Sigortacılardan deprem riskine yeni öneri

DASK, Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerden sonra yaklaşık 600 bin hasar ihbarına karşılık, 35 milyar lira tazminat ödedi. Sigortalamanın etkisinin artması için sektör temsilcileri, hasar önleyici faaliyetleri belirleyerek hasarı azaltma yoluna gitmeyi talep ediyor.

Giriş: 04.03.2024 - 10:08
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


HABER: ŞEREF KILIÇLI

 

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), 2000 yılında Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olarak kuruldu. DASK, 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen büyük depremlerden sonra ne kadar önemli olduğunu da gösterdi. Depremden sonraki 4 aylık sürede, hasar evrakı tam olan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tespiti yapılabilmiş tüm konutların hasar ödemelerini gerçekleştirdi. Bugüne kadar geçen sürede ise yaklaşık 600 bin hasar ihbarına karşılık, tazminat ödeme tutarı toplam 35 milyar liraya ulaştı.

 

İTO’DA KONUŞULDU

 

İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi, ‘Deprem ve Zorunlu Deprem Sigortası Yeni Tarife ve Yeni Uygulama Tebliği’ konulu sektör toplantısı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman’ın yaptığı toplantıda, mevzuat düzenlemelerinin yanı sıra Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra sektörde atılan yeni adımlar da değerlendirildi. Deprem felaketinin büyük manevi ve sosyal yıkımla birlikte pek çok ekonomik olumsuzluğa da neden olduğunu belirten İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman, “Doğal afetlerin bu olumsuz etkilerini tamamen ortadan kaldırmamız elbette mümkün değil. Ancak alınacak önlemlerle bu etkileri en aza indirmek ve yeniden yapılanmayı hızlandırmak bizim elimizde. İşte sigorta enstrümanı da doğal afetlerin oluşturacağı hasarın telafisinde kullanabileceğimiz en etkili enstrümanlardan biri” dedi.


 

SİGORTA BİLİNCİ

 

Sigorta sektörünün sağladığı milyarlarca liralık fonla deprem sonrası yeniden inşa çalışmalarına önemli bir katkı sunduğuna dikkat çeken Salman, şöyle devam etti: 

 

“İşte bu nedenle özellikle zorunlu deprem sigortasının toplumumuzun tüm kesimlerinde yaygınlaştırılmasını ve etkinliğinin artırılmasını son derece elzem buluyoruz. Deprem sigortası tazminat bedellerinin güncellenmesini ve aylık ÜFE oranında artırılabilecek olmasını oldukça yerinde adımlar olarak değerlendiriyoruz. İnanıyoruz ki, toplumumuzdaki sigorta bilincini artıracak her bir uygulama, bizi doğal afetler karşısında çok daha güçlü ve tedarikli kılacaktır.”

 

BİLGİ PAYLAŞIMI

 

Toplantının İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Özgür Yılmaz’ın moderatörlüğünde yapılan sunum bölümünde; TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı Levent Korkut, DASK Teknik İşleticisi Türk Reasürans A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Erdal Turgut, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren, Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vural Seven, bilgi ve tecrübelerini paylaştı.

 


HASAR ÖNLEME

 

Sigorta sektörünün ülkenin ekonomik devamlılığının sağlanmasında en önemli sektör olduğunu belirten TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut, “Sigorta sistemi tabana ne kadar yayılır ve farkındalık ne kadar çok artarsa, maddi kayıpların giderilmesinde etkisi de o kadar çok yükselir. Toplumda sigorta farkındalığının artırılması hepimizin birincil görevi olmalı” diye konuştu.

 

Güvence kavramının tam karşılığı olan sigortalamanın, özellikle deprem riskli yerlerde zorunlu deprem sigortası ile kısıtlı kalmaması gerektiğinin altını çizen TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı ise “Bu minvalde ülkemizin en büyük gerçeklerinden biri olan depreme karşı, sigorta sektörü hasar önleyici faaliyetleri belirleyerek hasarı azaltma yoluna gitmeli” dedi. 

 

DASK’IN MEVCUT HUKUKİ DURUMU

 

DASK Teknik İşleticisi Türk Reasürans A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Erdal Turgut, deprem bölgesinde gözlemledikleri problemlerden birinin de poliçelerin düşük oranlarda kesilmesi olduğunu belirtti. Mevcut mevzuata göre DASK’ın hukuki durumu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Vural Seven, şunları söyledi: “Kanuna göre DASK, kâr amacı güden bir kuruluş değil. DASK, 1999 depremi yaşandığı için doğdu. Devlet kendi üzerindeki yükümlülüğünün bir kısmını vatandaşlarıyla paylaşmak istemiş. DASK’ı standart bir sigorta şirketi olarak değerlendirmek yanlış olur. DASK, Sigortacılık Kanunu’na ve Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) tabi değil. TTK, ruhsatlı sigorta şirketlerini kapsıyor. DASK, bir borçlar hukuku sözleşmesidir. Tür olarak bakıldığında; zorunlu deprem sigortası, zorunlu bir sigorta türüdür ve zarar sigortasının alt türü olan zorunlu mal sigortası niteliğindedir.”

 

BİNALAR İÇİN PERFORMANS HEDEFLERİ

 

Deprem yönetmeliklerinde binalar için baz alınan performans hedefleri hakkında bilgi veren Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren, “Yürürlükte olan birçok deprem yönetmeliğine göre içlerinde konut ve endüstriyel binaların da bulunduğu birçok bina sınıfı tasarımında şiddetli olarak tanımlanan senaryo depremi için baz alınan performans hedefi, ‘can güvenliği’ ya da ‘kontrollü hasar’ seviyesinde. Betonarme binaların deprem performansı detaylarda gizli olduğundan, yapılacak yapısal deprem performans analizleri sırasında karot örneği alınması ve özellikle birleşim bölgelerinde boyuna donatı oranı ile etriyelerin çap ve sıklığının ölçülmesi büyük önem taşıyor” diye konuştu. Çatılara güneş paneli kurulması konusuna da değinen Eren, “Mevcut binaların çatılarına güneş paneli kurulmak istendiğinde sadece statik analiz değil, olası deprem yüklerine karşı dinamik analiz de yapılmalı” dedi.