tatil-sepeti
İstanbul popüler şehirler listesinde

FOTOĞRAF: İLKER BAŞÖZ Amerika'nın popüler sitesi en iyi şehirler listesini açıkladı . Türkiye'den bir yer listede yer aldı. Huffington Post dünyanın en iyi en görkemli hayatınız boyunca mutlaka görmeniz gereken en iyi 50 şehri listeledi. Listeye Türkiye'den de İstanbul 22. sıradan girdi.

28 Kasım 2018 Çarşamba

İTO Spor futbol turnuvasında yarı final geride kaldı

HABER: YAHYA GÜL İstanbul Ticaret Odası Spor Kulübü’nün her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği İTO Spor Futbol Turnuvası, bu yıl beşinci kez düzenleniyor. Turnuva kapsamında takımlar kıyasıya mücadele ederken, İTO Meclis Üyeleri spor turnuvası sayesinde bir araya gelme imkanı buluyor. Heyecanın ve enerjinin yüksek olduğu gözlenen turnuvanın yarı final maçları da geçtiğimiz hafta sonu oynandı. Yarı final maçları sonucunda Yakup Köç takımı ile Adil Coşkun - Levent Taş takımı finale kaldı. Final maçları da 24 Kasım 2018 Cumartesi günü oynanacak. Final maçında Yakup Köç takımı ile Adil Coşkun - Levent Taş takımı karşı karşıya gelecek.

27 Kasım 2018 Salı

İTO’dan optisyenlik öğrencileri için bilgi yarışması

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile Türkiye Optik ve Optometrik Meslekler Derneği işbirliğinde optisyenlik öğrencileri arasında bilgi yarışması düzenlenecek. Türkiye genelindeki tüm öğrencileri kapsayan yarışma, 12 Aralık 2018 Çarşamba günü saat 11.00’da İTO’nun Meclis Salonu’nda gerçekleştirilecek.

27 Kasım 2018 Salı

1 yılda 1 milyar TL

HABER: CEYHUN KUBURLU Türk futbol endüstrisi son yıllarda yayın hakları ve maç günü hasılatı ile hızlı bir büyüme yakaladı. Bu başarıda ligin kalitesinin artması etkili oldu. 18 takım, 2016-2017 sezonunda 2.2 milyar lira gelir elde ederken, bu rakam geçtiğimiz sezon 3.2 milyar liraya yaklaştı. Böylece 18 takım, tarihinde ilk kez yüzde 40’lık gelir artışı ile 3 milyar lira barajını aşmış oldu. En büyük artış kalemi ise kulüplerin yayın ve maç günü hasılatlarında yaşandı. Bu alanda aslan payını üç büyükler kaparken, Anadolu takımlarındaki yükseliş de alkışa değerdi. Göztepe, Konyaspor, Bursaspor, Antalyaspor, Kayserispor ve Malatyaspor öne çıkan diğer takımlar olmayı başardı. EN ÇOK KAZANANLAR Spor Toto Süper Lig’in Ekolig raporuna göre Süper Lig ekipleri gelirlerini toplam 1 milyar liraya yakın artırdı. Avrupa’nın en yüksek gelire sahip ligi 5.5 milyar Euro’yla İngiltere Premier Lig olurken, bu ligi sırasıyla Almanya Bundesliga, İspanya La Liga, İtalya Seria A ve Fransa Ligue 1 takip etti. Araştırmayı hazırlayan yetkililer, kulüplerle ve Süper Lig’le ilgili bilgi aktarırken, tribün seyirci ortalaması konusunda Göztepe örnek kulüp olarak gösterildi. Gelir konusunda ise ilk sırayı Beşiktaş aldı. Üst üste iki sezon şampiyonluğun ardından geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi’nde gruptan lider çıkan Beşiktaş, toplam 729.1 milyon TL’lik geliriyle ilk sırayı alan ekip oldu. Geçtiğimiz sezon başında Süper Lig’e yükselen Göztepe ise 100 milyon TL’ye yakın bir gelir elde ederken tribündeki seyirci ortalamasını yüzde 73 artırdı. Bunun yanı sıra ligdeki takımlarda kombinesi olup da maça gelmeyenlerin oranı yüzde 25 ortalamadayken, bu rakam Göztepe tribünlerinde sadece yüzde 7’de kaldı. SEYİRCİ HIZLA ARTIYOR Süper Lig’de maçları yerinde izleyen kişi sayısı hızla artıyor. Son iki sezonda toplam 6.4 milyon kişi stadyumlarda Süper Lig maçlarını seyretti. 2016-2017 sezonunda 8 bin 940 olan Süper Lig’in seyirci ortalaması, 2017-2018’de yüzde 43 artışla 12 bin 821’e yükseldi. 40 bin 778 seyirci ortalaması ile ligin seyirci şampiyonu Galatasaray oldu. Yüzde 166’lık artışla seyirci ortalamasını en fazla oranda artıran takım Akhisarspor idi. Süper Lig takımları sezon boyunca 400 milyon TL’ye yakın maç günü geliri kazandı. En fazla maç günü geliri olan takım ise şampiyon Galatasaray idi. Sarı-kırmızılı takımın maç günü geliri 128.5 milyon TL oldu. En fazla bilet satan ise Fenerbahçe’ydi. Süper Lig’in ortalama bilet fiyatı 69.85 TL’yi buldu. Bilet başına en fazla gelir elde eden yine Galatasaray oldu. Avrupa Kupaları’nda oynanan 15 maçı 350 bine yakın kişi seyretti. 3.2 MİLYAR LİRA NEREDEN GELDİ? Geçen sezon 1 milyar TL’lik finansal büyüme elde eden Spor Toto Süper Lig’in, global bir marka olma yolunda hızla ilerlediği görülüyor. Yılda 50 milyar doları aşan küresel futbol pazarındaki büyük rekabette, saha içindeki başarıdan bağımsız istikrarlı bir finansal büyüme, futbolun bütün paydaşlarını yakından ilgilendiriyor. Avrupa’nın en hızlı büyüyen liglerinden biri olan Süper Lig’de geçtiğimiz sezon naklen yayın gelirleri 1.5 milyar TL’ye, Maç günü gelirleri yüzde 52 oranında artışla 400 milyon TL’ye ulaştı. 18 takımın 250’den fazla reklam ve sponsorluk anlaşmasından elde ettiği ticari gelirler de 1 milyar TL’yi geçti. Bu rakamlara 300 milyon liralık diğer ticari gelirlerin de eklenmesiyle toplam 3.2 milyar liraya ulaşıldı.

