tatil-sepeti
573 milyon dolarlık maske ve koruyucu giysi ihraç edildi

Türkiye’den yılın ilk altı ayında 144.7 milyon doları tıbbi ve kumaş maske, 428.7 milyon dolarlık da koruyucu giysi olmak üzere 573.4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Maske ve koruyucu giysi ihracatında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 986'lık rekor artış elde edildi. Türkiye, yılın ilk yarısında 573 milyon dolarlık maske ve koruyucu giysi ihracatı gerçekleştirdi. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin (İHKİB) açıklamasına göre,Türkiye, dünyada salgının damga vurduğu 2020'nin ilk yarısında 573 milyon dolarlık tıbbi ve kumaş maske ile koruyucu giysi ihracatı gerçekleştirdi. Zorlu süreçte ülke ekonomisi için stratejik önemini bir kez daha kanıtlayan Türk hazır giyim endüstrisi, hem yurt içindeki ihtiyacı karşıladı hem de salgınla mücadele eden onlarca ülkenin imdadına yetişti. Açıklamada görüşlerine yer verilen İHKİBBaşkanı Mustafa Gültepe, daha önce benzeri görülmeyen salgın nedeniyle tüm dünyada maske ve koruyucu giysilere yoğun bir talep oluştuğunu anımsattı. Türk hazır giyim endüstrisinin talebi karşılamak için üretim bantlarında hızla gerekli değişimi yaptığını aktaran Gültepe,"Bıçak gibi kesilen siparişler nedeniyle firmalarımız nisan ve mayısta kapasitelerini en aza düşürdü. Bazı firmalarımız geçici olarak üretimlerini durdurdu. İşte tam bu süreçte artan maske ve koruyucu giysi talebini karşılayarak hem salgınla mücadeleye katkı sunmak hem de istihdamı korumak için birçok firmamız bu alana yöneldi. Bu tesislerimizde öncelikle ülkemizin ihtiyacını karşıladık. Bu ürünlerin büyük bölümünü devletimize hibe ettik" ifadelerini kullandı. YÜZDE 986'LIK REKOR ARTIŞ ELDE ETTİK İHKİB Başkanı Gültepe, sektörünsalgınla mücadele eden ülkelerin de imdadına yetiştiğini belirterek, şunları kaydetti:"İlk 6 ayda 144,7 milyon doları tıbbi ve kumaş maske, 428,7 milyon doları da koruyucu giysi olmak üzere 573,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Maske ve koruyucu giysi ihracatımızda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 986'lık rekor artış elde ettik. Bir anlamda salgına karşı tüm dünyada insanlar için koruma kalkanı oluşturduk. Biz bu ihracatı ticari değerinden öteye Türk hazır giyim endüstrisinin zor günde ırk, dil, din ayrımı gözetmeden tüm insanlığa sunduğu bir katkı olarak değerlendiriyor ve gurur duyuyoruz." Gültepe, maske ve koruyucu giysilerin ihraç edilmeden önce İHKİB'in iştiraki EKOTEKS Laboratuvarı'nda testten geçirildiğinin altını çizdi. Sektörün erken davranmasına rağmen bürokratik nedenlerle kumaş maske ihracatına geç başlandığını aktaran Gültepe, "Eğer daha hızlı hareket edebilseydik bugün dünyada çok daha fazla insana maske ulaştırabilir, 6 aylık ihracatta 1 milyar doları yakalayabilirdik" ifadesini kullandı. Gültepe,koruyucu giysi ve maske ihracatının, hazır giyim ihracatı içindeki payının yüzde 8,2'ye ulaştığı bilgisini verdi. FABRİKALARIMIZIN YÜZDE 85'İ YENİDEN ÜRETİME DÖNDÜ İHKİB Başkanı Gültepe,sektörün 6 aylık genel ihracat performansına değinirken, 3 aylık dramatik düşüşün ardından hazirandagelen yüzde 25'lik ihracat artışının sektör için büyük moral olduğunu aktardı. Hazirandakiartışa rağmen sektörün 6 aylık ihracatının yüzde 19,8 daraldığını belirten Gültepe,2019'un ilk yarısında 8,7 milyar dolar olan ihracatın, salgın nedeniyle bu yıl 7 milyar dolarda kaldığınıancak ortaya çıkan yeni gelişmelerin gelecekle ilgili iyimserliği artırdığını vurguladı. Gültepe, şu değerlendirmelerde bulundu: "Öncelikle en büyük pazarımız konumundaki AB'de bir canlanma var. Avrupa merkezli hazır giyim markaları, depolarımızda bekleyen siparişlerini çekiyorlar. Ayrıca, yeni sezon için siparişler gelmeye başladı. Fabrikalarımızın yüzde 85'i yeniden üretime döndü. Almanya'ya ihracatımız, hazirandageçen yıla oranla yüzde 32,3'lük arttı. ABD'ye ihracatımızda ise yüzde 213'lük artış yakaladık. Eğer yeni bir salgın dalgasıyla karşılaşmazsak özellikle eylülden sonra hızla toparlanabiliriz. Ancak son çeyrekteki toparlanma yılı kurtarmaya ne yazık ki yetmeyecek. 2020'yi yüzde 15-20 daralmayla kapatabiliriz." Gültepe, şubatta592 binle yeni bir istihdam rekoruna imza atan sektörün, martta istihdamda 25 bin kayıp yaşadığını, bu kaybın çok daha büyümemesi için kısa çalışma ödeneğinin en az eylül sonuna kadar devam etmesini beklediklerini kaydetti.

