Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) yapılan açıklamada, avro banknotları için yakında yeniden tasarım sürecini başlatılacağı ve 2024 yılına kadar yeni tasarımların seçileceği belirtildi. Euro banknotları yeniden tasarım sürecini Avro bölgesindeki insanlardan gelecekteki banknotlar için olası temalar hakkında görüş toplamakla görevli odak gruplarının oluşturulmasıyla başlanacağının aktarıldığı açıklamada, daha sonra her Avro Bölgesi ülkesinden bir uzmana sahip danışma grubunun, ECB'nin Yönetim Konseyi'ne yeni temalardan oluşan bir kısa liste sunacağı kaydedildi. ECB'nin Yönetim Konseyi'nin, yeni banknotlar basılmadan önce nihai kararı vereceği bildirildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen ECB Başkanı Christine Lagarde, “20 yıl sonra, her yaştan ve her kökenden Avrupalılar için daha çekici hale getirmek için avro banknotlarımızın görünümünü gözden geçirmenin zamanı geldi.” ifadesini kullandı. Fransa ve Almanya'nın önderliğinde, 11 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin tek bara birimi avroya geçişinin kaydi olarak yürürlüğe girmesine Ocak 1999'da karar verilmiş ve bu tarihten iki yıl sonra bu para birimini kabul eden AB ülkelerinde avro banknot ve bozuk paraları piyasaya sürülmüştü. Avroyu, 27 AB üyesi arasında Almanya, Avusturya, Belçika, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Portekiz, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan olmak üzere 19'u kullanıyor. Avro Bölgesi olarak adlandırılan bu 19 ülkenin para politikası, ECB ve üye ülkelerin merkez bankalarından oluşan Avro Sistemi tarafından yürütülüyor.

06 Aralık 2021 Pazartesi

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’ndan (SEC) yapılan açıklamada, yabancı şirketlerin bildirim koşullarına yönelik yeni düzenlemeye gidildiği belirtildi. Açıklamada, düzenleme kapsamında, ABD'de işlem gören yabancı şirketlerin bir devlet kurumuna ait olup olmadıkları veya bir devlet tarafından kontrol edilip edilmediklerini gösteren belgeleri SEC'e sunmasının gerekeceği bildirildi. SEC'in yeni düzenlemesi, ABD yönetiminin Çinli şirketleri Amerikan borsalarından çıkarma çabalarını daha da hızlandırdığı şeklinde yorumlandı.

03 Aralık 2021 Cuma

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Kasım Ara Dönem Ekonomik Görünüm Raporu yayımlandı. Raporda, en son eylül ayında küresel ekonomi için bu yıl yüzde 5,7 olan büyüme tahmininin yüzde 5,6'ya düşürüldüğü belirtilerek, 2022 için büyüme tahmininin yüzde 4,5 seviyesinde sabit tutulduğu kaydedildi. Küresel ekonominin 2023 yılında yüzde 3,2 büyümesinin beklendiği aktarılan raporda, küresel ekonomik görünüme yönelik ana riskin; mevcut enflasyon artışının daha uzun sürmesi ve beklentilerden daha fazla yükselmesi olduğu bildirildi. G20 ülkelerinin ise gelecek yıl yüzde 4,7, 2023'te yüzde 3,3 seviyesinde büyüme kaydetmesinin beklendiği belirtilen raporda, OECD ülkelerinin 2022'de yüzde 3,9, 2023 yılında ise yüzde 2,5 büyüme göstermesinin tahmin edildiği kaydedildi. ABD ekonomisinin gelecek yıl yüzde 3,7, 2023 yılında ise yüzde 2,4 büyümesinin beklendiği aktarılan raporda, Çin ekonomisinin ise gelecek yıl ve 2023'te yüzde 5,1 büyümesinin beklendiği bildirildi. Raporda, Avro Bölgesi'nin 2022 yılında yüzde 4,3, 2023 yılında ise yüzde 2,5 büyüme göstermesinin beklendiği belirtildi. "KÜRESEL EKONOMİK TOPARLANMA GELİŞEN ÜLKELERDE FARKLI HIZLARDA GERÇEKLEŞTİ" OECD raporunda, küresel büyüme beklentilerine ilişkin, "Merkezi senaryomuz, dünyanın salgın ile daha iyi başa çıkması, para ve maliye politikalarının 2022 boyunca genel olarak destekleyici kalmasıyla küresel toparlanmanın devam etmesidir. 2021'de yüzde 5,6'lık bir toparlanmanın ardından küresel büyüme, gelecek yıl yüzde 4,5'lik bir hızda ilerleyecektir." ifadeleri kullanıldı. Küresel ekonomik toparlanmanın gelişen ülkelerde farklı hızlarda gerçekleştiği aktarılan raporda, "ABD'de istihdam görece halen zayıf durumda. Fakat Avro Bölgesi'nde istihdam, salgın öncesinden daha yüksek seviyede. Aynı zamanda ABD ekonomisi, Avro Bölgesi'nden daha hızlı bir şekilde toparlandı." değerlendirmesine yer verildi. Enflasyonist baskıların tüm ekonomilerde hissedildiği belirtilen raporda, enerji, gıda ve emtia piyasalarında yaşanan tedarik aksaklıklarının fiyatları artırdığı vurgulandı. Yüksek enerji fiyatlarının, temel ve ara malların üretimini sınırlandırdığı aktarılan raporda, üretim zincirlerindeki zorlukların genel anlamda ürün kıtlığına neden olduğu kaydedildi. OECD, 2021 yılı için Türkiye ekonomisine yönelik büyüme beklentisini de yüzde 8,4'ten yüzde 9'a revize etti. Türk ekonomisinin gelecek yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 3,1'den yüzde 3,3'e yükseltilirken, 2023 yılı için ise yüzde 3,9 büyüme tahmini yapıldı.

