tatil-sepeti
Latinleri pandemide Türk dizileri evde tuttu

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Covid-19’la birlikte dünya genelinde evde kalma sürelerinin uzaması, dijital yayınların ve televizyon yapımlarının izlenme süresini artırdı. Bu ilgiyi hızla fırsata çeviren Türk dizi sektörü, pandemi boyunca ihracatına devam etti. Halen 175 ülkeye içerik ihracatı gerçekleştiren sektör, Covid-19’da Latin Amerika’ya olan tedarikini de artırdı. Pandemide İspanya ve İtalya’da da Türk dizilerine ilgi artarken, sektör şimdi Fransa ve Batı Amerika’yı markaja aldı. DÜNYADA İKİNCİ Türk dizileri, 2019 yılı verilerine göre 500 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştı. Dünya genelinde 700 milyon izleyiciye ulaşan Türk dizileri, ihracat sıralamasında ABD’den sonra ikinci sırada. İçeriklerin en çok tercih edildiği bölge ise Latin Amerika bölgesi. 1200 SAATLİK İÇERİK Pandemide dünya ihracatı durgunluk yaşarken dizi sektörü bundan etkilenmedi. İçerik üretimini hız kesmeden devam ettiren Türk dizi sektörü, bu süreçte Latin Amerika’ya yönelik 1200 saatlik içerik ihracatı gerçekleştirdi. Son zamanların sevilen dizisi Sefir’in Kızı, Bolivya, Uruguay, Paraguay ve İspanya’da lisanslandı. Ayrıca ABD’nin İspanyolca yayın yapan en büyük kuruluşuna lisanslanan Kara Sevda dizisi, final bölümüyle kanalın en çok izlenen içeriği rekorunu kırdı. PORTEKİZ’DEN İLGİ Son zamanlarda en çok ihraç edilen diziler arasında Bir Zamanlar Çukurova ve Kanatsız Kuşlar da yer alıyor. Sektör mensuplarından alınan bilgilere göre her iki dizi de İspanya’nın en büyük medya kuruluşlarına lisanslandı. Türk dizilerinin bu başarısı, dünyada hâlâ ulaşılmamış pazarlar için de alt yapı oluşturuyor. Son dönemlerde İtalya ve Portekiz medya kanallarının Türk dizilerine ilgisi artmış durumda. Sektörün yakın zamanlarda hedefinde ise Fransa ve Batı Avrupa ülkeleri bulunuyor. DİZİ DEMEYİ ÖĞRENDİLER Türk dizilerinin dünya dizi ihracat pazarındaki bu büyük başarısı literatüre yeni bir kelime de kazandırdı. İçeriklerin izlendiği ülkelerde ‘dizi’ kelimesinin kendi dillerindeki kullanımı yerine birebir Türkçe ‘dizi’ kelimesi kullanılıyor. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda Latin Amerika’da en çok izlenen dizilerden biri olan ‘Elif’in ardından, yeni doğan çocuklara verilen Elif ismi de arttı. İHRACATIN REKLAM AJANSI Türk dizi sektörü, kendi ihracatının yanı sıra aynı zamanda çeşitli sektörlerin ihracat alt yapısı için de zemin oluşturuyor. Bu süreçte pek çok sektör ihracatını durdururken, dizi sektörü sessizce ihracatın alt yapısını hazırlıyor. Bu özelliğiyle üretim sektörünün reklam ajansı vazifesini üstlenen Türk dizileri vesilesiyle özellikle mobilya ve ev tekstiline yönelik ilgi arttı. İLK İHRACAT 1981’DE Türk dizileri, ilk kez 1981 yılında uluslararası arenada yer aldı. TRT’nin 1975 yapımı Aşk-ı Memnu dizisi, 1981 yılında Fransız izleyicisi ile buluştu. Daha sonra Deli Yürek Kazakistan’da izleyici ile buluşurken, 2008 yılı Türk dizileri için milat oldu. Bu süreçte Arap dünyasına satışlar artarken, Binbir Gece dizisi de 80’e yakın ülkede gösterime girdi ve Türk dizilerinin global anlamdaki ilk büyük başarısı oldu. YÜZDE 25’İ TÜRK İÇERİĞİ Sektör mensuplarından alınan bilgilere göre dünya genelinde izlenen dizi içeriklerinin yüzde 30’u yabancı kaynaklı yapımlar. Söz konusu oranın yüzde 25’ini ise Türk dizileri oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl en fazla sayıda ülkeye ihraç edilen dizi Muhteşem Yüzyıl oldu. Dizi, 70 ülkede izlendi. Kara Para Aşk, Kuzey Güney, Karadayı, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Adını Feriha Koydum, Gümüş, Fatmagül’ün Suçu Ne, Ezel, Aşk-ı Memnu, Diriliş Ertuğrul ve Kara Sevda dizileri en fazla gelir getiren yapımlar arasında yer alıyor.

