Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay düzenli olarak yayımlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi eylül sonuçları açıklandı.

Buna göre, İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi eylül ayında artış gösterdi. Endeks eylülde bir önceki aya göre 0,36 puan artışla 80,15 puana yükseldi. Alt endeksler içinde Faaliyet Endeksi'nde artış yaşanırken, Güven ve Beklenti Endekslerinde sınırlı düşüşler gerçekleşti. Bileşik Endeks'te yükselişin kapsamı ise eylül ayında daraldı. Özellikle iç satışlar, üretim ve ihracatta yüksek artışlar gerçekleşti. Eylül ayında iç ve dış satışlardaki büyümelerle cirolarda da sıçrama yaşandı.

FAALİYETLERDE HIZLI BÜYÜME DEVAM EDİYOR

İnşaat malzemeleri sanayi faaliyetleri eylül ayında bir önceki aya göre önemli ölçüde artış gösterdi. Ağustos ayındaki yüksek faaliyetler seviyesi sonrası eylül ayında bu kez geri dönüşlerin etkisi ile faaliyetlerde yine hızlı bir büyüme yaşandı. Yüksek mevsim olması da eylül ayı faaliyetlerini olumlu etkiledi.

Faaliyet Endeksi eylül ayında bir önceki aya göre 3,2 puan arttı. Tüm faaliyet gruplarında önemli artışlar yaşanırken, Faaliyet Endeksi 2017 yılı temmuz ayından sonraki en yüksek seviyesinde gerçekleşti.

Yurt içi satışlar eylül ayında önemli seviyede yükselirken, ihracatta eylül ayında yeniden kuvvetli bir artış yaşandı. Üretimde de eylül ayında yüksek bir artış gerçekleşti. Üretim Endeksi ölçülmeye başlandığını günden bu yana en yüksek seviyesine çıktı.

Yaz ayları sonrası devam eden yüksek inşaat sezonu içinde faaliyetler eylül ayında kuvvetli ivmesini sürdürdü. Dış talep yüksek kalmaya devam ederken yurtiçinde de iç talep yeni ve yenileme işlerinde faaliyetleri olumlu etkilenmeye devam etti.

GÜVEN ENDEKSİ EYLÜL AYINDA DA TEMKİNLİ EĞİLİMİNİ SÜRDÜRDÜ

Güven Endeksi eylül ayında da temkinli eğilimini sürdürdü. Ağustos ayında sınırlı ölçüde yükselen Güven Endeksi eylül ayında bu kez sınırlı ölçüde geriledi. Faaliyetlerdeki yüksek seviyelere ve büyümelere rağmen kalıcı güven henüz tesis edilemedi. Güven seviyesi eylül ayında bir önceki aya göre 0,54 puan azaldı. Ağustos ayında sınırlı bir artış gösteren güven eylül ayında sınırlı bir düşüş gösterdi.

Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesi sınırlı ölçüde gerilerken, inşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayisinde güven sınırlı ölçüde düşüş gösterdi. Güven Endeksi aylar itibarıyla sınırlı bir bant içinde gelişme göstermesinin yanı sıra kırılgan olmayı sürdürüyor.

BEKLENTİ ENDEKSİ EYLÜL AYINDA SINIRLI ÖLÇÜDE GERİLEDİ

Beklenti Endeksi eylül ayında sınırlı ölçüde geriledi. Tam açılma, yüksek sezon ve faaliyetlerde hızlı büyümenin sürmesine rağmen beklentiler yine zayıf kalmaya devam etti.
Ekonomiye ve sektöre olan alt göstergeler gerilerken iç ve dış pazar beklentilerinde artışlar yavaşladı.

Beklenti Endeksi eylül ayında bir önceki aya göre 0,4 puan düştü. Böylece Beklenti Endeksi yılın ikinci yarısında dalgalı bir sürece gidi. Beklentilerde temel belirleyiciler içinde salgının etkisi azalmaya başlarken, iç ve dış talep göstergeleri giderek daha etkili olmaya başladı.

Sektörde yüksek sezon ve faaliyetlerdeki artış devam edecek olmakla birlikte beklentilerdeki kalıcı iyileşme için zamana ihtiyaç olduğu görülüyor.

