tatil-sepeti
Ticaret, Çin sınırına kadar serbestleşiyor

HABER: ADEM ORHUN Türkiye’nin, 1985’te İran ve Pakistan ile birlikte kurduğu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT), yeni konjonktürde daha önemli hale geldi. Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan’ın da dahil olduğu teşkilatın temel hedefi; üye ülkeler arasında ticareti artırmak ve ulaşım ağını geliştirmek. Bu amaçla 2003 yılında imzalanan EİT Ticaret Anlaşması (ECOTA) ve başlatılan altyapı çalışmaları, Çin’den Avrupa’ya kadar büyük bir potansiyeli harekete geçirecek. 2025 VİZYONU Nitekim, bu ayın başında Pakistan’ın başkenti İslamabad’da düzenlenen 13. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, liderlerin katılımıyla birlik amaçlarının güçlü bir şekilde sahiplenildiğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı zirvede, liderler ‘2025 Vizyonu’nu kabul etti. Ayrıca bölgede çok yönlü enerji ve ulaşım koridorunun artırılması konusunda ortak irade gösterilmesine karar verildi. 2025 Vizyonu ile bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi için yol haritası olacak bir taslak çıkartıldı. ÜYE ÜLKELERE ÇAĞRI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmada, 400 milyon nüfuslu EİT bölgesinin 2015’te dünya nüfusu içindeki payının yüzde 6.2 olmasına rağmen dünya ticaretindeki payının sadece yüzde 2 olduğuna işaret etti. Erdoğan, “Avrasya’nın dünya siyasi, ticari ve ekonomik sahnesinde ağırlığının artmaya başladığı bir süreçten geçiyoruz. Öncelikle bölge içi ticareti artıracak adımları atmamız şart. Bu sebeple EİT Ticaret Anlaşması’nın hayata geçirilmesi çok önemli. Üye ülkeleri, bu projenin faal hale getirilmesi için gerekli şartları yerine getirmeye davet ediyorum” dedi. YÜKSELEN EKONOMİLER Zirvede ev sahibi Pakistan Başbakanı Nafaz Şerif ise, “2025 Vizyonu ile pragmatik ve gerçekçi hedefler belirledik. Bu belge, hedeflerimizin nasıl uygulanacağına dair bir çerçeve çiziyor” dedi. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de teşkilatın program ve faaliyetlerinde hızlı ilerleme kaydedilmesi için üye ülke liderleri arasındaki anlayışın artırılması gerektiğini ifade etti. Asya’nın 21. yüzyılın yükselen ekonomilerine ev sahipliği yaptığına dikkati çeken İran Cumhurbaşkanı, “Ticari yoğunluk, Batı’dan Doğu’ya doğru kayıyor. EİT ülkeleri otobanlarla birleştirilmeli. Bu, Asya’da refah ve kalkınmayı artıracaktır” dedi. YENİDEN İPEK YOLU Pakistan Başbakanı Dış İlişkiler Danışmanı Sertaç Aziz, teşkilatın gelişmesi için artık uygun ortamın bulunduğunu söyledi. Çin’in başlattığı ‘Bir Kuşak Bir Yol’ (One Belt One Road-OBOR) projesinin, EİT ülkelerini kapsadığını hatırlatan Aziz, şöyle konuştu: “Bölge ülkeleri için gerekli olan altyapı yatırımları hızlanacak. Önümüzdeki dönemde ulaşım koridorlarının geliştiğini ve gümrük geçişlerinin kolaylaştığını göreceğiz. EİT Ticaret Anlaşması’nı (ECOTA) tüm üyelerin imzalamasıyla bölge ülkeleri arasında ticaret hacminde ciddi artış olacak.” EİT GENEL SEKRETERİ SON GELİŞMELERİ ANLATTI: ENGELLER KALKACAK EİT Genel Sekreteri Büyükelçi Halil İbrahim Akça, İslamabad’da yapılan zirveyi ve teşkilatın çalışmalarını İstanbul Ticaret için değerlendirdi. Büyükelçi Akça, “EİT, ticaret alanında işbirliğine öncelik veriyor. Ancak, üye ülkeler arasındaki ticaret hacmi maalesef potansiyelin altında” dedi. Akça, teşkilatın, ticareti artırmak için yürüttüğü en önemli projelerin başında EİT Ticaret Anlaşması’nın geldiğini söyledi. Büyükelçi, anlaşmanın fiilen uygulamaya başlaması yönündeki çalışmaların sürdüğünü hatırlattı. LİSTELER BELİRLENİYOR