06 Temmuz 2020 Pazartesi

Esnafa sağlanan kredi desteği 17 milyar lirayı aştı

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ticari faaliyetleri Kovid-19 salgınının olumsuz etkilerinden korumak üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "Ekonomik İstikrar Kalkanı" paketi kapsamında önemli destekler sağlandığını anımsattı. Bu çerçevede esnaf ve sanatkarlara yönelik Halkbank tarafından sunulan "Esnaf Destek Paketi"ne değinen Pekcan, "Yıllık yüzde 4,5 faiz oranlı, 36 aya kadar vadeli, 6 aya kadar ödemesiz Halkbank kredilerinden yararlanan 700 bin esnafımız 17,2 milyar lira kredi kullandı. Bunun 4 milyar lirası Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar, Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) kanalıyla garanti edildi, 13,2 milyar lirası da doğrudan Halkbank tarafından kredilendirildi" diye konuştu. Pekcan, 25 bin liraya kadar limitli, 3 aya kadar ödemesiz 12 aya kadar vadeli olarak düzenlenen "Paraf Esnaf Kart" desteğinden de 530 bin esnafın yararlandığını ve 10 milyar lira tutarında limit tahsis edildiğini kaydetti. ESNAFIN 3,5 MİLYAR LİRALIK KREDİ ÖDEMESİ ERTELENDİ Gelen talepler doğrultusunda esnafın mart, nisan, mayıs aylarına ait kredi ödemelerinde faizsiz 3 ay erteleme sağlandığını hatırlatan Pekcan, "Bu kapsamda 3,5 milyar liralık öteleme gerçekleştirdik" dedi. Bakan Pekcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her zaman esnafın yanında olduğunu vurgulayarak, devletin imkanları ölçüsünde esnafın taleplerinin dinleneceğini ve birlikte sorunlara çözüm bulacaklarına dikkati çekti. Kovid-19 salgını sürecinde video konferans yöntemiyle istişare toplantılarını sürdürdüklerine işaret eden Pekcan, esnaf ve sanatkar odaları, birlikleri ile görüşmeler yaptıklarını, taleplerini, önerilerini, şikayetlerini dinlediklerini belirtti. Pekcan, Ticaret Bakanlığı olarak esnafın taleplerinin takipçisi olduklarını ifade ederek, Bakanlığın görev alanındaki konulara çözüm üretmeye çalıştıklarını, diğer Bakanlıkların görev alanındaki konuları ise ilgili Bakanlıklara ileterek takip ettiklerini bildirdi.

