HABER: ADEM ORHUN
Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye için yayınladığı yıllık ilerleme raporu 9 Kasım’da açıklandı. Raporda Türkiye hakkında birçok siyasi değerlendirme bulunuyor. Bu süreç ile birlikte özellikle ekonomi ve iş dünyası açısından AB’ye üye olmadan gerçekleştirilen Gümrük Birliği’nin (GB) oluşturduğu sancılar gündemde. 1995’te imzalanan ve 1996’da yürürlüğe giren Gümrük Birliği Kararı’nın, Türkiye açısından birçok sorun barındıran bir ortaklık ilişkisine dönüştüğü dile getiriliyor.
ÜÇ ÖNEMLİ SORUN
GB’nin uygulanmasında üç sorun ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki, ciddi miktarda vergi kaybı. İkincisi Türkiye’nin, GB’den hakkıyla yararlanmasını önleyen karayolu kotaları. Üçüncü sorun ise GB ile ilgili alanlarda Avrupa Birliği’nin karar alma süreçlerinde Türkiye’nin yer almaması. Buna bir de AB’nin yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları eklenince Türkiye açısından GB kararının revize edilmesi gündeme geldi.
KOORDİNASYON BAKANLIKTA
Anlaşmada bazı konuların güncellenmesi için harekete geçen Hükümet, somut sonuçlara ulaştı. Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı’nın da destekleriyle yürütülen çalışmalar sonucunda müzakere sürecine ilişkin yol belirmeye başladı. Avrupa Komisyonu ile yürütülen teknik müzakereler 27 Nisan 2015’te tamamlandı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin 12 Mayıs 2015’teki Brüksel ziyaretinde Avrupa Komisyonu Ticaret Komiseri Cecilia Malmström ile gerçekleştirdiği görüşmede müzakerelerin çerçevesini belirleyen rapor resmiyet kazandı.
ÖZEL SEKTÖRÜN TALEPLERİ
Resmi makamlara göre güncellemeye yönelik müzakere sürecine 2017’nin ilk çeyreğinde başlanması bekleniyor. Ekonomi Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarıyla ve firmalarla yaptığı çalışmalar ve anketlerle talepleri topladı. Özel sektör ve kamu kurumlarının taleplerinin yanı sıra masada gündeme gelecek taviz alma girişimleri ve karşı taraftan gelebilecek muhtemel hamlelere yönelik pozisyonlar konusunda da çalışıldı.
MÜZAKERE KONULARI
Bakanlıklardan alınan bilgiye göre gündemde tarım, hizmetler, TIR kotaları ve iş adamlarına vizeler bulunuyor. Müzakere sürecinde tarımda muhtemel 10-15 noktada avantajlar elde edilmesi, karşılığında bazı noktalarda taviz verilmesi bekleniyor.
ET VE SÜT ÜRÜNLERİ
AB’nin et ve süt ürünleri konusunda agresif davranacağı öngörülüyor. Türkiye ise taze meyve sebzede beklenen avantajları almaya çalışacak. Kurumların gerekli raporları hazırladığı ve ekiplerin muhtemel pozisyonların ilişkilerini kurduğu öğrenildi.
KAMU ALIMLARI
Hizmet alanında ise Türkiye oldukça istekli. Diğer bir konu da kamu alımları. İhaleler, mal tedariği ve inşaat sektörü açısından fırsatlar sunuyor. Öte yandan Türkiye’den Avrupa ülkelerine ihracatta ek ücretlere ve süre kaybına sebep olan kotaların kaldırılması da masada olacak. Karayolu taşımacılığında geçiş ücretlerinin, doğrudan tüm kotaların kaldırılması bekleniyor. Bu konuda, malların serbest dolaşımı önündeki her türlü engelin kaldırılmasına dair Avrupa Birliği Adalet Divanı kararına da dikkat çekiliyor.
