tatil-sepeti
Cumhurbaşkanlığına bağlı Katılım Finans Dairesi Başkanlığı kuruldu

Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 527/Ç maddesinin birinci fıkrasının "a" bendi "Finansal Stratejiler ve Analiz Dairesi Başkanlığı"nın ve "b" bendi ise "Katılım Finans Dairesi Başkanlığı"nın görev ve sorumluluklarını belirledi. Kararnamede, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi bünyesinde kurulan Katılım Finans Dairesi Başkanlığı'nın görev ve sorumluluklarına ilişkin şunlar kaydedildi:"Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen politikalar doğrultusunda, katılım finans alanında stratejiler geliştirmek, bu stratejiler kapsamında alınan kararların ilgili kamu kurum ve kuruluşları nezdinde uygulanmasını takip etmek ve sonuçlarını Cumhurbaşkanına raporlamak. Katılım finansın geliştirilmesi amacıyla kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliğini artırmak ve bu alanda koordinasyonu sağlamak. Katılım finansın geliştirilmesi ve katılım finansa yönelik farkındalığın artırılması amacıyla ulusal ve uluslararası faaliyetler gerçekleştirmek, bu tür faaliyetlerde yer almak ve bu faaliyetleri desteklemek. Katılım finans alanında Türkiye’nin uluslararası finansal piyasalardaki konumunu güçlendirmeye yönelik araştırmalar yapmak. Katılım finans alanında yeni finansal araçların sisteme kazandırılması, finansal ürün geliştirilmesi ve çeşitliliğin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmak."