EİT Bakanlar Konseyi toplantısında, Konsey’in EİT Ticaret Anlaşması ile ilgili bir karar aldığını belirten Büyükelçi Akça, şunları söyledi: “Konsey, üye ülkelerin görüşlerini aldıktan sonra EİT’in önemli organlarından Daimi Temsilciler Konseyi ile EİT Sekreteryası’nın, EİT Ticaret Anlaşması’nın uygulanabilmesine yönelik çalışmalarını sürdürmesini istedi. İran’dan anlaşmaya dahil ürün listesini iletmesini isteyen Konsey, Tacikistan’a da geri kalan listelerini iletmesini ve anlaşmanın eklerini onaylamasını talep etti. Konsey ayrıca, dahil olmayan beş EİT üyesini de anlaşmaya dahil olmaya çağırdı.” Büyükelçi Akça, Konsey toplantısı sırasında Pakistan Dışişleri Bakanı Sartaj Aziz’in, ticaret anlaşmasının fiilen yürürlüğe girmesi için bu yıl yapılacak 5. EİT Dış Ticaret Bakanları toplantısına EİT ülkelerini davet ettiğini hatırlattı. KALİTE ALTYAPISI Birlik dahilinde yürütülen en önemli projelerden birinin de EİT Ticaret Kapasitesinin Oluşturulması Projesi olduğunu belirten Halil İbrahim Akça, “Birleşmiş Milletler Endüstriyel Kalkınma Örgütü (UNIDO) işbirliğiyle yürütülen proje ile EİT üyesi ülkeler arasında ‘kalite altyapısı’ oluşturularak, ticarette tarife dışı engeller kaldırılacak. Bu projenin 3’üncü safhası bu yıl tamamlanacak” dedi. TEŞKİLATIN BANKASI İSTANBUL’DA EİT Ticaret ve Kalkınma Bankası (ECO Trade and Development Bank–ETDB), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın bankası olarak 2005 yılında kuruldu. Kurucu ülkeleri Türkiye, İran ve Pakistan olan bankaya Azerbaycan, Afganistan ve Kırgızistan da üye oldu. Banka, EİT’e üye bütün ülkeleri bünyesine katarak faaliyetlerini tüm bölgeye yaymayı amaçlıyor. Birleşmiş Milletler tarafından tescil edilen ETDB’nin merkezi İstanbul’da bulunuyor. KOBİ’LERE DESTEK ETDB, yerel finans kuruluşları aracılığı ile şu finansman imkanlarını sağlıyor: KOBİ destek programı: KOBİ’lere orta vadeli finansman desteği sağlayan bu program, üye ülkelerdeki yerel bankalar aracılığıyla kullandırılıyor. Mikro finansman: Düşük gelir grubu girişimcilerine finansman temin ederek, mikro ölçekli yeni işletmelerin desteklenmesi amacıyla kullandırılıyor. Kısa vadeli ticaret finansmanı: Bankaya üye ülkelerin yerel finans kuruluşları ile yapılan anlaşmalar yoluyla dış ticaret firmalarına ve iş adamlarına bölge ticaretinin artırılması amacıyla kullandırılıyor. DOĞRUDAN FİNANSMAN ETDB, bölgede özellikle ulaştırma, haberleşme, altyapı, enerji, sanayi ve tarım alanlarına önem veriyor. ‘Proje Finansmanı’ adı altında kullandırılan krediler, üye ülkelerdeki kamu ve özel sektör yatırımlarına veriliyor. Vadesi 10 yıla kadar uzayabilen krediler proje tutarının yüzde 50’sine kadar verilebiliyor. Tutar genelde 5-40 milyon dolar arasında oluyor. KURUMSAL FİNANSMAN ETDB, şirketlerin ana faaliyetlerini devam ettirebilmeleri, kısa ve orta vadeli işletim giderlerini karşılayabilmeleri, kapasite artırma ve modernizasyon için yatırım yapmaları ve bölgesel ticaret için ‘Kurumsal Finansman’ imkanı da sunuyor. Dış ticaret finansmanında da, EİT ülkelerinden olan ithalat ve tüm ülkelere olan ihracat finanse edilebiliyor. BAŞVURU ŞARTLARI ETDB ticari bir banka olmadığı için para transferi, hesap açma, akreditif ve bunun gibi ticari perakende bankacılık işlemleri yapmıyor. Finansman imkanları EİT’e üye 10 ülke ile iş yapan firmalara sağlanıyor. Kurumsal kredilerde işlem alt limiti 1.5 milyon dolar. Bankanın çalışma dili İngilizce. Bankaya sunulacak tüm belgelerin İngilizce olması gerekiyor. Ayrıntılı bilgiye bankanın web sitesinden ulaşmak mümkün: www.etdb.org

