Yıldızlararası buzda kükürt izleri

Uluslararası bir araştırma ekibi, evrende tahmin edilenden çok daha az görülen moleküler kükürdün aslında yıldızlararası buzda gizlendiğini ortaya koydu. Bulgular, kükürdün evrendeki döngüsü ve gezegen oluşum süreçlerine ışık tutuyor.

Giriş: 12.08.2025 - 15:19
Güncelleme: 12.08.2025 - 15:19
Yıldızlararası buzda kükürt izleri

Evrendeki en bol onuncu element olan kükürt, gezegenlerin, yıldızların ve yaşamın yapı taşlarından biri. Ancak gökbilimciler, uzayda beklenenden çok daha az moleküler kükürt tespit ediyor. Bu tutarsızlık, astrokimyacılar için uzun süredir çözülmemiş bir gizemdi.


Mississippi Üniversitesi, Hawaii Üniversitesi Mānoa ve Georgia Eyalet Üniversitesi’nden bilim insanlarının yer aldığı uluslararası ekip, kayıp kükürdün ortadan kaybolmadığını, yıldızlararası buzun içinde saklandığını öne sürüyor.


İKİ FARKLI YAPI

Araştırma, dondurucu uzay ortamında kükürt atomlarının buz kaplı toz tanelerinde iki kararlı form oluşturduğunu gösteriyor: Sekiz atomdan oluşan bir halka yapısı olan oktasülfür taç ve hidrojenle bağlı kükürt zincirleri şeklindeki polisülfan.


Bu yapılar, kükürdü katı hâlde tutarak gaz fazında yapılan ölçümlerde tespit edilmesini zorlaştırıyor. Ayrıca kükürt, bu iki form arasında sürekli geçiş yaparak kararlı bir şekil korumuyor.


TELESKOPLAR NEDEN GÖREMİYOR?

James Webb gibi modern teleskoplar oksijen, karbon ve azot gibi elementleri kolayca tespit edebiliyor. Ancak kükürt, sürekli değişen yapısı nedeniyle belirgin spektral imzalar vermiyor. Bu yüzden standart yöntemlerle yakalanması güç.


Yeni bulgular, gökbilimcilere gelecekteki gözlemler için net bir hedef sunuyor. Özellikle yıldız oluşum bölgelerinde, buzlu moleküllerin süblimleşerek gaza dönüşmesiyle kükürdün radyo teleskoplarıyla tespit edilebileceği düşünülüyor.

Yıldızlararası buzda kükürt izleri


YENİ GÖZLEM HEDEFLERİ

Araştırmacılar, laboratuvar ortamında yıldızlararası koşulları simüle ederek buz içinde oluşabilecek kükürt bileşiklerinin olası listesini çıkardı. Bu çalışma, güçlü radyo teleskoplarının yönlendirileceği alanların belirlenmesinde önemli bir adım olacak.


Buz içindeki kükürt, yıldız oluşum bölgelerindeki yüksek enerjili süreçler sayesinde açığa çıkabilir. Bu durum, hem evrenin kimyasal yapısının hem de yaşam için gerekli elementlerin kaynaklarının daha iyi anlaşılmasını sağlayacak.