tatil-sepeti
İTO fuarları artık Basın İlan Kurumu’nda

Basın İlan Kurumu, www.ilan.gov.tr internet sitesi ile resmi ilanlarını, kamu kurumlarının ilan ve duyurularını tek çatı altında topladı. Resmi ilan ve reklamların süreli yayınlarda adil bir şekilde yayınlatılması görevini 57 yıldır sürdüren Basın İlan Kurumu’nun ilan sayfasında artık İstanbul Ticaret Odası’nın fuar ilanları da yayınlanacak. İTO’nun yurtiçi ve yurtdışı fuar etkinliklerine ilişkin tüm bilgiler, ilan.gov.tr internet sitesinin “Kurum Harici İlanlar” bölümünde İstanbul Ticaret Odası için özel olarak tasarlanan sayfada yer alıyor. İstanbul Ticaret Odası ilanları sayfasından fuarlara ilişkin katılım şartları, taahhüt edilen hizmetler, banka ve ödeme bilgileri, fuar başlangıç ve bitiş tarihleri gibi bilgilere ulaşılabiliyor.

19 Kasım 2018 Pazartesi

Alman lojistikçiler Türk ortak arayışında

HABER: ŞEREF KILIÇLI Almanya Taşımacılar Birliği (Logistics Alliance Germany-LAG) heyeti, İstanbul Ticaret Odası’nı ziyaret ederek Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun ile toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda, İTO Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi ve Meclis Üyeleri Turgut Erkeskin ile Tamer Dinçşahin de yer aldı. EN BÜYÜK ORTAK Almanya’nın Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olduğunu belirten İTO Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun, ikili ticari ilişkilerin yıldan yıla geliştiğini söyledi. Coşkun, şöyle devam etti: “Almanya ile 2017 yılında ticaret hacmimiz 36.3 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2018 Eylül ayı itibariyle ticaret hacmimiz 2017 yılının aynı dönemine göre yüzde 1.06 artışla, 27 milyar 600 milyon dolar oldu. İkili ticari ilişkilerimiz her yıl ileriye doğru gidiyor. Almanya’yla ilişkilerimiz sadece ticari değil, çok yönlü. 7 binin üzerinde Alman şirketi Türkiye’de iş yapıyor. 3 milyona yakın Türk Almanya’da yaşamını sürdürüyor. Bunların takriben yarısı aynı zamanda Alman vatandaşı. Dolayısıyla Almanya ile çok güçlü bağlarımız var.” Türkiye ile Almanya’nın köklü ilişkilere sahip olduğunun altını çizen LAG heyeti başkanı Johannes Wieczorek, “İTO’nun üye sayısı ve büyüklüğü çok etkileyici. Türkiye’de kimlerle işbirliği yapabileceğimizi ve işbirliğini nasıl geliştireceğimizi ele alıyoruz” diye konuştu. Almanya’nın dünyanın beşinci büyük ekonomisi, üretim ve dağıtım merkezi olduğunu belirten LAG Başdanışmanı Stefan Schröder, şunları söyledi: “Almanya’da yaklaşık 70 bin lojistik şirketi var. Geçen yılki toplam ciro 250 milyar Euro. Otomotivden sonra gelen lojistik sektörü Almanya’nın ikinci büyük sektörü konumunda. Lojistik sektörü olmasaydı, otomotiv sektörü de bu kadar güçlü olmazdı. Almanya aynı zamanda yüzde 30’luk oranıyla Avrupa’nın en büyük lojistik pazarı. Hollanda’nın üç katı büyüklüğünde bir lojistik pazarımız var.” KÖPRÜ KURMAYA GELDİK Lojistik sektörünün geleceği konusunda oldukça iyimser olduklarını da sözlerine ekleyen Schröder, şöyle devam etti: “Bazı bölgelerde korumacılık politikaları artsa bile lojistik su gibidir. Her zaman yolunu bulacaktır. Çeşitli zorluklar olsa bile bunları birlikte aşabiliriz. Türkiye’de de küresel ölçekte etkin çok sayıda şirket var. Şirketlerimiz, işbirliği yapabilecekleri Türk ortaklar arıyor. Raylı taşımacılık çerçevesinde İpek Yolu’nu nasıl daha etkin kullanabiliriz? İstanbul Havalimanı’nda nasıl işbirliği yapabiliriz? Diğer sektörlerle de ne tür ortak çözümler üretebiliriz? Önümüzde çok geniş bir işbirliği alanı var. Köprülerin Türkiye için önemini biliyoruz. Biz Türkiye’ye köprü kurmak için geldik. Ayrıca köprüler iki yönlüdür, her zaman iki yönlü akar, lojistikte de böyledir.” KOMBİNE TAŞIMACILIK LAG’in yapısı hakkında da bilgi veren Schröder, “Almanya Taşımacılar Birliği, yüzde 50 Federal Hükümet’in, yüzde 50 özel sektörün desteklediği bir girişim. 10 yıl önce kuruldu. Şirketler gibi taşımacılık ile ilgili dernekler de birliğe üye. Tüm ulaşım modlarını içinde barındırıyor” dedi. Heyet üyesi Armin Riedl, Almanya ile Türkiye arasında demiryolu taşımacılığının kombine taşımacılıkla daha da gelişebileceğini belirtti. Rield, şunları söyledi: ”Kombine taşımacılıkta örnek bir modelimiz var. İtalya’nın Trieste limanı ile Almanya arasında demiryolu taşımacılığı yapıyoruz. Kombine taşımacılığı sadece Almanya’ya değil, Fransa, Hollanda ve İskandinavya’ya da yapabiliyoruz. Türkiye’deki demiryolu yatırımları ile de ilgiliyiz.” DEMİRYOLUNUN ÖNEMİ ARTIYOR Türkiye’de lojistiğin çehresinin değiştiğini ifade eden İTO Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi ve Meclis Üyesi Tamer Dinçşahin, “Lojistiği sadece karayolu olarak düşünmek artık mümkün değil. Çin’den başlayan Tek Kuşak Tek Yol (One Belt One Road- OBOR) demiryolu projesi ile Türkiye’nin önemi giderek artıyor” dedi. Dinçşahin, bu proje kapsamında Türkiye’de demiryoluna önemli yatırımlar yapıldığını belirterek, demiryollarının serbestleştirilmesi ile ilgili kanunun da çıktığını hatırlattı. E-TİCARETTE İŞBİRLİĞİ İTO Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi ve Meclis Üyesi Turgut Erkeskin, Almanya ile Türkiye’nin nitelik olarak lojistik karakterlerinde çok benzerlikleri olduğunu vurguladı. Türkiye’de lojistik sektörünün stratejik bir sektör olarak tanındığını hatırlatan Erkeskin, şunları söyledi: “e-ticareti geliştirmek için çok önemli bir mevzuat değişikliği yapıldı, firmalara kolaylıklar sağlandı. LAG bizim örnek aldığımız ve takdir ettiğimiz bir organizasyon. İşbirliğinden memnuniyet duyarız.”