06 Temmuz 2020 Pazartesi

Konut kredisinde rekor 6 ayda kırıldı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgiye göre 2018 sonunda 188.5 milyar lira olan konut kredileri bakiyesi, 2019 sonunda 10.2 milyar lira artarak 198.7 milyar liraya yükseldi. Yılın ilk çeyreğinde konut kredileri 12,3 milyar liralık yükselişle 211 milyar liraya ulaştı. Normalleşme sürecine geçişle birlikte hem inşaat sektörünün canlanması hem de vatandaşların erteledikleri konut taleplerini satın alabilmek için kamu bankaları öncülüğünde konut kredi faiz oranları tarihi düşük seviyeye çekildi. Böylece konut kredi kullanımı da ikinci çeyrek sonu itibarıyla ciddi artış gösterdi. İkinci çeyrekte konut kredisi artışı 19,6 milyar lira oldu. Bankacılık sektörünün konut kredi bakiyesi ilk yarıda 32,2 milyar liralık artışla 230,9 milyar liraya ulaştı. Bu alanda tüm zamanların yıllık rekoru da 6 ayda kırılmış oldu.Söz konusu tutarın daha önce en yüksek gerçekleştiği dönem, 27,6 milyarlirayla 2017 olmuştu. FIRSATÇILAR FİYATLARI ARTIRMASAYDI KREDİ TUTARI ÇOK DAHA YÜKSEK OLABİLİRDİ İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, kamu bankalarının kampanyası sayesinde konut ilginin yüzde 50 arttığını belirterek, alımlarını erteleyen ve kiradan kurtulmak isteyen vatandaşların satılık daireleri doldurduğunu söyledi. Bu süreçte daha önce de söyledikleri gibi bazı fırsatçı ev sahiplerinin vegayrimenkul şirketlerinin fiyatları yüzde 25'lere varan oranlarda artırdığını dile getiren Aşa, "Fırsatçıların haksız fiyat artışları olmasaydı çekilen konut kredi tutarı ve satılan ev adedi çok daha fazla olacaktı" dedi. Aşa, elindeki konutu satamamasına rağmen hala fırsatçılık yapmak isteyen ev sahipleri ve gayrimenkul şirketlerinin bulunduğunu kaydederek, bu kişiler hakkında kredi verilmemesi gibi yaptırımların acilen uygulanması gerektiğini sözlerine ekledi. AYLAR İTİBARIYLA KONUT KREDİ BAKİYESİ Aylar itibarıyla bankacılık sektörünün konut kredi bakiyesi şöyle (milyon TL): Ay Kredi Bakiyesi Ara.18 188.541 Ara.19 198.703 Mar.20 211.000 Nis.20 210.897 May.20 211.264 Haz.20 230.881