19 Ekim 2021 Salı

Etiketler : Sektörel

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ihracatta hızın önemine değinerek Türkiye'nin hızlı teslimat konusunda iyi bir noktada olduğunu belirtti.


Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye'de ihracatın her geçen yıl arttığını söyledi.

 

İhracatta otomotiv sektörünün birinci sırada yer aldığını anlatan Gültepe, otomotivi kimya ve hazır giyim sektörünün takip ettiğini ifade etti.

 

Gültepe, Türkiye'nin en büyük pazarının Almanya, ABD ve Irak olduğunun altını çizdi.

 

Irak pazarının gelecek aylarda daha da büyüyeceğine inandığına işaret eden Gültepe, "Amacımız hem siyasi hem de ticari ilişkileri geliştirmek. Irak bizim 3. pazarımız. Yaklaşık 13 milyar dolarlık ihracatımız var. Önümüzdeki günlerde o bölge ile ihracatımızın çok daha artacağını düşünüyorum." dedi.

 

HEDEFİMİZİ YAKALAYACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM

 

Gültepe, ihracatçılar olarak geçen seneyi rekorla kapattıklarını anımsattı.

 

Bu yılki ihracat hedeflerine ilişkin değerlendirmede bulunan Gültepe, şöyle devam etti:

 

"2024'ün ilk çeyreğini bitirdik. Yüzde 3,5-4 artış sağladık .2024'te 267 milyar dolar mal, 110 milyar dolar hizmet ihracatı hedefimiz var. Hazirandan sonra biraz da piyasaların düzelmesi ve Avrupa'nın genişlemesi ve büyümesiyle hedefimizi yakalayacağımızı düşünüyorum.

 

Bizim gayemiz çift haneli büyümeyle 267 milyar doların üzerine çıkmak. Kuzey ve güneyimizde savaşın olduğu bir noktada, dünyadaki ekonominin daraldığı bir zamanda bunları başarmanın büyük başarı olduğunu düşünüyorum."

 

İHRACATTA HIZ ÇOK ÖNEMLİ

 

Gültepe, Türkiye'nin jeopolitik yapısı ve konumu nedeniyle teslimat sürelerinde hızın ön plana çıktığını söyledi.

 

Teslimat sürelerinin daha da kısalması için ilgililerle sık sık toplantılar yaptıklarını anlatan Gültepe, şunları kaydetti:

 

"Biz ihracatımızın yüzde 41’ini AB ülkelerine gerçekleştiriyoruz. AB’ye ihracatın yüzde 60’ını da kara yoluyla yapıyoruz. İhracatta hız çok önemli. Türkiye'nin en önemli özelliklerinden biri hızlı teslimatı ortaya koyabilmesi. Müşteriler, firmalar stok yapmak istemiyor.

 

Kapıkule, ihracat noktasında en önemli sınır kapılarımızdan biri. Zaman zaman kapılarla ilgili bize problemler de geliyor bekleme sürelerine ilişkin. Alınan önlemlerle önümüzdeki günlerde bekleme sürelerinin daha da kısalacağını düşünüyorum."

 

Gültepe, Bulgaristan, Yunanistan ve Edirne'deki gümrük kapılarının, bekleme sürelerinin daha da kısalması için gerekli önlemleri almaları gerektiğini sözlerine ekledi.

 

Kısa süre önce gümrüklerde daha hızlı geçiş hususunda görüşmeler yaptıklarını ifade eden Gültepe, "İki hafta önce Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak ile ihracatımızın en önemli noktalarından Kapıkule Sınır Kapısı'nda incelemede bulunduk. Gümrüklerde yaşanan yoğunlukla ilgili toplantı yaptık. Çok verimli bir toplantı oldu. Edirne Valisi Yunus Sezer de konulara çok hakim, bu nedenle sorunların yerinde çözüleceğini düşünüyorum." diye konuştu.

07 Mayıs 2024 Salı

Sanayide yapay zeka kullanımının artması üretimde daha fazla öngörülebilirlik sağlıyor.


Son dönemde birçok alanda giderek öne çıkan yapay zeka, üretimden planlamaya, kalite kontrol ve hata tespitinden makine bakımına, arıza önlemeden ürün tasarımı ve geliştirmeye kadar sanayide de kritik süreçlerde yaygın şekilde kullanılan bir araç haline geldi.

