tatil-sepeti
İngiltere’nin kabus senaryosu: Anlaşmasız boşanma

İngiltere Başbakanı Theresa May’in Brüksel’le üzerinde uzlaştığı anlaşmanın partisinden ve parlamentodan yeterli desteği görememiş olması, ekonomi çevrelerinde ‘anlaşmasız ayrılık’ endişesini artırıyor. Geçtiğimiz günlerde İngiltere Başbakanı Theresa May’in detaylarını kamuoyu ile paylaştığı Brexit anlaşmasının siyasi bir krize neden olduğunu söylemek mümkün. May’in, kabinenin tam desteğini aldığını açıklamasının ardından aralarında Brexit Bakanı Dominic Raab’ın da olduğu dört bakanın istifa etmesi ekonomi çevrelerinde endişe yarattı. İstifaların ardından İngiliz sterlin ABD doları ve avro karşısında sert değer kayıpları yaşadı. 25 KASIM’DA OLAĞANÜSTÜ AB ZİRVESİ AB ile varılan Brexit anlaşmasının 25 Kasım’da yapılacak olağanüstü AB zirvesinde ele alınması planlanıyor fakat o güne dek yaşanacak gelişmeler İngiltere ile AB ilişkilerini çıkmaza sokabilir. Başbakan May’in hem kabinesinin, hem partisinin hem de parlamentonun desteğini arkasına alarak anlaşmanın onaylanmasını sağlaması gerekiyor ancak son günlerde yaşanan gelişmeler bu olasılığın oldukça düşük olduğuna işaret ediyor. İktidardaki Muhafazakar Parti içerisindeki bölünmüşlüğe ek olarak hükümete dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda’nın Demokratik Birlik Partisi (DUP) şimdiden ret oyu vereceğini açıkladı. Mevcut şartlarda parlamentonun anlaşmayı onaylaması olası görünmüyor. İSTİFA EDİP GENEL SEÇİM KARARI OLABİLİR İngiltere Başbakanı Theresa May’in istifa ederek genel seçim veya ‘anlaşmasız bir çıkış’ kararı alması olasılıklar içerisinde yer alıyor. Bu çoklu bilinmeyenler ortamında ise iş dünyası belirsizliklerin artmasından, en çok da “anlaşmasız ayrılık” (no deal) senaryosundan endişe etmekte. ANLAŞMASIZ BOŞANMANIN MALİYETİ AB ile İngiltere arasında Haziran 2017'de başlayan müzakerelerde taraflar, geçen yılın sonunda İngiltere'nin AB bütçesine taahhütlerinden kaynaklanan yaklaşık 40 milyar sterlinlik "ayrılık ücreti” konusunda ön anlaşmaya varmıştı. İngiltere’nin devam eden yasal yükümlükleri çerçevesinde anlaşmasız bir ayrılık durumunda bile bu ödemeyi yapması bekleniyor. Artık uluslararası finans kuruluşları, uluslararası şirketler hatta İngiltere’nin resmi kurumları olası bir anlaşmasız ayrılığın maliyetlerini hesaplıyor. Örneğin; The Independent gazetesinin şubat ayında yayımladığı ve bağımsız Bütçe Sorumluk Ofisi’nden (ONS) sızdırdığı öne sürülen bilgilere göre İngiltere’nin anlaşmasız bir şekilde birlikten ayrılması gelecek 15 yıl içerisinde ülke ekonomisine toplam maliyeti 252 milyar sterlini bulabilir. Yine bu belgelere göre İngiltere’nin olası zararı azaltacak bir serbest ticaret anlaşması imzalaması durumunda bile ülkenin toplam zararının 131 milyar sterlin seviyesine ulaşması söz konusu. GELECEK 15 YILDA BÜYÜMEYİ YÜZDE 8 AZALTABİLİR İngiltere’nin olası anlaşmasız ayrılığının AB ile ticaretin Dünya Ticaret Örgütü (WTÖ) kurallarına göre yapılması anlamı taşıyacağı, bunun da gelecek 15 yıl içerisinde büyümeyi yüzde 8 azaltabileceği belirtiliyor. İngiltere ile AB’den herhangi bir anlaşma olmaksızın ayrılması halinde İngiltere ve AB ile yapılan ticaretin gümrük kontrollerine ve gümrük vergilerine tabi hale gelmesinden endişe ediliyor. Bu bağlamda tedarik zincirinde uzun süreli gecikme ve aksamaların yaşanması ihtimal dahilinde. Sadece Dover limanından yılda 2,6 milyon tırın geçiyor olması da bunu destekliyor. İngiltere’nin anlaşmasız bir ayrılık yaşamasında en derin darbeyi ise ülke ekonomisinin üçte ikisinden fazlasını oluşturan hizmet sektörünün alabileceği tahmin edilmekte. Bu yılın haziran ayında İngiltere Merkez Bankası (BOE) Başkanı Mark Carney, AB’nin İngiltere’nin birlikten çıkışına ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaması halinde trilyonlarca sterlinlik derivatif (türev) kontratın riske girebileceğini söyledi. BoE verilerine göre halihazırda işlemde olan ve gerekli düzenlemelerin yapılması halinde riske girecek derivatif kontratların toplam hacmi 29 trilyon sterlin (38 trilyon ABD doları) seviyesinde. PERAKENDE SEKTÖRÜNDE MALİYET YÜKÜ Örneğin; İngiltere’nin önemli bankalarından Barclays, İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde ayrılması halinde yiyecek ve içecek ürünlerinin tedarik zincirinde ortalama gümrük vergilerinin yüzde 27’ye kadar yükselebileceği uyarısında bulunuyor. Sadece geçen yıl İngiltere’nin toplam yiyecek ve içecek ithalatının 48 milyar sterlin seviyesinde olduğu, bunun yaklaşık 71’inin AB üyesi ülkelerden ithal edildiği bir gerçek. Barclays’in tahminlerine göre İngiltere’nin AB’den anlaşmasız bir şekilde ayrılmasının yiyecek ve içecek perakende sektörüne toplam yıllık maliyeti yaklaşık 9 ,3 milyar sterlin seviyesinde olacak. Üstelik ülkede yiyecek içecek perakende sektörünün kar marjlarının yüzde 3 ila 5 arasında olduğu dikkate alındığında oluşacak ek gümrük maliyetlerinin doğrudan tüketiciye yansıması, bunun da enflasyonun yükselmesine neden olması beklentisi hakim. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’ (S&P) geçen ay yayımlandığı değerlendirme notunda İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde ayrılması halinde ülkede işsizliğin yüzde 4'ten 7,4’e yükselebileceği uyarısında bulundu.Değerlendirmede ayrıca ülkede gelecek iki yıl içerisinde konut fiyatlarının yaklaşık yüzde 10 düşebileceği, hane halkı gelirinin yıllık toplam 2 bin 700 sterlin azalabileceği belirtildi. Ayrıca İngiltere’nin anlaşmasız şekilde birlikten ayrılmasının 2019 yılın ortalarında enflasyonun yüzde 4,7 seviyesine yükselmesine neden olabileceği vurgulandı. GÜMRÜK ÜCRETLERİ, EK MALİYETLER VE BÜROKRASİ İngiltere’nin 2017'de AB’ye ihracatı, toplam ihracat içerisinde yüzde 44'lük bir paya sahip. İngiltere 616 milyar sterlinlik ihracatının 274 milyar sterlinlik kısmını AB ülkelerine gerçekleştirdi. Geçen yıl İngiltere’nin AB ülkelerinden yaptığı ithalat 341 milyar sterlin. Bu verilere göre AB geçtiğimiz yıl İngiltere’ye yaklaşık 67 milyar sterlin değerinde daha çok mal ve hizmet satışı gerçekleştirmiş durumda. İngiltere’nin anlaşmasız bir ayrılık yaşamasında en derin darbeyi ise ülke ekonomisinin üçte ikisinden fazlasının oluşturan hizmet sektörünün alabileceği düşünülüyor. WTO KURALLARINA GÖRE TİCARETİN MALİYETİ VAR Sert Brexit durumunda uygulanması gündeme gelecek olan WTO ticaret ilkelerine göre İngiltere AB ile ilaç, kimyasal madde ve gıda ürünlerinin ithalat ve ihracatında ülkelerarası kapsamlı ve düzenleyici prosedürler gerektiren “üçüncü ülke” statüsünde olacak. Bu durumda İngiltere’nin AB ülkeleriyle ve üçüncü ülkelerle ticaretinde gümrük vergileri artacak. Brexit ile İngiltere sadece ortak pazara serbestçe erişim imkânından mahrum kalmayıp, AB’nin ticaret anlaşmaları yaptığı 70’ten fazla ülkeye tercihli pazar erişimini de kaybedecek. Bu durumun tüm İngiltere’nin ihracatının yüzde 60’ını etkilemesi bekleniyor. Katma değer kaybından en çok etkilenecek sektörlerin ise ağırlıklı olarak kimya sanayii, makine ve otomotiv sektörleri olacağı tahmin ediliyor. AB ile İngiltere arasındaki ticari ilişkilere oranla daha yavaş işleyen WTO sistemi, İngiltere'nin gümrük, idare, vergi, şirket ve finans hukuku uygulamalarında kapsamlı reformları gerektirebilir. Örgütün Genel Direktörü Roberto Azevêdo, İngiltere’nin WTO’ya üyelik koşullarının yeniden müzakere edilmesini önerirken tarımsal kota ve İngiliz çiftçilerine yapılan sübvansiyonların da yeniden müzakere edilmesi gerektiğini belirtmişti. WTO’nun İngiltere’nin AB ile gelecekteki ilişkisi için bir güvenlik ağı olarak faaliyet gösterebilmesi diğer WTO üyeleri ile de başarılı müzakerelerin geliştirilmesine bağlı. İngiltere WTO üyesi olduğu için WTO üyeliği için başvuruda bulunmak zorunda değil ancak örgütün İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra mal ve hizmetlere piyasa erişim taahhütlerini içeren “en çok gözetilen ülke” şartlarına göre ticaret yapması gerekiyor. Bu da İngiltere’nin sadece AB’ye yönelik gümrük vergilerini düşürerek kolaylık sağlaması durumunda bu kolaylığı tüm WTO üyesi ülkelere sağlamak zorunda kalacağı anlamına geliyor. WTO kuralları çerçevesinde AB’nin birçok tarım dışı ürüne yönelik uyguladığı gümrük vergisi yaklaşık yüzde 2,6 seviyesinde. Öte yandan bazı sektörlerde bu oran oldukça yükselebiliyor. Örneğin; WTO kurallarına göre ticaret yapılması halinde otomotiv ve otomotiv yedek parçaları sınır geçişinde yüzde 10 gümrük vergisine tabi tutulabilecek. Süt ve süt ürünlerinde vergi oranı yüzde 35,4’e kadar yükselebiliyor. WTO düzenlemelerine göre AB’nin gümrük vergisi oranı şeker ve şekerleme ürünlerinde yüzde 23,6, içecek ve tütünlerde yüzde 19,6, hayvansa ürünlerde yüzde 15,7, balıkta yüzde 12 ve giyimde 11,5 seviyesinde.

