarla ülkemize döviz girişi sağlıyoruz” dedi.

07 Mart 2016 Pazartesi

İstanbul’a uluslararası kitap çıkarması

Basın Yayın Birliği tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen CNR Kitap Fuarı’yla İstanbullular kitaba olan özlemlerini gideriyor. Geçtiğimiz yıl 250 yayınevinin katılımıyla gerçekleşen fuar, bu yıl 600 yayınevine çıkarak kapasitesini neredeyse üç katına çıkarmış oldu. 4 Mart’ta kapılarını açan fuar, 13 Mart’a kadar kitapseverlerle buluşmaya devam edecek. 19 ÜLKEYE EV SAHİPLİĞİ Uluslararası kimlik kazanan CNR Kitap Fuarı, aralarında Almanya, Meksika, Bosna Hersek, İngiltere, Makedonya, Arnavutluk, Arjantin, Kolombiya’nın da bulunduğu 19 ülkeden 104 yayınevine ev sahipliği yapıyor. Fuarda, aralarında Lübnan, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Ürdün ve Yemen’in de bulunduğu ana dili Arapça olan 9 ülkeden 85 yayıncı ‘Arap Ülkeleri Yayıncıları Özel Bölümü”nde yer alıyor. ‘ENGELSİZ BİR DÜNYA’ Kitap dostlarını çeşitli sürprizlerle karşılayan Kitap Fuarı’nda paneller, söyleşiler, çocuk etkinlikleri, dinletilerle birlikte fuar sonuna kadar 900’ün üzerinde kültür etkinliği düzenlenecek. Bu yıl teması ‘Engelsiz Bir Dünya’ olan fuarın onur yazarı ise Osmanlı ve Bizans sanatına ilişkin çalışmaları ile tanınmış, 30 bin adet kitaptan oluşan kütüphanesi bulunan bilim insanı Prof. Dr. Semavi Eyice oldu. Fuara, etkinlik sonuna kadar imza günleri, okur ve yazar buluşmaları kapsamında Aydın Altay, Kemal Özer, Elif Yüksel, Sefa Saygılı, Aysel Uçan ve Şafak Güçlü gibi çok sayıda yazar katılacak. ENGELLİ ESERLERİ Fuarın ana teması kapsamında, engelliler tarafından yayınlanmış eserler, engelliler tarafından gerçekleştirilen kültürel faaliyetlerle ilgili etkinlikler de düzenleniyor. Bu bağlamda Engelsiz Dünya Platformu tarafından ‘9 Dakikada Engelsiz Dünya Platformu Gönüllüsü Ol Eğitim Programı’, ‘Kör Topal Konferanslar’, ‘İşaret Dili Şarkı Etkinliği’, ‘Özel Canlandırma’, ‘Sessiz Konferans’ gibi etkinlikler organize ediliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle düzenlenen fuar, 25 bin metrekare alanda gerçekleştiriliyor. Fuar Arnavutköy Belediyesi, Bahçelievler Belediyesi, Beşiktaş Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu 20’nin üzerinde belediye tarafından destekleniyor. 400 BİN ZİYARETÇİ HEDEFİ Fuar hakkında bilgi veren Basın Yayın Birliği Başkanı ve İTO Basım Yayın Meslek Komitesi Üyesi Münir Üstün, fuarın tam bir kitap karnavalı havası içinde geçtiğini söyledi. Üstün, “Öğretmenler, öğrenciler, yayıncılar, kitabevleri, kütüphaneciler, tercüme büroları, gazeteciler, yazarlar, editörler, yayınevi, yazar, telif ajansları ve okurları hedef ziyaretçi olarak belirlediğimiz CNR Kitap Fuarı’na bu yıl 400 bin kitapseveri bekliyoruz” diye konuştu.

