istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

‘Enerji güvenliği’ endişesi yenilenebilir enerjiye yatırımları artırıyor

Yenilenebilir enerji kaynaklarında son bir yıldaki olağanüstü yatırım artışı, Japonya’da gerçekleştirilen G7 Liderler Zirvesi’nde de gündem oldu. Söz konusu artışta, Rusya-Ukrayna savaşından sonra çevreciliğin yanında ‘enerji güvenliği’ meselesinin de öne çıkmasının etkili olduğu kaydediliyor.

Giriş: 29.05.2023 - 09:47
Güncelleme: 29.05.2023 - 09:47
‘Enerji güvenliği’ endişesi yenilenebilir enerjiye yatırımları artırıyor


 

HABER: ŞEREF KILIÇLI 

 

Dünyanın en büyük 7 ekonomisini bir araya getiren G7 Liderler Zirvesi, Japonya’nın Hiroşima kentinde, Japonya, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada liderlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. G7 Liderler Zirvesi’nde, Rusya-Ukrayna savaşı ve Moskova’ya yönelik yaptırımlar ile enerji fiyatları ve güvenliği, Çin ve yüksek enflasyon gündeme getirildi. Liderler, ekonomik bir ‘ayrışma’ olmaması fakat tedarik zincirleri çeşitlendirilerek dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’e bağımlılık risklerinin azaltılması konusunda anlaştı.

 

ELEKTRİKLİ OTOMOTİV

 

Yeşil dönüşüm ve enerji politikaları da zirvede öne çıkan konular arasında yer aldı. G7 ülkeleri, küresel ısınmanın 1.5 derece ile sınırlandırılması amacıyla yeni araç kayıtlarında elektrikli araçların payının 2035 yılına kadar yüzde 100’e çıkarılmasını hedeflediklerini belirtti. Ayrıca gaz sektöründe devlet destekli yatırımlara belirli koşullar altında ve Rus kaynaklarına bağımlılığı sona erdirmek için ‘geçici bir önlem olarak’ izin verilebileceği kaydedildi. Ancak G7’nin iklim politikasındaki genel hedefin ‘en geç 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmak’ olarak kaldığı vurgulandı.

 

IEA’YA REHBERLİK GÖREVİ

 ‘Enerji güvenliği’ endişesi yenilenebilir enerjiye yatırımları artırıyor

Zirveye, ev sahibi Japonya Başbakanı Kişida Fumio’nun davetiyle Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol da katıldı. IEA Başkanı Birol, ülke liderlerine, enerji güvenliğini sağlarken küresel sıcaklık artışını 1.5 dereceyle sınırlandırmak için temiz enerji dönüşümünün nasıl hızlandırılabileceği ve atılması gereken adımlar konusunda sunum yaptı. Zirvenin ardından açıklamalarda bulunan Birol, devlet başkanlarının bir araya gelerek; Uluslararası Enerji Ajansı’nın ülkelerin temiz enerji teknolojilerine geçmesi ve dünyanın iklim hedeflerine ulaşması konusunda bir yol haritası çizmesini ve bu yol haritası gerçekleşirken de ülkelere rehberlik etmesini kararlaştırdığını söyledi. Birol, bunun sonuç bildirgesinde de yer aldığını belirtti.

 

GÜNEŞTEKİ BÜYÜME

 

Dünya genelinde son bir yılda temiz enerji teknolojilerinde baş döndürücü bir büyümenin yaşandığını ifade eden Birol, “Mesela güneş enerjisinin kapasitesi son bir yıl içeresinde yüzde 40 arttı. Bu, şimdiye kadar görmediğimiz olağanüstü bir rekor. Geçen yıl dünyada inşa edilen elektrik santrallerinin yüzde 85’i yenilenebilir enerjiydi. Bunun da büyük bir kısmı güneşti. Elektrikli araçlarda ise iki sene önce dünya genelinde satılan her 25 araçtan 1’i elektrikliydi. Bu sene her 5 aracın 1’i elektrikli. Nükleer enerjide de muazzam bir büyüme görüyoruz. Bu gelişmeleri G7’ye katılan devlet başkanlarıyla paylaştım. Bunun üzerine görüşmeler oldu” dedi. Temiz enerjideki büyümede, Ukrayna savaşı sürecinde daha çok öne çıkan enerji güvenliği konusunun da etkili olduğuna işaret eden Birol, şöyle konuştu: “İnsanlar yenilenebilir enerjinin, nükleerin, elektrikli araçların, aslında enerjide bağımlılıktan kurtulmanın yolu olduğunu düşünmeye başladı. Geçmişte büyümede esas faktör çevre faktörüydü. Şimdi ise çevre ve enerji güvenliği oldu.”

