tatil-sepeti
Gıda taşımacılığında ekipmana TSE onayı

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ime Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında, “Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Bu Taşımacılık Faaliyetinde Kullanılacak Özel Ekipmana İlişkin Anlaşma (ATP)” protokolü imzalandı. Protokolle,bozulabilir gıda maddelerinin taşınmasında kullanılan özel ekipmanın onay, belgelendirme ve testiyle ilgili iş ve işlemleri yapmak üzere TSE yetkilendirildi. Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Bu Taşımacılık Faaliyetinde Kullanılacak Özel Ekipmana İlişkin Anlaşma, 1970 yılında Cenevre'de imzalandı ve 1976 yılında yürürlüğe girdi. Söz konusu anlaşmayataraf 47 ülke bulunuyor.

24 Ekim 2016 Pazartesi

Brüksel’de 15 Temmuz’u anlattık

Türkiye’de 15 Temmuz’daki darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar, bazı çevrelerin manipülasyonu sebebiyle Avrupa’da doğru şekilde algılanmadı. Peşi sıra kredi derecelendirme kuruluşlarının tavrı da Türkiye hakkında yeni soru işaretlerine yol açtı. Türkiye’yi siyasi ve ekonomik yönden etkileyen gelişmelere karşı Avrupa’da sivil ve ticari diplomasi atağı başlatıldı. Fransa’nın Cannes şehrindeki MIPCOM fuarına katıldıktan sonra Belçika’nın başkenti Brüksel’e giden İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar da, bu görüşmeler sırasında iş dünyasını temsil etti. Temasların ilk ayağında, İTO Başkanı Çağlar ve Türkiye Demokrasi Platformu üyeleri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Brüksel Temsilciliği’nde, 15 Temmuz’u anlattı. Toplantıya, Avrupa Parlamentosu yetkilileri ve Avrupa Ticaret Odaları temsilcileri de katıldı. Toplantıda İTO Genel Sekreteri Ömer Bal da yer aldı. BÜYÜME ETKİLENMEDİ Avrupalı muhatapların ilgiyle takip ettiği toplantıda konuşan TOBB Başkan Yardımcısı ve İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Fetullahçı terör örgütünün (FETÖ/PDY) darbe girişimine rağmen Türkiye ekonomisinin 27 çeyrektir büyüdüğünü söyledi. Çağlar, Türkiye’nin dünyada eşi benzeri görülmemiş projeleri tamamlamak üzere olduğunu vurguladı. OHAL’İN ZARARI YOK Olağanüstü hal uygulamasıyla ilgili görüşlerini paylaşan Çağlar, şöyle konuştu: “Biz, iş dünyası olarak OHAL’den memnunuz. Çünkü OHAL, halka ve iş dünyasına baskı yapmıyor. OHAL ile hükümet, iş dünyasına büyük teşvikler veriyor. Siz bunu Türkiye’de yatırımı olan Avrupalı firmalara bir sorun. Şu anda hepsi açıklama yapıyorlar. Türkiye’de yatırım imkanları çok fazla. Bunun en canlı örneği Bosch; Türkiye’de yatırım yapacaklarını duyurdular.” GELİN PROJELERİ GÖRÜN Türkiye’nin mega projeleri olduğunu belirten İbrahim Çağlar, “İstanbul’da 35 milyar dolarlık üçüncü havalimanı hızla tamamlanıyor. Bunun gibi daha birçok proje var. Bunlar Türkiye’nin gücünü ve potansiyelini de gösteriyor. Gelin bunları görün. İTO olarak sizleri davet ediyorum, gelin bunları yerinde anlatalım” şeklinde konuştu. DEMOKRASİ VE HUKUK İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, 15 Temmuz’dan sonra Avrupa’da bazı medya çevrelerinde çok yanlı değerlendirmeler yapıldığını vurguladı. Topbaş, “Darbe girişiminin karşısında siyasi kimlik konuşmadı. Halkımızın bütün katmanları, milletin iradesinin üstünde hiçbir şeyin olamayacağını gösterdi”şeklinde konuştu. Platformun Başkanı Kezban Hatemi ise, AB üyesi olmadığı halde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan Türkiye’nin, demokratik bir ülke olduğuna dikkati çekti. BRÜKSEL DIŞ TİCARET BAKANI: TİCARİ İLİŞKİLERE BAKARIZ İTO heyeti, Brüksel Bölgesi Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Cecile Jodogne ile de bir araya geldi. 