07 Mart 2016 Pazartesi

Sürücü belgelerinde yeni dönem

HABER: YAHYA GÜL İstanbul Ticaret Odası Cemile Sultan Korusunda “Özel Motorlu Taşıtlar Sürücü Kursları: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”konulu toplantı yapıldı.Başkanlığını İstanbul Ticaret Odası (İTO)Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Sıddık Koyuncu’nun yaptığı toplantıda, sürücü belgeleri ile ilgili getirilen yeni standartlar da ele alındı. Geçen yıl aralık ayında yayınlanan yönetmelik özel motorlu taşıt sürücüleri kursu yönetmeliği önemli düzenlemeler getiriyor. Toplantıya İTO Eğitim Meslek Komite Başkanı Meclis Üyesi İbrahim Taşel, İTO Eğitim Meslek Komitesi Üyesi ve Sürücü Kursları Konfederasyonu Başkanı Nusret Türker, İstanbul Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Federasyonu Başkanı Murat Tekin ile çok sayıda Sürücü Kursu yetkilileri katıldı. 20 MİLYON ARAÇ İTO Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Sıddık Koyuncu yaptığı konuşmada, Türkiye de yaklaşık olarak 20 milyon civarında trafiğe kayıtlı araç bulunduğunu, bu rakamın yarısının otomobillerden oluştuğunu söyledi. Araçların diğer yarısının da kamyonet, motosiklet, traktör, kamyon gibi taşıtlardan oluşmakta olduğunu belirten Koyuncu, bu nedenle Türkiye’de Motorlu Taşıtlar Sürücü Kurslarının önemli bir yere sahip olduğunu hatırlattı. Koyuncu yeni yönetmelikle yapılan düzenlemeler hakkında şöyle konuştu: SAĞLIK KONTROLÜ “Yapılan istatistiklere göre, ölümlü yaralanmalı trafik kazalarının yüzde 75’i yerleşim yeri içinde, yüzde 25’i ise yerleşim yeri dışında meydana gelmiştir. Maalesef bu üzücü tablo, ülkemizde karayolu ulaşımı açısından yolunda gitmeyen bazı hususların olduğunu ortaya koydu. Maddi hasarlı kazalar giderilse dahi, can kayıplarının telafisi mümkün olmamakta. İşte tüm bu sebeplerle, can ve mal güvenliği yönünden, karayollarında trafik düzeninin sağlanması ve trafik güvenliğini ilgilendiren hususlarda, tedbir alınması amacıyla, 5 Aralık 2015 tarihli resmi gazetede, özel motorlu taşıt sürücüleri kursu, yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair, yönetmelik yayınlandı. Bu yönetmelik uyarınca, mevcut sürücü belgeleri 1 Ocak 2016’dan itibaren, değiştirilmeye başlandı. Mevcut sürücü belgeleri, 5 yıl içinde, yeni tip sürücü belgeleri ile değiştirilecek. Yeni sürücü belgeleri, uluslararası standartlara sahip olduğu için, diğer ülkelerde de kullanılabilecek. Yeni tip sürücü belgeleri, minibüs, otobüs, kamyon ve çekici sınıfları için 5 yıl, motosiklet, otomobil, traktör ve iş makineleri sınıfları için 10 yıl geçerli olacak. Ehliyetler bu sürenin sonunda, sürücü sağlık kontrolünden geçirilerek, yeniden düzenlenecek.” Daha sonra söz alan İTO Eğitim Meslek Komite Başkanı Meclis Üyesi İbrahim Taşel ile İTO Eğitim Meslek Komitesi Üyesi ve Sürücü Kursları Konfederasyonu Başkanı Nusret Türker sektör temsilcileri sektöre ilişkin tespitlerini ve çözüm önerilerini anlattılar. NELER DEĞİŞTİ? İstanbul Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Federasyonu Başkanı Murat Tekin ise sürücü belgelerinin sınıfları, sınıflara göre kullanılan araçlar, kapsamları, deneyim şartı ve bu belgelere sahip olunabilecek yaş kriterleri ile ilgili detaylı bilgi aktardı. Buna göre getirilen yenilikler şöyle: Tüm sertifika sınıfları için manüel veya otomatik şanzımanlı araçlar kullanılabilecek Kapalı kasa kamyonet türü araçlar B sınıfı eğitim ve sınav aracı olarak kullanılabilecek Mevcut teorik derslere ilaveten +4 saatlik Trafik Adabı Dersi uygulaması başlayacak Kursiyerin akan trafiğe çıkmaya hazır hale gelinceye kadar verilecek olan direksiyon eğitim alanı veya simülatör eğitimlerinin 2 saatten az olamayacak Akan trafikte verilecek olan direksiyon eğitim dersleri şehir içi veya şehir dışı yollarda yapılabilecek Tüm sertifika sınıfları için en az 2 saat akan trafikte gece araç kullandırılacak Kursiyerlerden kuruma kayıt işlemi esnasında istenecek olan fotoğraf son altı ayda çekilmiş ve biyometrik özellikte olacak Kursiyer Kayıt Defteri tutma mecburiyeti kaldırılacak Direksiyon eğitimi dersi sınavları merkezi sistemle yapılan teorik derslerin sınav sonuçları açıklandıktan bir hafta sonra il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince belirlenen tarihlerde millî eğitim müdürlüklerince uygulamalı olarak yapılacak Direksiyon uygulama sınavlarında bir araca en fazla 12 kursiyer yazılabilecek