 

AVRUPA’NIN İKİ STRATEJİK HATASI

 

Avrupa ülkelerinin enerjide son 40 yıl içinde iki önemli stratejik hata yaptığını belirten IEA Başkanı Fatih Birol, şunları söyledi: “Birincisi, Avrupa enerjisini tek bir ülkeye Rusya’ya bağımlı hale getirdi. Oysa ki enerjide çeşitlendirme hususu önemli. Bir ülkeye ne kadar güvenirseniz güvenin, kaynak çeşitliliğini artırmanız gerekir. İkinci büyük hata ise bazı Avrupa ülkeleri nükleer enerjiye sırtını döndü. Neticede, Ukrayna’da savaş çıkınca Avrupa ülkeleri kontrpiyede kaldı. Bu durum sonucunda Avrupa ülkeleri iki şey yaptı; Rusya’dan aldığı gazın bir kısmını başka ülkelerden aldı. Yani ABD, Azerbaycan, Norveç gibi ülkelerden ithalatını artırdı. İhtiyacının bir kısmını da yenilenebilir enerjiyle karşıladı.”

 

NÜKLEER ENERJİYE GÜÇLÜ DÖNÜŞÜN NEDENİ

 ‘Enerji güvenliği’ endişesi yenilenebilir enerjiye yatırımları artırıyor

Nükleer enerji konusunda çok güçlü bir geri dönüş yaşandığına da dikkat çeken IEA Başkanı Fatih Birol, şu değerlendirmelerde bulundu: “Avrupa’da, Asya’da, Latin Amerika ülkelerinde, İngiltere, ABD ve Kanada gibi ülkelerde bunu görüyoruz. Mesela, Avrupa’nın ortasında Hollanda iki yeni nükleer santral yapıyor. Fransa nükleerde yepyeni bir açılım yapıyor. Almanya ve Belçika, kapatacağım dediği nükleer santrallerin ömrünü uzattı. Ülkeler bir geri dönüş yapıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın baskılarıyla da olsa, nükleer şu anda temiz enerjinin bir parçası olarak kabul edilmeye başlandı. Nükleere bu kadar çok ilgi olmasının nedeni de enerji güvenliği meselesi. Yani elektriği nükleer enerjiyi kullanarak evinizde üretirseniz başka ülkelerden ithal etmek zorunda kalmazsınız.”

 

TEMİZ ENERJİ İÇİN ORTAK PAZAR 

 

Japonya’daki zirvede, ‘G7 Temiz Enerji Ekonomi Eylem Planı’ da açıklandı. Buna göre; G7 liderleri, üye ülkelerin ekonomilerini karbondan arındıran ticaret politikaları oluşturmak, dayanıklı temiz tedarik zincirlerinin gelişimini hızlandırmak için işbirliği yapılması kararı aldı. İşbirliği çerçevesinde temiz enerji için ortak pazar geliştirilmesi ve düşük-orta gelir düzeyli ortaklar için kamu ve özel sektörlerinde iklim ve enerji güvenliği yatırımlarının seferber edilmesi hedeflenecek. Çin’e yönelik bağımlılığın düşürülmesini istediklerini belirten G7 ülkelerinin liderleri, “Gereksiz stratejik bağımlılıkları azaltan ve dünya etrafındaki topluluklara fayda sağlayan güvenli, esnek, makul fiyatlı ve sürdürülebilir temiz enerji tedarik zincirleri ve güçlü sanayi üsleri inşa etmenin önemini vurguluyoruz” değerlendirmesini de paylaştı.

 

PLATFORM 1975 YILINDA OLUŞTURULDU

 

G7 platformu; 1970’lerin ekonomik durgunluk, enerji krizi ve yüksek enflasyon gibi makro iktisadi meselelerine çözüm önerisi olarak 1975 yılında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing’in Japonya, ABD, Almanya, İngiltere ve İtalya liderlerini güncel ekonomik sorunları tartışmak üzere Rambouillet’ye davet etmesiyle ortaya çıktı. Grup, 1976’da Kanada’nın, 1998 yılında da Rusya’nın katılımıyla genişledi ve G8 olarak anılmaya başlandı. 2014 yılında, Ukrayna’ya ait olan Kırım Yarımadası’nı ilhak etmesi sonrası Rusya, G8 grubundan çıkarıldı. G7 ülkeleri; dünya nüfusunun yüzde 10’unu, küresel gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor.