tatil-sepeti

DR. CAN GÜRLESEL


gurlesel@superonline.com

 

Seçimler sonrası yeni dönemde ekonomide politika değişikliği olacak. Yeni ekonomi yönetimi, bu politika değişikliğini ekonomide rasyonel zemine geri dönüş olarak tarif etti. Ekonomide rasyonel zemine geri dönüş nasıl olacak ve işlerimize etkileri neler olacak, değerlendirelim.

 

1. EKONOMİDE RASYONEL ZEMİNE DÖNÜŞ

 

2022 yılı başından itibaren yeni bir ekonomi modeli uygulanmaya konmuş ve ekonomide liralaşma hedeflenmişti. Bu model içinde faiz oranları önemli ölçüde negatif alana çekilmiş, Türk Lirası baskı altında tutulmuş, kredi ve döviz işlemlerinde aşırı düzenlemeler ile kısıtlamalar getirilmişti. Yeni modelin 1.5 yıllık uygulaması sonucunda dış denge ve döviz dengesi sürdürülemez bir noktaya gelmişti. Merkez Bankası döviz rezervleri erimiş ve dış borçlanma olanakları da en aza inmişti.

 

Enflasyon yüksek kalırken, çoklu döviz kurları oluşmuş ve döviz talepleri de karşılanamaz hale gelmişti. Ekonomide rasyonel zemine dönüş, bu modelin yarattığı fiyatlama dengesizliklerini ortadan kaldırmaya ve uluslararası iktisadi normlara geri dönüşe işaret ediyor. Ekonomide rasyonel zemine dönüş kademeli olarak sonuç verebilecek.

 

2. ACİL ÖNCELİK DÖVİZ DENGESİNİN SAĞLANMASI

 

Ekonomide rasyonel zemine dönüşün acil önceliği döviz dengesinin sağlanması olacak. Türkiye ekonomisi yüksek dış açık veriyor ve gelinen seviyede açık sürdürülebilir olmaktan çıktı. Türkiye, açıkların finansmanında da tıkanmaya başladı. Bu nedenle ekonomide ilk öncelik, döviz dengesinin sağlanması olmalı. Dış dengenin sağlanmasında temel araç ise TL’deki değer kaybı olacak. TL, liralaşma modeli içinde aşırı değer kazandı ve ihracatı kısıtlarken, ithalatı özendirdi. Bu nedenle TL üzerindeki baskı yaratan kısıtlayıcı düzenlemelerin kaldırılması ve TL’nin gerçek değerine kavuşması gerekiyor. Rasyonel zemine dönüş, Türkiye’nin risk primini de düşürecek ve böylece sağlıklı dış finansman olanakları yeniden başlayacak.      

 

3. MERKEZ BANKASI FAİZ VE KUR POLİTİKASI DEĞİŞMELİ

 

Ekonomide rasyonel zemine dönüşün ana politika aracı, Merkez Bankası’nın faiz ve kur politikasındaki değişim olmalı. Merkez Bankası politika faizi en azından beklenen enflasyonu dikkate alan bir seviyeye çıkarılmalı. Piyasa faizleri zaten büyük ölçüde rasyonel seviyelere geldi. Merkez Bankası da gerçekçi bir reel faiz politikasına geçmeli. Döviz kuru politikasında da Merkez Bankası, TL’nin piyasalarda serbestçe belirlenmesine izin vermeli. Bunun araçları da kur korumalı mevduat, şirketlerin ihracat gelirlerini bozdurma zorunluluğu, şirketlerin krediye erişiminde getirilen döviz varlıkları sınırlamalarının kaldırılması olmalı.           

 

4. MERKEZ BANKASI DÖVİZ REZERVLERİ ARTIRILMALI 

 

Merkez Bankası net döviz rezervleri, 2001 krizinden bu yana ilk kez negatif oldu ve ciddi bir döviz krizi işaretleri vermeye başladı. Liralaşma politikası ile TL’nin değerinin korumasına yönelik politika uygulamaları döviz rezervlerinde hızlı bir erime yaşattı. 26 Mayıs haftasında Merkez Bankası’nın kendine ait rezervleri yansıtan net rezerv büyüklüğü -4.4 milyar dolara düştü. Yine Merkez Bankası’nın swap işlemleri ile elde edilen döviz yükümlülükleri de çıkarıldığında net rezervi -60.5 milyar dolardır. Ekonomide rasyonel zemine dönüşün bir diğer hedefi, Merkez Bankası rezervlerinin hızla artırılması olmalı. Bu çerçevede bankacılık sistemindeki döviz tevdiat hesapları üzerindeki sınırlayıcı düzenlemeler kaldırılmalı.    