01 Aralık 2021 Çarşamba

Avro Bölgesi'nde, kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 4,9'luk oranla son 25 yılın en yüksek seviyesinde ulaştı. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), Avro Bölgesi'nin kasım ayı yıllık enflasyonuna ilişkin öncü verileri yayımladı. Buna göre, Avro Bölgesi'nde ekimde yüzde 4,1 olan yıllık enflasyon, kasımda yüzde 4,9 olarak belirlendi. Avro Bölgesi'nde kasım ayındaki enflasyonun ana bileşenlerine bakıldığında, en yüksek yıllık enflasyon yüzde 27,4 ile enerjide gerçekleşti. Enerjiyi, yüzde 2,7 ile hizmetler, yüzde 2,4 ile enerji dışı sanayi ürünler ve yüzde 2,2 ile gıda, alkol ve tütün ürünleri izledi. Enflasyon, kasım ayında Almanya'da yüzde 6, Fransa'da yüzde 3,4, İspanya'da yüzde 5,6, İtalya'da yüzde 4, Hollanda'da yüzde 5,6, Belçika'da yüzde 7,1, Letonya'da yüzde 7,4, Litvanya'da yüzde 9,3 seviyesinde ölçüldü. Böylece, Avro Bölgesi'nde kasım ayında enflasyon verilerin toplandığı son 25 yılından beri ölçülen en yüksek seviyeye yükselmiş oldu. Avro Bölgesi'nde, ağustos, eylül ve ekim ayında da enflasyon son yılların en yüksek seviyesine çıkmıştı. Son dönemde enflasyondaki yükseliş Avrupalıları da rahatsız ediyor. Avrupa'da enerji ürünleri başta olmak üzere genel fiyat düzeylerindeki artışı dikkati çekiyor.

30 Kasım 2021 Salı

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), AB'nin 2021 ikinci çeyrek döneminde sera gazı salımına ilişkin verileri yayımladı. Buna göre, AB ikinci çeyrekte toplam 867 milyon ton karbon salımı gerçekleştirdi. Sera gazı emisyonu 2021'nin ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 arttı. Söz konuş artış, 2020 yılının ikinci çeyreğinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ekonomik aktivitede yaşanan yavaşlamanın ardından bu yıl toparlanmanın hız kazanmasından kaynaklandı. Yılın ikinci çeyreğinde sera gazı salımının yaklaşık yüzde 34'ü üretim ve inşaat, yüzde 19'u elektrik üretimi, yüzde 14'ü tarım, yüzde 8'i ulaşım hizmetleri, yüzde 8'i diğer hizmetlerden kaynaklanırken, geriye kalan kısmı hane halklarının ulaşımı ve ısınması sonucunda ortaya çıktı.

30 Kasım 2021 Salı