21 Kasım 2018 Çarşamba

Dijital dönüşüm zirvesi yapıldı

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çevre ve ŞehircilikBakanlığı’nın desteğiyle organize edilen Türkiye’nin teknoloji ve dijital dönüşüm etkinliği Smart Future Expo, “Dönüşerek Daha Güçlüyüz” sloganıyla gerçekleşti. Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen zirvede, yapay zekâ, bulut bilişim, IoT ve büyük veri gibi geleceğin dünyasını şekillendiren teknolojiler konuşuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati’nin katılımıyla gerçekleşen zirvenin açılışında İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer de bir konuşma yaptı. YÜZDE 65 YERLİLİK Ahmet Özer, ülkelerin kalkınma ve büyümelerinin teknolojik değişimlere ayak uydurmakla paralel olduğunu ifade ederek, “Ülkemiz açısından değerlendirildiğinde Sanayi 4.0 olarak adlandırılan dönemin öneminin ciddi bir şekilde kavrandığını görüyoruz” dedi. Özer, “Savunma sanayimize bakıldığında 2002 yılında yalnızca 66 savunma projesinin yaklaşık yüzde 80 dışa bağımlılık oranı ile yürütüldüğü bir noktadan, bugün yüzde 65’in üzerinde yerlilik oranı ile proje sayımız yaklaşık 9 kat artarak 553’e ulaşmıştır” diye konuştu. İTO EN BÜYÜK DESTEKÇİ Özer konuşmasında, İstanbul Ticaret Odası’nın yerli teknolojinin en büyük destekçilerinden biri olduğunu söyledi. Ahmet Özer, şöyle devam etti: “Teknolojilerin yüksek katma değerli üretim imkânı sağlaması, üretimde insan kaynaklı hata payının azalması, teknoloji tabanlı eğitim ile birlikte işgücü yapısının daha da nitelik kazanması yakın bir gelecekte ülkemiz ekonomisine büyük katkılar sağlayacak.” Özer, İstanbul Ticaret Üniversitesi bünyesinde hizmet veren, Düşünce ve Proje Akademisi (DÜPA), Bilişim Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Uluslararası Kreatif Ekonomi, Kültür Endüstrileri ve Kreatif Şehirler Uygulama ve Araştırma Merkezi, Enerji Ekonomisi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin araştırmacılara açık olduğunu ifade etti. Toplantıya İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreteri Doç. Dr. Nihat Alayoğlu da iştirak etti. BİLİM İNSANLARI TÜRKİYE’YE DÖNECEK Smart Future Expo: Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisi’nin açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bilim insanlarının Türkiye’ye dönüşüne katkı sağlayacak Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı adı verilen bir projeyi 15 Aralık’ta hayata kazandıracaklarını söyledi. Varank, projeyi şu şekilde anlattı: “Program yurt dışından Türkiye’ye gelecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yanı sıra yabancı uyruklu araştırmacıları da kapsayacak ve sekiz farklı alanda teşvikler sunulacak. Aylık yaşam gideri bursu genç araştırmacılar için 20 bin lira, deneyimli araştırmacılar için de 24 bin lira olacak.”

20 Kasım 2018 Salı

Malezya yüzde yüz Türk sermayeli ortak arıyor

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Malezyalı firmalar, İstanbul Ticaret Odası’na gerçekleştirdikleri bir ziyaretle Türk firmaları ile işbirliği fırsatlarını aradı. Ülkelerinde mühendislik, bilişim sistemleri, sağlık, tarım, gıda, biyoteknoloji, bitkisel ilaçlar, kozmetik, helal ürünler alanında faaliyet gösteren firmalar; özellikle yüzde yüz Türk sermayeli şirketlerle işbirliği yapmayı talep etti. İHRACAT ÜSSÜ Türkiye’de yatırım yapmak, ürünlerini dağıtmak ve Türkiye’yi ihracat üssü olarak değerlendirmek amacıyla Türk iş ortakları bulmayı hedefleyen heyete, Malezya İnsan Yaşamını Geliştirme Vakfı CEO’su Junaidi Said başkanlık etti. Heyeti İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreteri Doç. Dr. Nihat Alayoğlu karşıladı. Toplantıda iki ülke arasında ticaret ve eğitim alanında işbirliği yapılabileceği de dile getirildiği.

20 Kasım 2018 Salı

‘İndirim ve yapılandırma süreci tamamlar’