11 Ağustos 2020 Salı

Siber güvenliğe süper meslek lisesi

Siber güvenlik alanında eğitim verecek olan ilk mesleki ve teknik lisesi, Teknopark İstanbul’da açıldı. Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin İşbirliği Protokolü İmza Töreni, iş dünyası-kamu idareleri arasındaki işbirliğinin de somut bir örneği oldu. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Milli Eğitim Bakan Danışmanı Gökhan Yücel ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın katıldığı tanıtım ve imza töreninde, Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu da okula ve öğrencilere sağlanacak imkanlara dikkati çekti. MODERN İMKANLAR Konaklama ve yemek ihtiyaçları karşılanacak öğrenciler, modern imkanlarla donatılmış derslik ve laboratuvarlarda geleceğe hazırlanacak. Savunma sanayinin kalbinde yer alan okulun, bu alanda da çok önemli bir açığı kapatması hedefleniyor. LGS tercihlerinin de alındığı okulun, yüzde 1’lik dilime giren öğrencilerden büyük ilgi gördüğü öğrenildi. Okulun hazırlık sınıfına LGS puanıyla alınacak 30 öğrenci, 10 Ağustos’ta belli olacak. 2023 VİZYONU İÇİN GÜÇLÜ ADIM İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, törende yaptığı konuşmada, İstanbul’da bir ilke imza atıldığını ifade etti. Vali Yerlikaya, şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Milli Eğitim Bakanlığımızca başlatılan 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde, siber güvenlik lisemizi açıyoruz. Türkiye’nin teknoloji üssü, İstanbul’un teknoloji geliştirme merkezi Teknopark İstanbul bünyesinde, savunma sanayinin kalbinde yer alan okulumuz, bu alanda çok önemli bir açığı kapatacak.” Öğrencilerin bu okulda aldıkları eğitim sayesinde dijital varlıkları yerli ve milli imkanlarla koruyacaklarını aktaran Vali Yerlikaya, şunları kaydetti: “Meslek liselerimiz sayesinde sahip olduğumuz enerji ve zekayı en verimli şekilde sahaya yansıtabiliyoruz. Gençlerimiz, bu okullarda öğrendiklerini uygulayabiliyor, keşfediyor, üretiyor, hayallerini ve umutlarını özgürce gerçekleştirme fırsatı yakalıyor.” ÜNİVERSİTELERE ÖRNEK OLACAK İstanbul Ticaret Odası Başkanı ve Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şekib Avdagiç, “İstanbul ve Türkiye için ilk olacak ama ben bunun çok örnek bir adım olduğunu, önümüzdeki yıllarda bu liselerin artacağını düşünüyorum” dedi. Üniversitelerde de siber güvenlik eğitiminin lisans ve ön lisans seviyelerinde açılmasının tetikleneceğini söyleyen Avdagiç, siber güvenlik alanında iyi yetişmiş insan gücüne olan ihtiyacı vurguladı. UYGULAMALI EĞİTİM ALACAKLAR Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Bu lisede eğitim görecek gençlerimizin ülkemizin geleceğine ışık tutacağına inanıyoruz” dedi. Topçu, şöyle devam etti: “Öğrencilerimiz burada teorik bilginin yanında uygulamalı eğitim de alarak sektörde fark yaratacak yerli ve milli siber güvenlik çalışmalarıyla ön plana çıkacaklar. Öğrencilerimiz, 2021’de açılışını yapacağımız Siber Güvenlik Kuluçka Merkezi’ndeki girişim şirketlerimizde ve ev sahipliği yaptığımız kuruluşlarda staj yapma imkanı bulacaklar. Ayrıca girişimci ruha sahip öğrencilerimiz siber güvenlik kuluçka merkezinde yenilikçi girişim fikirlerini hayata geçirebilecekler.” ÖĞRENCİLERE BÜYÜK AVANTAJ * Teknopark İstanbul MTAL, İngilizce ve Rusça hazırlık sınıfıyla birlikte 5 yıl eğitim verecek. * LGS puanına göre 30 öğrenci kabul edilecek. * Öğrencilere pansiyon ve yemek imkanı sağlanacak. * Okulun, Siber Güvenlik Tatbikatı Laboratuvarı, Sızma Testi ve Adli Bilişim Laboratuvarı, Robotik Kodlama Atölyeleri olacak. * Öğrenciler, Teknopark İstanbul firmalarında staj yapabilecek.

