tatil-sepeti
Sigara yasağında ‘seyyar tavan’ uyarısı

HABER: ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi’nin bu ayki sektörel toplantısına, İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Metin Özaydın katıldı. Komite Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Ali Tatlıdil’in yönetiminde gerçekleştirilen toplantıda, en çok üzerinde durulan konu, 4207 Sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un uygulanmasındaki ‘kapalı ve açık alan’ tanımı oldu. İKİ GENELGE FARKLI Hangi alanların kapalı alan kabul edileceğinin genelgede açıklandığını belirten Dr. Metin Özaydın, şu bilgiyi verdi: “Genelgede, sabit veya seyyar bir tavanı veya çatısı olan kapıları, pencereleri ve giriş yolları dışında bütün yüzeyleri geçici veya kalıcı olarak tamamen kapatılmış alanlar ile aynı şekilde tavanı veya çatısı olup yan yüzeylerinin yarısından fazlası kapalı bulunan yerler şeklinde tanımlandı.” Komite üyeleri ise 2009’daki genelgeye göre seyyar tavanlı alanların, açık alan kabul edildiğini, işletmecilerin bu nedenle önemli yatırımlar yaptığını, fakat 2011’deki genelgeyle seyyar tavanlı alanların da kapalı alan kabul edildiğini ve zarara uğradıklarını söyledi. Açılır kapanır tavan ve yan yüzey uygulamasının bazı işletmecilerde kafa karışıklığına sebep olduğunu aktaran Dr. Özaydın, uygulamaların mekâna açık alan vasfı kazandırmadığını dile getirdi. Özaydın, yürürlükteki genelgeye göre, mekânın açık alan olarak kabul edilebilmesi için tavanın tamamen açık veya yan yüzeylerin yarısından fazlasının tamamen açık olması gerektiğini de belirtti. Toplantıda sigara yasağını ihlal durumunda işletmelere uygulanan cezalar konusunda da bilgi veren Özaydın, 2017’de İstanbul’da işletmelere toplam 25 milyon TL ceza verildiğini söyledi. SİGARA VE NARGİLE AYRIMI YOK Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mahmut Özcan ve Komite Üyesi Ferat Katmer, kapalı alan tanımı konusunda özellikle nargilecilerin sorun yaşadığını aktardı. İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Metin Özaydın, kanuna göre sigara ile nargile arasında da bir ayrımın olmadığını, her ikisinin de aynı kapsamda değerlendirildiğini belirtti. ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ SUNACAĞIZ Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Fatih Güner, sektör olarak sorunlarını Sağlık Bakanlığı’nın ilgili teknik kurullarına bir üye ile katılarak aktarmak istediklerinin altını çizdi. Güner, “Sorunlarla beraber çözüm önerilerimizi de sunacağız” dedi.