19 Kasım 2018 Pazartesi

30 kişilik teknik kadro

HABER: CEYHUN KUBURLU Son yıllarda futbol endüstrisi hızla büyürken, takımları yöneten ekiplerin sayısı da artmaya başladı. Eskiden sadece teknik direktör ve yardımcı antrenör eşliğinde kurulan bir takımın teknik heyetine bugün beslenme uzmanından psikoloğa kadar birçok farklı alanda hizmet veren kişi katıldı. Bu da hem istihdama olumlu katkı yapıyor hem de kulüplerin daha profesyonel olmasını sağlıyor. Bugün profesyonel bir takımın teknik ekibi yaklaşık 30 kişiden oluşuyor. Bu rakam bazı kulüplerde 50’ye kadar çıkabiliyor. Tüm bunlar Avrupa futbolundaki gelişmelerin etkisiyle gerçekleşiyor. Futbolcular da bireysel olarak bu tür profesyonellerle çalışmalar yürütüyor. TURİZMCİ BİLE VAR Konunun uzun süredir kulüplerin gündeminde olduğunu anlatan yetkililer, şu bilgileri verdi: “Futbol takımlarımızı yöneten teknik direktörlerin çoğu alaylı, yani eski futbolcu. Futbolu bıraktıktan sonra belli kurslardan geçip birtakım sertifikaları, lisansları alarak teknik direktör oluyorlar. Çalışmalarını gerçekleştirirken meşgul oldukları konular arasında teknik, taktik, antrenman, kamp programı, yöneticilerle, federasyonla, başkanla, basınla ve taraftarla ilişkiler ilk akla gelenleri diyebiliriz. Ancak süreç artık çok değişti. Eskiden tüm bu işlemlerle sadece teknik direktörler ve yardımcı antrenörler ilgilenirdi. Ancak artık bir teknik heyetten bahsediyoruz. Teknik direktörün altında antrenörler, beslenme uzmanları, psikologlar, iletişim danışmanları, masörler, bilgi işlemciler, insan kaynağı ekipleri ve hatta turizmciler bulunuyor.” GELİRİ DE ARTIRIYOR Real Madrid ve Barcelona gibi takımlarda mücadele eden süper starların tüm bu hizmetlerden yararlandığını hatırlatan yetkililer, “Kulüpler bunları masraf olarak görmediği taktirde başarı geliyor ve doğal olarak gelir de artıyor” yorumunu yaptı. Avrupalı kulüplerin teknik heyetlerinde yaklaşık 40 kişinin çalıştığını kaydeden yetkililer, “Burada sadece erkekler bulunmaz. Yabancı dil eğitmenlerine ve sosyal konulara hiç girmiyoruz. Çevirmenlerin yanı sıra yabancı dil hocaları da kulüplerin teknik heyet kadrosundaki en önemli isimleri arasında. Bunları artık milli takımlar düzeyinde de görüyoruz. Teknik direktör, kalite planı yapmalı. Sonuçta bir hizmet sunuyor. Sunulan bu hizmetin ve süreçlerin kalitesi üzerinde çalışması, kaliteye yatırımın kârlı olduğuna paydaşları ikna etmesi gerekir” diye konuştu. UYKU HOCALARIYLA ÇALIŞIYORLAR Türkiye’de bir teknik heyetin yaklaşık 30 kişiden oluştuğunu belirten yetkililer, şunları dile getirdi: “Takımın sahada başarıyı yakalaması için saha dışı çalışmalar çok önemli. Psikologlar gün boyu futbolcularla iletişim halinde. Beslenme uzmanları futbolcunun günde ne kadar su içmesi gerektiğini bile bilimsel verilerin ışığında belirliyor. Bazı kulüplerde uyku hocaları bulunuyor.”