11 Ağustos 2020 Salı

20 milyon öğrenci çevrimiçi kodlayacak

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında imzalanan protokol kapsamındaMESS kodlama eğitimleri, MEB’in çevrimiçi eğitim platformuna eklendi. Eğitim Bilişim Ağı’nda (EBA) yer alan kodlama içeriklerinin MESS’in eğitimleriyle pratiğe taşınması bekleniyor. Uygulamanın 20 milyon öğrenciye erişeceği öngörülüyor. MESS’ten yapılan açıklamaya göre, metal sanayinde faaliyet gösteren 241 şirketi temsil eden MESS, 2 yıla yakın süredir üye iş yerlerindeki çalışanların ortaokul ve lisede eğitim gören çocuklarına kodlama eğitimleri veriyor. MESS, Kovid-19 salgınıyla başlayan karantina döneminde eğitimlerin kapsamını ilkokul öğrencilerine de hitap edecek şekilde genişleterek çevrimiçi platforma taşımıştı. Bugüne kadar 15 bini aşkın çocuğun eğitimlerden yararlanması sağlandı. MEBile imzalanan 5 yıllık protokolle eğitimlerin içerik kalitesi ve müfredata uygunluğu tescillendi. Bu eğitimlerin tamamı, MEB’in çevrimiçi eğitim platformu olan EBA’ya yüklendi. MESS kodlama ve 3 boyutlu tasarım eğitimleri; başlangıçtan ileri düzeye kadar 4 seviyede, toplam süresi 34 saati bulan 248 çevrimiçi videodan oluşuyor. Eğitimler; kodlama ve 3 boyutlu tasarım alanlarında kendini geliştirmek isteyen milyonlarca öğrencinin çevrimiçi erişimine açık olacak. TASARLAYACAKLAR Salgın nedeniyle gerçekleştirilen uzaktan eğitimler sayesinde dünyanın en çok ziyaret edilen 6’ncı eğitim sitesi olan EBA, MESS’in kodlama eğitimlerinin geniş öğrenci kitlelerine ulaşmasını sağlayacak. Eğitimleri tamamlayan öğrenciler, kendi masaüstü uygulamalarını tasarlayıp üretebilecek.

11 Ağustos 2020 Salı

Mesleki eğitime dört koldan destek

Mesleki eğitime, iş dünyasının desteğiyle güç kazandıracak bir adım daha atıldı. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi arasında imzalanan İş Birliği Protokolü’nün yürütme kurulu toplantısı İstanbul’un önde gelen meslek liselerinden birinde yapıldı. Esenyurt’taki Borusan Asım Kocabıyık MTAL’de gerçekleştirilen toplantı, 54 okula hamilik yapan İstanbul Ticaret Odası’nı temsilen Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü Mesleki ve Teknik Eğitimden Sorumlu Müdür Yardımcısı Serkan Gür ile İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Alaattin Altuntaş, İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi Ender Yılmaz, Esenyurt İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İsmail Al ve meslek öğretmenlerinin katılımıyla yapıldı. SANAYİNİN İHTİYAÇLARI Toplantıda, eğitim işbirliği protokolünün uygulanmasına yönelik gündem maddelerinin yanı sıra meslek liselerinin ve sanayinin ihtiyaçlarını sağlayacak şekilde nasıl desteklenebileceği görüşüldü. Meslek liselerindeki öğrencilerin atölye çalışmalarında, hangi araçlara ihtiyaç duyduğu ve bunların sanayiyle ne kadar uyumlu olduğu konusunda fikirler not edildi. Ayrıca Okul Müdürü Hasan Kayaküçük’ün, okulun makina kapasitesi, döner sermaye hareketliliği, İngilizce hazırlık sınıfı için fizibilite çalışmaları yaparak kurula sunmasına karar verildi. VAZGEÇİLMEZ OKULLAR Toplantıda konuşan İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, iş dünyasının temsilcileri olarak meslek liselerindeki öğrenci profilinin ve öğretim imkanlarının kalitesinin artırılması için çalıştıklarını vurguladı. Özer, ister akademik olarak üniversite tahsili ister genç yaşta altın bilezik kazanmak için meslek liselerinin vazgeçilmez olduğunu ifade etti. Toplantıda, okulun, depreme karşı güçlendirme çalışması için öğrencilerini bir dönem boyunca ilçedeki başka bir okula taşıyacağı bilgisi de verildi. Toplantı sonrası okulun atölyelerini gezen ve meslek öğretmenlerinden uygulamalar hakkında bilgi alan protokol üyeleri, daha sonra protokol kararlarına ilişkin metni imzaladı.