27 Temmuz 2018 Cuma

Perşembe Pazarı’nın tozlu mücevheri

Karaköy Perşembe Pazarı’nın bir labirenti andıran dar sokaklarında dolaşırken karşınıza tarihi bir kapı çıkar da girişinde Kurşunlu Han yazısını görürseniz, hiç tereddüt etmeden içeri girin. Böylelikle İstanbul’un en karakteristik han / kervansaray yapılarından birini görme fırsatını kaçırmamış olacaksınız. İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu, Kurşunlu Han ya da diğer adıyla Rüstem Paşa Kervansarayı… DÜNYADAN KONUKLAR Bir Mimar Sinan eseri olan Kurşunlu Han, Tarihi Yarımada’nın karşısında, Galata surlarının iç tarafına paralel olarak yükselirdi. Bugün Karaköy Perşembe Pazarı’nın, Hırdavatçılar Çarşısı’nın içinde kalan yapı, 16. yüzyılın yoğun ticaret yaşantısına hizmet etmiş, dünyanın dört bir yanından gelen tüccarları, seyyahları ve yolcuları ağırlamıştı. Mimar Sinan’ın, yapımını büyük ihtimalle 1544-50 yılları arasında tamamladığı kervansarayın 13. yüzyıldan kalma Ceneviz Katedrali San Michele’in kalıntıları üzerine inşa edildiği biliniyor. Yapının hikâyesini Evliya Çelebi’den dinleyecek olursak, burada katedralden önce çok farklı fonksiyona sahip bir yapı bulunuyordu. Çelebi’ye göre Cenevizliler bu araziye çobanları için kale gibi sığınacak bir yer yapmıştı. TİCARETİN KALBİNDE Kervansarayın bânisi, Sultan Süleyman’ın sadrazamı ve damadı Rüstem Paşa’dır. Rüstem Paşa’nın 1561 tarihli vakfiyesinde yapıdan “Kurşunlu Han” diye bahsedilir. Dönemin kervansarayları, konaklama hizmeti veren bugünün otelleri gibi düşünülürse tüccarların konaklama dışındaki saklama, depolama ve satış faaliyetlerini de gerçekleştirdiği ticari yapılardır. Yani kervansaraylar hem konaklamak için kullanılan hem de tüccarların yanlarında getirdikleri malları satışa çıkarmadan önce muhafaza ettiği sağlam ve güvenlikli alanlardır. İşte eski Galata surlarıyla iç içe önemli bir konumu olan Kurşunlu Han da, Eminönü ve Karaköy gibi hareketli bir ticari bölgenin tam kalbindeydi ve 16. yüzyıl ticari hayatında rolü büyüktü. RESTORE EDİLİRSE Bugün yapı, Perşembe Pazarı esnafı tarafından aktif olarak kullanılıyor. Özgün dokusunu büyük ölçüde muhafaza ediyor olsa da yapının acil bir restorasyona ihtiyaç duyduğu aşikâr. Kurşunlu Han için uzun yıllardır gündemde olan restorasyon projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi ve Perşembe Pazarı’nın içinde tozlu bir mücevher gibi gizlenen yapının eski ışıltısına kavuşması temennimiz. Bugün içerisinde ağırlıklı olarak hırdavatçı ve tornacıların yer aldığı, depoların bulunduğu kervansarayın, söz konusu meslek erbabının da dahil edileceği başarılı bir restorasyon projesiyle hem kültürel miras olarak kıymeti bilinerek turizme hem de ticarete hizmet edebileceği şekilde yenilenip, işlevini yitirmeksizin korunması güzel bir çözüm olacaktır. İyi gezmeler, iyi seyirler… YAPILAR PATRONU Rüstem Paşa, Sultan Süleyman ile hasekisi, biricik nikahlı eşi Hürrem Sultan’ın tek kız evladı Mihrimah Sultan’ın kocasıdır. Sadrazamlığı sırasında rol oynadığı tarihsel hadiseler, II. Selim’e taht yolunu açmak için Hürrem Sultan ile yaptığı işbirliği ve dillere destan olan zenginliği ile 16. yüzyılın önemli karakterlerinden biridir. Evliya Çelebi, ondan “Aristo akıllı idi” diye bahseder. Hırvat asıllı olan Rüstem Paşa, kardeşiyle beraber köyünde çobanlık yaparken keşfedilip devşirilir ve Enderun’da yetiştirilir. Hırslı, siyasi entrikalardan çekinmeyen, para kazanmayı ve kullanmayı bilen dikkat çekici bir kişiliktir. Dönemin tarihçileri onun zekası ve becerileri kadar şaibeli yönetim tarzından, tamahkârlığından ve rüşvete bulaşmış olduğundan bahsederler. Rüstem Paşa, vakfettiği eserlerle şehirleşmeye, hayır ve hasenatı ile tebayla, halkla kurulan ilişkilere katkı sağlamış, imparatorluğun birçok yerinde inşa ettirdiği binalar ile adeta bir yapılar patronu olmuştur. TARİHSEL DEVAMLILIĞIN PAHA BİÇİLEMEZ NİŞANESİ Avlusuna adım attığınızda size zamanı unutturan Kurşunlu Han’ın hemen girişindeki çeşme taşını sakın gözden kaçırmayın. Erken Bizans döneminden kalma bir sütun başlığının oyulmasıyla yapılan bu çeşme taşı, İstanbul’daki tarihsel devamlılığın sadece küçük ama paha biçilemez bir nişanesi. ORİJİNAL DOKUSU DEĞİŞMEDİ 85x35 metre ölçüsünde dikdörtgen bir alana iki katlı uzunlamasına inşa edilmiş kervansarayın 8.25x47 metrelik iç avlusunun merkezinde merdivenler yer alır. Zemin katındaki tuğla ve derz dokulu kısımlar, Bizans döneminden kalma bir yapının varlığını gösterir. Üst kısımları, duvar ve taşıyıcı destek sistemi ise bütünüyle 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin karakteristiğini yansıtır. Günümüze özgün olarak ulaşan kervansaraya adını veren, çatısını kaplayan kurşunları sökülüp satılmış olsa da Kurşunlu Han’ın yaşadığı tahribat İstanbul’daki diğer tarihi hanlarla kıyaslandığında minimum düzeyde kalır.

