Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Manavgat ilçesindeki bir otelde yapılan Turizm ve Otel İşletmecileriyle Sektör Değerlendirme Toplantısı'nda, Türkiye'nin geçen sene 56,7 milyon ziyaretçi ile rekor sayıya ulaştığını söyledi.
Antalya'nın da 16 milyon ziyaretçiyle bu sayıda en fazla paya sahip şehirlerin başında geldiğini ifade eden Ersoy, "İnşallah 2024 yılı da 17 milyondan fazla ziyaretçiyle tekrar yeni bir rekor kıracağımız yıl olacak. İlk verileri biz görebiliyoruz. Ocak verileri açıklandı zaten. Şubat verileri de oldukça iyi gidiyor. İnşallah hedefimizin daha üstünde bir sayıyla 2024'ü de gerçekleştireceğiz, kapatacağız gibi gözüküyor." dedi.
Side ve Manavgat'ın kendisi için ayrı bir önemi olduğunu dile getiren Ersoy, turizm otel işletmeciliğine ilk başladığı yerin Sorgun bölgesi olduğu anlattı.
Bölgenin dinamiklerinin 2000'li yıllardan itibaren geliştiğini, son 20-25 yıllık gelişimini de yakinen takip ettiğini vurgulayan Ersoy, Antalya'da turizmin çok eski tarihlerden beri başladığı yerin Side olduğunu belirtti.
Ersoy, birçok otelci ve yönetici ile çok sayıda yatırımcının mesleği bu bölgede öğrendiğini, daha sonra başka bölgelere geçiş yaptığını aktararak şöyle devam etti: "Side’yi yeni bir projeyle taçlandırmaya karar verdik. Yeni bir markalaşma, destinasyon markalaşması gerçekleştirmek istedik. Burada da birkaç tane amacımız vardı. Amacımız sadece yoğun turist almak değil, sezonu 12 aya yaymak. Eğer siz nitelikli turist istiyorsanız, nitelikli personele ihtiyacınız oluyor. Nitelikli personel için de mümkünse 12 ay turizm gerçekleştirmek gerekiyor. Bu açıdan turizmin en önemli hazinesi arkeolojik değerleri ve doğası. Arkeolojik değerlerle ilgili de Side şehir merkezi öncelikli noktalardan biri. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak 2014 yılında koruma imar planını Side bölgesinde gerçekleştirerek aslında ilk örnek projelerden biridir. Burada koruma kullanma dengesi sağlayarak bir çalışma başlattık. Bakanlık olarak, o bölgede yatırımları olan vatandaşlarımızın desteği ile hem kazı programlarımızı yürüttük hem de koruma kullanma dengesi çerçevesinde bölgenin gelişmesine çok büyük katkı sağlamış olduk. Geçen sene de bir deneme yaptık. 12 aylık kazı programını yoğun bir şekilde bu bölgede uyguladık.
'Geleceğe Miras' projesinin de ilk adımını attık. Neydi bu 'Geleceğe Miras' projesi? Geçmişle kıyaslandığında çok yoğun kazı programları oluşturuyoruz. Kazı başkanlıklarına çok geniş bütçeler, ekip ve ekipman desteği sağlıyoruz. Belli bir program dahilinde, bu tarz şehir merkezlerinde veya şehir merkezlerine çok yakın olan noktaları gece müzeciliğiyle buluşturuyoruz. Çok da başarılı geçti. Burada geçen sene 79 milyon liralık bir bütçe ile çok yoğun kazı programı gerçekleştirildi. Aynı zamanda da aydınlatma projeleri hızlandırıldı. Bu sene bütçesini çok daha fazla arttırdık. Müze programını da içine dahil ettik. Ve inşallah ikisi birden gerçekleştiği zaman bu sene de yaklaşık 400 milyon liralık bir başlangıç bütçe ayırdık. İnşallah sezon sonuna kadar da müzeyi de hayata geçirerek burada gece 12.00'ye kadar aktif bir şekilde turistlerin gezeceği bir ortamı yaratmış olacağız."
Antalya bölgesinde yaz aylarında gündüz saatlerinde hava sıcaklığının çok yüksek olduğuna dikkati çeken Ersoy, turistlerin de 40-45 derece sıcaklıkta havuz başında veya deniz kenarında olmak istediğini söyledi.
Bu projeyle güneş battıktan sonra, gece boyunca gezebilecekleri bir ortamı yaratmış olacaklarına işaret eden Ersoy, "Turistler otellerinden ayrılarak şehir merkezinde gezecek. Bunu niye yapıyoruz? Hem turistin cazibe noktalarına erişmesini ve gelecek potansiyel turistlere bu potansiyeli aktarmalarını, tanıtmalarını hem de şehirdeki diğer paydaşların, sektör paydaşlarının turizm gelirlerinden faydalanmalarını sağlamak için. Yani esnafın, taksicinin, bu tarz kişilerin sektörden, sektörün diğer paydaşlarının turizm gelirlerinden faydalanmasını sağlamak için." diye konuştu.
Ersoy, "Geleceğe Miras" projesinin bu başarısının ardından projeyi tüm Anadolu'ya yayma kararı aldıklarını belirterek, özellikle bu sene Olympos, Patara ve Ege Bölgesi'ndeki Efes'te hem kazı programlarının bütçelerini çok ciddi oranda arttırdıklarını hem de gece aydınlatmaları ile gün battıktan sonra gezilebilecek noktalar haline getirmeye başladıklarını kaydetti.