27 Mart 2017 Pazartesi

'Türkiye siyasal sisteminde bir reform dönemi başlayacak'

İstanbulTicaret Odası 16 Nisan'da halk oyuna sunulacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tüm boyutlarıyla ele alındığı bir konferans gerçekleştirdi. İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İstanbul Düşünce Akademisi işbirliğiyle İstanbul Ticaret Üniversitesi Sütlüce Kampüsü'nde gerçekleştirilen konferansta Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, ‘Sistemler ve Yeni Dünya Düzeni’ başlıklı bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, 16 Nisan'da oylanacak Anayasa değişikliği paketine ilişkin, "Bu değişiklikle birlikte Türkiye siyasal sisteminde bir reform dönemi başlayacaktır. Bu değişiklikle birlikte bir hükümet modeli önerilmektedir" dedi. Uçum, daha önce Anayasa'da 18 kez değişiklik yapıldığını, bu değişikliklerin 1982 Anayasası'nda gerçekleştirilen sistem içi revizyonlar olduğunu söyledi. 16 NİSAN BİR SİSTEM REFORMU Artık revizyonlarda kapasite sınırına gelindiğini vurgulayan Uçum, şöyle devam etti: "16 Nisan'da Anayasa'da yapılacak 19. değişiklik bir sistem içi değişikliği değil, bir sistem reformudur. Bu değişiklikle birlikte Türkiye siyasal sisteminde bir reform dönemi başlayacaktır. Bu değişiklikle birlikte bir hükümet modeli önerilmektedir. Hükümet modeli üzerinden devletin organları arasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Daha da önemlisi bu değişikle birlikte halk ile devletin ilişkisi yeniden yapılandırılmaktadır." BU BİR REFORM BAŞLANGICIDIR Mehmet Uçum, "Demokrasilerde Anayasa Mahkemesinin rolü, MGK'nın rolü, askerin rolü farklıdır. Asker sizin güvenlikle ilgili temel gücünüzdür. Ülke tehdit altındaysa sizi savunacak güçtür. Askerin siyasi rolü olmaz. Asker demokratik siyasetin kontrolünde hareket etmesi gereken bir güçtür. Anayasa Mahkemesi seçilmiş iradeler üzerinde oyun oynamaz. Anayasa Mahkemesi hak ve özgürlükler üzerinden halkı otoriteleşme eğilimlerine karşı korur" ifadelerini kullandı. BÜROKRATİK EGEMENLİK Mevcut sistemde kurumların olması gereken görevlerinin dışında görevlendirildiğini, bunun nedeninin bürokratik egemenlik ile milli egemenlik arasındaki savaş olduğunu vurgulayan Uçum, artık sorunların çözümünün siyasetin kendi içinde uzlaşma arayışıyla olması gerektiğini söyledi. Uçum, şunları kaydetti: "Orada bir sonuca ulaşılamıyorsa artık nihai olarak halka gidilmeli. İşte bu önerilen değişiklik siyaseti uzlaşmaya zorlayan, eğer uzlaşılmıyorsa halka gitmeyi zorlayan bir sistematiğe zorluyor. Bu bir reform başlangıcıdır. Türkiye, içinde bulunduğumuz bu coğrafya, son 300 yüzyıldır dezavantajlı olarak geriden başlama pozisyonundan kurtuluyor. Cumhuriyet'in kuruluşunu büyük bedeller ödeyerek gerçekleştirdik. İlk kez son 300 yüzyıllık dezavantajlı pozisyonumuzu avantaja çevirme imkanına sahibiz." *** Milletvekili sayısının artırılmasına ihtiyaç var CUMHURBAŞKANLIĞI Başdanışmanı Uçum, seçmen sayısı ve milletvekili sayısı arasında bir denklik sağlayabilmek için milletvekili sayısının artırılması