08 Şubat 2021 Pazartesi

Katılım finansıyla Türkiye, küresel finans merkezlerinden biri olabilir

Sektörün gelişimine ve finansal istikrara katkıda bulunmayı amaçlayan Müdürlük, bu alanda çalışan uluslararası kuruluşlarla ilişkileri daha etkin takip edecek. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, kamu katılım bankalarının katılım finansına dahil olduğunu hatırlatarak, katılım bankacılığının genel bankacılık sektöründeki payını giderek artırdığını ve sistemdeki varlığını daha kuvvetli hissettirdiğini söyledi. Katılım bankacılığının, bankacılık sektörü içerisindeki payının uzun süredir yüzde 5 civarında iken son dönemde bu oranın yüzde 7'yi geçtiğini belirten Bulut, şöyle konuştu: "Karar alıcılar daha sağlam, reel sektöre dayanan ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayan faizsiz bankacılık sektörü ile ilgili planlarında kısa vadede pazar payını yüzde 15’e çıkarmayı hedefliyor. Geleneksel bankacılık sektöründen ayrışan katılım bankalarının, 'banka' unvanına sahip oldukları ve bankacılık faaliyetleri yürüttükleri için diğer bankalar gibi Merkez Bankası ile de çok sıkı ilişkileri bulunuyor. Gerek sektörün potansiyeline ulaşma noktasındaki son dönemdeki büyümesi, gerekse de Türkiye'nin faizsiz finansın dünyadaki merkezlerinden biri olma hedefi ile karar alıcıların faizsiz finans sektörünün bölgemizde ve dünyada giderek öneminin artmasına bağlı olarak Merkez Bankası nezdinde Katılım Bankacılığı Müdürlüğü'nü kurma ihtiyacını doğmuş gibi görünüyor." Müdürlüğün, Merkez Bankası ile katılım bankalarının ilişkilerinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını belirten Bulut, "Sektörün işleyişinin de Merkez Bankası nezdinde daha iyi anlaşılması sağlanacak. Bu sayede yeni ürünler geliştirilmesi mümkün olacak. Sektörün en önemli ihtiyaçlarından birisinin ürün geliştirilmesi ve bu ürünlerin yaygınlaştırılması olduğu düşünüldüğünde kurulan Müdürlüğün etkileri olumlu yönde değerlendirilmelidir." ifadelerini kullandı. İSTANBUL, FAİZSİZ FİNANSIN MERKEZİ OLABİLİR Mehmet Bulut, Türkiye'nin faizsiz finansın merkezi olma konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, dolayısıyla faizsiz finansın kurumsal altyapısının geliştirilmesinin dünyadaki faizsiz fonların Türkiye'de birikmesi ve kullanılması alanındaki payını artıracağına işaret etti. İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin önemine değinen Bulut, atılacak doğru adımlar ve oluşturulacak sağlam kurumsal yapı ile İstanbul'un sadece bir finans merkezi değil aynı zamanda faizsiz finansın da merkezi olacağını söyledi. Merkez Bankası bünyesinde kurulan Katılım Bankacılığı Müdürlüğü'nün de Türkiye'nin sektöre verdiği önemi gösterdiğini ve sektörün daha sağlam bir kurumsal altyapıya kavuşmasına katkı sağlayacağını dile getiren Bulut, tüm olumlu yönlerine ve ülkeye olan faydasına rağmen katılım bankacılığının henüz konvansiyonel finans sistemi içerisinde hak ettiği yerde bulunmadığını ifade etti. FAİZSİZ FİNANSLA İLİŞKİLENDİRİLEN TÜM KURUM VE KURULUŞLAR BİR ÇATI ALTINDA TOPLANMALI İstanbul Üniversitesi İslam İktisadı ve Finansı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Servet Bayındır, TCMB bünyesinde Katılım Bankaları Müdürlüğü gibi bir birimin oluşturulmasının katılım finansı için son derece önemli olduğunu vurgulayarak, "Müdürlüğün kurulması, ilgili otoritenin kendisini faize mahkum görmediğini gösteriyor. Bu hamle, alternatif arayışların varlığına işaret etmesi bakımından son derece kayda değer bir adım olarak değerlendirilmelidir." dedi. Katılım finansın kurumsal altyapısının geliştirilmesi noktasında kamu otoritesinin atması gereken çok adımlar ve kat edilmesi gereken bir hayli mesafe bulunduğu değerlendirmesinde bulunan Bayındır, şunları kaydetti: "Mevcut durumda ideale oldukça uzağız. Katılım finans hala müstakil bir kanuna sahip olamadı. Faizli olarak kurgulanmış 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve buna dayalı olarak çıkarılan yönetmeliklere göre faaliyet gösterilmektedir. Ülkemiz siyasi ve askeri açıdan İslam dünyasının lideri pozisyonunda. Ancak bu liderlik, ekonomik teori ve kurumlarla desteklendiğinde etkinliği daha da artacak ve süreklilik kazanacaktır. Bu da dünyada uygulanmakta olan ve tüm insanlıkla birlikte İslam ümmetinin de kaynaklarının sömürülmesi üzerine dayalı faizli kapitalist finansal sisteme alternatif teori ve kurumsal yapıların oluşturulup insanlığın hizmetine sunulması ile mümkün olacaktır. Ülkemizin siyasi, ekonomik yapısı ile yetişkin insan potansiyeli buna müsaittir. Böyle bir adım atılması durumunda önce siyasi ve ekonomik çalkantılar yaşayan İslam ülkelerindeki sermaye ülkemize akacak, devamında risk ve menfaat paylaşımı temelli adil bir gelir bekleyen tüm insanlık sermayesini bu tarafa yönlendirecektir. Biz buna talip olmalı, buna uygun ekonomik ve finansal yapıyı bir an önce oluşturmalıyız." "Faizsiz finansı tümüyle kuşatıcı bir Faizsiz Finans Kanunu'nu bir an önce çıkarmalıyız." ifadesini kullanan Bayındır, katılım finans kuruluşlarından sigorta şirketlerine, portföy yönetim şirketlerinden gayrimenkul yatırım ortaklıklarına, tasarrufa dayalı finans kuruluşlarından, girişim sermayesi şirketlerine kadar kendilerini faizsiz finansla ilişkilendiren tüm kurum ve kuruluşların bir çatı altında toplanması gerektiğini belirtti.

