tatil-sepeti
Türkiye’de sponsorluk pazarı milyar doları aştı

HABER: CEYHUN KUBURLU Türkiye’de sponsorluk pazarı ilk defa 1 milyar dolar sınırını aştı. Dünya sponsorluk pazarının büyüklüğü 2017 yılında beklenenin biraz üzerinde bir büyüme göstererek 62.8 milyar dolar seviyesine yükseldi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa pazarındaki sponsorluk büyüklüğü 16.7 milyar dolar ile yılı kapattı. Türkiye ise ilk defa 1 milyar dolar sınırını geçerek 1.1 milyar dolarlık bir büyüklüğe kavuştu. Bu sponsorlukların aslan payını ise spor endüstrisi kaptı. Spor endüstrisi 1.1 milyar doların 770 milyon dolarını elde ederken, bu paranın yüzde 55’ini de sadece spor kulüpleri kazandı. YÜZDE 5.7 BÜYÜME Sponsorluk pazarı, dünya genelinde 2017’de yüzde 4.5 büyürken, Türkiye’de bu oran yüzde 5.7 oldu. Bu pazarın büyüme oranı, reklamcılık ve pazarlama tanıtımı gibi alanlarla paralel seviyede gerçekleşti. Pazarlama tanıtımı için yapılan harcamaların geçen yıllara göre azalarak büyüdüğünü, reklama ve sponsorluğa yapılan yatırımın ise arttığını söylemek mümkün. SPORCULAR DA VAR Ana Sponsor şirketinin verilerine göre gerçekleşen sponsorlukların yüzde 80’ini spor ve eğlence sektörleri oluşturuyor. Kalan yüzde 20’lik dilim ise kültür-sanat projeleri, kar amacı gütmeyen organizasyonlar ve etkinliklere dağıldı. Sponsorlukların yüzde 70’ini spor sektörü kapsıyor. Spor sektörüne yapılan sponsorlukların yüzde 55’i spor kulüplerine, yüzde 34’ü federasyonlara, yüzde 7’si sporculara ve kalan yüzde 4’ü diğer kurumlara ayrılmış durumda. Türkiye’de gerçekleşen ve kayıt altına alınabilen sponsorlukların yüzde 85’i maddi, yüzde 15’i ayni olarak tamamlandı. Başka bir deyişle, yapılan her 20 sponsorluk anlaşmasının 17’si maddi oldu. EN BÜYÜK PAY 5 KULÜBE GİDİYOR Sponsorlukta aslan payının beş büyük spor kulübüne gittiğini belirten yetkililer şu değerlendirmeyi yaptı. “Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzspor ve Bursaspor elde ettikleri sponsorluk gelirleri ile önemli bir rakama ulaştılar. Bu tutar 2018’de de artacak gibi. Takımlar artık global arenadaki sponsorların peşinde koşuyor. Bu, onlara sadece gelir anlamında değil aynı zamanda tanıtım olarak da katkı sağlıyor. Örneğin Türk Hava Yolları bugün Türkiye’deki kulüplere daha çok yurtdışı arenasında sponsor oluyor. Galatasaray ile yapılan son anlaşmaya göre, sarı-kırmızılı takımın Şampiyonlar Ligi maçlarına sponsor oluyorlar. Beşiktaş’ın global sponsoru da yurtdışında büyük tanıtım atakları yapıyor.” DÜNYA GENELİNDE SPONSORLUK Yıl Sponsorluk (milyar $) 2013 53.1 2014 55.3 2015 55.7 2016 60.1 2017 62.8