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) işverenlerin prim borçlarının yapılandırması kararıyla ilgili olarak, “Kredi yapılandırmasının ardından gelen SGK taksitlendirmesi son derece olumlu. Geçici bir prim indirimi ve vergi borcu yapılandırması da süreci tamamlar” değerlendirmesini yaptı. Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, SGK’nın başlattığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından bugün açıklanan ‘uyumlu işveren’ düzenlemesini değerlendirdi. Avdagiç, “Reel sektör üretimini aksatmayıp, kredilerini ödemeye çalışırken SGK primi taksitlendirmesi, hem üretenler hem de hem finans kesimi için önemli bir adım olmuştur” dedi. HAKKANİYETLİ BİR SINIRLAMA Şekib Avdagiç, şunları söyledi: “Söz konusu düzenleme ile geriye dönük 3 yılda primini düzenli ödemiş, ancak son 12 ayda sorun yaşayan iyi niyetli işverenin koruma altına alınması ile hakkaniyetli bir sınırlama getirilmiş oldu. Ayrıca 500 bin TL'ye kadar olan borçlarda teminat aranmayacak olması, KOBİ’lere verilen önemi gösteriyor. Hem 60 aylık vade imkanı hem de uygun faiz oranı işveren için önemli bir destek. Piyasadaki nakit döngüsüne, sonrasında da istihdama ve büyümeye katkı yapacak böylesi adımlara ihtiyacımız var.”