06 Temmuz 2020 Pazartesi

4 milyar dolarlık 52 proje için yatırım kararı

Basın mensuplarıyla bir araya gelerek Türkiye'de Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, şu anda yatırım kararı alınmış toplam 52 projenin bulunduğunu anlattı. Dağlıoğlu, bu projelerin toplam yatırım bedelinin yaklaşık 4 milyar dolar, taahhüt edilen istihdamının ise 10 bin 500 civarında olduğunu söyledi. Dağlıoğlu, projelerin ABD, Almanya, Türkiye, İspanya, Hollanda ve Hindistan başta olmak üzere 17 farklı ülkeden geldiğini aktararak, "Projeler yatırım değerine göre kimya ürünleri, demir çelik ve diğer metaller, enerji, motorlu taşıtlar ve ulaştırma araçları ile madencilik/taş ocakçılığı başta olmak üzere 18 farklı sektörden oluşuyor. Projelerin 36'sı sıfırdan yatırım, kalan 16'sı ise genişleme yatırımı" diye konuştu. Bu yılın haziran ayı itibarıyla potansiyel yatırım olarak görülen 82 projenin 70'inin araştırma ve fizibilite aşamasında bulunduğu bilgisini veren Dağlıoğlu, şunları kaydetti: "Potansiyel projelerin toplam yatırım bedeli yaklaşık 4,76 milyar dolar, toplam taahhüt edilen istihdamı ise yaklaşık 15 bin 800 düzeyinde. Projeler bilgi ve iletişim teknolojileri, gıda ürünleri, makine ve ekipmanları, kimya ürünleri ve motorlu taşıtlar için yedek parça sektörleri başta olmak üzere 23 farklı sektörü kapsıyor. Projelere yatırım değerine göre baktığımızda Almanya, Güney Kore, ABD, Türkiye, Japonya, Kanada ve BAE başta olmak üzere 27 farklı ülkeden geldiğini görüyoruz." MOBİLİTE DÜNYASINA ADAPTE OLUNMASI GEREK Dağlıoğlu, uluslararası doğrudan yatırımlar açısından öncelikli sektörlerden bahsederek, bu sektörleri; "e-mobilite, yaşam bilimleri (ilaç, tıbbi cihaz, hastane hizmetleri), sağlık, bilgi ve iletişim teknolojileri (tüketici elektroniği, ICT, yazılım), otomotiv, enerji, kimya-petrokimya, makine, savunma ve havacılık, lojistik, altyapı, tarım, gıda & içecek" şeklinde sıraladı. Mobilite dünyasına adapte olunması gerektiğini vurgulayan Dağlıoğlu, "Bunu yapmazsak önemli bir fırsatı ıskalayabiliriz" dedi. Dağlıoğlu, 1995'te ihracatın yüzde 27'sinin orta-yüksek teknoloji ürünlerden ibaret olduğunu, bugün bu oranın yüzde 40 seviyelerine çıktığını ifade etti. 2019-2020 Eylem Planı konusunda yapılan görüşmelerde, toplam 42 eylemden 21'inin tamamlandığının öğrenildiğini aktaran Dağlıoğlu, şunları söyledi: "Yatırımcıların korunmasını esas alan çerçeve kanun taslağı çalışmaları Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile koordinasyon içerisinde yürütülerek son aşamaya getirildi. Öte yandan Yatırım Ofisi olarak finansal yatırımcılara da stratejik yatırımcılar kadar önem vermekteyiz. Bu kapsamda özel sermaye ve girişim sermayesi fonlarından ülkemize daha fazla yatırım kazandırmaya çalışıyoruz. Ayrıca LP olarak tabir edilen ve fonlara yatırım yapan uluslararası finans kurumları, emeklilik fonları, varlık fonları, aile ofisleri ve varlıklı bireyler gibi büyük ölçekli yatırımcıları Türkiye'de yatırım yapmak üzere kurulan özel sermaye ve girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmaya ikna etmeye çalışıyoruz." TÜRKİYE'DE ŞUBAT 2020 İTİBARIYLA 1.236 AR-GE MERKEZİ VAR Burak Dağlıoğlu, Türkiye'de Şubat 2020 itibarıyla 187'si uluslararası olmak üzere toplam 1.236 Ar-Ge merkezi bulunduğundan bahsederek, toplam 60 bin 173 personel istihdam edilen bu merkezlerin sayısının artmasını istediklerini ifade etti. Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin bugüne kadar 23 milyar dolarlık 224 yatırım projesini ülkeye kazandırdığına, bu yatırımlar kapsamında yaklaşık 48 bin istihdam öngörüldüğüne dikkati çekti. Türkiye'de 2003'ten Nisan 2020'ye kadar 219 milyar dolarlık UDY gerçekleştirildiğini aktaran Dağlıoğlu, gelen UDY'lerin ülke bazlı dağılımının sırasıyla Hollanda, ABD, İngiltere, Avusturya, Luxemburg, Almanya, İspanya, Belçika, Fransa, Yunanistan, Azerbaycan, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, İtalya, İsviçre, Katar, Japonya, Suudi Arabistan, Kuveyt olduğunu söyledi. AVRUPA'YA, AMERİKA'YA SIRTIMIZI DÖNMEDİK Yatırımcının coğrafi profilinin belirlenmesi gerektiğine işaret eden Dağlıoğlu, "Türkiye'deki Avrupalı, Amerikalı, Körfezli veya Asyalı yatırımcıların farklı motivasyon, beklenti ve düşünme tekniği var" dedi. Dağlıoğlu, yatırımlar açısından Asya'ya çok önem verdiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Türkiye'ye 2002-2010 döneminde gelen UDY'nin yüzde 70'ten fazlası Avrupa'dan, yüzde 10'a yakını da Amerika'dan. Asya ülkelerinden gelen ise sadece yüzde 12 civarında. 2011'den günümüze kadar olan dönemde ise Asya ülkelerinin payı yüzde 22'nin üzerine çıkmış. Yani dünyanın ekonomik ağırlığı Asya'ya kayıyor; bu bir gerçek. Türkiye de bu gerçekten bağımsız hareket edemiyor. Bunun 'Avrupa'ya,Amerika'ya sırtımızı dönme' gibi bir şeyle alakası yok. Zaman zaman bu yorumları da maalesef duyuyoruz. Amerikan yatırımları için zaten burada çok güçlü bir varlık var. Avrupa'yla da biz çok iç içeyiz ama Asya yatırımcısının daha az bildiği bir coğrafya ve buradaki iş kültürünü çok bilmiyor. Dolayısıyla Asya'dan yatırım çekmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz." MARTTAN HAZİRAN SONUNA KADAR 600 TOPLANTI GERÇEKLEŞTİRDİK Dağlıoğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Pandemi sürecinde yatırım ofislerinin faaliyetlerini artırdığını ve daha fazla mesai yaptığını vurgulayan Dağlıoğlu, "Burada uluslararası yatırımcılarımız ve yerli şirketlerimizin faaliyetlerinin devamı bizim için esas oldu. Salgın sürecinde ekonomik faaliyet tabii ki yavaşladı ama durmaması, çarkların dönmesi, uluslararası yatırımcıların buradan ihracatlarına devam edebilmesi ve küresel tedarik zincirindeki varlıklarını devam ettirmeleri için elimizden geleni yaptık" diye konuştu. Dağlıoğlu, Türkiye'nin dünyadaki birçok diğer ülkeye göre pandemi sürecini daha başarılı yönettiğini belirterek, bu bağlamda sürecin nasıl ele alındığını uluslararası yatırımcılara