2014’teki Brüksel Yuvarlak Masa Toplantıları’nda İTO heyetini ağırlayan Jodogne, İstanbul iş dünyasının temsilcileri ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Görüşmede İTO Başkanı Çağlar, OHAL’i ve yeni teşvikleri anlatarak, “Türkiye’de yatırımlar ve ticaret devam ediyor” dedi. Bakan Jodogne ise “Siyasete takılmıyoruz. Türkiye ile ticari ilişkilerimize bakıyoruz” şeklinde konuştu. EUROCHAMBRES: BÜYÜYEN TÜRKİYE AB İÇİN ÖNEMLİ İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar Brüksel temasları dahilinde Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’ni (Eurochambres) ziyaret etti. İbrahim Çağlar’ın, TOBB Başkan Yardımcısı sıfatıyla bulunduğu toplantıda Türk heyetini Eurochambres CEO’su Arnaldo Abruzzini ağırladı. RUSYA VE AVRUPA Eurochambres’ta Avrupalı muhataplarına seslenen Çağlar, “Rusya ile anlaşmalar yapsak da Avrupa ile de ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. AB bizim için çok önemli. Ayrıca AB ile ABD arasındaki Transatlantik Anlaşması’nda biz de yer almak istiyoruz. Bu konuda da desteğinizi bekliyoruz. Bu toplantılardaki mesajları Türkiye’de ilgili yerlerle ve siyasetçilerimizle paylaşacağız” dedi. BARIŞ VE EKONOMİ Eurochambres CEO’su Arnaldo Abruzzini de 15 Temmuz’daki olayın kendilerini de üzdüğünü belirterek, “Biz olaya ideolojik bakmıyoruz. Barış içinde demokratik bir Türkiye görmek istiyoruz. Türkiye’nin ekonomisinin iyi olması bizim için de olumlu. Büyüme kapasiteniz çok büyük. Bu sebeple biz ticari dünyanın temsilcileri olarak ülkenizle ilişkileri en iyi şekilde geliştirmek istiyoruz” dedi. Arnaldo Abruzzini, artık yerel veya bölgesel odaların da Eurochambres’a üye olabileceğini hatırlatarak, “Yerel odalar böylece ülke ekonomilerinde daha etkin olabilecekler” diye konuştu. BRÜKSEL EKONOMİ BAKANI: TÜRKİYE’NİN KAPASİTESİ ÇOK ARTTI İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, Brüksel Bölgesi Ekonomi Bakanı Didier Gosuin ile de görüştü. Görüşmeye, Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yanı sıra Türkiye Demokrasi Platformu üyeleri de katıldı. Türkiye’nin önceki dönemlerde sık sık darbelere maruz kaldığını belirten Şahin, “Milletimiz, son darbe girişimini bozguna uğrattı. Ancak yaşananlar yurt dışında yanlış anlaşılıyor. Hepimiz terörizme karşı ortak hareket etmeliyiz” şeklinde konuştu. TOBB’un ve İTO’nun çalışmalarını anlatan Çağlar da, “Bu dönemde yatırımlar için yeni teşvikler veriliyor. Türkiye büyümeye ve yatırım çekmeye devam ediyor” dedi. Bakan Didier Gosuin ise daha önce Dış Ticaret Bakanı olarak görev yaptığını hatırlatarak, Türkiye’nin kapasitesinde 2000’li yıllarda büyük değişim olduğunu vurguladı. Bakan Gosuin, şöyle konuştu: “Türkiye’nin ekonomisine güveniyoruz. Biz de çok kötü terörist saldırılar yaşadık. Fakat Batı demokrasisi, sizin yaşadıklarınızı yaşamadığı için son olayı anlamakta zorluk yaşıyor.” BRÜKSEL BÖLGESİ TİCARET VE SANAYİ ODASI: AB OLARAK ÜLKENİZİN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Belçika’da Brüksel Bölgesi Ticaret ve Sanayi Odası’nı (BECI) da ziyaret etti. İTO Genel Sekreteri Ömer Bal’ın da yer aldığı heyeti, BECI Başkanı Thierry Willemarck ve BECI CEO’su Olivier Willocx birlikte ağırladı. BECI’de de darbe girişimini ve ardından yaşananları anlatan Çağlar, İstanbul’da yapılan mega projelere dikkati çekti. Çağlar, “Üçüncü ülkelere beraber yatırım yapabiliriz. Rusya ve İran ile ticari ilişkilerimizin artması, Avrupa’yı ihmal edeceğimiz anlamına gelmez” dedi. Görüşmede, Türkiye’nin Avrupa standartlarında bir ülke olduğunu belirten BECI CEO’su Olivier Willocx, şöyle konuştu: “Türkiye’nin önemini biliyoruz. İngiltere’nin Brexit kararından sonra Avrupa yolunu kaybetmiş gibi. Belçikalıların ve Avrupalıların, sizin anlattıklarınızı anlaması lazım. Öte yandan Rusya ile ilişkileriniz bizim için de önemli, çünkü Avrupa’nın Rusya ile ilişkileri pek iyi değil.” YATIRIMI ARTIRMALIYIZ Brüksel Bölgesi Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Thierry Willemarc ise konuşmasında, “Türk ticaret odaları ile ilişkilerimizi geliştirmemiz, Türkiye’de yatırımlarımızı artırmamız lazım. Türkiye’nin gösterdiği gelişme ortada. Bunun en iyi örneği THY, Avrupa’nın en iyisi. Ancak Avrupa basınında olumsuz algı oluşturuluyor. Bunu düzeltebilmek için güçlü verilere ihtiyacımız var” dedi.

