Girişim sermayesi yatırım fonu statüsünde olacak fon, yeşil dönüşümü sağlayabilecek yatırımlara kredi değil, sermaye desteğinde bulunacak.
İklim kriziyle mücadele ve yeşil dönüşüm süreci, sektörlerde köklü bir değişiklik ihtiyacını ortaya çıkardı. Yeşil dönüşüm, ciddi bir finansal kaynak talebine neden olurken, iklim anlaşmalarında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi de bu talebin karşılanmasından geçiyor. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) tarafından kurulacak Türkiye Yeşil Fonu’nun da bu süreçte sektörlere katkı sağlaması bekleniyor. Fonun, Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına tabi ve girişim sermayesi yatırım fonu statüsüne sahip olması planlanıyor. Yeşil Yatırım Fonu ile yeşil dönüşüm sürecine katılan işletmelerin sermaye ihtiyacı karşılanarak sürecin hızlandırılması ve Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma yolunda attığı adımların güçlendirilmesi hedefleniyor.
AB DÜZENLEMELERİ
Yeşil dönüşüm süreci, Türkiye’nin yalnızca emisyon azaltım hedefi açısından değil, dış ticareti açısından da önem taşıyor. 1995 yılından bu yana Gümrük Birliği’nin üyesi olan Türkiye, Avrupa Birliği’nin (AB) bu alandaki düzenlemelerine de tabi durumda. AB’nin 2050’de Net Sıfır Emisyon hedefine ulaşabilmek için geliştirdiği ve Ekim 2023 itibarıyla geçiş süreci başlatılan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), Gümrük Birliği kapsamında yapılan ticarete uygulanacak. Mekanizma, 2026 yılında öncelikli olarak demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen sektörlerinde devreye alınacak. Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı pazarın AB olduğu ve söz konusu sektörlerden AB’ye 2023 yılında yaklaşık 10 milyar dolarlık ihracat yapıldığı dikkate alındığında, Türkiye Yeşil Fonu’nun bu sektörlerden başlanarak faaliyete alınması daha da önem kazanıyor.
KALKINMA YOLCULUĞU
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdürü Murat Bilgiç, Türkiye Yeşil Fonu süreci hakkında açıklamalarda bulundu. Fonun kuruluşunda son aşamaya geldiklerini belirten Bilgiç, “Mayıs ayı içinde kurulum aşamasını tamamlamayı planlıyoruz. Yıl sonuna doğru en az iki yatırımı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi. Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna önderlik eden bankalardan biri olduklarını vurgulayan Bilgiç, “ Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’ndan kredi almak demek, bir anlamda Dünya Bankası’ndan, Avrupa Yatırım Bankası’ndan kredi almak demektir” ifadesini kullandı.
ÖZEL SEKTÖRE ÇAĞRI
Dünya Bankası ile geçen yıl sonunda Türkiye Yeşil Fonu’nu kurmak için anlaşma imzaladıklarını anımsatan Bilgiç, şöyle konuştu: “Dünyada krediyle finanse edilerek kurulan ilk girişim sermayesi yatırım fonu olacak. 155 milyon dolarlık fon kuruyoruz. Fonu, TSKB kuracak ve yönetecek. 155 milyon dolarla kuruyoruz ama fonun 400 milyon doların üstüne çıkmasını bekliyoruz. Özel sektörün fona ilgi göstermesini bekliyoruz. Biz sermaye yatırımı yapacağız, kredi vermeyeceğiz. Sermaye olarak başarılı bulduğumuz ve yeşil dönüşümü sağlayabilecek yatırımlara sermayedar olacağız. Ciddi bir kaldıraç etkisi öngörüyoruz ve daha fazla dönüşüm etkisi oluşturacak.”
REEL SEKTÖR MERKEZLİ
İklim finansmanı, yenilenebilir enerji, deprem bölgelerinin yeniden yapılandırılması, özel sektörün sürdürülebilir faaliyetlerinin desteklenmesi konularında geçen yıl reel sektöre toplam 1.3 milyar dolar kredi kullandırdıklarına dikkati çeken Bilgiç, kaynaklı kredilerle beraber bunun 2 milyar dolara yaklaştığını söyledi. Bilgiç, bunların büyük bölümünü yatırım kredisi şeklinde kullandırdıklarını, 6 Şubat’tan itibaren de deprem bölgesine odaklandıklarını dile getirdi. Deprem bölgesine bir yılda 600 milyon dolarlık kaynak temin ettikleri bilgisini veren Bilgiç, “Kullandırdığımız kaynaklar, deprem bölgesinin yeşil dönüşümünü sağlayacak” diye konuştu. Yeşil dönüşümü sadece üretim olarak algılamadıklarını belirten Bilgiç, girdi sağlayan ürünlerin de bu kapsamda desteklendiğini kaydetti.