07 Mart 2016 Pazartesi

Ateşle kumaşın dansı

Ateşle kumaşı bir araya getiren “Azarnegari” sergisi Yeni Camii Hünkâr Kasrı’nda açıldı. İranlı sanatçı Ahad Saadi’nin kendi geliştirdiği bir sanat dalı olan, kelime anlamı da ateşle çizim yapmak manasını taşıyan “Azarnegari” sergisinde birbirinden farklı eserler sanatseverlerle buluştu. Kumaşı kendi yöntemiyle yakarak bir araya getiren ve bu kumaşlardan çeşitli eserler oluşturan Saadi’nin eserleri 4 gün boyunca Hünkâr Kasrı’nda yoğun ilgiyle karşılaştı. BOYA YOK Sanat yaşamına 1999 yılında başlayan Saadi, eserlerinde boya ya da kalem kullanmıyor. Eserlerdeki tüm renkler son derece ufak ve tek tek kesilmiş kumaşların birbirinin üzerine ateşle yapıştırılmasından oluşuyor. Genç sanatçının tamamen kişisel taktiği olan ve 2008 yılında İran’da Tahran Milli Kültür Bakanlığı’nca tescil edilen Azarnegari denilen yeni bir sanat dalı ortaya çıkmış oldu. Eserlerinde İran’ın eski kültürlerinden özellikle tezhip ve minyatür alanlarından ilham alan sanatçı; modern resim, çağdaş tezhip, minyatür çağdaş hat ve modern heykel alanlarında çalışıyor. İKİ ÜLKENİN DOSTLUĞUNU PEKİŞTİRECEK Serginin açılışını İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun, İran Başkonsolosu Mohsen Mortezaeifar, İngiltere Başkonsolosu Edgar Garrett, Belçika Başkonsolosu Henri Vantieghemi, Azerbaycan Başkonsolosu Reşad İsmayılov, İTO Genel Sekreteri Ömer Bal ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak gerçekleştirdi. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun, bu serginin çok farklı bir kimliğe sahip olduğunu söyledi. İran Başkonsolosu Mohsen Mortezaeifar da, “Bu sergi dostluğumuzun pekişmesine vesile olacak” dedi.

