tatil-sepeti
Kamboçya İthalat-İhracat Fuarı 13. kez düzenlenecek

Kamboçya İthalat-İhracat Fuarı, bu yıl 13’üncü kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Kamboçya’nın başkenti Phnom Penh’de organize edilecek fuar, 8-11 Aralık 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Ayrıntılı bilgi için: www.tobb.org.tr

22 Kasım 2018 Perşembe

Gençler nasılsa gelecek de öyle olacak

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Sinerji Liderlik Zirvesi’nde gençlerle buluştu. İş hayatına başlama sürecinden bugünkü konumuna kadar olan deneyimlerini paylaşan Avdagiç gençlere, “Durmadan kendinizi yenileyin” mesajını verdi. Geleceği merak edenlerin kendilerine bakmaları gerektiğini ifade eden Avdagiç, “Sizler umut dolu, girişimci ruhlu, üretken, anlayışlı yetiştiğiniz ve iş hayatında da böyle davrandığınız sürece Türkiye’nin ekonomisi de umut dolu olacaktır” dedi. Avdagiç konuşmasında, Türkiye’nin genel ekonomik durumuna da değindi. “Türkiye’nin potansiyelini gerçekten yansıtan rakamlara sahip değiliz” diyen Avdagiç, “Ülkemizin sahip olduğu büyüklük, konum, nüfus gücü ve uluslararası ilişkileri bakımından daha iyi yerlerde olmaması için hiçbir neden yok” diye konuştu. Türkiye ekonomisinin geçtiği süreçleri tarihsel perspektifte değerlendiren Başkan Avdagiç, “80’li yıllarda 4 milyar dolar ihracat hedefi olan bir ülke iken bugünlere geldik. Ancak daha iyi ihracat rakamlarına da ulaşabiliriz” dedi. Avdagiç gençlere, sahip olmaları gereken donanımlar hakkında da tavsiyelerde bulundu. “Mutlaka en az bir yabancı dil öğrenin” diyen Avdagiç, “Kişisel yeteneklere bağlı potansiyeller artık çok önemli” dedi. Şekib Avdagiç, şu şekilde konuştu: “Lisans derecesinin haricinde gençlere tavsiyem, eğitimlerini yüksek lisans düzeyine taşımaları. Ticari trendleri izleyin ama gerçek piyasadan da kopmayın. Ekonomi basınını takip edin ve mutlaka risk alın. Yerli ürünler konusunda da hassas olun. Belki onlara küçük pozitif ayrımcılıklar sağlanabilir.” KENDİ İŞİNİZİ KURMAYI HEDEFLEYİN İTO Başkanı Şekib Avdagiç, gençler arasındaki yeni anlayışın uluslararası bir şirkette işe girmek olduğunu ifade ederek, “Buralarda çalışmak kişiye çok fazla şey de katar. Ancak hepinizin amacı ‘Büyük bir şirkette işe gireyim, maaşım gelsin’ olmasın. Kendi işinizi kurma gayretinde de olun” dedi. Avdagiç gençler arasında yeni bir risk gördüğüne de değinerek, “Aile şirketlerine gereken önem verilmiyor. Beğenilmiyor veya o iş yapılmak istenmiyor. Ama sizlere tavsiyem, aile işletmelerine sahip çıkmanız” diye konuştu.