gerektiğini, Türkiye'de ortalama 103 bin seçmene bir milletvekili düştüğünü söyledi. Uçum, "Eğer 103 bin seçmen üzerinden bir dağılım yapmaya kalkarsak, 103 bin seçmeni olmayan iller vardır. Bu illere milletvekili dahi düşmez. Dolayısıyla bunu yapamazsınız. Coğrafi ünite temsili bir zorunluluk olduğu için herhangi bir şehri temsilden yoksun bırakamazsınız. Dolayısıyla milletvekili sayısının artırılmasına ihtiyaç var." şeklinde konuştu. Anayasa değişikliğine ilişkin sistemin halkı güçlendiren son derece önemli özellikleri olduğunu kaydeden Uçum, temsil adaletinin güçlendirilmesinde, yargı birliğinin sağlanmasında, demokratik irade ile askeri bürokrasi arasındaki ilişkinin normalleştirilmesinde son derece önemli adımlar atıldığının ortada olduğunu söyledi. 28 Şubat döneminde Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) ulusal güvenlik politikası belirleyip seçilmiş hükümetin yardımcısı olması gerekirken, iç siyaseti dizayn etmeye çalıştığını ifade eden Uçum, benzer sorunların her dönemde olduğunu anlattı. *** Temsil adaleti iki açıdan güçlendirildi MEHMET Uçum, siyasal sistemdeki hukuk üretiminin baskıcı yaklaşımı yerine kolaylaştırıcı yaklaşımın tercih edildiğini belirterek, "Bu hukuk üretiminde ve hukuksal meşruiyette radikal bir dönüşümdür." dedi. Söz konusu değişikle temsil adaletinin iki açıdan güçlendirildiğini ifade eden Uçum, şunları kaydetti: "Birincisi, seçilme yaşı gençleştirilmektedir. İkincisi, milletvekili sayısı artırılmaktadır. Seçilme yaşının gençleştirilmesi son derece önemli bir konudur. Türkiye demokrasisinin eksiklerinden biriydi. Demokrasilerde temsil, sadece seçmenin temsili değildir. Eğer sadece seçmenin temsili yeterli olsaydı, o zaman bütün seçilmiş organları yetişkin erkeklerle doldururdunuz ama bunun adına demokrasi diyemezdiniz. Bu olsa olsa Atina demokrasisine benzer. Yani kadınların oy kullanmadığı, bir kısım insanların köle olduğu, sadece erkeklerin arenaya toplanıp karar verdiği bir demokrasi... O nedenle seçmenin temsilinin yanı sıra temsil çeşitliliği önemlidir." *** Herkes, değişikliğin içeriğini iyi anlamalı Konferansın açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren yaptı. Referandumun konusu olan Anayasa değişikliğinde, tartışılması, anlaşılması ve içselleştirilmesi gereken birkaç önemli husus olduğunu söyleyen Prof. Ekren, “İçeriğinin ne olduğu, maddelerinin gerekçeleri ve muhtemel etkileri, referandum sonrasında kamunun karar alma süreçlerindeki yönü ve şekli hemen herkesi meraklandırıyor” dedi. Prof. Ekren şöyle devam etti: “Referandum sonucunda, bireylerimizin, şirketlerimizin, kamunun, taleplerinin, tercih ve önceliklerinin yeniden yapılanacağı beklenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başdanışmanının bu konulardaki bilgisi ve düşünceleri bizler için önemlidir. Katılımlarından dolayı kendilerine tekrar teşekkür ediyorum.” *** İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, Mehmet Uçum yaprak üzerinde minyatür tablosu hediye etti.Konferansta İTO Müşaviri İbrahim Özal da bulundu.