 

Üretim alanında daha çok kullanılmaya başlanan yapay zekayla verimliliğin daha da arttığı görülüyor.

 

YAPAY ZEKA SAYESİNDE SANAYİ KURULUŞLARI, PAZARA DAHA HIZLI VE YENİLİKÇİ ÜRÜNLER SUNABİLİYOR

 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yapay zekanın sanayide son yıllarda giderek artan bir öneme sahip olduğunu söyledi.

 

Makine öğreniminin ve özellikle derin öğrenmenin, yapay zeka alanındaki en önemli gelişmelerden olduğunu dile getiren Bahçıvan, şunları kaydetti:

 

"Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarından gelen büyük veri miktarı, yapay zeka algoritmalarıyla birleştirilerek gerçek zamanlı kararlar alınmasına ve akıllı sistemlerin geliştirilmesine olanak tanıyor. Bu da üretim ve hizmet sektörlerinde verimliliği artırıyor. Yapay zekaya imalat sektörü açısından baktığımızda, otomasyon, veri analizi ve makine öğrenimi gibi teknolojilerle sanayiye yönelik yapay zeka uygulamalarının hızla geliştiğini görüyoruz."

 

Bahçıvan, yapay zekanın üretim süreçlerini analiz ederek darboğazları ve israfı belirleyebildiğini, bu sayede üretim hatlarının optimize edilerek verimliliğin önemli ölçüde arttığını dile getirdi.

 

Bahçıvan, bu sayede plansız duruş süresinin azaldığını, üretimde kesintisiz bir akış sağladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

 

"Görsel denetim sistemleriyle ürünlerin kusurlarını otomatik olarak tespit edebiliyor. Bu sayede hatalı ürünlerin piyasaya sürülmesi engelleniyor ve ürün kalitesi artıyor. Büyük veri analizi ve makine öğrenimiyle birleştirilerek, gerçek zamanlı kararlar alınması sağlanabiliyor. Müşteri taleplerini analiz ederek kişiselleştirilmiş ürünler üretilmesine imkan tanıyor. Bu sayede seri üretimden öte, daha esnek ve müşteri odaklı bir üretim modeli ortaya çıkıyor. Yeni ürün fikirleri üretmek ve mevcut ürünlerin tasarımını optimize etmek için kullanılabiliyor. Bu sayede sanayi kuruluşları, pazara daha hızlı ve yenilikçi ürünler sunabiliyor, müşteri memnuniyetinin artmasına önemli katkılar sunuyor."

 

YAPAY ZEKAYI ÜRETİM SÜREÇLERİNE ENTEGRE EDEN KURULUŞLAR REKABET AVANTAJI ELDE EDİYOR

 

Erdal Bahçıvan, yapay zekanın sanayi temsilcileri için önemli faydalar sunduğunu ifade ederek, bu teknolojileri üretim süreçlerine entegre eden sanayi kuruluşlarının önemli rekabet avantajları elde ettiklerine değindi.

 


Bu nedenle sanayi temsilcilerinin yapay zeka teknolojilerini yakından takip etmeleri gerektiğine vurgu yapan Bahçıvan, kurumların bu alandaki gelişmeleri işletmelerine uygulamak için yatırım yapmalarının önem arz ettiğini belirtti.

 

Bahçıvan, "Gelecekte, yapay zeka kullanımının sanayi üretimindeki etkisi daha da artacak ve yaygınlaşacak gibi görünüyor. Daha gelişmiş yapay zeka algoritmaları ve sensör teknolojileri, üretim süreçlerini daha da optimize edecek ve Endüstri 4.0'ın bir parçası olarak sanayiyi daha akıllı ve bağlantılı hale getirecek. Bu da üretim süreçlerinin daha dinamik hale gelmesine olanak tanıyacak. Ayrıca, yapay zeka teknolojilerinin kullanımıyla birlikte üretimde daha fazla öngörülebilirlik sağlanabilecek ve kaynakların daha verimli şekilde kullanılması mümkün olacak. Bu da sürdürülebilirlik açısından önemli bir adım olarak öne çıkıyor." diye konuştu.

