Geçen yıl 605 milyar dolar olan Türkiye toplam dış ticaret hacminin yaklaşık yüzde 33’ünü, yani 198 milyar dolarlık kısmını İstanbul gerçekleştirdi. Bu süreçte İstanbul gümrüklerinde 4.6 milyon civarında gümrük beyannamesi işleme alındı.
İstanbul gümrük idarelerinde karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri, İstanbul Ticaret Odası Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi tarafından düzenlenen istişare ve çalışma toplantısında tüm detaylarıyla ele alındı. Cemile Sultan Koru Tesisleri’nde gerçekleştirilen toplantıda, sektör temsilcileri ve gümrük bölge müdürlüğü yetkilileri bir araya geldi. Toplantının başkanlığını yapan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Salih Sami Atılgan açılış konuşmasında, İstanbul’un dış ticarette stratejik bir merkez olduğunu vurgulayarak, “Gümrüklerimiz sadece bir kamu hizmeti değil, kamu, özel sektör ve sivil toplumun birlikte çalıştığı büyük bir ekosistem. Bu toplantı, yaşanan sorunların tüm taraflarca istişare edilerek kalıcı çözümler üretilmesi açısından önemli bir platform” dedi.
İSTİŞARE İLE AŞARIZ
Moderatörlüğünü İTO Meclis Üyesi Serdar Keskin’in yaptığı toplantıda; kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinin işbirliğinin önemine dikkat çekildi. İstanbul Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürü Hayrettin Yıldırım, İstanbul’un hem ihracat hem ithalat işlemlerinde Türkiye’nin en yoğun gümrük bölgesi olduğunu belirterek, “Bu yoğunlukta yaşanan sorunların çözümünde istişare kültürüne büyük önem veriyoruz. Bazı sorunlar kronik olsa da istişare ile aşılamayacak bir sorunumuz yok. Katılımcılığın yüksek olması sektör için umut verici” dedi.
İŞLEM SÜRELERİ KISALTILMALI
Toplantıda söz alan sektör temsilcileri, gümrük işlemlerinde dijitalleşme sürecindeki aksamalar, uzlaşma başvurularında manuel evrak talebi, işlem sürelerinin kısaltılması, yetkisiz iş takibinin önlenmesi ve ithalat-ihracat işlemlerinde uygulama birliği sağlanması gibi pek çok başlıkta görüş ve taleplerini dile getirdi.
Gümrük idareleri arasında farklı uygulamaların ve sistem-beyan farklılıklarının iş süreçlerinde zaman ve maliyet kayıplarına yol açtığı da örnek olaylar üzerinden anlatıldı. Ayrıca, ‘aldatıcı iş ve davranış’ kavramının hukuki olarak netleştirilmesi gerektiği, kast unsurunun olmadığı durumlarda savcılığa intikal ettirilen dosyaların sektörde ciddi mağduriyete sebebiyet verdiği vurgulandı.
YETKİSİZ İŞ TAKİBİ
Gümrük laboratuvarlarındaki iş yükü ve tekstil ürünlerinde yaşanan rapor gecikmelerine de dikkat çeken sektör mensupları, “Laboratuvara ulaşan numune süreci hızlandırılmalı. Antrepo işlemlerinde bilgi akışının daha hızlı ve sağlıklı hale getirilmesi ise YGM’lerin sistemsel erişim yetkisinin artırılmasıyla aşılabilir. Ayrıca gümrük muhafaza müdahalelerinde uygulama birliği sağlanmalı” önerisinde bulundu.
Toplantıda, yetkisiz iş takibi konusu da gündeme getirildi. Katılımcılar, “İş takip süreçlerinde hem sektörün hem idarenin ortak sorumluluğu bulunuyor. YKTS–SGK sorgusu gibi sistemsel doğrulamalarla yetkisiz iş takibinin önüne geçilmeli” dedi.