19 Kasım 2018 Pazartesi

Büyümede yıllık hedefi yakalarız

Bloomberg HT’deki İş Dünyası programına konuk olan Avdagiç, yılsonunda Türkiye’nin ihracatının 172-173 milyar dolar bandında gerçekleşebileceğini belirtti. HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Bloomberg HT’deki İş Dünyası programında Hande Berktan’a konuk oldu. Avdagiç, ekonomik gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu yıl hedeflenen ihracat rakamlarının geçilebileceğini ifade eden Avdagiç, “2018 için 172-173 milyar dolar bandında bir ihracat rakamı bekliyoruz” dedi. Son dönemlerde ihracatta kademeli bir artış ve ithalatta kademeli bir düşüş olduğunu belirten Avdagiç, “Bu dövizle ilgili, dış kaynakla ilgili çok faydalı bir süreç. Bunun yanında turizm gelirlerimizdeki artış, yine dış hizmet gelirlerinin de geçen seneye göre göreceli olarak artması, cari dengede olumlu bir resim ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde piyasaların açılmasına bağlı olarak ithalatta bir miktar artış bekliyoruz. Ancak ihracatımızı artıracak tedbirleri masada tutmayı sürdürebilirsek, bu olumlu resmin uzun süre devam edeceğini ümit edebiliriz” diye konuştu. İTO Başkanı Avdagiç’in açıklamalarından satır başları şu şekilde: PLAN HEDEFİ TUTAR Türkiye’nin üçüncü ve dördüncü dönemdeki büyümesinin yüzde 1.5-2 bandında olmasını öngörüyoruz. Türkiye’nin ilk 6 aydaki büyümesini yüzde 6.2 kabul edersek, ikinci altı ayda da yüzde 1.5-2 bandını yakalarsa Yeni Ekonomik Plan’daki yüzde 3.8’lik büyüme oranını rahatlıkla tutturabileceğini öngörüyorum. Hızlı kur dalgalanmasının olduğu dönemlerde fiyatlar biraz roket hızıyla çıkar ama paraşüt hızıyla düşer. O hızın artışına bağlı olarak fiyatlar çok hızlı bir şekilde yukarıya çıktı, kurun dengelenmesine bağlı olarak yavaş yavaş aşağı düşüyor. Önümüzdeki aylarda özellikle ÜFE’nin TÜFE üzerindeki baskısını hissedebiliriz ama Ekim 2019 için konulan hedeflerin yakalanması konusunda doğru bir sürecin içinde olduğumuzu düşünüyorum. YERLİ YAZILIM Yerli yazılımlar konusunda toplumsal bilinci artırmak lazım. Tabii ki bu ortaya çıkan yazılımların da beklenen fonksiyonları icra edebilecek düzeyde olması gerekiyor. Bu anlamda Türkiye önemli yol aldı fakat dünyada bu konudaki süreç çok hızlı gelişiyor. Dolayısıyla biz ne kadar yol alırsak alalım, önümüzde daha yapılması gereken kabarık bir liste var. Kamunun özellikle bir irade koyup, yerli yazılımları önceleyen bir yaklaşım sergilemesi beklentisi içindeyiz. ATIL KAPASİTE Bazı sektörlere aşırı teşvik verildi ve orada Türkiye’nin kaldıramayacağı bir kapasite oluştu. Bu sektörlere daha fazla teşvik verilmesinin ve daha fazla yatırım yapılmasının önüne geçilmeli. Diğer taraftan da kurulu bir takım kapasitelerimiz var; bunları tam kullanamıyoruz. Burada yine ikili bir yapı yürütmemiz gerekiyor. Bir taraftan atıl kapasitelerimizi devreye koymalı, diğer taraftan da sıfır yatırım konularını gündeme almalıyız. Yurt içinde yatırım yapacak insanların da en az yurt dışından gelen yatırımcılar kadar