01 Ekim 2018 Pazartesi

Topkapı Sarayı’nın sokağa bakan yüzü Alay Köşkü

Osmanlı İmparatorluğu’nun gözbebeği İstanbul’du. Fetihten sonra payitaht olan şehir, imparatorluğun politika ve kültür merkezi kimliğini kısa sürede kazandı ve asırlar boyunca muhafaza etti. İhtişamı ve nüfuzuyla İstanbul, geniş bir coğrafyanın kalbiydi. İMPARATORLUK GELENEĞİ İstanbul hayatının, payitaht yaşantısının, padişaha ve saraya yakın yaşamanın şehir halkına sunduğu pek çok ayrıcalık vardı. Bu ayrıcalıklardan biri de alaylardı. Halkı sarayla, hükümdarla yakınlaştıran çeşitli amaçlarla düzenlenen törenlere alay deniyordu. Alaylar debdebeli bir düğün ya da bir şehzadenin sünnet merasimi için olabileceği gibi resmi, askeri ve dini nitelikler de taşıyabiliyordu. Padişahın katıldığı alaylara ‘alay-ı hümayun’, ‘selamlık alayı’ gibi isimler veriliyordu. Osmanlı döneminde İstanbul’da düzenlenen ilk büyük alay, fetihten hemen sonraki gün II. Mehmed’in şehre girişi şerefine yapılan zafer alayıydı. Alay geleneği yüzyıllar boyu sürdü. Bayram, mevlid, sefer alayları halkı sokaklara döküyor; iğne atsan yere düşmeyecek kalabalıklar gösterilerle, sıkı bir biçimde belirlenmiş ritüellerle coşuyor, eğleniyordu. Bu etkileyici törenleri anlatan uzun manzumeler yazılıyor, renk renk minyatürlerle alaylar ölümsüz kılınıyordu. SULTAN’IN PENCERESİ İşte bu hafta köşemizin konuğu, Sirkeci’den tramvay yolunu takip ederek Sultanahmet’e doğru ilerlerken göreceğiniz, Gülhane Parkı’nın tam köşesinde, Babıâli kapısının karşısında yükselen, Topkapı Sarayı’nın köşklerinden biri olan muhteşem Alay Köşkü. Şehrin ana caddesinin kenarında yer alan bu etkileyici yapı, padişahın alayları izlemesi için inşa edilmişti. Padişah, saraydan bu köşke iniyor, önündeki caddede geçit yapan alayları bu köşkün kafesli penceresinden rahatça izliyordu. Günümüzdeki bina, II. Mahmud döneminde inşa edildi. Köşkün yedi penceresinin kemerlerinde yer alan Keçecizade İzzet Molla’nın elinden çıkma manzum kitabesine göre, daha önceki bir köşkün yerine 1810 ya da 1819 tarihinde yapıldı. Tarihteki bu farklılık, kitabenin farklı ellerde çözümlenmesinden kaynaklansa da yaygın görüş, binanın 1819’da yapıldığı yönünde. Yapının mimarı da kesin olarak bilinmiyor. Fakat mimari detaylar ve üsluba bakıldığında akla ilk gelen isimlerden biri ve yapıya mimar olarak yakıştırılan Kirkor Amira Balyan. Köşkün önündeki caddeden geçerken gözünüzü şöyle bir yukarıya çevirip bu sıra dışı yapıyı seyretmeyi ihmal etmeyin. Alay Köşkü’nün pencerelerinin incelikli şebekelerinin ardından bir çift gözün sizi izlediği hissine kapılabilir, yüzyıllar öncesinin debdebeli alaylarını düşleyebilirsiniz. İyi gezmeler, iyi seyirler… BURCUN ÜZERİNDEKİ KÖŞK Sur-i Sultani’nin, Topkapı Sarayı Surları’nın üzerinde yer alan yapı, bir burcun üzerine inşa edildi. Surun 90 derecelik bir açı oluşturduğu köşedeki bu burcun diğerlerine nazaran daha özenli ve dayanıklı mimarisi, yapıldığı günden bu yana, yani II. Mehmed döneminden itibaren burada bir köşkün varlığına işaret ediyor. Bugün gördüğümüz yapıdan farklı olarak evvelki köşklerin ahşaptan inşa edildiği biliniyor. Köşk, sarayın cadde ve sokaklara bakan tek yapısı. Yedi cepheli, yedi cephesi de pencereli, büyük tek bir salondan ibaret taş bir yapı. Yapıya saray bahçesinden geniş bir rampa ile ulaşılır. Köşkün dış yüzü mermer levhalarla kaplı. Üstünü ise geniş saçaklı, kurşun kaplı, dilimli, soğan biçimli bir kubbe örter. MÜZE VE KÜTÜPHANE OLARAK KULLANILIYOR Alay Köşkü, bugün Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi ve Kütüphanesi olarak hizmet veriyor ve tarihi bir eserin güncel kullanımına çok iyi bir örnek teşkil ediyor. Çeşitli kültürel etkinliklerin düzenlendiği mekân, geçmişiyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim vadediyor.

