Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Baytaş, önceki yıllarda ev boyama işlemlerinin her yıl yapıldığını ancak bu sürenin neredeyse altı yılda bir olarak değiştiğini söyledi.
Baytaş, "Zamanımızın büyük bir kısmı iç mekanlarda evimizde ofisimizde geçiyor. Boya ise mekana hem görsel anlamda iyi bir enerji veriyor hem de koruyuculuk görevi üstleniyor. Boyanın tüm odaya, hatta tüm ortama etkisi oldukça yüksek. Boya seçimi yaparken her ne kadar akıllara gelen ilk şey renk olsa da boyanın yüzeye tutunması, kapatıcılığı gibi konular asla göz ardı edilmemeli. Boya ne kadar örtücü olursa kusur kapatma da o denli başarılı olur. Boyanın dayanıklılığı da önemli bir diğer faktör." dedi.
Baytaş, artık ev boyama işlemlerinin neredeyse altı yılda bir yapıldığını belirterek, "Dünyada bu tablo daha farklı, boya hala öncelikli sırada. Günümüzde sürdürülebilirlik ve doğaya dönüş gibi değerler önem kazandığı için doğal ve pastel tonların kullanımı revaçta. Kum beji, zeytin yeşili ve terra cotta gibi tonlar mekanlara oldukça doğal bir etki bırakıyor. Pudra pembesi, lavanta ve nane yeşili gibi yumuşak renkler de yine motivasyonu artırıcı etkisi ile oldukça popüler. Turuncu, sarı ve koyu mavi ise daha modern ve cesur yapısıyla ön plana çıkan renkler arasında." ifadelerini kullandı.
Baytaş, Türkiye'de yıllık kişi başı ortalama boya tüketiminin 9-10 kilogram civarında olduğunu söyledi.
TÜRKİYE BOYA SEKTÖRÜ 200'E YAKIN ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
BOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Baytaş, T ürkiye'nin sektörel yapısı itibarıyla Avrupa'nın beşinci boya üreticisi konumunda olduğunu kaydederek, "20'si orta ve büyük ölçekte olmak üzere 350 üretici firma bulunuyor. Doğrudan veya dolaylı istihdamla birlikte boya sektörü, 300 bin kişilik iş gücü yaratan büyük bir sektör." diye konuştu.
Geçen yıl sektörün ihracat rakamının 1,47 milyar dolar olduğunu aktaran Baytaş, Türkiye boya sektörünün 200'e yakın ülkeye ihracat yaptığını belirtti. Baytaş, en fazla ihracat yapılan ülkeleri Rusya, Irak, Özbekistan, İran, Libya ve Gürcistan şeklinde sıraladı.
Küresel boya pazarı değerinin 191 milyar dolar seviyesinde olduğunu dile getiren Baytaş, şu ifadeleri kullandı:
"Küresel boya pazarı hacmi ise 46,2 milyar kilogram. Ülkemizdeki sektörün toplam üretim kapasitesine baktığımızda da yaklaşık 620 bin ton/yıl rakamı ortaya çıkıyor. Pazarın segmentlere göre dağılımı yüzde 41 dekoratif, yüzde 10 endüstriyel bakım ve koruyucu boyalar, yüzde 13 otomotiv, yüzde 3 denizcilik, yüzde 7 ahşap, yüzde 6 toz boyalar, yüzde 20 diğer olarak tahmin ediliyor."
ÇEVREYE DUYARLI VE ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ESASLARINA UYUMLU ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ
Kenan Baytaş, çevreye duyarlı üretimin kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu belirterek, "Düşük VOC değerlerine sahip ürünler, iç ortamlarda bulunan kanserojen madde olan formaldehiti absorblayan ürünler, ecolabel belgesine sahip ürünler, antibakteriyel ve anti-kovid ürünler üreterek, çevreye duyarlı ve çevresel sürdürülebilirlik esaslarına uyumlu çalışmalar yapıyoruz." diye konuştu.
Çevre odaklı stratejiler geliştirdiklerini ve temiz üretim yaklaşımına sahip olduklarını anlatan Baytaş, çevreci ambalaj tasarımları, su sarfiyatının azaltılması projeleri, daha zararsız kimyasalların tercih edilmesi gibi projeler yürüttüklerini de sözlerine ekledi.
TÜRKİYE'DE BÖLGESEL OLARAK DEĞİŞSE DE BEŞ-YEDİ YIL ARASI EVLER RUTİN BOYANIYOR
Polisan Kansai Boya Pazarlama Direktörü Aslı Özsoy da havaların ısınmasıyla yenilenme ihtiyacının gündeme geldiğini belirterek, "Boya sektöründe sezonsallık önemli bir gerçek. Bu yıl önceki yıllara göre daha durağan olsa da kıpırdanmalar başladı. Haziran sonrası satışlar yüzde 15-20 seviyesinde. İlk döneme göre artış göstereceğine dair beklentimiz var." diye konuştu.
Tüketicilerin boya seçimlerinde dikkat ettiği noktalara ilişkin bilgi veren Özsoy, şöyle devam etti:
"Tüketiciler güvendikleri, daha önce kendisinin veya bir arkadaşının deneyimlediği bir marka kullanmayı tercih ediyor. Renk de tercihleri olumlu etkileyen bir faktör. Boya sektöründe en önemli yönlendirici boyacı. Boyacı güvendiği ve kaliteli olduğuna inandığı boya markası ile tüketicinin alım kararını etkiliyor."
Özsoy, Türkiye'de bölgesel olarak değişse de evlerin 5-7 yıl aralığında rutin olarak boyandığını kaydederek, evlilik, yeni bir çocuk, kiralık evden taşınma benzeri olaylarla bunun ortalama 1-2 yıl öne gelebildiğini anlattı.
Özsoy, "Boya işi zor, meşakkatli ama canlılık hissi getirdiği için seviliyor. Yeni trendle mobilyalar da boyanarak yepyeni hale getiriliyor." dedi.
Son yıllarda evler için gri ve tonlarının tercih edildiğini ifade eden Özsoy, şöyle devam etti:
"Daha çok açık beyaza yakın, temizlik hissi veren renkler seviliyordu. Biz de bu talebe cevap verebilmek adına beyaz, gri ve tonları ağırlıklı kartelalar ile müşterilerimize görsel olarak da hizmet vermeye devam ediyoruz. Renk tercihlerini Türkiye genelinde bayilerde kurulu mix makinelerimiz ile takip ediyoruz."