AB ÜYELİĞİ HARİÇ HER ŞEY OLMALI
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, güncellenme sürecinde, Türkiye’nin karar alma süreçlerine katılması ve uzlaşmazlıkların çözümü mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini belirtti. İKV Başkanı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin AB iç pazarına erişimini derinleştirecek bu süreçte Avrupa Birliği’nin ortak ticaret politikası, serbest dolaşım kuralları, üretim standartları, ortak tarım politikası gibi birçok AB politikasının uygulayıcısı konumuna geleceğiz. Bu durumu ‘üyelik dışında her şey’ olarak tanımlayabiliriz. AB politikalarından doğrudan etkilenirken bu politikaların karar alma sürecinde yer almamamız kabul edilemez. En azından ortak ticaret politikasının belirlenme sürecinde Türkiye’nin yer alması, ilgili komitelere katılması gerekir.”
ETKİN İŞLEMİYOR
Gümrük Birliği’nin şu anki haliyle dahi etkin işlemeyen yönleri olduğunu vurgulayan Zeytinoğlu, “Kamyon kotaları, karayolu geçişlerinde istenen ekstra ücretler, gümrüklerdeki işlemlerin yavaş olması gibi sorunlar mevcut. Vizelerin hâlâ kalkmamış olması başlı başına ayrı bir mesele. İş insanlarının fuar, iş toplantısı vs. için AB’ye seyahatlerinde engel oluşturuyor” dedi.
TİCARETİ ARTIRACAK
İKV Başkanı, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakere süreciyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu süreçte hizmet ve tarım sektörlerini, kamu alımlarını içerecek daha kapsamlı bir yeni nesil ticaret anlaşmasının yapılması söz konusu. Bu sürecin Türk ekonomisine olumlu katkısının olacağını ve gayri safi hasılayı önemli ölçüde artıracağını düşünüyoruz. Birliğin hizmet sektörlerini ve tarım ürünlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi, Türkiye’nin toplam ticaretini artıracağı gibi, daha etkin ve verimli bir tarımsal dönüşüm gerçekleştirmesi ve hizmet sektörlerinde rekabet edebilirliğin geliştirilmesi açısından da büyük fayda sağlayacak. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ülke ekonomisinde çığır açacak.”
AB KONSEYİ YETKİ VERECEK
Gerekli hazırlığını yapan Türkiye, bu yıl müzakerelere başlamayı planlıyordu. Ancak sürecin 2017’ye kalması partnerimizden kaynaklanıyor. Avrupa Birliği Konseyi, müzakereleri yürütecek AB komisyonlarına gerekli yetkiyi vermiş değil. Ekonomi Bakanlığı ve AB kaynaklarına göre, yılın ilk çeyreğinde müzakereye başlanacak.
Ancak sorularımızı ilettiğimiz Avrupa Birliği Konseyi yetkilileri, AB Komisyonu’ndan görev başvurusunun henüz yapılmadığını ifade ettiler.
ÖZEL SEKTÖR SÜRECE NASIL HAZIRLANMALI
İktisadi Kalkınma Vakfı Araştırma Müdürü Melih Özsöz ve Kıdemli Uzmanı Selen Akses’in raporuna göre, kurumlar Gümrük Birliği’ni güncelleme yönünde adımlar atarken, ticari kesimin de hazırlık yapması gerekiyor.
Rapora göre Türk özel sektörü revizyon sürecine şu şekilde hazırlanmalı:
Kamu ve özel sektör müzakere kapasitesi oluşturulmalı: Bu süreçte kamunun yürüttüğü müzakerelerde mutlaka özel sektörün desteğinin alınması gerekiyor.
Etkin bir kamu-özel sektör irtibat mekanizması kurulmalı: Müzakereleri yürütecek kamu sektörü ekibine, özel sektörü temsilen bir temsilcinin dahil edilmesi hususunda ısrarcı olunmalı.
Özel sektör kendi pozisyonunu belirlemeli: Müzakere sürecinde tarım ve hizmetler sektörü en zorlu alanlardan ikisi. Karşı tarafın bu konuda çok deneyimli ve ‘kural koymaya alışkın’ olduğu göz önünde bulundurulmalı. Başarılı bir müzakere için Türk özel sektörünün elinde, güçlü bir iradeye sahip, sağlam bir müzakere pozisyonu olması gerekiyor.