28 Eylül 2018 Cuma

Yapılandırma imkanı KOBİ’lere de tanınsın

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, bankalar tarafından 100 milyon TL üzerinde borçlu firmalara sağlanan ‘Finansal Yeniden Yapılandırma’ imkanının, orta ve küçük ölçekli firmalara da sağlanmasını istedi. KOBİ'lerin finansal yeniden yapılandırmada ihmal edilmeyeceğinden emin olduklarını belirten Avdagiç, “Banka borç yapılandırmasında büyük firmalara tanınan başvuru imkanı, 100 milyon TL altı borçlu orta ve küçük ölçekli firmalara da sağlanmalı. Bankaların KOBİ’lerin borçlarını da yapılandırmaya almaları, onlara soluklanacakları yeni bir alan oluşturacaktır” ifadesini kullandı. KOBİ’LER EKONOMİNİN KALBİNİ BESLEYEN DAMARLAR Avdagiç, orta ve küçük ölçekli firmaların neden bu sürece dahil edilmesi gerektiğini şöyle açıkladı: “Büyük firmaları besleyen ve en az onlar kadar sürdürülebilirlik ihtiyacı olan firmalar, orta ve küçük ölçekli firmalardır. Ölçek büyümeyince, tıpkı ‘orta gelir tuzağı’ gibi bir yerde kalıyoruz. Hükümetimizin ve yetkili kurumların bu konuda çalışma yaptıklarını biliyoruz. Bu konuda tedbirlerin bir an önce alınacağını umuyoruz. Biliyoruz ki, KOBİ’ler ekonominin kalbini besleyen damarlar gibidir. Bu nedenle de ihmale gelmez. Borçlarını düzenli ödeyen, ancak ekonomik manipülasyon sonucu sıkıntıya giren şirketlere destek olunmalı. KOBİ’lerin borçlarının yapılandırması, bankaların yeniden kredi verebilir, büyümeyi destekleyebilir hale gelmeleri için de önem taşıyor.” SIKINTILARIN ÇÖZÜLMESİNİN OLUŞTURACAĞI ETKİ BÜYÜK OLACAK Orta ve küçük ölçekli firmaların, büyük firmalardan daha yüksek faizle kredi kullandıklarını belirten İTO Başkanı Avdagiç, şunları söyledi: “Teminatta da daha zorlu bir sürece tabi oluyorlar. Dolayısıyla bu ölçekteki sıkıntıların çözülmesinin oluşturacağı etki büyük olacak. Bu bağlamda bankalara sorumluluk ve görev düşüyor. Firmalar elini taşın altına koyarken, bankaların da bu süreci iyi yönetmeleri, yaşadığımız süreci aşmak için önem taşımaktadır.”