 

Bu sürecin başarılı olabilmesi için işletmelerin yapay zeka teknolojilerine uyum sağlamak adına gerekli altyapıyı oluşturmaları ve çalışanlarını bu teknolojilerle uyumlu hale getirmeleri gerektiğinin altını çizen Bahçıvan, yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla bazı işlerin otomatize olmasının ve iş gücü talebinin değişmesinin beklendiğini kaydetti.

 

Bahçıvan, "Bu nedenle çalışan becerilerinin yeniden şekillendirilmesi ve eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, bu dönüşüm sürecinin başarılı şekilde yönetilmesi için kritik öneme sahip olarak değerlendiriliyor. Yapay zeka sistemlerinin kullanımıyla ilgili etik sorunlar, veri kalitesi ve bütünlüğü ile güvenlik endişeleri, uygulama aşamasında karşılaşılan bazı sorunlar olarak dikkat çekiyor. Bu sorunların bertaraf edilmesi için ilgili alanlarda çalışma ve yasal düzenlemelerin devam ettiğini gözlemliyoruz." şeklinde konuştu.

 

SANAYİ İMALAT SEKTÖRÜNDE YOĞUN OLARAK YAPAY ZEKA UYGULAMASI ÖRNEKLERİ OLUŞMAKTA

 

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Öztemel de Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'nun (BTYK) 2016'da aldığı kararla Türkiye'de yapay zeka çalışmalarının devlet tarafından da teşvik edilmesinin söz konusu olduğunu hatırlatarak, başta TÜBİTAK olmak üzere fon sağlayıcı kurumların endüstriyel kuruluşlara yapay zeka uygulamaları için daha fazla destek vermeye başladığını kaydetti.

 

Özellikle üretken zekayla yapay zekanın hayata girme ivmesinin çok hızlı şekilde arttığını anlatan Öztemel, şu ifadeleri kullandı:

 

"Halihazırda endüstriyel kuruluşlar kendi iştigal sahalarında o veya bu şekilde artık yapay zeka çalışmalarını yürütmektedirler. Özellikle sanayi sektöründe İHA, SİHA gibi başarılı uygulamalar diğer sektörlere de örnek olmakta. Son zamanlarda sanayi imalat sektöründe yoğun olarak yapay zeka uygulaması örnekleri oluşmaktadır. Akıllı malzemeler, zeki makinalar, otonom süreçler ve planlama sistemleri gibi örnekler imalat sektöründe fayda üretmeye başladı. Ülkemizde yapay zeka çalışmaları yoğunlukla makine öğrenmesi etrafında yürütülüyor. Ancak bu yapay zeka alanlarından birisidir. Birçok farklı şekilde yapay zeka teknolojileri geliştirilmiştir. Veriler ile işlem yapılmasının kolaylığından dolayı çalışmalar veri madenciliği ve makine öğrenmesi alanlarına yoğunlaşıyor."

 

ROBOTLAR ÜRETİM SAHASINDA İNSANIN YAPTIĞI HER ŞEYİ YERİNE GETİREBİLECEK ZEKAYA KAVUŞABİLECEK

 

Öztemel, yapay zekayla tamamı insansız fabrikalar üretmenin önünde hiçbir engel kalmadığını vurgulayarak, robotların üretim sahasında insanın yaptığı her türlü işlemi artık yerine getirebilecek zekaya kavuşabildiğini dile getirdi.

 

Öztemel, "Sadece zaman verip ilgili üretim ortamını modellemek, oradaki makinaların dinamik modellerini ve operatörlerin davranış modellerini oluşturmak için biraz gayret etmek ve orada insan zekasını çalıştırmak yeterlidir. Daha net ve açık olarak söylemek gerekirse bir üretim yapan işletmede, atölyelerde dolaşan insanlar olmayacak onlar yerlerini robotlara verecektir." dedi.

 

Ortamda hiç insan olmadığından bu üretim ortamlarına "karanlık fabrika" denildiğini belirten Öztemel, üretken yapay zeka ile robotların kendi aralarında iş paylaşımı yapabileceklerini ve sohbet edebileceklerini söyledi.

07 Mayıs 2024 Salı