22 Kasım 2018 Perşembe

Arap sermayesini getirmeye hazırız

HABER: ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) kurduğu Bilgiyi Ticarileştirme Vakfı bünyesinde, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteğini de alarak faaliyetlerini sürdüren İstanbul Düşünce Akademisi (İDA), ‘Suriyeli Girişimciler Eylem Planı Çalıştayı’ düzenledi. İDA Direktörü Tezer Palacıoğlu’nun oturum başkanlığını yaptığı çalıştayda, Uluslararası Arap Akademisyenleri Derneği (UAAD) Yönetim Kurulu Üyesi Said Sabbagh, UAAD Bilimsel Ofisi Danışmanı Prof. Mohammad Suheil Droubi, RITAL Grup Şirketi Yöneticisi Av. Abdelmajed Alnkdley, Liderlik Development CEO’su Imad Shanan, UAAD Bilimsel Ofisi Uzmanı Abdulaziz Al-Khalid, Hayata Destek Derneği Saha Koordinatörü Elif Türkmen Elbirler, İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü Uzmanı Alper Işık, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü Uzmanı Necla Uz ve İTO KOSGEB Temsilciliği Uzmanı Kerim Bilir sunum yaptı. Çalıştayda, Suriyeli girişimcilerin sorunları ve çözüm önerileri de konuşuldu. 100 BİN KİŞİYE İSTİHDAM Suriyelilerin, Türkiye’ye geldikten sonra ekonomiye de entegrasyon ve katkı sağlamaya çalıştığını belirten İDA Direktörü Tezer Palacıoğlu, “Suriyeli kardeşlerimiz Türkiye genelinde 10 bin civarında şirket kurmuş. Yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağlıyorlar. Şirketlerde birinci sırada toptan ve dış ticaret geliyor. Diğer sektörlere baktığımızda, toptan gıda, perakende ticaret, temizlik, ilaç, medya, bilgi teknolojileri, kozmetik, yolcu taşımacılığı, restoran gibi sektörler yer alıyor. Suriyelilerin, İstanbul’da kurdukları şirket sayısı özellikle 2016 sonrasında büyük bir ivme yakaladı. 2016 yılında 1000 barajını aşan şirket sayısı, 2018 yılının ilk 10 ayında 2 bin 700’ü geçti” dedi. EĞİTİMLİ SURİYELİLER Türkiye’nin, Suriyelilere yedi yıldır yardım ettiğini vurgulayan UAAD Yönetim Kurulu Üyesi Said Sabbagh, şöyle konuştu: “Türk devletine ve toplumuna teşekkür ediyoruz. Bizim hayatımızı kurtardılar. Burada kalmamıza izin verdiler. Bizim ikinci konumuz ayakta kalmak. Türkiye’de 1000 Suriyeli akademisyen, 50 bin civarında da Suriyeli doktor, mühendis, eczacı gibi mesleklerden olanlar var. Ancak diploma denkliği sorunu olduğu için bunlar Türkiye ekonomisine gereken katkıyı sağlayamıyorlar. Diploma denklik sorunu çözülmeli. Ayrıca Türkçe dil eğitimi konusunda UNICEF’in okulları yetersiz. Türkiye’nin bu konuda maalesef bir projesi yok. Suriyeliler, youtube’den Türkçe öğrenmeye çalışıyorlar. Türkçe eğitimi konusunda bir proje gerekiyor.” İTO ÖRNEK OLDU Türk ve Suriyeli akademisyenlerin ortak çalışmalar yapabileceğini belirten UAAD Yönetim Kurulu Üyesi Said Sabbagh, “Suriyeli akademisyenleri istihdam edebilirsiniz. Ayrıca Suriyelilerin katkısı sağlanırsa, Arap sermayesinin Türkiye’ye gelmesi konusunda da gelişme kaydedilebilir. ABD ve İngiltere’de çok büyük miktarlarda Arap sermayesi var. Bu sermayenin Türkiye’ye gelmesine katkı sağlayabiliriz. Yapılabilecek çok proje var. İTO’ya da teşekkür ediyoruz. Bu konularda başarılı ve örnek çalışmalar yaptı. Bu çalışmaları ülke genelinde yayıp daha büyük projeler geliştirmeliyiz” dedi. UAAD Bilimsel Ofisi Danışmanı Prof. Mohammad Suheil Droubi ise ihracat konusunda Suriyelilerin katkısını sağlayacak bir komitenin İTO’da kurulması önerisinde bulundu. MEVZUAT YENİDEN DÜZENLENMELİ Liderlik Development CEO’su Imad Shanan, her bir yabancıya karşılık 10 Türk vatandaşını çalıştırma zorunluluğu nedeniyle bir mevzuat sıkıntısı yaşadıklarını belirtti. Shanan, mevzuata Suriyeliler konusunda bir istisna getirilirse daha fazla Suriyeli istihdam edebileceklerini söyledi. Shanan, bankaların, statülerindeki belirsizlik nedeniyle Suriyeli girişimcilere kredi konusunda destek olamadıklarını, destek verilirse daha büyük projeler gerçekleştireceklerini de sözlerine ekledi. Suriyeli bir başka girişimci ise patent düzenlemesi konusunda eksiklikler olduğunu, yeni ürün geliştirdiklerinde taklit edildiğini dile getirdi.