26 Kasım 2018 Pazartesi

Son 35 yılın en şiddetli ticaret savaşı

Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, panel öncesinde İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Başkan Yardımcısı Dursun Topçu ve meclis üyeleriyle makam odasında görüştü. HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre geçtiğimiz yıl dünya ticaret hacmi yüzde 5.2 büyüdü. 2018 yılında büyüme yüzde 4.2’ye geriledi. Söz konusu verilerin 2019 yılı için yüzde 4, 2020 yılı için yüzde 3.8 olarak gerçekleşeceği öngörülüyor. Küresel ekonomideki bu daralmanın başlıca nedeninin ABD ile Çin arasında başlayan ‘ticaret savaşları’ olduğu düşünülürken, gelişmekte olan ekonomiler de bu daralmadan payını alıyor. Bu savaştan kendini korumak isteyen ülkeler korumacı tedbirleri artırırken Türkiye, dünya ek gümrük vergisi sıralamasında yüzde 5.9’luk oranla 8. sırada bulunuyor. Ticaret savaşlarında alınan tüm bu ticari politik önlemler İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşen bir panelle masaya yatırıldı. SAVAŞ VARSA ZARAR DA VAR Panele katılan Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Halit Hanoğlu, “Savaş varsa zarar da var” dedi. Ekonomik rekabet şiddetlenince korumacı politikaların da arttığını ifade eden Hanoğlu, “Anti damping ve ilave gümrük vergisi sonuç olarak aynı olsa da, uygulama nedenleri arasında ciddi fark var” diye konuştu. Hanoğlu, şu bilgileri verdi: “Ticaret politikalarında menşe uygulamaları arttı. Bu, gerçekten bir savaş içinde olduğumuzu gösteriyor. Uluslararası ticaret arz ve talebin karşılandığı uzlaşma alanı olmalı. Bizler uzlaşmayı engelleyecek noktaları bertaraf etme konusunda savaş vermeliyiz. Gümrük idareleri, bu savaşın en net yaşandığı bölgeler oldu. Bizler azami kamu yararını gözetmeye çalışıyoruz.” SANAYİCİYİ KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ Türkiye’nin ithalat vergilerinin oldukça düşük olduğunu belirten Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürü Ahmet Erkan Çetinkayış ise “Altına imza atılan çeşitli anlaşmalar nedeniyle pazarımız ithalata çok açık bir durumda” dedi. Çetinkayış, şu şekilde konuştu: “Fiili koruma alanlarımız çok düşük. Böyle olunca yerli sanayicimiz gerekli tedbirlerin alınması için bize başvuruyor. Biz de kurallara uygun olarak yerli sanayicimizi korumaya çalışıyoruz. ABD’nin Çin’e karşı başlattığı bu savaş zincirleme olacak. En çok önlem aldığımız ülkeler; Çin, Hindistan, Tayland, Tayvan, Endonezya ve Vietnam. Menşe ayrımı yapmadan aldığımız önlemler var. Bunda da dünyada 3. sıradayız.” KORUMACILIĞA AZAMİ DİKKAT Panelde konuşan İstanbul Ticaret Odası Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Metin Korkmaz, korumacı politikaların tüm ülkeler tarafından aynı anda uygulandığı takdirde bu savaşın kazananı olmayacağını söyledi. Dünyada en yüksek ek gümrük vergisi alan ülkenin Arjantin olduğunu ifade eden Korkmaz, “Türkiye, Güney Afrika ve Rusya’nın ardından 8. sırada yer alıyor” dedi. Korkmaz, şu şekilde konuştu: “Tüm dünyada ticaret savaşlarının ABD ve Çin arasında yaşanması beklenirken, çelik ve alüminyum ile başlayan ve