11 Ağustos 2020 Salı

e-pazaryerinde ürünü iyi içerik sattırır

HABER: ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası, yeni normal dönemde düzenlediği webinarlar ile üyelerine online ticarette de yol göstermeye devam ediyor. ‘Covid-19 Sürecinde Global Pazaryerlerine Satış Stratejileri’ konulu webinar, İTO’nun youtube kanalından canlı yayınla gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Markefront CEO’su Aytaç Mestçi’nin yaptığı webinarda, Worldef Genel Müdür Yardımcısı Çağdaş Yeşilbağ sunum yaptı. Sunumda; e-ihracat ve sınır ötesi e-ticaret ayrımı, dijital pazarlamanın e-pazaryerlerindeki rolü, lojistik ve depolama hizmetlerinin e-ihracattaki etkileri gibi pek çok konu hakkında bilgi verildi. E-İHRACATIN İKİ YÖNÜ e-ihracatın iki yönlü olduğunu belirten Çağdaş Yeşilbağ, şunları anlattı: “Bunlardan birincisi ihracat adımı, yani doğrudan Türkiye’den yurt dışına satabilmek. İkincisi de sınır ötesi e-ticaret adımı. Yani hedef satış bölgenizdeki depolarınız, şirketleriniz üzerinden bu bölgelere satış yapmak. Her ikisi de Türkiye’ye ihracat anlamında aynı katkıyı sağlayan fakat operasyonel anlamda birbirinden büyük farklar taşıyan iki uygulama. e-ihracat veya sınır ötesi e-ticarete başlamanın temel adımları; hedeflediğiniz bölgenin diline, para birimine, tüketici alışkanlarına hakim olmaktan geçiyor.” BULUNABİLİRLİK ÖNEMLİ Ürün fotoğrafı ve içeriklerin e-pazaryerlerindeki rolü hakkında da bilgi veren Yeşilbağ, vitrinin belirleyiciliği açısından global e-pazaryerleri ile semt pazarı arasında fark olmadığını vurguladı. Yeşilbağ, “Semt pazarında satıcılar en şık ürünlerini öne gelecek şekilde dizerler. e-pazaryerlerinde ise koyduğunuz ürün fotoğrafları, vitrininizdir” dedi. e-pazaryerlerinde bir önemli unsurun da bulunabilirlik kaygısı olduğunun altını çizen Yeşilbağ, şöyle devam etti: “Global bir e-pazaryerinde 1.5 milyardan fazla ürün arasından nasıl sıyrılacağız? Bulunabilirlik konusunda yazılı içerikler devreye giriyor. İçerik aramalarda müşteriyi size ne kadar kolay yönlendirirse o kadar iyidir. Bunun temel yolu da doğru sözcüklerin bulunması. İyi içerik çok satar. Pazaryerleri de çok satan satıcılarını korur. Çünkü ürün sattıkça pazaryerleri de komisyon alır.” MARKANIN PAZARYERİNDEKİ ETKİSİ Markanın e-pazaryerlerindeki fiyat politikasında da önemli olduğuna dikkat çeken Çağdaş Yeşilbağ, şunları söyledi: “Her ne satarsak satalım fiyat politikamızın birinci ayağı aslında marka bilinirliğidir. Türkiye’nin sorunu da aslında budur. Mesela dünyanın en kaliteli tişörtünü üretebilirsiniz fakat en üst düzeyde fiyatı sağlayacak olan marka bilinirliğidir. Diğer bir konu fiyatı belirlerken tek kıstas ürün maliyeti ve lojistik maliyet değildir. Pazaryeri komisyonları, kategorilere göre iade oranları, ürünlerin ihracat gibi operasyonlarda üzerine binecek ek maliyetler gibi hususları da dikkatli hesaplamak gerekir.” E-İHRACAT BÖLGESİNDE NEDEN DEPO HİZMETİ? e-ihracatta başarılı olmak için lojistik operasyonlarında ve depolama hizmetlerinde yapılması gerekenleri de aktaran Yeşilbağ, şöyle konuştu: “Türkiye’den ürünü gönderirken ihracat operasyonu, iade sonucu geri getirirken ithalat operasyonu yapılıyor. e-ihracatta 10-15 Euro’ya çıkan ürün iade sebebiyle geri gelmesi gerektiğinde maliyeti 42-43 Euro’ya çıkabiliyor. Dolayısıyla iadelerin ihracat bölgesinde yönetilmesi yani depolama hizmeti almak gerekiyor. Bunun için de o bölgede bir şirketinizin olması lazım. Ticaret hacminiz o ülkede kendi operasyonunuzu kurmanızı gerektirecek kadar büyük değilse, depo konusunda işbirliği yapabilirsiniz. e-ihracat yapan firmalara depo hizmeti veren firmalar var. Ayrıca e-ihracat yapan firmalar fulfillment (sipariş karşılama sistemi) depo hizmeti veren firmalar da var. Paketleme veya montaj da yapabiliyorlar. Fulfillment merkezleri, operasyon ve kargo maliyetlerinizi de düşürüyor.” DİJİTAL PAZARLAMA ŞİRKETİN KALBİNDE OLMALI e-ticaretin satış, lojistik ve pazarlama operasyonlarının geleneksel ticarete göre daha düşük olması sebebiyle ön plana çıktığını vurgulayan Worldef Genel Müdür Yardımcısı Çağdaş Yeşilbağ, dijital pazarlama konusunda şu tavsiyelerde de bulundu: “Dijital dünyada hedef kitleye ulaşmak çok daha kolay. Kendi e-ticaret sitenizden satış yapıyorsanız arama motoru optimizasyonlarıyla, SEO çalışmalarıyla öne çıkabiliyorsunuz. e-pazaryerlerinde ise dijital pazarlama aktiviteleri düzenleyerek ürünlerinizi öne çıkarabiliyorsunuz. Özellikle üreticilerin dijital pazarlamayı şirketlerin kalbine koyması lazım. Dijital pazarlama bir uzmanlık işi. İyi bir dijital içerik tasarımcısı size zamanı ve parayı çok kolay getirir.” HANGİ ÜLKEYE E-İHRACAT YAPILMALI? e-ihracatta hedef ülkenin doğru seçilmesi konusunda da bilgi veren Yeşilbağ, şunları söyledi: “Türkiye ile ticari anlaşmaları iyi olan ülkelerden başlamak avantaj sağlıyor. Temel olarak üç konuya dikkat edilmeli: Ülkenin ticari anlaşmalarının durumu, coğrafi konum olarak lojistik operasyonda yatkınlık ve ürününüzün o ülkenin tüketicisine hitap edip etmediği.”

11 Ağustos 2020 Salı