tatil-sepeti

FATİH OKTAY


 


fatih@fatihoktay.com

 

Çin ekonomisinin pandemi sonrasında eski büyüme hızlarına dönmekte zorlanmasında konut inşaat sektöründeki politika kaynaklı sorunlar önemli rol oynuyor.  Ülke yönetimi, ekonominin ana motoru konumundaki bu sektörü zora sokan politikalar izliyor.

 

İnşaat sektörü, bu sektöre girdi sağlayan sektörlerle beraber ele alınınca Çin ekonomisinin yüzde 20, bazı değerlendirmelere göre yüzde 25, hatta yüzde 30’unu oluşturuyor. Sektörün sabit kıymet yatırımları toplamın yüzde 25, ülke GSYH’sinin de yüzde 15’e varan bir bölümünü oluşturuyor. Bunun da yüzde 70 kadarı konut inşaat sektöründen kaynaklanıyor. Bir çalışmaya göre bu sektörün faaliyetlerindeki yüzde 20’lik bir azalmanın, ülke GSYH’sinde yüzde 10’a varan düşüşe yol açması söz konusu. 

 

Öte yandan, Çin’de toprak devlet mülkiyetinde, arazilerin inşaat için kullanım hakkı yerel yönetimlerce satış yoluyla veriliyor ve bu yerel yönetimlerin en önemli gelir kaynaklarından birini oluşturuyor.

 

TALEBİ AZALTACAK POLİTİKALAR

 

Tüm bunlara karşın devlet, uzun zamandır bu sektörün faaliyetlerini sınırlamaya çalışıyor. Bu yöndeki ilk kapsamlı girişim, 2008 küresel krizinden hemen önce başlamış, talebi kısmak için devlet konut kredisi faizlerini, asgari peşin ödeme tutarlarını, satışta vergi muafiyeti için konutun elde tutulması gerekli süreyi artırmak, birden fazla konut alımlarına sınırlama getirmek gibi yöntemlerle konut talebini azaltacak politikalar izlemeye başlamıştı. Ancak 2008 krizi ülkeyi etkilemeye başlayınca bu tedbirler gevşetilmişti. 

 

Bundan sonra birkaç kez daha benzer yöntemlerle talebi kısarak sektörü yavaşlatma girişimi olmuş, her seferinde ekonomiye etkileri karşısında bir süre sonra geri adım atılmıştı. Pandemi döneminden doğal olarak olumsuz etkilenen sektör, sonrasında da firma bazında kredi sınırlaması uygulaması ile karşılaştı. 2020 Ağustos ayında açıklanan Üç Kırmızı Çizgi düzenlemesiyle sektör firmalarının sağlayabilecekleri finansman, borçlar/varlıklar, borçlar/öz kaynak, nakit değerler/ kısa vadeli borçlar ile ilgili belirlenen ölçütleri karşılamalarına bağlanıyordu. Bu firmaların çoğu için önemli finansman kısıtlaması, birçoğu için de hiç dış finansman sağlayamama anlamına geliyordu. Bunun ardından sektörde vadesi gelen borçları ödeyememe, proje üzerinden satılmış inşaatları tamamlayamama olayları başladı. Bu olayların konut talebini düşürmesiyle şirketlerin finansman sıkıntısı arttı. Bunun da bu tür olayları artırmasıyla kendi kendini besleyen bir sürece girilmiş oldu. Sonuç olarak, sektörün sabit kıymet yatırımları 2022 yılında önceki yıla göre yüzde 10 dolayında düştü, tedbirlerin bir miktar gevşetilmesine karşın 2023 yılında düşüş aynı hızda devam etti. 

 

Günümüzde sektörün en büyük şirketleri iflasın eşiğinde. Öte yandan, ülke yönetimi tedbirleri gevşetmenin ötesinde sektörü desteklemeye başladı.

 

KAYNAKLAR ÜRETKEN ALANLARA

 

Ülke yönetiminin, ekonominin tekerine çomak sokmak olarak algılanabilecek bu politikalarının ardında üç temel neden var. Birincisi, konut sektöründeki balon oluşumunu önlemek; 2000’lerin başlarından 2020’lere özellikle büyük şehirlerdeki konut fiyatları 6 kat dolayında artmış, ortalama konut fiyatı-yıllık gelir oranı 40 dolaylarına çıkmış bulunuyor. Ülke yönetimi ortalamada enflasyonun altında bırakmamaya dikkat etse de banka mevduat oranlarının düşük olması nedeniyle konut yatırım aracı olarak talep görüyor. 

 

Talep fiyatları artırdıkça talep artıyor, bu da fiyatları artırıyor. Böylece bir balon dinamiği oluşuyor. Konut sahipliğinin yüzde 90’ın üstünde olduğu, nüfusun azalmaya başladığı ve konut talebinin yüzde 90’lık bölümünün ikinci, üçüncü konut alımları ile ilgili olduğu ülkede bu sürdürülebilir bir süreç değil. 