27 Temmuz 2018 Cuma

Firmaya özel gömülü sensör tasarlıyorlar

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul, Türkiye’yi ileri taşıyan, dünya ile rekabette avantaj getiren firmaların kuluçka merkezi olma görevini başarı ile sürdürüyor. Türkiye’ye küresel ölçekte güç kazandıran, stratejik sektörlerde ‘ben de varım’ dedirten firmalar geliştirdikleri projelerle geleceğimizi aydınlatıyor. Gazetemiz İstanbul Ticaret’te her hafta Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren yükselen değerlerimizi, ülke sınırlarını aşan firmalarımızın milli ve yerli çalışmalarını tanıtıyoruz. BOŞLUĞU DULDURDU Bu haftaki konuğumuz Asartech Arge Tasarım Mühendislik Limited Şirketi. Haberleşme, ulaştırma ve denizcilik, güvenlik, savunma başta olmak üzere elektronik tasarım çözümlerine ihtiyaç duyulan her sektöre özel donanım ve yazılımlar geliştiren Asartech, bu konuda Türkiye için önemli bir boşluğu dolduruyor. Firmaların ihtiyaç duydukları elektronik analiz, optimizasyon ve özgün çözüm alanında danışmanlık, tasarım ve prototip geliştirme ofisi hizmeti veren firma, aynı zamanda yaygın küresel kullanımda olan haberleşme tasarım programlarından birinin iki alt modülünün yazılımını geliştirerek ihraç ediyor. Asartech, farklı disiplinlerden gelen tam ve yarı zamanlı 6 mühendisten oluşan bir startup. ELEKTRONİK TASARIM OFİSİ Büyük üretici firmaların, yeni bir ürün için prototip geliştirme maliyetleri yerine tasarım ofisleri ile çalışmayı tercih ettiklerine dikkat çeken Asartech Kurucu Genel Müdürü Burkay Alan, şunları söyledi: “Hem donanım hem de gömülü yazılım ve yazılımlar açısından elektronik tasarım ofisi fikri ve hizmeti, Türkiye için oldukça yeni bir girişim fikri. Gelecek yönelimli yeni nesil elektronik tasarımlar için ihtiyaç duyulan iyi yetişmiş, tecrübeli, sofistike ve çok disiplinli mühendislik tasarım gücünü bir ara yüz hizmeti olarak sunan bir firmayız. Yeni nesil prototip geliştirmek için yüksek altyapı maliyetlerinin yerine tasarım ofisi kullanmak birçok sektörde tercih edilebilecek bir yöntem.” GİRİŞİMCİ VE AKADEMİSYEN Burkay Alan, Türk Deniz Kuvvetleri’ndeki 25 yıllık elektrik-elektronik ihtisasına dayalı bilgi ve yönetim tecrübesini, 2006’dan itibaren yürüttüğü akademik çalışmalarıyla birlikte 2016’da Teknopark İstanbul’da kurduğu firması Asartech’e taşıdı. Alan, önce İTÜ Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma Mühendisliği ve Yönetim Organizasyon Yüksek Lisanslarını yaptı. Alan, İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’ndeki doktora araştırmasını, İngiltere Deniz Kazaları Soruşturma Bürosu (MAIB) Kütüğü üzerinde yaptığı ‘Entegre Deniz Elektronik Sistemlerinde İnsan ve Makina Ara Yüzleri Tasarım Standartlarının Geliştirilmesi’ tezi ile sürdürüyor. Deniz Ulaştırma ve İşletme Mühendisliği programında davetli Elektronik Seyir Öğretim Görevlisi olarak ders veren Alan, Tüm Girişimci ve İş Mentorları Derneği’nin (TÜGİM) de kurucu üyesi. Alan, çalışmaları hakkında bilgi verirken, “TÜBİTAK Fark Yaratan İş Mentorları Eğitim Programı kapsamında İş Geliştirme ve İleri Mühendislik Teknikleri Mentorluğu