 

5. EKONOMİ SOĞUTULACAK VE İŞLER YAVAŞLAYACAK 

 

Ekonomide rasyonel zemine dönüşün ana hedeflerinden biri de dış dengenin sağlanması için ekonominin soğutulması olacak. Düşük faizler ve değerli TL, çok yüksek bir dış açığa yol açtı. Faiz oranlarındaki artışlar, kredi politikasında sıkılaşma, kamu harcamalarında tasarruf ve TL’nin gerçek değerine ulaşması ile iç talep sınırlanacak. İç talepteki sınırlama dış dengeyi sağlarken iktisadi faaliyetlerin de yavaşlamasına yol açacak. Ancak muhtemelen seçici kredi politikası devam edecek ve ihracat ile yatırımlar desteklenecek. Yeni dönemde ekonomideki itici güç ihracat ve seçici yatırımlar olacak.

 

SON SÖZ 

 

Ekonomide yeni bir başlangıç olacağı görülüyor. Şirketler olarak ekonomide rasyonel zemine geri dönüşü yakından izlemeli ve uyum sağlamalıyız.

12 Haziran 2023 Pazartesi

AHMET KARATAŞ


 

Ticaret Bakanlığı, teknik müşavirlik şirketlerinin yurt dışındaki harcamalarının bir bölümünü, Fiyat İstikrar ve Destekleme Fonu’ndan (FİDF) sağlanan kaynakla destekliyor. Şirketlere sunulan destekler şöyle:

 

Proje desteği: Yurt dışı ihalelerde imzalanan sözleşmelerde teknik müşavirlik şirketleri;

 

a. Sözleşme bedeli 2 milyon ABD Doları’na kadar olan projeler için yüzde 20 oranında, en fazla 300 bin ABD Doları,

 

b. Sözleşme bedeli 2 milyon ABD Doları’ndan 5 milyon ABD Doları’na kadar olan projeler için yüzde 15 oranında, en fazla 500 bin 

ABD Doları,

 

c. Sözleşme bedeli 5 milyon ABD Doları’ndan 10 milyon ABD Doları’na kadar olan projeler için yüzde 10 oranında, en fazla 750 bin 

 

ABD Doları,

 

ç. Sözleşme bedeli 10 milyon ABD Doları ve üzerinde olan projeler için yüzde 7.5 oranında, en fazla 1 milyon ABD Doları tutarında destekleniyor.

 

Yurt dışı ofis desteği: En fazla 7 yurt dışı ofis için

 

a. Kira desteği: Yıllık en fazla 40 bin ABD Doları kira bedelinin yüzde 50’si,

 

b. İstihdam desteği: T.C. vatandaşı yönetici personel için yıllık en fazla 60 bin ABD Doları brüt maaşın yüzde 50’si, büro personeli için yıllık en fazla 36 bin ABD Doları brüt maaşın yüzde 50’si,

 

c. Danışmanlık desteği: Yıllık en fazla 30 bin ABD Doları harcamaların yüzde 50’si, en fazla 6 yıl süreyle karşılanıyor.

 

Reklam, tanıtım ve pazarlama desteği: Yıllık en fazla 100 bin ABD Doları harcamaların yüzde 50’si en fazla 6 yıl süreyle destekleniyor.

 

Pazar araştırması desteği: Yılda en fazla 5 adet olmak üzere, yüzde 70 oranında ve yurt dışı pazar araştırması gezisi başına en fazla 5 bin ABD Doları karşılanıyor.

 

Yurt dışı fuar desteği: Sektörel nitekli uluslararası fuar katılımlarında, metrekare üzerinden ödenen stant kirası (ilave stand hizmetleri dâhil), tanıtım etkinlikleri, ulaşım (ekonomi sınıfı uçak) ile konaklama giderleri (oda ve kahvaltı) yüzde 50 oranında, fuar başına en fazla 15 bin ABD Doları’na kadar destekleniyor.

 

Seminer ve konferans katılım desteği: Yurt dışında düzenlenen sektörel nitelikli uluslararası seminer ve konferanslara katılım halinde, en fazla iki şirket çalışanının, yol, konaklama (oda ve kahvaltı) ve katılım bedelleri yüzde 50 oranında, organizasyon başına en fazla 5 bin ABD Doları’na kadar karşılanıyor.

 

Teknik müşavirlik ve teknik müşavirlik heyet programı desteği: Müteahhitlik ve teknik müşavirlik heyeti programları kapsamında; her bir firmadan iki temsilcinin ulaşım ve konaklama giderleri yüzde 50 oranında karşılanıyor. Bakanlık tarafından hedef ülkelere yönelik organize edilen teknik müşavirlik heyeti programlarında destek oranı yüzde 90 olarak uygulanıyor.

 

Yurt dışı eğitim desteği: Firmaların teknik personelinin yurt dışı teknik eğitim programlarına katılımı halinde, program başına iki çalışanın yol, konaklama ve katılım giderleri yüzde 50 oranında, yıllık en fazla 50 bin ABD Doları’na kadar karşılanıyor.