05 Şubat 2021 Cuma

Özel yatırımlara ilişkin çerçeve bir hukuki düzenleme yapılacak

İş ve yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında özel yatırımlara ilişkinçerçeve bir hukuki düzenlemeyapılacak. 11. Kalkınma Planı'ndan ve2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'ndan yapılan derlemeye göre, plan ve program döneminde iş ve yatırım ortamını iyileştirecek adımlar atılacak. İş ve yatırım ortamı reformları ile kamu politikaları ve düzenlemelerinde şeffaflık, istikrar, güvenilirlik ve öngörülebilirlik sağlanarak, piyasalarda rekabetçi ortamın geliştirilmesi, etkin teşvik programları uygulanarak üretim yapısının güçlendirilmesi, ekonomide teknolojik dönüşümü sağlayacak uluslararası doğrudan yatırımların artırılarak Türkiye'nin bölgesel üretim merkezi haline getirilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda, özel yatırımlara ilişkin çerçeve bir hukuki düzenleme yapılacak. Kamu idareleri ile yatırımcılar arasında çıkan yatırım uyuşmazlıklarını karara bağlayacak "yatırım ombudsmanlığı" sistemi oluşturulacak. İlgili bakanlıklarda yatırımlara ilişkin izin, lisans, ruhsat gibi işlemlere dair başvuruları alacak ve bu süreçleri koordine edecek, yatırımcı taleplerini değerlendirecek ve çözüm önerileri geliştirecek, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile temas sağlayacak "Yatırım Koordinasyon Birimleri" oluşturulacak. Yatırımlara ilişkin izin, lisans, ruhsat gibi işlemleri sonuçlandırma süreleri ilgili idare tarafından önceden belirlenecek ve ilan edilecek. Öngörülen süreden sapma olması halinde belirlenen yeni süre gerekçesiyle birlikte yatırımcıya bildirilecek. İş ve yatırım ortamını etkileyen bürokratik süreçler basitleştirilecek, mevzuat düzenlemelerinin etkinliği ve öngörülebilirliği artırılacak ve yatırım süreçlerini etkileyen maliyetler azaltılacak. YATIRIM İZİNLERİ BASİTLEŞTİRİLECEK Mahalli idarelerin yatırım izinlerine ilişkin uygulamaları gözden geçirilerek basitleştirilecek ve zorlaştırıcı uygulamalar kaldırılacak, e-belediye uygulaması yaygınlaştırılarak yeknesaklık sağlanacak. Kamu kurumlarının izin, onay, lisans gibi her türlü bürokratik iş ve işlemleri için yürüttükleri süreçler ile bu iş ve işlemler için talep ettikleri belgeler ve aldıkları ücretler fayda-maliyet açısından incelenerek rasyonel hale getirilecek. İş ve yatırım ortamına ilişkin hukuki süreçlerin iyileştirilmesi amacıyla adalet hizmetlerinde ihtisaslaşma sağlanacak, basit yargılama usulünün uygulanma alanı genişletilecek. Çevre, imar ve enerji gibi alanlarda ihtisas mahkemeleri kurulacak, ticari, fikri ve sınai haklara ilişkin davaların il merkezlerindeki ihtisas mahkemelerinde görülebilmesine yönelik çalışmalar yapılacak. Yatırım uyuşmazlıklarının çözümlenmesi için uluslararası tahkim, sulh, uzlaşma, arabuluculuk gibi uyuşmazlık çözüm yollarının kullanımı artırılacak. Yeni icra dairesi modeli öncelikle iş yoğunluğu bulunan yerler olmak üzere yaygınlaştırılacak, sanal icra dairesi uygulamasına başlanacak, icra-iflas süreçlerindeki hata payı