anlattıklarını, marttan haziran sonuna kadar 600 toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi. Son iki ayda toplam 16 etkinlik yapıldığına değinen Dağlıoğlu, bu etkinliklerde ABD, İtalya, Singapur ve Körfez ülkeleri özelinde spesifik konuların ele alındığını, ayrıca yatırımcının sorunlarına hızlı çözüm için kurum içinde bir "Görev Gücü" oluşturulduğunu anlattı. YENİ BİR YATIRIM SÜRECİNİN BAŞLAYACAK Dağlıoğlu, gelecek dönemde yeni bir yatırım sürecinin başlayacağını belirterek,"Ben 2021 ve 2022'de bu anlamda çok güzel haberler geleceğini düşünüyorum" ifadesini kullandı. Ar-Ge ve teknolojide de gelecek yıllarda daha çok yatırım kazanılacağını düşündüğünü aktaran Dağlıoğlu, şunları kaydetti: "Tabii burada Türkiye'nin en güçlü kası yetkin mühendisleri. Bundan yaklaşık 7 yıl önce portföyümüze giren otomobil mühendisliği şirketi AVL, yatırım değeri olarak 100 bin avro civarındaydı ama günümüzde geldiğimiz noktada dünyanın en doğusundan en batısına teknoloji ihraç eden bir şirkete dönüştü. Bunların artacağını, Türkiye'de teknolojiyi daha ileri seviyelere götürecek bu yetkin insan gücünün uluslararası yatırımcılar tarafından anlaşıldığı ve bu değerin kabul gördüğü bir yatırım gündemi bekliyoruz." ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM ÇEKMEYE DEVAM EDECEĞİZ Dağlıoğlu, pandemi sonrası tedarik merkezinin Türkiye’ye kayabileceğine ilişkin söylemleri de değerlendirerek, şu ifadeleri kullandı:"Şu anda öncelik şirketlerin en az hasarla faaliyetlerine devam etmesi. Pandemi sürecinde hiç Türkiye'de olmayan şirketlerden, mobilite, dijitalleşme ve lojistik alanlarında yeni bilgi talepleri dosyaları aldık. Portföyümüze yeni projeler girdi. Bu bağlamda Asya'dan da üreticiler var. Bu süreçte dünyadaki bütün bu raporları ve görüşleri takip ettik. Gerçekten Türkiye için bir fırsat olduğunu gösteriyorlar. İş dünyamızın bunun farkında olması lazım. Bütün tartışma küresel tedarik zincirleri etrafında dönüyor. " Türkiye'nin küresel tedarik zincirlerine halihazırda entegre bir ekonomi olduğunu vurgulayan Dağlıoğlu, buradan daha fazla pay alınabileceğini dile getirdi. Dağlıoğlu, ülkelerin korumacılık eğiliminin pandemi sonrası hızlandığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Şöyle de bir gerçeklik var: Bu küresel tedarik zinciri dediğimiz şey bir şekilde çok güçlü. Tabii ki yatırımların, ekonomik faaliyetlerin veya tedarikin sadece maliyet odaklı değil, güvenlik, esneklik ve belki daha stoklu olacağına dair birçok şirketin satın alma yöneticisiyle yapılan görüşmeler var ama yine de tedarik zinciri konseptinin değişmeyeceğini görüyoruz. Farklı stratejiler olmakla beraber bu tedarik zinciri kavramı devam edecek. Yine bu bağlamda sadece bunların ülke içinde veya çok dar sınırlar arasında olacağından ziyade bölgeselleşmeden bahsediliyor. Türkiye burada bir avantaj sağlıyor ve pozitif ayrışıyor. Ben uluslararası doğrudan yatırım çekmeye devam edeceğimizi düşünüyorum."