24 Mart 2017 Cuma

Solmaz Hisarcıklıoğlu son yolculuğuna uğurlandı

Ankara’da tedavi gördüğü hastanede vefat eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun annesi Solmaz Hisarcıklıoğlu (81) toprağa verildi. Hisarcıklıoğlu için 24 Mart Cuma günü Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde, cuma namazını müteakip cenaze töreni düzenlendi. Törene; oğlu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve yakınları, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, eski TBMM başkanları Cemil Çiçek ve Bülent Arınç katıldı. Cenaze töreninde TOBB Başkan Yardımcısı ve İTO Başkanı İbrahim Çağlar, İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu, İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun ve İTO’nun TOBB delegeleri Cihan Kilerci, Ahmet İyioldu, Mehmet Develioğlu, Mehmet Zeki Sayın, Sait Kılıç ve Murat Yalçıntaş ile İTO Genel Sekreteri Ömer Bal’ın yanı sıra iş, siyaset dünyasından isimler ve vatandaşlar katıldı. Solmaz Hisarcıklıoğlu’nun cenazesi, törenin ardından Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi.

24 Mart 2017 Cuma

5 milyar dolarlık ‘start’

HABER: CEYHUN KUBURLU Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA), Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın 2017 takvimini onayladı. Almanya Grand Prix’i 2017 takviminden çıkarılırken, bu sezon 20 yarış yapılacağı bildirildi. Formula 1’in 2017 sezonu, 26 Mart’ta Avustralya Grand Prix’iyle başlayacak ve 26 Kasım’da Abu Dabi yarışıyla sona erecek. Ekonomik açıdan dünyanın en değerli organizasyonlarından biri olan Formula 1 takımları da bu yıl rekor gelire ulaşacak. Bunda reklam ve televizyon gelirlerinin etkisi büyük. Takımların gelirlerinin yıl boyunca yüzde 2 ile 7 arasında artması bekleniyor. Değeri 5 milyar doları bulan organizasyon yeni iş ortaklarıyla kazancını artırıyor. HANGİ TAKIMLAR YARIŞACAK Mercedes, Ferrari, Red Bull, Renault, Force India, Williams F1, McLaren Honda, Haas, Toro Rossa ve Sauber bu yıl Formula 1’de yer alan takımlar. Bu takımlar ortalama 150 milyon dolar değere sahip. Listenin ilk sırasında Ferrari ve Mercedes yer alıyor. 1 milyar dolar değere sahip takımlar bu yıl da hem gelirlerini hem de değerlerini artırmanın peşinde. Her yıl milyonlarca kişi tarafından izlenen Formula 1’in bu yıl dünyada 100’den fazla ülkede canlı yayınlanması bekleniyor. Aynı zamanda reklam gelirlerinin de hızlı bir şekilde arttığı organizasyon, dünyanın en çok reklam geliri elde eden organizasyonu olma yolunda. TURİZME BÜYÜK KATKI İspanya’dan Rusya’ya, Avustralya’dan Çin’e kadar dünyanın birçok yerinde düzenlenen Formula 1, gittiği ülke ekonomilerine de önemli bir katkı sağlıyor. Formula 1’in düzenlendiği ülke ekonomisine yaptığı katkıların başında turizm geliyor. Sadece bu organizasyon için şehre 60 bin taraftar ziyarette bulunuyor. Bu sayı ülkelerin deniz kıyısı olması, tarihi bir mirasa sahip olması gibi etkenlere göre farklılık gösteriyor. Öte yandan Formula 1’in düzenlendiği ülkelere sadece taraftarlar gelmiyor. Takımların konaklaması, onlarla beraber gelen basın mensupları da ülke ekonomilerine büyük katkı sağlıyor. Bugün organizasyonun düzenlendiği bir ülkede turizm gelirlerinin üç gün için 150 milyon Euro’yu aştığı tahmin ediliyor. LOJİSTİK SORUNLAR NEDENİYLE DEĞİŞTİ Sezonun açılış yarışı olan Avustralya’dan 2 hafta sonra Çin GP ve onun hemen arkasından Bahreyn GP gelecek. Avustralya ve Çin yarışlarını art arda yapma planları, lojistik sorunlar nedeniyle rafa kaldırıldı. Malezya ve Singapur yarışları yer değiştirdi. Malezya Sepang yarışı, Singapur’daki gece yarışından önce gerçekleşecek. 2017 FORMULA 1 DÜNYA ŞAMPİYONASI TAKVİMİ 26 Mart: Avustralya 9 Nisan: Çin 16 Nisan: Bahreyn 30 Nisan: Rusya 14 Mayıs: İspanya 28 Mayıs: Monaco 11 Haziran: Kanada 25 Haziran: Azerbaycan 9 Temmuz: Avusturya 16 Temmuz: İngiltere 30 Temmuz: Macaristan 27 Ağustos: Belçika 3 Eylül: İtalya 17 Eylül: Singapur 1 Ekim: Malezya 8 Ekim: Japonya 22 Ekim: ABD 29 Ekim: Meksika 12 Kasım: Brezilya 26 Kasım: Abu Dabi