azaltılacak, haczedilen malın gerçek değerinde satılmasını sağlayacak prosedürler oluşturulacak, lisanslı yediemin deposu uygulamasına geçilmesi ve tasfiye usulünün yeniden düzenlenmesiyle yediemin müessesesi ıslah edilecek. YATIRIMCI İHTİYAÇ DUYDUĞU DESTEKTEN YARARLANACAK Teşvik ve destek programlarının etkinliğinin ölçülmesi, mevzuatın sadeleştirilmesi, teşvik ve destek uygulamalarında öncelikli sektör ve alanlara göre tasarımların yapılması sağlanacak. Mevcut yatırım teşvik sisteminde yatırımcıya sunulan sabit teşvik paketleri yerine yatırımcının ihtiyaç duyduğu destekten yararlanabileceği esnek bir sistem hayata geçirilecek. Proje bazlı teşvik sisteminde Türkiye'ye ilk defa gelen, stratejik ürünlerin üretimini amaçlayan, küresel değer zincirine entegrasyon sağlayan, teknolojik seviyeyi ve ihracat kapasitesini artıran yatırımlara öncelik verilmesi sağlanacak. Fikri mülkiyete ilişkin ticari sırların daha etkin korunmasına yönelik ilgili mevzuat gözden geçirilecek, fikri mülkiyet mevzuatı geliştirilecek ve uygulama güçlendirilecek. SEKTÖREL YATIRIM YOL HARİTALARI HAZIRLANACAK Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırımlarda rakip ülkelere göre konumunu ve gelişim alanlarını belirlemek için yatırım yeri seçim simülasyonu yapılacak. Yatırım ve işletme dönemlerine ilişkin izin, onay ve lisans süreçlerini içerecek ve yatırımcıya rehber olacak şekilde sektörel yatırım yol haritaları hazırlanacak. İllerin ve bölgelerin öne çıkan yatırım fizibiliteleri kalkınma ajanslarının da katkısı alınarak belirlenecek ve bu yatırımlar Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile iş birliği içinde yatırımcılara tanıtılacak. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında öncelikli sektörlerde desteklenecek ürünler stratejik öncelik, teknolojik gelişmişlik seviyesi, gelecek potansiyeli, teknolojik gelişime etki seviyesi, cari açığa etkisi, teknik yeterlilik ve yetkinlik, yerli üretim kriterleri çerçevesinde belirlenerek ilan edilecek. Yüksek teknoloji içeren ürünlerin Türkiye'de üretilmesine ilişkin uluslararası doğrudan yatırımların artırılmasına yönelik teşvik programları uygulanacak. Yüksek teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren ve büyüme potansiyeli yüksek olan yerli şirketlerin uluslararası yatırımcılarla eşleştirilmesi sağlanarak bu şirketlerin teknoloji transferine dayalı yatırımları desteklenecek. Uluslararası doğrudan yatırımların çekilmesi konusunda ülkenin avantajlı olduğu sektörler tespit edilerek, bu sektörlerde kümelenme çalışmaları desteklenecek ve kümeler özelinde Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca koordineli bir şekilde tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilecek. Öncelikli sektör yatırımlarında, yatırımın yapılması, yönetilmesi veya işletilmesiyle ilgili yabancı kişilere ve ailelerine ikamet ve çalışma izni verilmesinde öncelik ve kolaylık sağlanacak. İhtisas serbest bölgelerine yabancı yatırımcı çekilebilmesine yönelik tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilecek.