24 Ekim 2016 Pazartesi

Korkutan soru: Brexit bulaşıcı mı?

HABER: CANAN BİLGİN Avrupa, Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı ve toplam 16 bankanın Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’na devredilmesiyle sonuçlanan bankacılık kriziyle yeni tanışıyor. Türkiye bu krizi bankacılık sektörünü ve mali yapısını kuvvetlendirerek çıkarken global piyasalar, önce İtalyan bankalarında patlak veren, son haftalarda da Avrupa’nın dördüncü büyük bankası ve Alman finansının sembolü olan Deutsche Bank krizi ile sarsıldı. Deutsche Bank’ın 2005-2007 yıllarında verilen konut kredileri ve ipotek işlemlerindeki usulsüzlükler nedeniyle ABD’nin talep ettiği 14 milyar dolarlık cezayı ödeyip ödeyemeyeceği finans piyasalarında endişeye yol açtı. Alman hükümetinin bankaya kesinlikle kefil olmayacağını açıklaması da, Avrupa bankacılık hisselerinde sert düşüşlere neden oldu. Hisseleri bu yıl yüzde 50’den fazla düşüş yaşayan Deutsche Bank’ın piyasa değeri yılbaşından bu yana yaklaşık 15 milyar Euro eridi. YENİ LEHMAN KRİZİ Deutsche Bank hisseleri son 20 yılın en düşük seviyelerini test ederken, Avrupa şimdi, krizin kıtadaki diğer bankalara da sıçrayarak piyasalarda sarsıcı bir etki oluşturmasından korkuyor. Deutsche Bank’ın, 2008 mali krizine yol açan ABD’li yatırım bankası Lehman Brothers tarzı çöküşle karşı karşıya kalabileceği tartışmaları da Avrupa’nın gündeminde. New York Times’te yayınlanan bir haberde, Deutsche Bank’ın neden bir sonraki Lehman Brothers olabileceği yorumlarına yer verildi. Gazeteye konuşan Harvard Hukuk Fakültesi’nden Profesör Hal Scott, “Bu bir uyandırma çağrısı. Lehman Brothers benzeri bir kriz tekrar olursa biz hazır mıyız? Cevap, hayır” dedi. GLOBAL OYUN PLANI Deutsche Bank krizinin, küresel bir krizi hızlandırıp hızlandırmayacağının veya bunun nasıl çözüleceğinin de net olmadığını söyleyen Scott, “Avrupa bankası olduğu için Fed’in yetkileri sınırlı olacaktır. Umarım, global bir oyun planı vardır. Eğer Deutsche Bank krizin fitilini ateşlerse, bu dalga Avrupa’da yayılacaktır. Bir sonraki kim veya hangi banka olacak? Bu sorun, küresel koordinasyon gerektirir” diye konuştu. Gazetede, Avrupa’nın krizdeki bankaları arasında yer alan Commerzbank, Barclays, Credit Suisse, Royal Bank of Scotland, UBS, HSBC ve Santander’in sıralarını beklediği yazıldı. AVRUPA’DA YANKILANIYOR Deutsche Bank’ı haftalardır manşetlerine taşıyan Batı basını da krizin yavaş yavaş diğer Avrupa bankalarına bulaşabileceğine dikkat çekiyor. CNN’de yayınlanan bir haberde, The Global Macro Investor’un kurucusu Raoul Pal, “Alman bankacılık devi, bir fırtınanın ‘merkez üssü, kaynağı’ haline geldi. Bir resesyona doğru öncülük eden Avrupa ile Deutsche Bank, potansiyel bir krize doğrudan neden olmayacak, büyük olasılıkla bir katalizör olacak. Dünya Deutsche Bank’ın sorununu çözmeye odaklanmışken etkileri Avrupa bankacılık sektörünün geri kalanında yankılanıyor” dedi. Haberde, Deutche Bank’ın başına musallat olan sorunlarla İngiltere, İrlanda, İspanya ve Portekiz bankalarının da karşı karşıya kaldığı belirtildi. Pal, “İster İtalya olsun, ister