tatil-sepeti
‘Piyasalar 2008 yılı krizinden ders almadı’

Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomisti Dr. Piergiuseppe Fortunato, 2008’deki ‘Lehman Brothers’ krizinin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen dünya piyasalarının bundan ders almadığını belirterek, “Avrupa ekonomisinde rakamlara baktığınızda ABD’den daha kötü bir senaryo ile karşılaşacaksınız. Geçen yıl BM olarak hazırladığımız raporda da belirttiğimiz gibi ekonomik iyileştirmenin yavaş olmasındaki en büyük sebep, AB ülkeleri tarafından imzalanan ekonomik politika paketidir” dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı tarafından gerçekleştirilen, sanayi politikaları konulu ‘Uygulamalı Endüstriyel Politikalar’ yaz okulunda eğitim vermek üzere İstanbul’a gelen Fortunato, küresel krizin 10. yıl dönümünde küresel ekonomiyi Anadolu Ajansı’na değerlendirdi. YAPISAL SORUNLAR SABİT 2008’deki krizden sonra küresel ekonominin giderek hassasiyet kazandığını ve kırılganlaştığını ifade eden Fortunato, “2007 mali çöküşünün başladığı noktayı bulmak zor. Kökleri tartışmasız 12 yıla kadar geri gidiyor. 1995 yılında, Bill Clinton yönetiminin Topluluk Yeniden Yatırım Yasası’nda yapılan değişikliklerle uygun fiyatlı bir gündem vermesiyle başladı denilebilir. Bu 10 yıllık süreçte, krizi kolaylaştıran yapısal sorunların birçoğunun sabit olduğu konusunda yaygın bir inanç var gibi görünüyor. Dünyadaki bankaların kaldıraçlarını azaltmak için bir dizi yönetmelik getirildi. Bunların hâlâ etkili olamadığı açık” dedi. EKONOMİ HÂLÂ KIRILGAN 2008 krizinin benzerinin kapıda olduğuna dikkati çeken Fortunato, “ABD’deki ekonomiyi iyileştirme politikalarının şu andaki durumu yetersiz. 10 yıl önceki krizi önleyecek politikalar iyi belirlenmemiş ki, şu an halen kırılgan bir ekonomi örneği görüyoruz. 2008’deki Lehman Brothers krizinden bu yana 10 yıl geçmesine rağmen piyasaların henüz ders almadığı ortada. Önümüzdeki yıllarda, bu belki 2 yıl, belki 5 yıl sonra, 2008’dekinden daha ciddi bir kriz yaşanabilir” dedi. TRUMP AMERİKASI İÇİN SİNYAL ABD ekonomisine de değinen Birleşmiş Milletler ekonomisti Dr. Piergiuseppe Fortunato, “Amerikan Merkez Bankası (Fed), kısa ve uzun vadeli borçlanma maliyetleri arasında daralan makasla birlikte ABD’de ekonomik durgunluk riskinin artabileceğine dair kapsamlı bir rapor yayınlayarak piyasaları uyardı. Ekonomik krizin 10. yıl dönümünde yayınlanan bu araştırma, üç aylık ve 10 yıllık ekonomik verim arasındaki farkın derinlemesine analizine dayanıyor. Rapor korumacı politikalar yürüten Trump Amerikası için bir sinyal niteliğinde” diye konuştu.

21 Eylül 2018 Cuma

Japonya ile serbest ticarete doğru

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) bu yıl 24’üncüsünü gerçekleş-tireceği Türkiye-Japonya İş Konseyi Ortak Toplantısı öncesinde, Japonya Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima ve DEİK Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Şerif Tosyalı basın toplantısı düzenledi. 2.2 MİLYAR DOLAR YATIRIM Türkiye’deki Japon yatırımlarının mevcut durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Tosyalı, şöyle konuştu: “Bugün Türkiye’de Japon doğrudan sermaye yatırımlarının tutarı 2.2 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda. Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı tarafından sağlanan krediler Haliç Köprüsü, Hasan Uğurlu Barajı, Altınkaya Barajı ve Marmaray gibi çok önemli projelere finansman kaynağı oldu.” Tosyalı, konseyin ortak toplantısına Türkiye ve Japonya’dan 100’e yakın iş insanının ve onlarca Japonya sermayeli firmanın katılmasını beklediklerini de söyledi. TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ POZİTİF Japonya’nın hem teknoloji hem de ekonomi bakımından dünyada üçüncü sırada geldiğini belirten Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima ise şunları söyledi: “Türkiye’nin son derece pozitif bir geleceği var ama bu pozitif gelecek için daha yapıcı bir şekilde Asya Pasifik ile ilişkilerin yoğunlaştırılması gerekiyor. Japonya, Asya Pasifik’te çok önemli bir oyuncu olmayı sürdürecek ve 2015’te yapılan öngörüler ile Japonya’ya baktığımızda 5. sırada görünüyor. Japonya’nın Çin ve Güneydoğu Asya ile çok güçlü ilişkileri var. Türkiye ve Japonya serbest ticaret sistemi oluşturulması için ortak çalışmalar yapıyor ve odaklandığımız alanlardan biri serbest ticaret anlaşmalarıdır.”