beklentileri karşılanmalı. ŞİRKETLER TEKNOPARKLAR İÇİN SIRADA BEKLİYOR Son birkaç yıldır Ar-Ge merkezlerinin sayısının ve teknoparklara sağlanan imkanların artırılması noktasında Türkiye çok önemli adımlar attı. Teknopark İstanbul şu anda Türkiye’nin en önemli teknoparklarından biri. Bunun iki önemli kurucu ortağından biri de İstanbul Ticaret Odası. Şu anda yüzde yüz dolulukta çalışıyor. Teknopark İstanbul’da yer almak için sırada bekleyen pek çok şirket var. En önemli hedeflerimizden biri de teknoparkların kapısında bekleyen hiçbir şirketin olmaması. Fiziki mekanların artırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. ABD İLE TİCARET DÜŞMEDİ Türkiye ile ABD arasında 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var. İlk dokuz ayda 15 milyar dolarını gerçekleştirdik. Demir çelik ürünlerimize konulan ek vergilere rağmen Türkiye’nin ABD’ye ihracatında kayda değer bir düşüş olmadı. Tabii dış ticaret dengesizliğimiz var. Hem ABD ile son zamanlarda olan yumuşama hem de Avrupa Birliği ile ilişkilerimizdeki gelişmeye bağlı olarak önümüzdeki dönemde dış ticaret yatırımları konusunda daha olumlu bir döneme girdiğimizi görüyorum. İHRACATÇIMIZ KAPIKULE’DE BEKLEMEMELİ Kapıkule’den artık hızlıca çıkabilmemiz lazım. Bizim ihracatçımız gümrükte 3 gün, 5 gün beklememeli. Şu anda kuzeybatı Çin’den Avrupa’ya 15 günde trenden mal indirilmeye başlandı. Dolayısıyla Çin’in Avrupa’ya çok hızlı nüfuz ettiği bir yerde bizim çok süratle Kapıkule’den çıkabilmemiz lazım. Yeri geliyor 10 km, 12 km sıra oluyor. Bu konu ile ilgili çalışmalarımız var. Avrupa Birliği nezdindeki bazı ülkelerde geçiş belgeleri ile ilgili konuları çözmemiz gerekiyor. SESSİZ BİR DEVRİM Türkiye, son yaşanan ekonomik süreçten sonra çok önemli mesafe kat etti. Bu konuyu takip eden uluslararası kurumlarda 60. sıralardan 43. sıralara çıktı. Bu gerçekten sessiz bir devrim. Hâlâ 40. nokta bizim için tatminkâr değil. Ama geldiğimiz noktayı ve aradaki mesafeyi dikkate aldığımız zaman çok kısa zamanda çok önemli bir mesafe kat ettiğimizi görüyoruz. Aynı iradeyi aynı kararlılıkla göstermeye devam etmemiz ve mutlaka ilk 20-25’in içine girmeyi hedeflememiz lazım. Rakiplerimiz de boş durmuyor. Yurt dışından gelen bir yatırımcı Türkiye’ye benzer 8-10 ülke önüne koyuyor. Tüm ülkelerdeki teşvikleri, devlet desteklerini, yatırım ortamını, yetişmiş insana ulaşma imkânını değerlendiriyor. Bizim de bu büyük skalayı sürekli rekabetçi bir vaziyette muhafaza etmemiz gerekiyor.

19 Kasım 2018 Pazartesi

Öğretmenlerimize özel indirim çağrısı

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Oda üyelerini Öğretmenler Haftası boyunca öğretmenlere özel indirim uygulamaya çağırdı. Öğretmenlik mesleğinin geleceğin teminatı gençlerin yetiştirilmesindeki ve toplum değerlerinin yaşatılmasındaki önemini hatırlatan Avdagiç, “24 Kasım’da başlayacak Öğretmenler Haftası boyunca üyelerimizi, öğretmenlerimize özel indirim uygulayarak, toplumsal farkındalığı artırmada katkı vermeye davet ediyorum” dedi.

16 Kasım 2018 Cuma