28 Eylül 2018 Cuma

Fanları kırmızıya boyadı Irak pazarını fethetti

HABER: SOYHAN ALPASLAN Türkiye’nin yüzde 100 yerli ve milli fanlarını bir kadın girişimci üretiyor.Sektörde kendi işini kurantek kadın üretici olan Yaşar Demirci, işçilerinin olmadığı anda makinanın başına geçebilen, üretimin her aşamasına hakim bir sanayici. MUHASEBEDEN SANAYİCİLİĞE Fan ve salyangoz ürünlerde rakip tanımayan ERF Grup Makine İmalat İhracat İthalat Ltd’nin kurucusu Demirci, Avrupa’dan ithal edilen fan çeşitlerini Türkiye’de aynı kalitede üretebilecek kadar donanımlı.Irak’ta anahtar teslim rafineri sistemleri kuran Yaşar Demirci, İkitelli küçük Makine Sanayi Sitesi’nde üretim yapıyor. Demirci, İstanbul Ticaret’e girişimcilik serüvenini anlatırken, “Bugün ulaştığım başarı, dürüstlük ve çalışkanlık temelinde yükseliyor” diyor. ATILINCA ŞİRKET KURDU Demirci, 1971’de İstanbul’da doğdu. Ticaret lisesini bitirir bitirmez kapı kolu üreten bir firmadamuhasebeci olarak işe başladı. Muhasebe işleri yarım günde bittiği için kalan süresini imalatta geçiren Demirci, kol montajlarını öğrendi. Boyahanede kolları boyadı ve kutuladı. Bir sonraki işyeri ise ortaklarından biri kız kardeşinin eşi olan Pemsan Fan oldu. Muhasebeden genel müdürlüğe kadar tüm işler Yaşar Hanım’dan soruluyordu. İşleri iyiye giden şirket, büyümek için yeni bir müdür transfer etti.Demirci, yeni müdürün hızlı büyüme isteğine ve harcamalarına karşı çıkınca işinden oldu. Firmadan ayrılan üç kişi ile ortak olarak, sektörde pazar açığı olan döküm gövdeli fanların üretimine başladı. BAYRAM DÖNÜŞÜ SÜRPRİZ Demirci, kurdukları firmadaortakların anlaşmazlığını farketti.Nitekim, bir bayram dönüşü işyerine gittiğinde ortakların malları ve makinalarını alıp gittiğine tanık oldu. 2008 krizi Türkiye’yi de etkilemişti. Bu dönemde Pemsan da harcamalara direnemeyip battı. Firma başka bir marka adı altında üretime geçerken, Demirci’den satışlara yardımcı olmasını istedi. SIFIRDAN BAŞLADI Bayrampaşa’da dükkan kiralayan Demirci hem eski çalıştığı firmanın hem eski ortaklarının mallarını alıp satmaya başladı. Eski ortaklarının markası tanınmaya başlamıştı. Demirci, pazarlamacının aynı malı kendinden daha düşük fiyata verdiğini öğrendiğinde çok üzülmüştü. Bulunduğu zor durumdan kurtulmak, üretip kendisine bunları yapan kişilere rakip olabilmek için çözüm arıyordu. Demirci’nin hayatı, dükkânında oturup kara kara düşünürken çat kapı gelen bankacı Kamuran Hanım’ın yaptığı teklifle değişecekti.Demirci, 60 ay vadeli makina kredisi teklifini kabul etti. Hemen ikinci el makinacılarla görüşmeye başlayan Demirci, bu zor dönemi şöyle anlatıyor: “Aldığım makineler için bana yüksek fatura kesmelerini istedim. Fatura bedellerini banka onlara ödedi. Fazla kalan parayı bana verdiler. Ben de onu sermaye yaptım. Bulunduğum yeri kiraladım. Modelci ile anlaşıp modellerimi yapmaya başladım. Cumartesi ve pazar dahil her gün işyerindeydim, fazla elemanım yoktu. Kontrol ve paketlemeleri, hafta sonları da fan montajlarını ve muhasebemi yapıyordum. Bir ay geçmeden CNC satmak için bir firma geldi. İhtiyacım vardı ama param yoktu. Leasing alacak kefilim ya da ipotek verecek bir mülküm de yoktu. Ama tam da bu sırada büyük bir banka kefilsiz olarak bana leasing vermeyi kabul etti.” BORÇLARI TEMİZLEDİ Demirci, işlerini yola koyduğu sırada, eski kurduğu firma ortaklarınınborçlarını da ödemek durumunda kaldı. İsminin kredisine inanarak şirkete mal verenler, paralarını alamamışlardı. Alacaklılarla işbirliği yapan Demirci, o dönemi şöyle özetliyor: “Alacaklılar kapımı aşındırıyordu.Bunun üzerine, ‘Bana mal verin, ben debu insanlarınborçlarını ödeyeceğim’ dedim.Sözümü tuttum. Eski firmamdapazarlamacıve sektörü çok iyi tanıyan bir arkadaşımı yanıma alarak ERF Grup’u kurduk, modellerimizi yaptırdık, imalathanemizi kurduk ve alüminyum döküm gövdeli fan üretimine başladık.” Irak’ın Erbil kentinde katıldıkları bir fuarda bölgenin fanlara ihtiyacı olduğunu anlayan Demirci, Irak’ta YECOİL isimli şirket kurarak bir de mağaza açtı. Bölgede satacağı fanların ilgi çekmesi için hepsini kırmızı renge boyadı. Demirci’nin kırmızı fanları büyük talep alınca sık sık Irak’a gitmeye başladı. Müşterilerine fanları nerede, nasıl kullanacaklarını da öğretti.Bu arada üç ortak bölgenin ihtiyacı için alüminyum külçe fabrikasını kurdu ama DAEŞ nedeniyle 400 bin dolara yakın zarar edince fabrika kapanmak zorunda kaldı. Bölgede rafineri çok olduğu için iş dünyası üç Türk ortaktan pompa, vana brülör istemeye başlayınca ERF Grup bu ürünleri Türkiye’den alıp göndermek yerine üretmeye başladı. 122 MİLYON TL’LİK İŞ YAPTIK Yaşar Demirci, yönetim kurulu üyesi olduğu 150 üyeli Patronlar Platformu’nun geçen yıl kendi arasında 122 milyon TL ciro yaptığını dile getirdi. IRAK’TA ANAHTAR TESLİM FABRİKALAR “Dürüst olmak Irak’ta bize kendi alanımız dışında da yepyeni imkanlar sağladı.Mesela bizden çelik kapı fabrikası, çelik meyve kasası fabrikası, plastik poşet fabrikası, su arıtma sistemleri kurmamızı istediler. Biz de bunun üzerine anahtar teslim fabrikalar kurduk.” SUSUZ TARLAYA ÖZEL ÇÖZÜM “Elektrik olmayan tarlalarda, solar panellerle kullanılan güneş enerjisi sistemleri ile kuyudansu çekerek tarla sulama sistemleri yapıyoruz.” İTHALATA GEREK YOK AYNISINI ÜRETİYORUZ Demirci,İstanbul’da çalışan bir fanın Van’da rakım farkı yönünden çalışmayacağına dikkat çekerek, rakım ve sıcaklığa göre özel üretim yaptıklarını belirtti. Piyasada ithal fan alan firmalara aynısını yapma garantisi vererek ithalatı engelleyen Demirci, ihalelerde yerli ve milli fan üreticilerine imkan tanınmasını, yerli üreticilerin markalarını görmek istediklerini söyledi.