20 Kasım 2018 Salı

İTO modern pazarlamanın duayenini İstanbul’a getiriyor

ADI pazarlamayla özdeşleşen dünyaca tanınmış yönetim ve pazarlama gurusu Profesör Philip Kotler, kurucusu olduğu Dünya Pazarlama Zirvesi (World Marketing Summit-WMS) için 4 Aralık’ta İstanbul’a geliyor. Pazarlama gurusu Philip Kotler’in öncülüğünde 7 yıl önce kurulan World Marketing Summit (WMS), daha önce Japonya, Kanada, Bahreyn, Hindistan gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlendi. Zirvenin bu yılki ev sahibi ise İstanbul Ticaret Odası. NÖROBİLİMİN PAZARLAMADAKİ ROLÜ İlk kez İstanbul’da düzenlenecek Dünya Pazarlama Zirvesi, küresel pazarlama profesyonellerinin en prestijli platformlarından biri olarak kabul ediliyor. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek zirvenin teması ise ‘Pazarlamanın geleceği İstanbul’da tasarlanıyor’ olarak belirlendi. Pazarlamanın geleceğinin A’dan Z’ye tartışılacağı zirvede, ‘Stratejik Pazarlama’, ‘Nörobilimin Pazarlamadaki Rolü’, ‘Pazarlamada Big Data’, ‘Pazarlamanın Geleceğini İstanbul’da İnşa Etmek’ gibi dikkat çekici konular yer alıyor. Zirvede İstanbul markasının; Türk patentli marka ve ürünler için ürettiği katma değeri artırmanın, İstanbul’dan yeni dünya markaları inşa etmenin yolları otoriteler tarafından anlatılacak. TİCARETİN HAMMADDESİ MARKA İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Ticaret Odası olarak pazarlamanın duayeni Philip Kotler’i İstanbul ile buluşturacak olmaktan büyük heyecan duyduklarını söyledi. Ticaretin en önemli hammaddesinin marka olduğunu ifade eden Avdagiç, “Ticaretin en önemli hammaddesi olan markanın; planlanması, projelendirilmesi, pazarlanması, değerlenmesi konularında dünyanın önemli otoritelerinin görüşlerini müktesebatımıza katacağız” dedi. Avdagiç, “Philip Kotler gibi pazarlama alanında efsane bir ismin, İstanbul markası için çalışıyor olması heyecan verici. İTO, İstanbul’a bu gururu yaşatıyor. İstanbul Ticaret Odası olarak, Kotler gibi bir ismi ağırlamanın ve yapıldığı şehre yeni bir ufuk açıp, vizyon kazandıran Dünya Pazarlama Zirvesi’ni İstanbul’da gerçekleştirmenin sevincini yaşıyoruz. İnanıyorum ki, pazarlamanın geleceği İstanbul’da inşa edilirken, İstanbul’un geleceği de pazarlama ile şekillenecek” dedi. Dünya Pazarlama Zirvesi İstanbul 2018’e bin kişiden fazla pazarlama profesyonelinin katılmasını beklediklerini belirten Şekib Avdagiç, “Pazarlama öyle tanımlanır ki; üretimden önce başlar, satıştan sonra devam eder. Kısacası pazarlama ve markalaşma ekonominin, hayatın ta kendisidir. Profesör Kotler’in fikirlerinin, İTO’nun ev sahipliğinde girişimcilerimizle buluşması, onlara gelecekleri için çok değerli bir ufuk açacaktır. Şimdi marka şehir İstanbul’da pazarlamanın geleceğini konuşmanın vakti. Şimdi İstanbul’da geleceğin küresel markalarının yolunu açma vakti” diye konuştu. KOTLER: İSTANBUL KENDİ BAŞINA BİR DÜNYA Profesör Philip Kotler, zirve