diğer ürünlere de sıçrayan ek gümrük vergileri bizleri ve dış ticaret erbabını sınırlı da olsa etkiler hale geldi. Çin, geçen yıl ABD’den 129.9 milyar dolarlık ithalat yaptı. ABD, açtığı ticaret savaşında bugüne kadar 34 milyar dolarlık Çin ürününe yönelik vergi uygulamaya başladı. Çin ise aynı şekilde karşılık verdi. Korumacılık çok dikkatli ele alınması gereken bir husus. İstisnalar olabilir. Ancak korunacak sektörün doğru seçilmemesi, iç ticarette de haksız rekabete yol açabilir.” Toplantının oturum başkanlığını İstanbul Ticaret Odası Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi Meclis Üyesi Serdar Keskin gerçekleştirdi. İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu’nun da katıldığı panelde, Ticaret Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Mehmet Hatipoğlu ve İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Genel Sekreteri Ziya Akgün de birer sunum gerçekleştirdi. GÜMRÜKLER SAVAŞIN ASKERLERİ Panelin açılışını yapan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, 2018 yılında en çok duyulan sözün ticaret savaşları olduğunu belirterek, “Kuşkusuz, bu savaşın en önemli askerleri gümrük vergileri oldu” dedi. Avdagiç, şu şekilde konuştu: “Ticaret savaşları, 4-5 yüzyıl önceden esen kuvvetli bir rüzgârdır ve bu savaşın özü korumacılıktır. Bu ise 16. yüzyılda fizyokratların, merkantilistlerin savunup uyguladıkları bir politikaydı. Ticaret savaşları Türkiye için de önemli. Dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olma iddiasıyla yola çıkan bir ülke olarak, sektörlerimizi geliştirmek ve rekabetçi yapmak mecburiyetindeyiz. Daha çok üretim, daha çok ihracat yapmak istiyoruz. Bunu da yerli ve milli üretimi geliştirerek başarmayı hedefliyoruz. Bu noktada yerli üreticilerimizi, yatırımcılarımızı korumak zorundayız. Bu yüzden devletimiz, zaman zaman gümrük vergilerini bir enstrüman olarak kullanıyor. Ama bu, elbette ticaret savaşı olarak nitelenebilecek bir düzeyde değil.” MENŞE KURALLARI KORUMACILIĞA DÖNDÜ Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, paneldeki konuşmasında korumacı tedbirlere değindi. Kısıtlamaların çok dikkatli yapılması gerektiğini vurgulayan Batur, şunları söyledi: “Son 35 yılın en ciddi ticaret savaşlarının olduğu dönemden geçiyoruz. Geçtiğimiz ağustos ayında ABD, Türkiye’den alınan çelikte vergi oranını iki katına çıkardı. Biz de haklarımızı kullanarak ABD menşeli 22 ürüne ek vergi uyguladık. 533 milyon dolarlık ek vergi yükü bu şekilde ortaya çıkmış oldu. Ulusal güvenlik gerekçesiyle yapılan ek uygulamaların yanında Çin menşeli ürünlere de ek vergi kondu. Çin de aynı şekilde karşılık verince iki blok arasındaki savaşta kaldık. Korumacı tedbirlerin ticarete çok pozitif etkilerinin olduğunu söylemek mümkün değil. Menşe kuralları doğrudan doğruya korumacı önlem olarak kullanılmaya başlandı. Biz risk analizleri yapmaya gayret ediyoruz. Önlemleri de bu şekilde alıyoruz. Taşrada da menşe sağmalarına karşı teyakkuz halindeyiz. Önceden ticaret erbabını sürekli şüpheli gören anlayışı bıraktık. Ticaret erbabını iş ortağı olarak görüyoruz.”

26 Kasım 2018 Pazartesi