26 Eylül 2018 Çarşamba

Futurallia iş dünyasını Tunus’ta buluşturacak

Tunus İşadamları Konfederasyonu’nun organizasyonunu yürüttüğü ‘22. Futurallia İş Forumu’ (Futurallia Tunisia 2018), 14-16 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek. Başkent Tunus’taki Laico Otel’de düzenlenecek etkinlikle Tunus, ilk kez bu foruma ev sahipliği yapacak. Etkinliğe daha önce Fransa, Belçika, Romanya, Polonya, Kanada, ABD ve Katar ev sahipliği yapmıştı. Forum, şirket yöneticilerini uluslararası işbirliğini geliştirmek amacıyla yüz yüze görüşmeler formatında bir araya getiriyor. 30 ÜLKE 40’TAN FAZLA SEKTÖR İki günlük etkinlik çerçevesinde Afrika, Avrupa, Mağrip, Ortadoğu, Asya ve ABD’den 600 katılımcının 8 bin iş görüşmesi gerçekleştirmesi planlanıyor. 22. Futurallia İş Forumu’na; gıda işleme, kağıt ve ağaç ürünleri sanayi, hava-savunma uzay ve mekanik sanayi ve alt yüklenici, kompozit ve seramik, organik tarım, inşaat ve kamusal işler, yeşil ve ekoteknoloji, dericilik, ayakkabı ve tekstil, inşaat malzemeleri, sağlık, dijital teknoloji, yüksek ve mesleki eğitim, yenilenebilir enerji başta olmak üzere 30 farklı ülkeden 40’tan fazla sektörden temsilcilerin katılımı da öngörülüyor. Ayrıntılı bilgi için: İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Tel: (0212) 468 52 30 www.wtcistanbul.net

26 Eylül 2018 Çarşamba