07 Mart 2016 Pazartesi

Yenilikçi çözümle uzayda öne geçti

HABER: ADEM ORHUN ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) Uluslararası Uzay İstasyonu’nda ihtiyaç duyulan maddelerin taşınması için ocak ayında yaptığı ihaleyi üç şirket ile beraber Sierra Nevada Corporation (SNC) kazandı. Savunma, havacılık ve uzay sanayisinde çözümler üreten SNC, onlarca yıl süren titiz bir çalışmanın neticesinde dev rakiplerin bulunduğu pazarda ‘Dream Chaser Cargo Sistemi’ ile yer almayı başardı. Üstelik, Başkan Eren Özmen ve CEO Fatih Özmen’in başında bulunduğu SNC, Türkiye’deki iştiraki TRJet ile yerli uçak projesini hayata geçirmek için de çalışıyor. SNC’nin hikayesi, katma değerli ürünlere yoğunlaşmaya çalışan Türk sanayisine de örnek olacak cinsten. Uzay, havacılık ve savunma sanayisinde zoru başaran SNC’nin hikayesi için CEO Fatih Özmen’e ulaştık. Sorularımızı cevaplayan Özmen, rekabet ve yüksek standartları ile dikkat çeken NASA ve Amerika piyasasında nasıl yükseldiklerini İstanbul Ticaret okurları için anlattı. ABD PAZARININ ZORLUKLARI Savunma ve NASA’ya yönelik işler çok rekabetçi. Bu alanda nasıl yer edindiniz? ABD Hükümeti pazarının yıllık değeri 500 milyar doların üzerinde; ancak bu pazara girmek çok zor. İşin içinde çeşitli güvenlik şartları ve insan hayatı olduğu için getirilen katı kurallar ve düzenlemeler nedeniyle çok fazla disiplin, çalışma, azim ve şeffaflık gerektiriyor. Bu görevlerin ve şartların bu kadar ciddi olması nedeniyle de Uber, Apple veya Google örneklerindeki gibi bir iş modeli bu ortamda başarılı olmaz. SNC en üst seviyeye ulaşmak, ana yüklenici rolünü üstlenebilmek için 30 seneyi aşkın bir süre çalıştı. Bu süreçte çok sayıda projeyi kademe kademe gerçekleştirerek, uygunluk altyapısını, iş sistemlerini ve teknoloji kabiliyetlerini kurup geliştirdi. SNC Başkanı Eren Özmen ile birlikte, kazancımızın tamamını tekrar şirkete yatırarak yeni teknolojiler geliştirdik. Bir yandan hem yenilikçi hem de maliyet etkin alternatif çözümleri hızla geliştirirken, bir yandan da tüm teslimatlarımızda zaman ve bütçe planlarına bağlı kalarak itibar elde etmek için çok çalıştık. KAZANDIRAN FARKLAR Peki SNC’nin ihaleyi almasını sağlayan fark neydi? SNC’nin başarısının başlıca nedenlerinden biri kritik bir ihtiyacı tespit ederek, başarılı bir şekilde ele almış olmamız. Bu kritik ihtiyaç, müşterilerinin beklentilerini karşılayamamalarına rağmen geleneksel rollerinden memnun olan daha büyük ölçekli havacılık ve uzay şirketlerinin sağlamadığı yenilikçi, çevik, daha da önemlisi düşük maliyetli çözümlere duyulan ihtiyaçtı. Kaliteli ürün ve hizmet sunma konusundaki kararlılığımız ve de kendimizi müşterilerimizin beklentilerinin ötesine geçmeye adamak, her zaman SNC’nin büyümesinde ve başarısındaki kritik unsurlardan biri oldu. UZAY YOLCULUĞU Bu ihale SNC’ye ve NASA’ya ne kazandıracak? NASA’nın bu ihaledeki seçimi Dream Chaser programına yönelik bir güvenoyu niteliğinde. Bu gelişme; sadece değeri birkaç milyar doların üzerinde olan bir ihaleyle SNC’yi en üst düzey yüklenici kademesine çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda bizi Boeing ve Lockheed Martin gibi diğer önemli ana yüklenicilerin önüne geçirmiş oldu. Bu ihale NASA ile SNC arasındaki en yeni işbirliği çalışması olsa da aslında bir ilk değil. SNC, bugüne kadar 500 milyon doların üzerinde yatırımın yapıldığı ‘Ticari Mürettebat Programı’ kapsamında 2010 yılından bu yana Dream Chaser uzay aracının geliştirilmesi konusunda NASA ile ortak çalışıyor. Bu son ihaleyle de, 