Türkiye’nin kimya sektörü, artık test, analiz ve raporlama süreçlerinde dışa bağımlılığını azaltacak yeni bir döneme giriyor. Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından TS EN ISO/IEC 17025 standardı kapsamında akredite edilen Kimya Teknoloji Merkezi, hem ulusal hem uluslararası pazarlarda üreticilere güvenilirlik ve hız avantajı sağlıyor.
KİMYA TESTLERİNDE YENİ DÖNEM
İKMİB tarafından hayata geçirilen merkez, laboratuvar altyapısıyla ürün testleri, malzeme analizleri ve kalite doğrulama süreçlerini Türkiye içinde gerçekleştirme olanağı sağlıyor. Böylece üreticiler, testlerini yurt dışına göndermeden uluslararası geçerliliğe sahip sertifikasyon alabiliyor. Bu hem maliyetleri düşürüyor hem de ihracat süresini kısaltıyor.
PELİSTER: KISA SÜREDE AKREDİTASYONUMUZU ALDIK
İKMİB Başkanı Adil Pelister, “İKMİB Yönetim Kurulu olarak Türk kimya sektörümüzün gelecek ekosistemini kurguladığımız Vizyon 2030 stratejimizin sac ayaklarından biri de Kimya Teknoloji Merkezi. Uzun süren kapsamlı çalışmalarımız neticesinde hayata geçirdiğimiz ve sektörde öncü bir ilk olan Kimya Teknoloji Merkezi, 2024 yılında faaliyetlerine başlamasıyla birlikte rutin akreditasyon süreçlerine de start verdi. Ve ne mutlu ki öngörülen resmi takvimden çok daha kısa bir süre içerisinde tüm yükümlülüklerimizi yerine getirerek TÜRKAK tarafından akreditasyonumuzu aldık. Bu sayede TS EN ISO/IEC 17025 Deney Laboratuvarları Yeterliliği İçin Genel Şartlar Standardı kapsamında Kimya Teknoloji Merkezi’nde gerçekleştirilen testlerin, analiz ve raporların uluslararası geçerliliğe sahip olarak bilimin bir kez daha ispatlanmış oldu” açıklamasını yaptı.
İMALAT SANAYİNİN REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAK
Kimya, otomotivden tekstile, savunmadan gıdaya kadar yaklaşık 30 sektörün temel girdisi. Bu nedenle merkezin faaliyete geçmesi, imalat sanayii genelinde kalite zincirini güçlendirecek bir adım olarak görülüyor. Kimyasal girdilerin uluslararası normlara uygunluğunun Türkiye’de belgelenebilmesi, üreticilere AB pazarında teknik engelleri aşma ve daha yüksek katma değerli ihracat yapma olanağı sunacak.
AR-GE VE YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ DESTEKLEYECEK
Merkez sadece test laboratuvarı değil; aynı zamanda yeşil kimya, biyopolimer, geri dönüşüm teknolojileri gibi alanlarda Ar-Ge desteği sağlayacak. Bu yönüyle Türkiye’nin yeşil mutabakat ve döngüsel ekonomi hedefleriyle uyumlu bir altyapı oluşturuyor.
Uzmanlara göre bu model, hem karbon ayak izini azaltan üretim teknolojilerini teşvik edecek hem de yerli kimya şirketlerine uluslararası proje ortaklıkları kazandıracak.
ULUSLARARASI GÜVEN VE MARKA DEĞERİ
TÜRKAK akreditasyonu sayesinde merkezin verdiği test sonuçları, Avrupa Akreditasyon Birliği (EA) ve ILAC kapsamında tüm dünyada geçerli. Bu durum, Türk kimya ürünlerine “onaylı ve güvenilir üretim” statüsü kazandırıyor. Uzmanlara göre bu, Türk markalarının özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında güven algısını güçlendirecek ve kimya ihracatını hızlandıracak.
