İstanbul'un bugününü minyatürle anlatıyor

Geleneksel sanatların mekanı olan Yeni Cami Cami Hünkar Kasrı'nda yeni bir sergi açıldı. Tezhip ve minyatür sanatçısı Leyla Tepecik'in eserleri sanatseverleri ağırlıyor. Geleneksel sanatları yeni yorumlarla geliştirmeyi hedefleyen sanatçı Leyla Tepecik, “Elbette gelenekten besleneceğim. Ancak ben bugünün sanatçısıyım. Sanatta neredeyse 40 yılım dolacak ama öğrenme süreci hiç bitmiyor” diyor.

Giriş: 15.08.2025 - 11:16
Güncelleme: 15.08.2025 - 11:16
İstanbul'un bugününü minyatürle anlatıyor

Tezhip ve minyatür sanatçısı Leyla Tepecik'in eserleri, Yeni Cami Cami Hünkar Kasrı'nda açılan sergide sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Sanatçı Leyla Tepecik, Türk geleneksel sanatının yapı taşlarından biri olan minyatür sanatını yeni bir bakış açısıyla yorumluyor. “Günümüz insanını, günümüz kıyafeti ve bugünkü yaşam biçimleri ile minyatüre yansıtıyorum” diyen Tepecik, “Sanat ancak yeni yorumlarla gelişir” diyor. Gelenekten kopmadan geleceği yorumlamak gerektiğini düşünen usta sanatçı, İstanbul Ticaret’in sorularını yanıtladı.


İstanbul'un bugününü minyatürle anlatıyor

BELGE NİTELİĞİNDE ÇALIŞMALAR

Tasvirlerinizde gökdelenler var, minyatürde bu desenlere alışkın değiliz sanırım…

Evet, minyatür geleneksel alt yapısı oldukça kuvvetli olan bir sanat dalı. Osmanlı zamanında da bir saray sanatı olarak kabul görmüş. Saray nakkaşhanelerinde sanatçılar adeta belge niteliğinde çalışmalar yapmışlar. Ben de “Bugünün sanatçısı olarak minyatüre nasıl hizmet edebilirim” dediğimde bu yorumlar ortaya çıktı. İcra ettiğiniz sanatı ancak yeni yorumlarla geliştirebilirsiniz.


İLK KİŞİSEL SERGİ

Sanat hayatında neredeyse 40 yıla ulaştınız, heyecan aynı kalıyor mu?

Heyecan duymadan yeni eserler üretemezsiniz. Heyecan, iştiyak elbette oluyor ancak telaş yerini sükûnete bırakıyor. Sayısız sergide eserlerim yer aldı. Ancak bu ilk kişisel sergim. Buraya gelmeden önce çevremdeki pek çok kişi benden daha heyecanlıydı. Ancak benim için olağan bir akış oldu.


HÜCRELERLE HİSSETMEK

Bu durumu olgunluk olarak mı açıklamak gerekiyor?

Bazen kafamdaki projeler gece rüyama giriyor. Onun planını yapıyorum ruhen. Ancak şunu anlıyorum ki, bir işi tüm hücrelerinize sindirir; kalbiniz, ruhunuz ve aklınızla onu kabul ederseniz telaşınız da kalmıyor. Bazı şeyleri olağan karşılamayı pişmek olarak tanımlayabilirim.


HEM YOL HEM YOLCU OLMAK

İcra ettiğiniz sanat buna destek oluyor mu?

Esnemeyi ben bu sanatla öğrendim. 23 yaşında geleneksel sanatlarla tanıştım ve o tanışma sürecinden sonra neden bu kadar geç kalmışım diye çok üzüldüm. Sanatla hemhal oldukça elbette yolunuz, süreciniz çok farklı bir boyuta geliyor. 40 yaşıma ulaştığımda olgunlaşma sürecinde ilk adımı attığımı hissettim. Sonra bitmiyor zaten; hem yolda oluyorsunuz hem yol oluyorsunuz.


İstanbul'un bugününü minyatürle anlatıyor

BOYALAR BENİ EĞİTTİ

Sanat sanatçıya naz yapar mı?

Her sanatın bir dili vardır. Benim icra ettiğim sanat; havadan, sıcaklıktan, nemden o anki ruh halinizden o kadar etkileniyor ki… Bazen boyalar, bazen fırça, bazen kağıt beni o kadar zorluyor ki… İstemiyor o an ve siz onu aşamıyorsunuz. Bu durumda bir müddet oradan uzaklaşmayı sağlıklı buluyorum. Esnemeyi öğrendim diyorum; bir vesilesi de tüm bu saydıklarım oluyor.


Fırçanın her dokunuşunda bağ kuruyorum

Sanatçı Leyla Tepecik “Bazen sabahlara kadar çalışırım ve öyle anlar olur ki, fırçanın her bir dokunuşu ile Rabbimle bağ kurduğumu hissederim. Ruhum şifa bulur” diyor.


İstanbul'un bugününü minyatürle anlatıyor

Leyla Tepecik kimdir?

1965 yılında Kayseri’de doğdu, eğitimini İstanbul’da tamamladı. Geleneksel Türk süsleme sanatları ile tanışması 1992 yılında Topkapı Sarayı’nın sınavını üçüncülükle kazanarak tezhip derslerine başlamasıyla oldu. Cahide Keskiner, Mamure Öz, Semih İrteş, Sevim Kayaoğlu, Melek Antel ve Birsen Gökçe gibi kıymetli hocalardan eğitimler alan Tepecik, 1999’da minyatüre başladı ve minyatür yüksek lisansını Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde yaptı. 2006 yılında Bostancı Halk Eğitim Merkezi’nde öğretmenliğe başladı. Bu süreçte yurt içi ve yurt dışı pek çok karma sergide eserleri yer aldı. 2010 yılında Kültür Bakanlığı sanatçısı unvanını aldı.


İstanbul'un bugününü minyatürle anlatıyor

Sıkılmayı öğrenmek

“Çoğu zaman sıkılmayı bilmiyoruz. Oysa sıkılmak feraha açılan kapı. Bir insan sıkılıyorsa bir eşiğe gelmiş demektir. Çoğu zaman o eşikten dönüyoruz.”


Minyatür beni seçti

“Minyatürle güzel sanatlar yetenek sınavı ile tanıştım ve inanır mısınız o an içime bir ateş düştü. Yandım ve hâlâ yanıyorum. Ben minyatürü değil, o beni seçti.”


Yeterince tanımıyoruz

“Geleneksel sanatları yeterince tanıdığımızı düşünmüyorum. Tanıdıkça seviyor insan. Bu noktada daha fazla çaba gerekiyor sanırım.”