22 Kasım 2018 Perşembe

Boğaziçi’nin incisi KÜÇÜKSU KASRI

Boğaziçi’nde seyrüsefer etmek ömre bedeldir. Dünyanın bu nadide köşesinde bir tekneyle ilerlerken içinizi esenlik doldurur. Gözlerinizi Boğaziçi’nin doğal ve mimari güzelliklerinden alamazsınız. Bu eşi benzeri olmayan su yolunun iki yanında yer alan, özenle inşa edilmiş saraylar, kasırlar ve yalıların her biri ayrı bir mimari karaktere ve hikâyeye sahip. Boğaziçi, bugünden anlaması zor olsa da bir zamanlar şehir halkının vakti gelince taşındığı şehir içinde bir şehir, kendine has ritüelleri olan bir başka alemdir. Bize bu alemi en renkli şekilde anlatan yazarlardan Abdülhak Şinasi Hisar, yalıların gezen birer parçası, birer yavrusu gibi olan kayıkların ve sandalların, gezintileri özler gibi Boğaz sularında bekleştiğini söyler. Hisar, “İkindi sularında hanımlar ve beyler için sandalla gezinmek adetti” der ve ekler: “Cuma ve pazarları Küçüksu, Göksu, Kalender, Çubuklu gibi incesaz yerlerine, mesirelere gidilirdi.” DEKORASYONA FRANSIZ İMZASI Boğaziçi’nin tadına doyulmaz sandal sefalarının değişmeyen adreslerinden biri olan Küçüksu’daki yapıların en gösterişlisi, şüphesiz Küçüksu Kasrı’dır. İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu olan Küçüksu Kasrı, Boğaz kıyısında, Küçüksu Deresi’nin denize döküldüğü yerin yanı başında yer alır. Yapı, 19. yüzyılda Sultan Abdülmecid tarafından mimar Nigoğos Balyan Kalfa’ya yaptırılır. İnşaatı 1857’de tamamlanan yapının iç dekorasyonunu Fransız Charles Séchan yapar. Séchan, İstanbul’a 1851 yılının ağustos ayında Sultan Abdülmecid’in davetlisi olarak Dolmabahçe Sarayı’nın dekorasyonunu tamamlamak üzere gelir. Séchan, dekoratif sanatlarda dönemin meşhur isimlerinden biridir. Avrupa’da Viyana, Paris gibi opera binalarının ve Louvre Sarayı’nın tavan ve duvar dekorasyonlarında çalışmış olan Séchan, Osmanlı Sarayları’na Avrupa’dan etkileyici eşyalar getirtir. Séchan, Osmanlı sarayları içinde gerek inşası gerekse dekorasyonu ile yeni bir dönemin ilk temsilcisi olan Dolmabahçe Sarayı’nda ve dönemin birçok yapısında çarpıcı izler bırakır. Bu yapıların başında Dolmabahçe Sarayı Harem Bölümü Hünkâr Dairesi, Saray Tiyatrosu ve Küçüksu Kasrı gelir. SULTANLARIN HAS BAHÇESİ Küçüksu Kasrı’nın yer aldığı alan mevki, Osmanlı döneminde de ilgi görür ve sultanların has bahçelerinden biri olarak kullanılır. Özellikle IV. Murat’ın Göksu ve Küçüksu yöresini çok sevdiği tarihi kaynaklarda aktarılır. Kaynaklarda “Bağçe-i Göksu” adıyla geçen yerleşime, özellikle 18. yüzyıldan itibaren yoğun rağbet edilir ve yapılaşma artar. MİMARİ YENİLİKLERLE BEZELİ Sultan Abdülmecid, Küçüksu Kasrı’nı dönemin mimari yenilikleriyle bezetir. Mimar Balyan, yapıyı yığma tekniğiyle yüksek bir su basmanı üzerine iki katlı ve kargir olarak inşa eder. 19. yüzyıl barok ve rokoko üsluplarını yansıtan kasrın bodrumunda kiler, mutfak ve hizmetli odaları, diğer iki kat ise bir orta mekana açılan dört adet köşe odası olarak düzen-lenir. Yapının alçı kabartma ve kalem işi süslemeli tavanları, İtalyan mermerinden mamul şömineleri, ince bir işçilik gösteren parkeleri, art nouveau üslubunda mobilyaları etkileyici. Yapı, döküm tekniğiyle yapılmış zarif demir parmaklıklarla çevrili. KÜÇÜKSU KASRI MÜZESİ Osmanlı döneminde bir biniş kasrı yani bir nevi sultanlar için tasarlanmış iskele binası olarak kullanılan, sultanların konaklayıp dinlendiği yapı, erken Cumhuriyet döneminde devlet konukevi olarak kullanılır. Kasır, 1992 yılında başlayan kapsamlı bir restorasyon sonunda 1996 yılında, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı bir müze olarak ziyarete açılır. Pazartesi ve Perşembe günleri hariç Küçüksu Kasrı’nı görebilirsiniz.

22 Kasım 2018 Perşembe

Kadın girişimcilerden Vali eşine veda kahvaltısı

HABER: YAHYA GÜL TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu (TOBB İKGK) İcra Komitesi Üyeleri, Ankara’ya atanan İstanbul Valisi Vasip Şahin’in eşi Şeyma Şahin için İTO Cemile Sultan Korusu’nda bir veda kahvaltısı düzenledi. Kahvaltıya, Vali Vasip Şahin’in eşi Şeyma Şahin, İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran’ın eşi Birsen Oran, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Taş’ın eşi Jale Taş, Oda Meclisi Katip Üyesi Vildan Özcan, TOBB İKGK Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Hatice Kal, AK Parti İstanbul Kadın Kolları Başkanı Av. Şeyma Döğücü, İTO Genel Sekreter Yardımcısı Av. Nurcan Turan ve TOBB İKGK İcra Komitesi Üyeleri katıldı. Şeyma Şahin, yaptığı veda konuşmasında, İstanbul’u her zaman sevdiğini, böyle dostlara sahip olmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.

21 Kasım 2018 Çarşamba