 

Ülke yönetimi, balon iyice büyüyüp patlamadan durumu kontrol altına almak istiyor. İkinci neden, firmaların aşırı borçluluğunun ekonomi için genel bir sorun olması ve bu sorunun inşaat sektöründe yoğunlaşması; ülke yönetimi borç sorununu da büyüyüp bir krize yol açmadan kontrol altına almak istiyor. Öte yandan, ülke yönetimi konut inşaat sektörünün barınma ihtiyacını karşılamanın ötesinde büyümesini, ekonominin kaynaklarının verimsiz kullanımı olarak görüyor. Kaynakların sınai ve teknolojik gelişime katkı yapacak üretken alanlara yönlenmesini istiyor.

 

Taktik geri adımlar atsa da ülke yönetimi bu sorunu çözmekte kararlı görünüyor; bu alandaki başarı Çin ekonomisinin geleceği için belirleyici olacak. 

12 Şubat 2024 Pazartesi

AHMET KARATAŞ


 

Ticaret Bakanlığı, teknik müşavirlik şirketlerinin yurt dışındaki harcamalarının bir bölümünü, Fiyat İstikrar ve Destekleme Fonu’ndan (FİDF) sağlanan kaynakla destekliyor. Şirketlere sunulan destekler şöyle:

 

Proje desteği: Yurt dışı ihalelerde imzalanan sözleşmelerde teknik müşavirlik şirketleri;

 

a. Sözleşme bedeli 2 milyon ABD Doları’na kadar olan projeler için yüzde 20 oranında, en fazla 300 bin ABD Doları,

 

b. Sözleşme bedeli 2 milyon ABD Doları’ndan 5 milyon ABD Doları’na kadar olan projeler için yüzde 15 oranında, en fazla 500 bin 

ABD Doları,

 

c. Sözleşme bedeli 5 milyon ABD Doları’ndan 10 milyon ABD Doları’na kadar olan projeler için yüzde 10 oranında, en fazla 750 bin 

 

ABD Doları,

 

ç. Sözleşme bedeli 10 milyon ABD Doları ve üzerinde olan projeler için yüzde 7.5 oranında, en fazla 1 milyon ABD Doları tutarında destekleniyor.

 

Yurt dışı ofis desteği: En fazla 7 yurt dışı ofis için

 

a. Kira desteği: Yıllık en fazla 40 bin ABD Doları kira bedelinin yüzde 50’si,

 

b. İstihdam desteği: T.C. vatandaşı yönetici personel için yıllık en fazla 60 bin ABD Doları brüt maaşın yüzde 50’si, büro personeli için yıllık en fazla 36 bin ABD Doları brüt maaşın yüzde 50’si,

 

c. Danışmanlık desteği: Yıllık en fazla 30 bin ABD Doları harcamaların yüzde 50’si, en fazla 6 yıl süreyle karşılanıyor.

 

Reklam, tanıtım ve pazarlama desteği: Yıllık en fazla 100 bin ABD Doları harcamaların yüzde 50’si en fazla 6 yıl süreyle destekleniyor.

 

Pazar araştırması desteği: Yılda en fazla 5 adet olmak üzere, yüzde 70 oranında ve yurt dışı pazar araştırması gezisi başına en fazla 5 bin ABD Doları karşılanıyor.

 

Yurt dışı fuar desteği: Sektörel nitekli uluslararası fuar katılımlarında, metrekare üzerinden ödenen stant kirası (ilave stand hizmetleri dâhil), tanıtım etkinlikleri, ulaşım (ekonomi sınıfı uçak) ile konaklama giderleri (oda ve kahvaltı) yüzde 50 oranında, fuar başına en fazla 15 bin ABD Doları’na kadar destekleniyor.

 

Seminer ve konferans katılım desteği: Yurt dışında düzenlenen sektörel nitelikli uluslararası seminer ve konferanslara katılım halinde, en fazla iki şirket çalışanının, yol, konaklama (oda ve kahvaltı) ve katılım bedelleri yüzde 50 oranında, organizasyon başına en fazla 5 bin ABD Doları’na kadar karşılanıyor.

 

Teknik müşavirlik ve teknik müşavirlik heyet programı desteği: Müteahhitlik ve teknik müşavirlik heyeti programları kapsamında; her bir firmadan iki temsilcinin ulaşım ve konaklama giderleri yüzde 50 oranında karşılanıyor. Bakanlık tarafından hedef ülkelere yönelik organize edilen teknik müşavirlik heyeti programlarında destek oranı yüzde 90 olarak uygulanıyor.

 

Yurt dışı eğitim desteği: Firmaların teknik personelinin yurt dışı teknik eğitim programlarına katılımı halinde, program başına iki çalışanın yol, konaklama ve katılım giderleri yüzde 50 oranında, yıllık en fazla 50 bin ABD Doları’na kadar karşılanıyor.