İspanya. Temelde sorunların hepsi aynı. Avrupa’daki batık kredilerin çoğu tahsil edilemedi. Şimdi sorun bankaların kendilerini nasıl finanse ettikleri ve getiri eğrisi” dedi. NEGATİF FAİZ POLİTİKASI Merkez bankalarının büyümeyi desteklemek için radikal bir şekilde negatif faiz politikasını tercih etmesi, Avrupa bankalarının gelirlerini büyük ölçüde kısıtladı. Birçok banka 2008 krizi sonrası yeniden yapılanmada geç kaldı. Mortgage odaklı enstrümanlardan kaynaklanan olası para cezaları da Avrupa bankacılık krizinin derinleşmesinde etkin rol oynuyor. İtalyan bankalarının yaklaşık 360 milyar Euro’ya ulaşan sorunlu kredi hacmi de Euro Bölgesi’nin ekonomisi için ciddi bir risk. Batı basını, İtalya’daki batık kredilerin Euro bölgesi için Brexit’den daha ciddi bir sorun oluşturduğuna dikkat çekerek, Avrupa Birliği’nin dağılma tehlikesine işaret ediyor. DRAGHI: ECB SORUMLU DEĞİL Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, Deutcshe Bank’taki sorunlardan ECB’nin sorumlu olmadığını belirterek, “Deutcshe Bank’taki sorunlardan ECB’nin sorumlu olduğu görüşüne katılmıyorum. Eğer bir banka sistematik bir tehdidi temsil ediyorsa bunun nedeni düşük faizler olamaz. Bunun arkasında başka nedenler olmalı” dedi. AVRUPA BANKALARINI SATIN ALMA ZAMANI ABD bankası Citigroup, şimdi Avrupa bankalarını satın alma zamanı olduğuna işaret etti. Citigroup Inc.’e göre, aralarında Banco Bilbao Vizcaya Argentaria SA, Standard Chartered Plc ve BNP Paribas SA’nın da bulunduğu bankaların hisselerini almaya değer. İSPANYA 26.3 MİLYAR EURO AKTARDI İspanya Merkez Bankası, son 7 yılda ülkede iflasın eşiğine gelen bankaları kurtarmak için 26.3 milyar Euro kaynak aktardı. Ağır borç yükü ile karşı karşıya olan bankaların piyasa değeri de yarıya düştü. İTALYAN BANKALARI BÜYÜK RİSK Avrupa’nın önündeki en büyük risklerden biri de İtalyan bankaları. Geri ödenmeyen krediler nedeniyle 360 milyar Euro civarında bir kayıpla karşı karşıya kalan İtalyan bankaları, yılbaşından bu yana ortalama yüzde 50’nin üzerinde değer kaybetti. Ülkedeki yavaş büyüme ve yüksek işsizlik oranı, bankaların krize sürüklenmesinde büyük rol oynadı. İtalyan bankalarının iflası ile birlikte Avrupa’nın kendi “Lehman krizini” yaşayabileceğinden endişe ediliyor. 10 ÜLKEDE FAALİYETLERİNİ DURDURACAK Deutsche Bank’ın 2020 stratejisi kapsamında aralarında Arjantin, Şili, Meksika, Peru, Uruguay, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Malta ve Yeni Zelanda’nın bulunduğu 10 ülkede faaliyetlerine son vereceği ve yaklaşık 35 bin kişinin işten çıkarılacağı duyuruldu. Bankanın Almanya’da ise 200’den fazla şubesini kapatacağı ve Postbank iştirakini satacağı belirtildi. IMF: BANKALAR İŞ MODELLERİNİ YENİDEN İNCELEMELİ IMF Başkanı Christine Lagarde, Deutsche Bank ve diğer birçok büyük bankanın çok düşük faiz ortamında uzun vadeli kârlılığını korumak için kendi iş modellerini yeniden incelemesi gerektiğini söyledi. Lagarde, “Deutsche Bank, bilançosunu nasıl güçlendirmek ve ne boyutta olmak istediğine karar vermeli. Ama Deutsche Bank, bankacılık sepetinde bu işi yapmak zorunda olan tek banka değil” dedi.

19 Ekim 2016 Çarşamba

Tıbba yenilik getiren büyük şair

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Çemberlitaş’ta bulunan İkinci Mahmud Türbesi ve haziresinde, padişahlar olduğu kadar değerli âlimler, yazarlar, şairler ve devlet adamları da yatıyor. Ama bunlar arasında bir isim var ki hikayesi oldukça ilginç. Zira burada yatan zat; İkinci Mahmud adına yaptırılan bu türbenin haziresine ilk defnedilen şair, hekim ve devlet adamıdır. Ayrıca Osmanlı’da ilk karantina ve zorunlu çiçek aşısını uygulayan kişidir. Kim mu bu zat? İşte aynı zamanda ünlü şairimiz Abdülhak Hamit’in dedesi olan Abdülhak Molla’nın hikayesi: Abdülhak Molla (d. 1786 – ö. 19 Mayıs 1854), tanınmış Osmanlı şairi ve hekimdir. İkinci Mahmud ve I. Abdülmecid devirlerinde hekimbaşı olarak görev yapmış; Osmanlı tıbbına bazı yenilikleri getirmeye önayak olmuştur. Salgın hastalıklara karşı karantina uygulaması ve zorunlu çiçek aşısı getirdiği yeniliklerdendir. İLK KADAVRA UYGULAMASI Ağabeyi ile birlikte Süleymaniye medresesinde tıp öğrenimi gördü. Eski sarayda hekimlik yaptı. İkinci Mahmud’un yakınlarından Halet Bey aleyhinde konuştukları gerekçesiyle 1821’de ağabeyi ile birlikte Keşan’a sürüldü. Bir yıl kadar sonra affedilip geri döndüklerinde yeni sarayda hekim oldu. Abdülhak Molla, 1833’te hekimbaşı ve Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne nazırı oldu; ağabeyini tıp eğitiminde yaptığı yenilikleri destekledi. Padişahtan özel izin alarak anatomi dersinin kadavra üzerinde görülmesini sağladı. 1838’de Meclis-i Tahaffuz-ı Ula (Yüksek Karantina Meclisi) sıfatıyla salgın hastalıklara karşı karantina teşkilâtını geliştirip yaygınlaştırmış, çiçek aşısı uygulamasını da mecburi hale getirmişti. Ağabeyinin ölümünden sonra Bebek’teki hekimbaşı yalısına yerleşen Abülhak Molla, ölümüne kadar orada yaşadı. 1845’te hekimbaşılığı görevinden ayrıldı. 1847’de Maarif Meclisi Başkanlığı’na ve üçüncü defa hekimbaşılığa tayin edildi. 1852’de de Reis-ul-ulema unvanını aldı. Bu unvan, Rumeli kazaskerlerinin en eskisine verilirdi. Ertesi sene 67 yaşında iken İstanbul’da Bebek semtinde hayatını yitirdi. Sultan Abdülmecid’in iradesi ile Sultan İkinci Mahmud Han Türbesi’nin bahçesine defnedildi. Sonradan devrin pek çok devlet adamı, şair ve bilim adamının defnolunacağı bu türbeye defnedilen ilk kişidir.