06 Temmuz 2020 Pazartesi

Mayısta 1.36 milyar dolarlık gıda ve tarım ihracatı

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Dijital Veri Paneli'ne göre, mayıs ayında gıda ve tarım ürünleri ihracatı geriledi. TGDF'den yapılan açıklamaya göre,TÜİK tarafından açıklanan dış ticaret verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli'ne bakıldığında, yılın ilk 5 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü, 8,15 milyar dolarlık ihracat, 6,69 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. İhracat, ilk 5 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,9, ithalatda yüzde 18,4 artış gösterdi. Geçen yılın aynı dönemine göre 2020'nin ilk 4 ayında ihracat yüzde 16,1, ithalat da yüzde 20,6 artış kaydetmişti. Aylık bazda bakıldığında,mayısta ihracat 2019'un aynı dönemine göre yüzde 9,1 azalarak 1,36 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aylık ithalat ise yüzde 11,2 artışla 1,47 milyar dolara yükseldi. Mayıs;geçen yıla göre ihracatın gerilediği, ithalatın ise arttığı bir ay olarak öne çıktı. 2020'nin ilk 5 ayında sektörün dış ticaret dengesi yüzde 14 düşüşle 1,46 milyar dolara geriledi. İhracat birim değeri, 2020'ninilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1,6 düşerek 1.035 dolar/ton, ithalat birim değeri de yüzde 3,6'lıkartışla 480 dolar/ton olarak gerçekleşti. İHRACATIN YÜZDE 41'İ 5 SEKTÖRDE Yılın ilk 5 ayında ihracatta öne çıkan ürünler sırasıyla fındık içi, un ve makarna olurken, söz konusu ürünler toplam ihracatın yüzde 15,1'ini oluşturdu. En çok ithal edilen ürünler ise sırasıyla buğday, soya fasulyesi ve ayçiçeği yağı oldu. Söz konusu ürünler toplam ithalatın yüzde 23,9'unu oluşturdu. 2020 yılı ilk 5 ayındaki dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde, sert kabuklu meyveler, şeker ve şekerli mamuller, yaş meyve, bitkisel yağ, kuru meyve/sebze sektörleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ihracatın yüzde 41,4'ü, söz konusu5 sektör tarafından gerçekleştirildi. Hayvan yemi, bitkisel yağ, un, kakao ve çikolata, sert kabuklu meyveler sektörleri ise aynı dönemde en çok ithalat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ithalatın yüzde 63,8'i, söz konusu 5 sektör tarafından yapıldı. Yılın ilk 5 ayında2019'un aynı dönemine göre ihracatını değer olarak en fazla artıran sektörlerin başını208 milyon dolar artışile sert kabuklu meyveler çekti. Bu sektörü, 208 milyon dolarlık artış ile bitkisel yağ ve 175 milyon dolarlık artışla yaş meyve sektörü izledi. İhracatın en çok gerilediği sektörler ise un, yumurta, tütün ve mamulleri, balıkçılık ve su ürünleri sektörleri oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre 2020'nin ilk 5 ayında ithalatı en çok artan sektörler; 188 milyon dolar artış ile bitkisel yağ, 162 milyon dolar ile baklagil, 158 milyon dolarla sert kabuklu meyveler olarak sıralandı. Baklagil alanındaki ithalat yüzde 206,4, sert kabuklu meyveler sektörünün ithalatı da yüzde 133,5 artış gösterdi. İthalatın en çok düştüğü sektörler ise 188 milyon dolar ilecanlı hayvan ticareti, 60 milyon dolar ile sebze ve15 milyon dolar ile kırmızı et sektörleri oldu. DIŞ TİCARETTE ÖNE ÇIKAN ÜLKELER Yılın ilk 5 ayına ait dış ticaret verileri ülkeler bazında incelendiğinde, en çok ihracat yapılan ilk 3 ülke 1 milyar 156 milyon dolar ile Irak, 647 milyon dolar ile Almanya ve 435 milyon dolar ile Rusya olarak sıralandı. Söz konusu 3 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 27,5'ini oluşturdu. Ülkelere göre en çok ihraç edilen ürünler Irak için un, tavuk eti, konserve domates, Almanya için fındık içi, ambalajlı fındık ve fındık püresi, Rusya için ise domates, mandalina ve limon oldu. Ülke bazında ithalat verileri incelendiğinde, en fazla ithalat yapılan ülkeler 1 milyar 430 milyon dolar ile Rusya, 550 milyon dolar ile Brezilya ve 435 milyon dolar ile Ukrayna olarak belirlendi. Bu ülkelerden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 36,1'ini oluşturdu. Rusya'dan yapılan ithalatta öne çıkan ürünler buğday, ayçiçeği yağı ve ayçiçeği olurken, Brezilya'dan yapılan ithalatta soya fasulyesi, tütün, kahve, Ukrayna'dan yapılan ithalatta ise buğday, soya fasulyesi ve dane mısır öne çıktı.

06 Temmuz 2020 Pazartesi