Selçuklu mimarisinin ışığını kadraja yansıtıyor

Ülke ülke gezip Selçuklu mimarisinin izlerini süren fotoğraf sanatçısı Ayşegül Kurt, “Bir şair için şiir yazmak neyse bir fotoğraf sanatçısı için de fotoğraf çekmek odur” diyor. Kurt, fotoğraf sanatçısının önce çekeceği kareyle bütünleşip sonra deklanşöre bastığında duyguyu yansıtabildiğini düşünüyor.

Giriş: 13.06.2025 - 09:44
Güncelleme: 13.06.2025 - 09:44
Selçuklu mimarisinin ışığını kadraja yansıtıyor

Selçuklu mimarisinin taç kapılarının ardında gezi rotasını belirleyen fotoğraf sanatçısı Ayşegül Kurt’a göre fotoğraflanacak her bir karenin özel bir zamanı ve ışığı var. Kurt, “Bazen doğru ışık olmazsa istediğiniz fotoğraf karesi için saatlerce beklersiniz. Bazen hiç yakalayamazsınız” diyor. Fotoğrafçılığa, eve hediye gelen bir fotoğraf makinası sayesinde tesadüfen başlayan Kurt, 20 yıla yaklaşan fotoğraf sanatçılığı için “Yazamadığım şiirlerin fotoğrafını çekiyorum” diyor. Hünkâr Kasrı haziran ayı sergi konuğu Ayşegül Kurt, sorularımızı yanıtladı.


KAPILARIN GÖRKEMİ

Neden kapılar?

Selçuklu mimarisinde taç kapıların görkemi beni kendine çekti. Orada o kadar muazzam bir sanat var ki, “Bunu anlatmalıyım” diyorsunuz. Bize bu eserleri emanet olarak bırakanları hiç tanımadık, görmedik. Ama nasıl bir anlayış ki, kendinden sonra gelecek olan nesilleri düşünerek muazzam eserler inşa etmişler. Onlara olan vefa borcumu ödemek istiyorum.

Selçuklu mimarisinin ışığını kadraja yansıtıyor

ŞİİR YAZIYORUM

Fotoğraf çekmeyi şiir yazmaya benzetiyorsunuz…

Ben hep yazamadığım şiirlerin fotoğrafını çekiyorum diyorum. Fotoğraf çekerken o kadar yoğun duygular içinde oluyorsunuz ki, sizin kaleminiz kadrajınız oluyor. Dakikalarca doğru ışıkta doğru karelerin bir araya gelmesini beklediğim oluyor. Hepsi bir araya geldiğinde yaşadığım o duyguları ancak ‘şiir’ olarak tanımlayabilirim.

Selçuklu mimarisinin ışığını kadraja yansıtıyor

AİDİYET DUYGUSU

Fotoğraf sanatı için gezi planınızı nasıl belirliyorsunuz?

Fotoğraf sanatına 2006-2007 gibi başladım. Son yıllarda mimari fotoğrafçılığa başlamıştım. Ancak son dört yıldır da sadece kapıları çalışıyorum. Benim için ülke, şehir fark etmiyor. Selçuklu mimarisinin izleri neredeyse oraları gezi planıma alıyorum. Örneğin İran’da 15 gün kaldım. Özbekistan’a gitmek istiyorum. Gittiğim her yerde kendimi oraya ait hissediyorum.


HER ŞEYİ UNUTUYORUM

Doğru ışığı sıklıkla dile getiriyorsunuz, doğru ışık yoksa

Doğru ışık yoksa fotoğraf da yoktur. Ancak bazen gezi planınıza göre istediğiniz ışık saatinde orada olmuyorsunuz, bir daha da şansınız yoksa farklı açılardan detay çekebilirsiniz. Ben doğru ışığın peşinde inanın her şeyi unutuyorum. Normalde ayaklarımı çok bükemem ve uzun süre yürüyemem. Ancak fotoğraf peşinde saatlerce yorulmadan yürüyebilirim.


TEDAVİ EDİYOR

Sanatın tedavi edici bir yönü var sanırım…

Evet kesinlikle. Şiddetli bir uçak korkum var. Ancak korktuğum an fotoğraf makinamı çıkarıyorum ve deklanşörün arkasına saklanıyorum. Sanki bütün korkularımı unutuyorum.