19 Ekim 2016 Çarşamba

İstanbul için heyecan başladı

HABER: CEYHUN KUBURLU Avrupa basketbolunun kulüpler bazında en önemli organizasyonunda 2016-2017 sezonunun ilk düdüğü 12 Ekim Çarşamba günü çaldı. Yeni bir formatla lig usulüne göre oynanan THY Avrupa Ligi’nde bu sezon da dört Türk takımı yer alıyor. Ligde Türkiye’yi son finalist Fenerbahçe’nin yanı sıra Anadolu Efes, Galatasaray Odeabank ve Darüşşafaka Doğuş temsil ediyor. THY Avrupa Ligi’nde Dörtlü Final’in ev sahipliğini bir kez daha İstanbul yapacak. TARİHTEN BUGÜNE Dünya basketbol otoritesi FIBA Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası adı altında 1958’de ilk kez düzenlenen en büyük kupa, 1991’de FIBA Avrupa Ligi adı altında oynandı. Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) ile Avrupa Basketbol Ligleri Birliği (ULEB) arasındaki anlaşmazlık nedeniyle 2000-2001 sezonunda iki ayrı kupa olarak (FIBA Suprolig ve ULEB Avrupa Ligi) oynanan organizasyon, 2001-2002 sezonundan itibaren Avrupa Ligi yönetimi tarafından tek kupa olarak düzenlenmeye başladı. Bu sezon Avrupa’nın bir numaralı kupası yeni formatla oynanacak. DÖRT TAKIM THY Avrupa Ligi’nde bu sezon Türkiye’den dört takım mücadele verecek. Türkiye’yi Fenerbahçe, Anadolu Efes, Galatasaray Odeabank ve Darüşşafaka Doğuş temsil edecek. Fenerbahçe ve Anadolu Efes, A lisansı olduğu için yine bu turnuvada yer alacak. Galatasaray Odebank geçen sezon ULEB Avrupa Kupası’nı kazandığı için Darüşşafaka Doğuş ise ‘wild-card’ adaylığı için organizasyonda mücadele etme hakkı kazandı. Yeni format sayesinde basketbolseverler, bu dört İstanbul takımının en az ikişer kez mücadelesini izleyecek. TANITIMA KATKI Tüm bunların yanı sıra organizasyonun final maçlarına yine İstanbul ev sahipliği yapacak. THY’nin de isim sponsoru olduğu organizasyon, İstanbul’un tanıtımına büyük katkı yapacak. Final maçları için 20 binden fazla yabancının gelmesi beklenen İstanbul için aynı zamanda birçok ülkede tanıtımlar gerçekleşecek. Tüm bunlar İstanbul’un imajını bir üst seviyeye taşıyacak. İstanbul final maçları için Litvanya, Slovakya ve Fransa gibi ülkelerle yarıştı. Bu yarışta İstanbul’u öne çıkaran en önemli faktör ise tesisler oldu. LİG FORMATINDA OYNANACAK Avrupa Ligi yönetimi, 2016-2017 sezonunda THY Avrupa Ligi’nde büyük bir değişikliğe giderek, organizasyonu lig formatında oynatma kararı aldı. Son 14 yıldır 24 takımla oynanan Avrupa Ligi’nde bu sezon takım sayısı 16’ya düşürüldü. Son sezonlarda takımlar altışarlı dört gruba ayrılarak, ilk dörde girip bir üst tura yükselmek için mücadele ediyordu. Bu sezondan itibaren grupların ortadan kaldırılmasıyla 16 takım, lig usulüne göre mücadele edecek. Sezon 30 haftadan oluşacak ve her takım biri sahasında biri deplasmanda olmak üzere birbirleriyle iki maç yapmış olacak. Böylelikle THY Avrupa Ligi’nde bu sezon yer alan her takım birbirleriyle en az iki kez karşılaşacak. GRUP AŞAMASINA SON Önceki sezonlarda ikinci turda da grup aşaması yapılıyordu. Bu sezon bu uygulamaya da son verildi. Toplam 16 takımlı ligde, ilk sekize girecek takımlar doğrudan çeyrek finale çıkacak. Çeyrek final ve Dörtlü Final formatı ise değişmedi. Çeyrek final serisinde toplam üç galibiyete ulaşacak takım adını Dörtlü Final’e yazdıracak. Dörtlü Final’de ise geçmiş yıllardaki uygulama devam edecek. Normal sezonu ilk dörtte bitiren takımlar çeyrek finallerde ev sahibi avantajına sahip olacak. Lig sıralamasına göre çeyrek final eşleşmeleri 1-8, 2-7, 3-6 ve 4-5 şeklinde olacak. Ligde normal sezon 7 Nisan 2017’de bitecek. Çeyrek final serileri ise 18 Nisan-2 Mayıs tarihlerinde oynanacak. Organizasyonun şampiyonunu belirleyecek Dörtlü Final ise 19-21 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapılacak.

19 Ekim 2016 Çarşamba