21 Eylül 2018 Cuma

İstanbul ‘Oda’ları İTO’da buluştu

HABER: ŞEREF KILIÇLI Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı olarak İstanbul’da faaliyet gösteren dört Oda, İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ev sahipliğinde, 12 Eylül’de müşterek toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya; İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Sanayi (İSO) Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Yönetim Burulu Başkanı Ali Kopuz, İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran, İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, İSTİB Meclis Başkanı Bülent Kasap, Odaların başkan yardımcıları ve yönetim kurulu üyeleri ile İTO Genel Sekreteri Doç. Dr. Nihat Alayoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Halil Aslan katıldı. ÜRETİM VE İHRACAT MESAJI Toplantıda, İstanbul konusunda ortak çalışılabilecek projeler, reel sektörün bankalarla ilgili problemler ve ekonominin güncel konuları konuşuldu. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, ihracatçının ve iş yapma olanaklarının açık olmasının son derece önemli olduğunu belirterek, çözüm önerileriyle sürece katkı sağladıklarını söyledi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, reel sektörün bankalarla yaşadıkları problemlere dikkati çekerek, konuyu gündemde tutacaklarını vurguladı. İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, ihracatı ve üretimi artıracak önlemler ve bankaların sektörlerle ilişkileri konusuna odaklanılması gerekliliğini belirtti. İSTİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, ortak proje ve çözüm geliştirmenin sürece olumlu katkı sağlayacağına dikkat çekti. Toplantıda, İstanbul’un turizm potansiyelinin artırılması için fuar, kongre ve kruvaziyer turizmi konusunda yapılabilecekler de ayrıca ele alındı.