05 Şubat 2021 Cuma

Türk lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında da KDV iadesi imkanı sağlandı

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ResmiGazete'deyayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, hizmet ihracatı istisnası KDViadelerinde, bedelin yurt dışından Türk lirası olarak da getirilebilmesine olanak tanındı. Düzenleme öncesinde, KDV'den istisna bulunan hizmet ihracatlarına ilişkin yüklenilen KDV'nin iade edilebilmesiancak hizmet ihracatı bedelinin yabancı para döviz olarak Türkiye'ye getirilme şartına bağlıydı. Yapılan düzenlemede, Türk lirasının uluslararası ödemelerde artan yaygınlığı dikkate alındı. Faturasında Türk lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında,bedelin Türk lirası olarak Türkiye'ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden de iade yapılabilmesine olanak tanındı. SÜRELERİ DOLUP UZATILAN BAZIKDV İSTİSNALARININUSUL VE ESASLARI BELİRLENDİ Öte yandan, Kasım 2020'deyayımlanan 7256 sayılı Kanun ile KDV Kanunu'nda süresi dolan bazı maddelerin süreleri uzatılmıştı. Yeni tebliğlebu kapsamdasüreleri dolup uzatılan İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerin KDV'den istisna edilmesine ilişkin uygulama, MilliEğitim Bakanlığına bilgisayar ve donanımları ile bunlara ilişkin yazılım bağışı ve bağışı yapacak olanların bunları temininde KDV istisnasının uygulamasına ilişkin hususlar belirlendi. Türkiye'de gerçekleştirilecek 2021 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali'ne ilişkin, UEFAkatılımcı futbol kulüpleri ve organizasyonda görevli olan yabancı kurumlara, bu müsabaka dolayısıyla yapılacak mal teslimleri ve hizmet ifaları ile bunların yapacakları mal teslimleri ve hizmet ifalarında uygulanacak KDV istisnasının usul ve esasları da düzenlendi. İZAHA DAVETMÜESSESESİNDEKDV ÖZEL ESASLAR UYGULAMASI 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda yeniden düzenlenen "İzaha Davet"müessesesinin, KDV özel esaslar uygulaması ile uyumlu bir şekilde işlemesine yönelik düzenleme de yapıldı. Böylece, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımına ilişkin, izaha davet müessesesi kapsamında beyanlarını düzelten mükelleflerin, bu düzeltmelerinin KDV özel esas uygulaması açısından da geçerli olduğu ve bu şekilde beyanlarını düzeltenler için özel esasların uygulanmayacağı açıklanarak, aynı konu hakkında iki işlem yapılması önlendi. Ayrıca, söz konusu belgeleri kayıtlarına hiç almamış veya izaha davet uygulamasından önce kayıtlarından çıkarmış olanların, bu durumlarını vergi dairelerine açıklamaları durumunda, özel esas uygulamasına muhatap olmamaları sağlanarak KDV iade süreçlerinde yaşanabilecek olası gecikmelerin önüne geçildi.

05 Şubat 2021 Cuma

Fahiş fiyat artışı denetimlerinde asgari savunma süresi 10 günden 7 güne düşürüldü

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlananHaksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre,Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu,fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarıyla ilgili denetim ve incelemeler yapıp,yaptırabilecek. Bu denetim ve incelemelere ilişkin üretici, tedarikçi ve perakende işletmenin savunması "gerektiği hallerde" alınacak. Resen veya şikayet üzerine yapılan denetimlerdeBakanlık,il müdürlüğü veya yetkili idare tarafından üretici, tedarikçi ve perakende işletmeye denetimin yapıldığı günden başlamak üzere 7 günden az olmamak kaydıyla savunma süresi verilebilecekve bu süre bir defaya mahsus 7 güne kadar uzatılabilecek. Daha önce 10 günden az olmamak üzere savunma süresi veriliyor ve bu süre bir defaya mahsus 10 güne kadar uzatılabiliyordu. Belirlenensüreler içinde savunma yapılmaması Kurul tarafından idari para cezası kararı alınmasına engel teşkil etmeyecek. Geçmişte, savunma yapılmaması durumu hariç olmak üzereüretici, tedarikçi ve perakende işletmenin savunması alınmadan Kurul tarafından idari para cezası kararı alınamıyor ve uygulanamıyordu.

05 Şubat 2021 Cuma