eğitimi aldım. Bu kapsamda ileri mühendislik uygulamaları ile tasarım ürünlerine yönelmiş teknoloji girişimleriyle küresel rekabete yönelmiş milli projelerde işbirliği yapıyoruz” dedi. Asartech bünyesindeki çok disiplinli ve akademik yönelimli mühendis kadrosu ile yüzer ve diğer platformlarda operasyonel emniyet; personel, ekipman, yolcu ve müşteri emniyeti ve güvenliği ihtiyaçlarına yönelik özgün elektronik tasarımlarına ODTÜ, İTÜ ve Sabancı Üniversitesi’nden akademik danışmanlıkları içeren TÜBİTAK destekli projeler ile geliştirmeye devam ediyor. HİSER ÜYESİ Ekonomi Bakanlığı destekli Türkiye’nin ilk Denizcilik Kümelenmesi’nin (HİSER) de kurucu üyesi olan Asartech, ulusal ve uluslararası fuarlara da katılıyor. Firmanın 2018 fuarlar takvimindeki ilk fuar, savunma ve güvenlik sistemlerindeki SEDEC 2018 oldu. Sırada İstanbul’da düzenlenecek, güvenlik, iş güvenliği, yangın, akıllı bina ve siber güvenlik sektörlerine hitap eden ISAF ve ISEC Fuarları ile Paris’de düzenlenecek Uluslararası Deniz Savunma Teknolojisi Fuarı EuroNaval var. GÖMÜLÜ SENSÖR NEDİR? Giyilebilir ve taşınabilir ekipmanlar üzerine gömülen sensörler, donanım ve yazılım içeren mikroelektronik devreler olarak adlandırılabilir. Sensörler; bulundukları konum bilgisinden, taşıyan ya da giyen kişiye ait yaşam verilerine, hatta içinde oldukları operasyona ilişkin gelişmelere kadar birçok veriyi kontrol ve karar merkezlerine kablosuz haberleşme yoluyla iletebilirler.Örneğin akıllı şehirler emniyet uygulamaları kapsamında; itfaiyeciler için tasarlanmış bir dizi sensör ve sensör şebekesi; yangın alanında yangını söndürmekle görevli olan takımda kim nerede, hangi durumda, göreve hazırlığı ne seviyede, değişen koşullarla birlikte malzeme ve teçhizatta anlık değişiklikler nasıl gelişmekte gibi birçok veriyi alıp, kontrol merkezine aktarabilirler. İHTİYACA UYGUN PROTOTİP TASARLIYOR Şirketin Kurucu Genel Müdürü Burkay Alan, gömülü sensör ve veri iletimi konusunda donanım ve yazılım tasarım yeteneklerini şöyle anlatıyor: “Savunma, güvenlik, ulaştırma, sektörlerindeki herhangi bir üretici adına araştırma, geliştirme tasarım ve prototip yapabiliyoruz. Son kullanıcının istekleri doğrultusunda üretici partnerlerle üretime yönlendirilmesini sağlıyoruz. Bu sektörlerin limanlar, marinalar, lojistik merkezler gibi sahalarında, hatta AVM ve hastanelerde, gelecek nesil otonom araçlarda, taşınabilir ve giyilebilir ekipmanlar üzerinde ihtiyaca yönelik prototip ürünler olarak tasarlıyoruz.” TÜRKİYE’YEREKABETÇİ FAYDA Burkay Alan, otonom araçların veri toplama ve veri iletiminde Ar-Ge işbirlikleri de yaptıklarını söyledi. Frekans programlama ve optimizasyonunda geliştirilen yazılımları yurtdışına ihraç ettiklerini vurgulayan Alan, şu bilgiyi verdi: “Asartech’in akademi, sanayi ve araştırma kuruluşları ile işbirliği yaparak devlet destekleriyle birlikte ortaya koyduğu katma değerli milli tasarım çalışmalarının küresel düzeyde Türkiye’ye rekabetçi fayda sağlayacağına inanıyoruz. Bu faydanın anlamlı, değerli ve sürdürülebilir olması konusundaki heyecanımızı her gün artırarak koruyoruz.”