21 Eylül 2018 Cuma

CERN’in Türk babayiğitleri

HABER: ŞEREF KILIÇLI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli marka otomotivi üretecek ‘babayiğit’lere ihtiyaç olduğunu söylemişti. Yerli otomobil çalışmaları sürerken, başka sektörlerde de yeni babayiğitler çıkmaya başladı. Dünya devleri ile rekabet edip Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ne (CERN) ihracat yapan Türk firma sayısı günden güne artıyor. Bu firmalar arasında öncü kadın girişimciler de yer alıyor. Öte yandan CERN’den iş alan firmalar arasında sadece İstanbul’dan değil, Türkiye’nin diğer illerinden de babayiğitler var. 2015 YILINDA GİRDİK Türkiye’nin CERN’e ortak üye olmasının ardından yerli firmaların da ihalelere katılma hakkı doğdu. Bugüne kadar 20 Türk firması, evrenin sırlarını incelemeleriyle ve parçacık fiziği araştırmalarıyla alanında dünyanın en büyük bilim kurumu olma vasfını taşıyan CERN’e ihracat yaptı. Kısa sürede yakalanan başarı ve Türk firmaların ilgisi, ülkemizin Ar-Ge faaliyetlerindeki çalışmaları için de yeni bir moral ve motivasyon kaynağı oldu. KADIN GİRİŞİMCİLER İDDİALI CERN’e ihracat yapan Türk firmaları arasında kadın girişimciler de önemli role sahip. Gözüküçük Makina ve Maphis Havacılık, kadın girişimcilerin öncülük ettiği firmalar olarak listede yer alıyor. Mistel Kablo ve Figabara da yine kadın yönetici başarısıyla listede dikkat çekiyor. CERN’e ihracatta İstanbul birinci sırada. İhracat yapılan diğer illerimiz ise şu şekilde: Kocaeli, Manisa, Ankara, Bursa ve Kayseri. CERN’de mekanik işlerde kullanılan alaşımlar ile parçaların son derece kompleks oluşu, apayrı bir teknik ekipman ve beceri istiyor. Türk firmaları bütün zorlu koşulları başarıyla sağlayarak ihracat başarısı gösteriyor. 1954’TE KURULDU Dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı CERN’in kuruluş temelleri 1949 yılında atıldı. Kuruluş sözleşmesi ise 1953’de 12 kurucu devlet; Belçika, Danimarka, Fransa, Federal Almanya Cumhuriyeti, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Norveç, İsveç, İsviçre, İngiltere ve Yugoslavya tarafından imzalanıp 29 Eylül 1954 tarihinde yürürlüğe girdi. Bugün CERN’e üye 22 devlet var. Türkiye ise 2015 yılının Mayıs ayında CERN’e ortak üye olarak kabul edildi. GELECEĞE AÇILAN KAPI CERN’de, fizikçiler parçacıkların enerji hızlarını ölçerek evrenin var oluşuna dair sırları araştırıyor. Tıp, telekomünikasyon, ulaşım, enerji, savunma, biyoteknoloji, nanoteknoloji, uzay dahil pek çok sahada uygulama alanı bulunan keşif ve yeniliklerin kaynağı da CERN olarak gösteriliyor. CERN’in üstün teknoloji ile donatılmış laboratuvarları Fransa ile İsviçre sınırı arasında ve yerin 100 metre altında yer alıyor. CERN, bugün 2 bin 500’ün üzerinde bilim insanını istihdam ediyor. Her yıl 70’den fazla ülkeden 12 binin üzerinde bilim insanı ise araştırma yapmak üzere ziyarette bulunuyor. CERN’DEKİ İTO ÜYELERİ Albaksan, ASAŞ Alüminyum, Mistel Kablo, GEMA Endüstriyel Kontrol, 2M Kablo, Tufan Demir Çelik, EAE Machinary. İŞTE CERN KAPISINI ARALAYANLAR CERN’e bugüne kadar ihale ile ihracat yapan firmalarımız ve ihracat yaptıkları alanlar şunlar: Dora Makine: Özel alaşımlardan mekanik parçalar, montajlı ve montajsız Albaksan: Özel bakır parçalar, hızlandırıcılarda kullanılan montajlı soğutma diskleri Gözüküçük Makine: Özel alaşımlardan mekanik parçalar, montajlı ve montajsız ASAŞ Alüminyum: Avrupa-da temini zor ebatlarda ve hassasiyetlerde özel alaşım alüminyum tüpler Mistel Kablo: Elektrik bağlantı ve topraklama elemanları EGE/GEMA Endüstriyel Kontrol: Hassas akış özellikli kontrol valfleri Mapsis Havacılık: Özel alüminyum alaşımdan büyük ebatlı mekanik parçalar DoğaCAN/CryoCAN Basınçlı Kaplar: Sıvı azot soğutma tankı, kontrol ve bağlantı sistemleri Ford Otosan: CERN’de kullanılacak 65 adet personel taşıma aracı HMS Makine: Özel alaşımlardan mekanik parçalar Tora Makine: CERN’de uzun yıllardır kullanımda olan eski kalıpların yeniden işlenmesi, yenileştirilmesi GES Mühendislik: Özel alaşımlardan mekanik parçalar, montajlı ve montajsız Okursoy A.Ş: Atlas deneyinde kullanılacak özel alüminyum plakaların işlenmesi Çimtaş Machining: Özel alaşımlardan mekanik parçalar, montajlı ve montajsız 2M Kablo: Radyasyona dayanıklı özel CERN standartlarına göre hazırlanmış kablolar TÜRK YAN SANAYİ BORSASI’NIN AYRICALIĞI İstanbul Ticaret Odası (İTO), CERN’e ihracat yapmak isteyen firmalara da destek veriyor. İTO Türk Yan Sanayi Borsası’na (TYSB) üye olan firmalar yine TYSB bünyesinde faaliyet gösteren CERN İrtibat Ofisi aracılığıyla CERN’deki iş fırsatları ve ihaleleri hakkında bilgi alabiliyor. CERN’e ihracat yapmak, firmalar için katma değeri yüksek ürün geliştirmenin yanısıra dünya markası olma yolunda da önemli bir başarı sağlıyor. Bugüne kadar İTO Türk Yan Sanayi Borsası’na üye 7 firma CERN’e ihracat gerçekleştirdi. CERN İÇİN İTO’YA GELİN İTO CERN İrtibat Ofisi, TOBB–CERN Türkiye Sanayi İrtibat Ofisi’nin kurulmasının ardından 2015 yılında faaliyete başladı. Ofis, İTO Türk Yan Sanayi Borsası’nın (TYSB) veri tabanındaki firmalara, CERN’in 200 bin İsviçre Frangı altındaki tedarik ihaleleri ile ilgili bilgi aktarıyor. TOBB’dan İTO TYSB’ye gönderilen CERN ihale bilgileri, detaylı analizler sonrası borsanın veri tabanında kayıtlı İTO firmalarına düzenli olarak iletiliyor. İrtibat Ofisi CERN’deki ihalelerle ilgili bilgileri Oda gazetesinde de duyuruyor. BÜYÜK ÇAPLI İHRACAT YAPANLAR CERN deneylerine büyük çaplı ihracat yapan firmalarımız şunlar: M.F.K. Makine Freze Kalıp: CMS deneyinde kullanılan devasa mekanik aksamlar EAE Machinary: CMS deneyinde kullanılan devasa mekanik aksamlar DOĞRUDAN İHRACAT YAPANLAR CERN’e doğrudan alım ile ihracat yapan firmalarımız şunlar: Figabara: Elektrik bağlantı elemanları Tufan Demir Çelik: CERN standartlarına göre hazırlanan özel malzemeler SimPRO: CMS deneyinde kullanılan elektronik kartlar AİLECE ROBOT ÜRETİYORLAR İzmirli mühendis iki kardeşin kurduğu aile şirketi, beyaz eşya fabrikalarında kullanılmaya başlanan ‘Cerberus’ isimli vidalama robotuyla dünyanın bu alandaki en son teknolojisini geliştirdi. Şirket, geliştirdiği teknolojiyle CERN’in parçacık deneyi için açılan ihaleye katılan tek Türk şirketi oldu. KADIN GİRİŞİMCİDEN CERN’E ‘KORUMA KALKANI’ Kayseri’de yaşayan Zuhal Gözüküçük, CERN’e koruma kalkanında kullanılacak parça üretiyor.