 

Yazılım desteği: Bilgisayarlı tasarım kapsamında satın alınan veya kiralanan yazılım ürünlerinin lisanslarına ilişkin harcamalar yüzde 50 oranında, yıllık en fazla 50 bin ABD Doları destekleniyor. 

 

Mesleki sorumluluk sigortası desteği: Yurt dışında üstlenilen teknik müşavirlik projeleri kapsamındaki mesleki sorumluluk sigortası yükümlülüklerinden kaynaklanan poliçe alım giderleri yüzde 50 oranında, yıllık en fazla 50 bin ABD Doları karşılanıyor. 

 

Uluslararası mesleki yarışmalara katılım desteği: Uluslararası mesleki yarışmalara katılımlar yol, konaklama, katılım bedeli, dosya satın alma, yer görme bedeli giderleri yüzde 50 oranında, organizasyon başına azami 10 bin ABD Doları destekleniyor.



ahmetkaratas1453@gmail.com

30 Eylül 2024 Pazartesi

HİKMET BAYDAR


 

Güven endeksleri piyasa aktörlerinin geleceğe yönelik düşüncelerini, karamsar olup olmadıklarını, yatırım iştahının olup olmadığı gibi birçok önemli bilgileri edinmemizi sağlar. Güven endeksleri 0-200 aralığında değer alabilir. Endeksin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100’den küçük olması ise kötümserliğini gösterir.

 

Şimdi mevsimsel etkilerinden arındırılmış hizmet, perakende, ticaret ve inşaat güven endekslerinin verdiği ipuçlarına bakalım.

 

HİZMETTE TALEP ARTIŞI

 

Hizmet sektöründe güven endeksi, ağustos ayında 111.8 seviyesine yüzde 2 düşerek gelmişken, eylül ayında yüzde 0.6 artışla 112.6 seviyesine yükseldi. Dolayısıyla geleceğe yönelik iyimser beklentilerin arttığını görüyoruz. Bu durumda yatırım iştahı artar ve sektörel büyüme ivme kazanabilir. Daha detaya baktığımızda, son 3 aylık dönemde iş durumu hemen hemen değişmezken, hizmetlere olan talep endeksinde eylül ayında yüzde 1.3 artış olduğunu görüyoruz. Bu gelişme bize, sektöre talep konusunda iyimser bir tablonun daha da pekiştiğini söylüyor. Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisinde yüzde 0.9 artış olması, gelecekte de iyimser tablonun haklılığını ortaya koyuyor. Çünkü gelecekte müşteri talebinde artış bekleniyor. Bu arada körfezde savaşın yayılma riskinin artmasının bölgeden girişleri de tetikleyebileceğini unutmamak lazım.

 

PERAKENDEDE İYİMSERLİK

 

Perakende ticaret sektörüne baktığımızda, endeksin yüzde 2.5 yükselerek 110.6 seviyesine yükseldiğini görüyoruz. Yani iyimser hava ve geleceğe olumlu bakış daha da pekişmiş görünüyor.

 

Şimdi detaylara bakalım.

 

Son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar endeksi yüzde 2.4 artarak 117.8 seviyesine yükseldi. Hem iyimserliği pekiştirmiş hem de işler yolunda mesajı vermiştir. Mevcut mal stok seviyesinin azalması da bunu teyit ediyor. Ancak gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi endeksinin 121.3 ile yüzde 2.5 artması (bir önceki ay da yüzde 4 artmıştı), geleceğe yönelik iyimserliğin ne kadar güçlü olduğunu bize gösteriyor. 

 

KONUT KREDİLERİNE KOLAYLIK

 

Şimdi inşaat sektörüne bakalım. Endeks, konut piyasasında alınan tedbirler nedeniyle kredili satışların yüzde 50 olarak ocak-ağustos döneminde düşüşünden etkilenmiş olacak ki, 2024 Eylül ayında 87.8’e yüzde 0.2 düştü. Gerek alınan siparişlerin mevcut düzeyi 82.4 ile gerekse gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi 93.2 ile karamsar bir tablo çiziyor. 

 

BDDK, son aldığı kararla risk gruplarında değişikliğe gittiğinden konut sektöründe canlılık söz konusu olabilir. BDDK, 20 Eylül 2024 günü yaptığı açıklamayla bireysel ve konut kredilerinde risk ağırlığını değiştirdi. Bu durumda bankaların konut kredisi kullandırmasına da kolaylık gelmiş oldu. Kaldı ki, bir kamu bankası da konut kredi faizinde indirim kampanyası düzenleyerek, düşük faizle konut kredisi müracaatları almaya başladı. Bu gelişmeler önümüzdeki dönemde inşaat sektöründe de güven endeksinin yükselmesine destek verebilir. Ancak bu gelişmeyle konut fiyatlarında yükselişe yol açma riskinin de bulunduğunu unutmamak lazım.



hikmetbaydar@3-goz.com

30 Eylül 2024 Pazartesi