27 Temmuz 2018 Cuma

Süper Lig GENÇLEŞİYOR

HABER: CEYHUN KUBURLU Avrupa futbol otoritesi UEFA’nın getirdiği Finansal Fair Play, kulüplerin transfer politikalarını da derinden etkiliyor. Bu sezon 4 büyükler başta olmak üzere Süper Lig’deki birçok kulüp, bu kriterlere uyum göstermek zorunda kalıyor. Hatta birçok kulüp UEFA’nın belirlediği sınırlar dışarısına çıkamıyor. Bu nedenle de bu sezon Süper Lig’deki kulüplerin birçoğu, bütçesi daha düşük olan genç oyunculara yöneliyor. Anadolu kulüplerinde ortalama yaş 25.1’e kadar düşerken Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor da bu rakam 25.6’ya kadar geriledi. Ligin en yaşlı takımı ise 29.7 yaş ortalaması ile Akhisarspor oldu. 4 BÜYÜKLER NE YAPIYOR? Son beş sezondur Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor, Süper Lig’de transfer politikalarında özgür davranamıyor. Bunun en önemli nedeni de UEFA’nın uyguladığı Finansal Fair Play kuralları. Ancak her sezon kuralları aşan kulüpler, yaptırımlarla karşı karşıya kalıyordu. Bu sezon ise iş daha ciddiye binmiş görünüyor. Durum böyle olunca da kulüpler genç yetenekleri avlama peşine düşüyor. Fenerbahçe, futbolun okulu Altınordu’nun iki genç yeteneğini transfer etti. Beşiktaş da Avrupa’da ve Türkiye’de yeni Oğuzhan Özyakup’lar peşinde. Trabzonspor ise altyapısına güveniyor. Bordo-mavili kulüp bu sezon daha çok kendi öz kaynaklarından yararlanacak gibi. Galatasaray da ise transfer politikası genç yıldızlardan yana esiyor. YÜKSEK YAŞ ORTALAMASI Süper Lig’de yaş ortalaması en yüksek takım Akhisarspor oldu. Ege temsilcisi 29.7 yaş ortalaması ile Avrupa’nın da en yaşlı takımları arasında bulunuyor. Akhisarsor’u bu alanda Başakşehir takip ediyor. İstanbul’un güçlü takımlarından Başakşehir, 29.3 yaş ortalaması ile Türkiye’nin en yaşlı ikinci takımı. Bu sezon Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi’nde temsil edecek olan Galatasaray ise üçüncü sırada yer alıyor. Sarı-kırmızılı takımın yaş ortalaması 28.9. Bu sezon Talisca gibi önemli bir genç yeteneği kaybeden Beşiktaş ise 28.6 yaş ortalaması ile dördüncü sırada bulunuyor. Fenerbahçe ise yaş ortalaması en genç takımlar arasında bulunuyor. Sarı-lacivertli takımın yaş ortalaması 26.9 oldu. GELECEK İÇİN UMUT Kulüpler bu sezon transfer politikalarını gençlere yönlendirmek zorunda kaldı. Böylece sezon başlayana kadar takımların yaş ortalaması daha da düşecek. Özellikle Almanya, Hollanda ve Avusturya gibi ülkelerde yetişen genç yerli yıldızları radarına alan takımlar böylece UEFA’nın istediği Finansal Fair Play kurallarını da yerine getirmiş olacak. Bu durum gelecek sezonlar için de ümit vadediyor. UEFA’nın kısıtlamaları sayesinde daha çok yerli oyuncunun da yetişmesi sağlanmış olacak. AVRUPA’DA DA DURUM AYNI UEFA’nın yaptığı çalışmaların Avrupa takımları için de geçerli olduğunu anlatan yetkililer, “Avrupa’da birçok takım UEFA’nın mali kıskacında. Almanlar, İtalyanlar, Fransızlar ve İspanyollar da bu sezon genç yeteneklere ulaşmaya çalışıyor. Çünkü maliyetleri daha düşük ve neredeyse çoğunun bonservisi elinde. Böylece kulüpler mali şartları yerine getirmiş oluyorlar” diyor. İŞTE 18 KULÜBÜN YAŞ ORTALAMASI Takımlar Yaş ortalaması Akhisarspor 29.7 Başakşehir 29.3 Galatasaray 28.9 Beşiktaş 28.6 Sivasspor 28.0 Alanyaspor 28.0 Antalyaspor 27.8 Kayserispor 27.5 Erzurumspor 27.1 Fenerbahçe 26.9 Konyaspor 26.9 MKE Ankaragücü 26.7 Yeni Malatyaspor 26.5 Kasımpaşa 25.9 Trabzonspor 25.6 Çaykur Rizespor 25.6 Göztepe 25.4 Bursaspor 25.1