21 Eylül 2018 Cuma

Ekonominin yeni anayasası YEP

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı 2019-2021 dönemi Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile ilgili olarak, “YEP, Türkiye’yi 2023’e hazırlayacak gerçekçi bir ufuk çizdi. Dengelenme, disiplin ve değişim kurgusu üzerine oturtulan YEP’i ekonominin yeni anayasası olarak görüyoruz. Ekonominin tüm aktörlerinin bu anayasaya sadakatle uyacağından şüphemiz yok” dedi. REEL SEKTÖRÜN YOLUNU AYDINLATACAK Avdagiç, programda yer alan ekonomide öngörülebilirliği artırıp, oynaklığı düşürebilecek, performansı ölçülebilir makro hedefleri ise ‘yatırımcının yeni bağlayıcı çıpası’ olarak tanımladı. Avdagiç, “Bu program, ekonomimizdeki hassasiyetleri dikkate alan gerçekçi bir yol haritası ortaya koydu. YEP’in piyasayla uyuşan ve piyasaya yön veren nitelikte olmasını, ayrıca iş dünyası için son derece önemli olan enflasyon ve cari açık vurgusunu da içermesini çok anlamlı buluyoruz. Şüphesiz katma değerli büyüme, sürdürülebilir büyümeyi getirecek. Vergi sisteminin daha adil hale getirilmesiyle ilgili hedefler de iş dünyamıza güven kazandıracak. Yeni Ekonomi Programı’nda açıklanan aksiyon planları, reel sektörümüzün yolunu aydınlatacak, yatırımlara istikamet gösterecek niteliktedir. Özellikle YEP ile elde edeceğimiz makro kazanımları, Türkiye’yi sanayide dönüştürecek bir sıçrama tahtası olarak kullanmalıyız. Tüm gayretimizi buna vermek zorundayız” diye konuştu. ŞİMDİ TASARRUF VE YATIRIM VAKTİ Türkiye’de herkesin ihracat katkılı, cari açık oluşturmayan, sürdürülebilir bir büyüme modeli ihtiyacı konusunda hemfikir olduğunu belirten Avdagiç, “İnanıyoruz ki Yeni Ekonomi Programı’ndaki bağlayıcı hedefler tutturuldukça hem faiz hem enflasyonun aşağı gelmesi hızlanacak. Şimdi tasarruf ve yatırım vakti. Kamu maliyesinde 60 milyar liralık tasarrufun bize refah olarak döneceğinden şüphemiz yok. Ekonomik büyümemize hızlı olduğu kadar verimli ve sürdürülebilir kalitede bir motor lazım. Bu da makro hedefler başarıldıkça ortaya çıkacak bir şey. Türk şirketleri olarak yeni ve iyi teknolojileri daha hızlı benimseyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

20 Eylül 2018 Perşembe