öncesi yayınladığı mesajda, “İstanbul binlerce yıllık tarihiyle kendi içinde ayrı bir dünya barındırıyor” ifadesini kullandı. “Böylesine prestijli bir etkinliği İstanbul’da yapmak büyük bir onur” diyen Kotler, Dünya Pazarlama Zirvesi’nin İstanbul’da pazarlama uzmanlarının gelecekte pazarlamayı kullanma şeklini değiştirebileceğine inandığını söyledi. Kotler, “İstanbul zirvesinde yeni fikirler üretmek, markalaşma gücünü artırmak için işletmelerin karşılaştığı zorlukları ve fırsatları konuşacağız. Yeni pazarlama fikirleri ve trendlerini detaylarıyla ele alacağız. Amacımız, her zaman olduğu gibi, şirketlerin pazarlamayı daha çok insana, daha iyi bir dünya yaratmayı sağlayacak şekilde kullanmasıdır” dedi. Profesör Philip Kotler, şunları söyledi: “Dünya Pazarlama Zirvesi, İstanbul ve Türkiye’deki şirketler için bir dönüm noktası. Hem yerel hem de küresel büyüme ve refah için çok büyük fırsatlar ortaya çıkaracak. İnanıyorum ki yapacağımız zirve, iş liderleri ve pazarlama profesyonellerinin; sürekli değişen, küreselleşen ve dijital hale gelen ekonomide uluslararası pazarlamanın en iyi uygulamalarını öğrenmeleri için de mükemmel bir fırsat oluşturacak. Tüm konuşmacılar İstanbul Ticaret Odası-liderlik, eğitim, gelişim, sürdürülebilirlik, zenginleştirme ve ilerleme konularıyla iç içe olan kavram ve etkili hikayelerle sizi yaratıcı, eleştirel ve stratejik bir pazarlama anlayışı benimsemeye teşvik edecek.” KOTLER’E FAHRİ DOKTORA Zirve kapsamında 5 Aralık’ta ise Philip Kotler’e İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından fahri doktora takdim edilecek. Kotler, üniversitede düzenlenecek bir panele de konuşmacı olarak katılacak. ONLİNE BAŞVURU VE KAYIT 4 Aralık’ta İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek WMS İstanbul 2018’e katılmak için ito.org.tr/wms adresinden online başvuru yapmak gerekiyor. 150 MAKALE VE 60 KİTAP YAZDI ‘Modern Pazarlamanın Babası’ olarak bilinen ve dünyanın lider pazarlama otoritelerinden olan Profesör Philip Kotler, 50 yılı aşkın bir süredir Northwestern University, Kellogg School of Management’da ders veriyor. Profesör Kotler’in Pazarlama Yönetimi (Marketing Management) kitabı dünyada en geniş kullanımlı pazarlama ders kitabı olarak okutuluyor. Kotler, Principles of Marketing, Marketing for Hospitality and Tourism, Strategic Marketing for Nonprofit Organizations, Social Marketing, Marketing Places, The Marketing of Nations, Confronting Capitalism, and Democracy in Decline olmak üzere 150 makale ve 60 kitap yazdı ve yayınladı. Profesör Kotler, IBM, General Electric, AT&T, Bank of America, Merck, Motorola, Ford gibi çeşitli kuruluşlarda Pazarlama Stratejisi ve Planlaması, Pazarlama Yapılanması ve Uluslararası Pazarlama konularında danışmanlık yaptı. 2017’de çıkardığı ‘My Adventures in Marketing’ adını taşıyan son kitabı ise kendi biyografisini de ele almasından dolayı çok önemli.

20 Kasım 2018 Salı