 

Yazılım desteği: Bilgisayarlı tasarım kapsamında satın alınan veya kiralanan yazılım ürünlerinin lisanslarına ilişkin harcamalar yüzde 50 oranında, yıllık en fazla 50 bin ABD Doları destekleniyor. 

 

Mesleki sorumluluk sigortası desteği: Yurt dışında üstlenilen teknik müşavirlik projeleri kapsamındaki mesleki sorumluluk sigortası yükümlülüklerinden kaynaklanan poliçe alım giderleri yüzde 50 oranında, yıllık en fazla 50 bin ABD Doları karşılanıyor. 

 

Uluslararası mesleki yarışmalara katılım desteği: Uluslararası mesleki yarışmalara katılımlar yol, konaklama, katılım bedeli, dosya satın alma, yer görme bedeli giderleri yüzde 50 oranında, organizasyon başına azami 10 bin ABD Doları destekleniyor.



ahmetkaratas1453@gmail.com

30 Eylül 2024 Pazartesi

HİKMET BAYDAR


 

Güven endeksleri piyasa aktörlerinin geleceğe yönelik düşüncelerini, karamsar olup olmadıklarını, yatırım iştahının olup olmadığı gibi birçok önemli bilgileri edinmemizi sağlar. Güven endeksleri 0-200 aralığında değer alabilir. Endeksin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100’den küçük olması ise kötümserliğini gösterir.

 

Şimdi mevsimsel etkilerinden arındırılmış hizmet, perakende, ticaret ve inşaat güven endekslerinin verdiği ipuçlarına bakalım.

 

HİZMETTE TALEP ARTIŞI

 

Hizmet sektöründe güven endeksi, ağustos ayında 111.8 seviyesine yüzde 2 düşerek gelmişken, eylül ayında yüzde 0.6 artışla 112.6 seviyesine yükseldi. Dolayısıyla geleceğe yönelik iyimser beklentilerin arttığını görüyoruz. Bu durumda yatırım iştahı artar ve sektörel büyüme ivme kazanabilir. Daha detaya baktığımızda, son 3 aylık dönemde iş durumu hemen hemen değişmezken, hizmetlere olan talep endeksinde eylül ayında yüzde 1.3 artış olduğunu görüyoruz. Bu gelişme bize, sektöre talep konusunda iyimser bir tablonun daha da pekiştiğini söylüyor. Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisinde yüzde 0.9 artış olması, gelecekte de iyimser tablonun haklılığını ortaya koyuyor. Çünkü gelecekte müşteri talebinde artış bekleniyor. Bu arada körfezde savaşın yayılma riskinin artmasının bölgeden girişleri de tetikleyebileceğini unutmamak lazım.

 

PERAKENDEDE İYİMSERLİK

 

Perakende ticaret sektörüne baktığımızda, endeksin yüzde 2.5 yükselerek 110.6 seviyesine yükseldiğini görüyoruz. Yani iyimser hava ve geleceğe olumlu bakış daha da pekişmiş görünüyor.

 

Şimdi detaylara bakalım.

 

Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar endeksi yüzde 2.4 artarak 117.8 seviyesine yükseldi. Hem iyimserliği pekiştirmiş hem de işler yolunda mesajı vermiştir. Mevcut mal stok seviyesinin azalması da bunu teyit ediyor. Ancak gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi endeksinin 121.3 ile yüzde 2.5 artması (bir önceki ay da yüzde 4 artmıştı), geleceğe yönelik iyimserliğin ne kadar güçlü olduğunu bize gösteriyor. 

 

KONUT KREDİLERİNE KOLAYLIK

 

Şimdi inşaat sektörüne bakalım. Endeks, konut piyasasında alınan tedbirler nedeniyle kredili satışların yüzde 50 olarak ocak-ağustos döneminde düşüşünden etkilenmiş olacak ki, 2024 Eylül ayında 87.8’e yüzde 0.2 düştü. Gerek alınan siparişlerin mevcut düzeyi 82.4 ile gerekse gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi 93.2 ile karamsar bir tablo çiziyor. 

 

BDDK, son aldığı kararla risk gruplarında değişikliğe gittiğinden konut sektöründe canlılık söz konusu olabilir. BDDK, 20 Eylül 2024 günü yaptığı açıklamayla bireysel ve konut kredilerinde risk ağırlığını değiştirdi. Bu durumda bankaların konut kredisi kullandırmasına da kolaylık gelmiş oldu. Kaldı ki, bir kamu bankası da konut kredi faizinde indirim kampanyası düzenleyerek, düşük faizle konut kredisi müracaatları almaya başladı. Bu gelişmeler önümüzdeki dönemde inşaat sektöründe de güven endeksinin yükselmesine destek verebilir. Ancak bu gelişmeyle konut fiyatlarında yükselişe yol açma riskinin de bulunduğunu unutmamak lazım.



hikmetbaydar@3-goz.com

30 Eylül 2024 Pazartesi