2024 yılına kadar NASA’nın uçuş görevlerinde Dream Chaser uzay aracının kullanılarak, yeni nesil uzay yolculuğunun kapılarının açılması sağlanıyor. TÜRK SANAYİSİ Katma değerli ürün konusunda çabalayan ve savunma sanayinde önemli gelişmeler sağlayan Türk sanayisi için ne düşünüyorsunuz? Türkiye inanılmaz bir entelektüel ve endüstriyel potansiyele sahip. Ayrıca genç ve kabiliyetli insan sermayesi ülkenin geleceğinde kilit öneme sahip. Zengin ve gelişmiş imalat tabanıyla, yerli ve yabancı yatırımcıların dikkatlerini üzerine çekiyor. Doğrudan yabancı yatırımlar ve üretilen milli hasılayı dikkate alırsak Türkiye’nin muazzam bir büyüme kapasitesine sahip olduğunu söyleyebilirim. İşte tam da bu yüzden SNC’nin Türkiye’deki iştiraki TRJet’in geleceği konusunda çok heyecanlıyız. UÇAK PARÇASI DA SATARIZ Türkiye’nin uçak imal etmesi sürecinde şirketinizin konumu nedir? Genel merkezi Ankara’da bulunan TRJet, Türkiye’nin Bölgesel Uçak Projesi kapsamında hizmet vererek, ülkenin yüzde 100 yerli tasarım olan sivil uçak üretme hayalini gerçeğe dönüştürmek için çalışacak. TRJet’in amacı sadece uçak üretmek değil. Mevcut havacılık pazarının büyümesini destekleyerek, Türkiye’nin uçak orijinal ekipman üreticisi (OEM) olarak küresel havacılık sektörüne girmesini sağlamak istiyoruz. Amaç, Türkiye’de dünya standartlarında bir sektörel altyapı ve ekosistem oluşturmak. Hedeflerimden biri de Türk şirketlerin, SNC gibi pek çok potansiyel alıcı şirketin bulunduğu ABD gibi büyük pazarlara ileri teknoloji ürünler tasarladığını, geliştirdiğini ve ihraç ettiğini görmek. TRJet teknoloji odaklı sektörü önemli ölçüde genişleterek ve ihracatları artırarak, ülke ekonomisinin büyümesini sağlayacaktır. TRJet ileri teknoloji ihracatlarında kritik bir rol oynama görevi üstlenmiş durumda. YERLİ UÇAK 3 YILDA HAVALANIR Türkiye’nin, yerli uçak üretiminde birkaç yıl içinde sonuca ulaşacağını vurgulayan SNC CEO’su Fatih Özmen, “Normalde yeni bir ticari uçağın tasarım, geliştirme ve onay süreci 15 sene sürerken, TRJet’in 328 serisinin sadece 3 sene içerisinde havalanması bekleniyor. Dornier’in teknolojisinden ve sertifikasyonlarından faydalanılması hem 328 serisinin piyasaya sürülme süresi bakımından ciddi bir avantaj sağlıyor hem de Türkiye’nin ilk yerli tasarım uçağı olacak olan 628 serisinin geliştirilmesi yolunda önemli bir basamak işlevi görüyor” dedi. ENDÜSTRİ TABANI İHRACATA ODAKLANMALI Başarı demek, güçlü ortaklıklar kurmak ve kalıcı sonuçlar almak demek. Türk şirketlerin dünya lideri olabileceği ileri teknoloji ürünler tespit edilerek bu ürünlerin gelişimine yatırım yapılmalı. Eğitimli ve istekli iş gücünden yararlanarak, sürdürülebilir, ihracat odaklı endüstri tabanı ve yenilikçilik için sağlam bir temel oluşturma fırsatları aranmalı. CERN PAZARI BÜYÜK FIRSAT Türkiye’de çok ciddi potansiyel var. Türk şirketlerin artık CERN ihalelerine katılabilecek olması da, Türkiye’deki endüstri tabanının büyümesine, gelişmesine ve yayılmasına yardımcı olur sadece. Bu gelişme, Türkiye’nin geçmişte kat ettiği ilerlemenin ve gelecekteki endüstriyel işbirliği fırsatlarının bir göstergesi niteliğinde. 3 İLKE ÖNEMLİ Kulağa biraz basit gelebilir belki ama Sierra Nevada Corporation’ın büyümesinin ve başarısının temelinde doğruluk, dürüstlük ve öz disiplin yatıyor. Bu 3 ilke, iyi bir aile ve inanç sahibi olarak, daha Amerika’ya gelmeden önce öğrendiğim ana ilkeler. Bir insanın liderlik edebilmesi için her şeyden önce yüksek faziletli olması ve kendini iyi idare edebilmesi şart.

07 Mart 2016 Pazartesi