26 Temmuz 2018 Perşembe

Yeryüzü doktorlarından 127 bin kişiye temiz su

HABER: SOYHAN ALPASLAN Türkiye’den dünyanın dört bir yanına uzanan iyilik köprüsü Yeryüzü Doktorları (YYD), ihtiyaç sahiplerine; din, dil, ırk, cinsiyet ve coğrafya ayrımı gözetmeksizin hizmet sunuyor. Dernek, krizlerde, acil durumlarda, az gelişmişlik sonucu oluşan ihtiyaçlarda destek hizmetleri veriyor. Bu hizmetlerden biri de temiz suya erişim çalışmaları. 184 SU KUYUSU AÇTI ‘Bizim İçin Su, Onlar İçin Hayat’ mesajıyla hareket eden YYD, 2013’ten beri Çad, Kenya, Kongo DC, Nijer, Somali ve Afganistan’da 184 su kuyusu açtı. Böylece 127 bin kişinin temiz suya erişimini sağlayan dernek, Uganda’da Gombe Bölge Hastanesi boru sistemini yeniledi ve kullanılabilir su sistemini hizmete sundu. SU ARITMA TABLETLERİ Dernek, kirli su kullanımından kaynaklanan ishal ve kolera gibi hastalıkların ve ölümlerin önüne geçmek için ihtiyaç bölgelerinde su kuyuları açıyor. Temiz suya erişim projelerini özellikle sıcak iklim koşulları ve kuraklıkla mücadele eden düşük gelirli ülkelerde gerçekleştiren YYD, projelerini devam ettiriyor. HERKES YARDIM GÖNÜLLÜSÜ OLABİLİR “Yardımın azı, çoğu, büyüğü küçüğü olmadığı için aslında herkes yardım yapabilir, yardım gönüllüsü olabilir” diyen eczacı Vildan Özcan, uzun süredir çeşitli yardım organizasyonlarında görev yapıyor. Bir yıldır da YYD’nin yönetim kurulu üyesi olan Özcan, YYD’ye ilaç ve nakdi yardım aşamasında çalışıyor. İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi olan Özcan, İTO Meclis Divanı’nda da katip üyelik görevini sürdürüyor. YARDIM EDERKEN İŞİ ÖĞRETİYORUZ YYD Başkanı Dr. Yahyahan Güney hedeflerini, “Yardım ederken, hizmet verirken işi de öğretiyoruz. Yaptığımız işin sürdürülebilir olmasını hedefliyoruz” diye özetledi. İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi olan Dr. Güney, İstanbul Ticaret’e YYD’nin hizmetlerini şöyle anlattı: “Temiz suya ulaşımda problem yaşanan coğrafyalardayız. Temiz suya ulaşamamak, temiz suyu kullanmayı bilmemek, hijyen alışkanlıklarının olmaması hastalıkları artırıyor. Bu bölgelerde temiz su teminini sağlıyoruz. Su kuyuları açıyoruz, tuvalet yapıyoruz. Koruyucu sağlık hizmetleri veriyoruz. Suyun kullanımını, tuvalet hijyenini, el hijyenini öğretiyoruz. Doğumhaneler, hastaneler açıyoruz, suyu olmayan hastanelere su sağlıyoruz. Su sistemlerini yeniliyoruz ve sunduğumuz tüm hizmetlerin sürdürülebilir olması için bölge halkına eğitimler veriyoruz.” SU KUYUSU AÇMANIN MALİYETİ Afganistan’da 2 bin dolara mal olan su kuyuları, Çad’da 3 bin 600 dolara, Somali’de ise 4 bin 300 dolara açılabiliyor. YYD, 50 ÜLKEDE KALICI DEĞİŞİKLİĞİN ADI OLDU Yeryüzü Doktorları, 2000’de sağlık alanında uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olarak çalışmalarına başladı. Bugün 20 bine yakın gönüllü sayesinde Afganistan’dan Suriye’ye, Somali’den Gazze’ye, Uganda’dan Yemen’e kadar 50’ye yakın ülkede projeler yürütüyor. Derneğin başlangıçta gönüllülerden oluşan sağlık ekipleri, muayene ve ameliyat yapmak, ilaç-ekipman desteği sağlamak için kısa süreli sağlık kampları düzenledi. Bu çalışmalar zamanla uzun vadeli ve kalıcı değişimler sağlayan programlara dönüştü.

25 Temmuz 2018 Çarşamba