23 Mart 2017 Perşembe

Her ehliyet sahibi trafikte adap dersi almalı

Ehliyet kurslarında verilen ‘trafikte adabımuaşeret’ dersleri bir yılı geride bırakırken, İTO Eğitim Meslek Komitesi Meclis Üyesi Nusret Türker, “Trafikte adap dersi her ehliyet sahibi tarafından alınmalı” dedi. Türker, sürücü kurslarının açıldığı 1987’den bugüne kadar artan araç ve ehliyet sahibi kişi sayısına rağmen trafik kazalarında ciddi azalmalar olduğuna dikkat çekti. Halen 81 ilde ve yaklaşık 800 ilçede, 3 bin 500’den fazla trafik kursunun ehliyet kursu verdiğini söyleyen Türker, “1 Ocak 2016’da uygulamaya konulan sürücü kurslarında müfredata yerleştirilen ve sürücü eğitimi alan her kursiyerin alması zorunlu tutulan adabımuaşeret dersi önemli. Dersin içeriğinde; trafikte iyi niyet, samimiyet ve hoşgörü gibi konular ön planda. Çünkü her gün trafikte çeşitli nedenlerle yüzlerce olumsuz olay yaşanıyor” dedi. YOL VERMEK 6 SANİYE Trafikte bir araç sürücüsünün bir yayaya veya başka bir araç sürücüsüne yol vermesinin sadece 6 saniyesini aldığına dikkat çeken Türker, şunları söyledi: “Trafikte 20 yayaya ve 20 sürücüye yol verirseniz, dört dakikada 40 kişiye yol vermiş olacaksınız. Bu örnek davranışınızla onların gönüllerini kazanmış, onların da başka bir kişiye aynı davranışta bulunması için örnek olmuş ve 40 kişinin ‘Allah razı olsun’ diyerek duasını almış olacaksınız. İşte bu yüzden örfümüze çok uygun olan bu adap dersinin konulmasını çok önemsiyorum. Adabımuaşeret dersi konulmasından önce ehliyet sahibi olmuş kişilerin de bu dersi almaları gerektiğine inanıyorum.”

23 Mart 2017 Perşembe