İTOBaşkanı Şekib Avdagiç:
- "Yeni İstanbul Yaklaşımı çerçevesinde, özel sektör bilançolarının güçlendirilebilmesi için 5 konunun hızla açıklığa kavuşmasını çok önemli görüyoruz"
- "Özel bankalar, faizler yükselirken roket hızıyla yükseltti ama düşerken paraşüt hızıyla düşürüyor. Allah'tan kamu bankaları daha hızlı reaksiyon gösteriyor. Özellikle Temmuz 2018'den bu yana iyi ki kamu bankalarımız var"
- "Finansman maliyetinin yatırım yapılabilir bir seviyeye gelmesi lazım. Önemli bir iyileşme var ama hala bu oranlar yatırım yapmak için cazip oranlar değil"
- "(Türk sanatçıların uluslararası fuarlara katılması) Ben ve yönetim kurulum, çok değerli iki sanatçımızı Dubai'ye getirip 200 bin dolar vermeyi göze alamıyoruz"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Resmi Gazete'de Temmuz 2019'da yayımlanan düzenleme ile firmaların bankalara olan borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin bir çerçeve ortaya konulduğunu, hem hükümetin hem de bankaların burada alacağı inisiyatifin reel sektör için hayati önem arz ettiğini belirterek, "Biz bu çerçeveyle, özel sektör bilançolarının güçlendirilebilmesi için 5 konunun hızla açıklığa kavuşmasını çok önemli görüyoruz." dedi.
Türkiye milli katılımı ilk kez bu yılİTOtarafından gerçekleştirilen The Hotel Show Dubai Fuarı'nı ziyaret eden Avdagiç, fuar kapsamında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Avdagiç,İTOYönetim Kurulu olarak bütçelerini çok rasyonel kullanmak zorunda olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Orta Doğu ve Körfez'de meşhur Türk sanatçıların, organizasyonunu yüklendiğimiz uluslararası fuarlarda misafirimiz olması için birkaç denememiz oldu. Örneğin, The Hotel Show Dubai Fuarı'na 73 Türk firması getirdik. Stant kurduk, taşıdık, götürdük, B2B'ler organize ettik, yemeklerini, elektriklerini verdik, internetlerini verdik, giriş kartlarını verdik, servislerini verdik. Kabaca söylüyorum; bizim için 1,1 milyon dolarlık bir bütçelik fuarın, makul bir kısmını finanse ederek Dubai fuarını gerçekleştirdik. Hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız. Sanatçı arkadaşlarımız bizim için yönetilebilir rakamların ötesinde maliyetler çıkarıyorlar. Ben ve yönetim kurulum, çok değerli iki sanatçımızı buraya getirip 200 bin dolar vermeyi göze alamıyoruz."
Bankaların rotatif faizlerinin yüzde 14'e indiği ve bunun da piyasalar tarafından makul bir seviye olarak görüldüğü yönündeki soru üzerine Avdagiç,"Bu makul seviye, amiyane tabiriyle 'bizi kesmiyor'. Finansman maliyetinin yatırım yapılabilir bir seviyeye gelmesi lazım. Önemli bir iyileşme var ama şu anki bu seviye insanların günlük ihtiyaçlarını veya cari süreçlerini yürütmek için iyi midir, ne kadar iyidir, tartışmak lazım. Hala bu oranlar yatırım yapmak için cazip oranlar değil. İki konunun eş zamanlı olarak iyileşmesi lazım.Bir taraftan enflasyonu düşürerek faiz oranlarını aşağı çekmemiz lazım ve buna bağlı olarak mutlaka Türkiye'nin büyük resmi ile ilgili gerekli adımları atıp CDS risk primimizin mutlaka hızla 200'ün altına 100-150'lere düşmesi lazım. O CDS'ler bizim için çok ciddi bir maliyet kaynağı." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'DE YERLİ KURUMLARA ALAN AÇMAMIZ LAZIM"
Şekib Avdagiç, Resmi Gazete'de Temmuz 2019 yayımlanan düzenleme ile firmaların bankalara olan borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin bir çerçeve ortaya konulduğunu, çerçeveyle esas olarak, bankalara, finansal kiralama şirketlerine, faktoring ve finansman şirketlerine borçlu olan tüzel kişilerin kredi borçlarını yapılandırılabileceğini hatırlattı.
Yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumlarının tespit edilmesi ve yapılandırılma sonucu borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilmesi şartı arandığına işaret eden Avdagiç, şunları kaydetti:
"Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçlular finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınamayacak. Borçluların mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme ise 3 kuruluşa yaptırılabilecek. Bağımsız denetim kuruluşlarına, çerçeve anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara... Üçüncüsü, borçlu tarafından da kabul edilirse alacaklı kuruluşların değerlendirmesi geçerli olacak. Bu makul bir yaklaşım ama ben burada bir konunun altını çizmek istiyorum. Devletimizin birçok konuda ve bu konuda Türkiye'deki yetkin kurumlara daha fazla güveniyor olması lazım. Sadece dünyada bilinen belli başlı denetim kuruluşlarına görev verirsek bu verimli olmaz. Türkiye'de yerli kurumlara da burada alan açmamız lazım. Genel yaklaşım itibarıyla bu üçlü yapının yönetilebilir olduğunu düşünüyorum."
Avdagiç, Yeni İstanbul Yaklaşımı da denilen çerçeveye İstanbul Ticaret Odası olarak kendilerinin "Finansal Restorasyon Planı" adını verdiklerini aktararak, planla, bankaların alacaklar ve faizlerde indirim yapabileceğini, ayrıca bankaların kapsam altındaki firmalara ilave kredi verebileceği gibi iştirakte de bulunabileceğini anlattı.
Yeniden yapılandırmadaki işlemlerin KKDF, BSMV, harçlar ve damga vergisinden muaf tutulacak olmasının bir başka yenilik olduğunu ifade eden Avdagiç, "Borçları yeniden yapılandırılan şirketlerin kamudan aldıkları teşvikler ve KGF garantileri yeniden yapılandırma sözleşmesi sonuna kadar uzatılacak. Bankalar, ayırdıkları özel karşılıkların tamamını Kurumlar Vergisi matrahından aynı yıl düşebilecek." dedi.
"5 KONU HIZLA AÇIKLIĞA KAVUŞMALI"
İTOBaşkanı Şekib Avdagiç, hem hükümetin hem de bankaların burada alacağı inisiyatifin reel sektör için hayati bir konu olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz bunun özel sektörün bilançolarını güçlendirmesi için 5 konunun hızla açıklığa kavuşmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz.İlk olarak, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların, mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirmeyi yapacak finansal denetim kuruluşlarının seçimine ilişkin kriterleri, BDDK'nın hızlıca ortaya koyması önemli. Bu hızla belirlenmeli ki, firmalar kiminle muhatap olacağını bilsin. İkinci önemli konu, yapılacak başvurular hangi kriterler doğrultusunda sıraya konulacak? Bu önceliği, sıralamayı kim, neye göre belirleyecek? Üçüncü konu, elbette yeniden yapılandırmaya uygun olamayan firmalar da olabilir. Bu firmalar için alternatif bir süreç ortaya konulacak mı?Bir diğer konu, borç yapılandırma kapsamındaki firmaların kamu borçlarının da vergi ve SGK borçları gibi yeniden yapılandırılması gerçekten çok önemli. Yoksa bir ayağı gerçekten eksik kalacaktır. Son konu, bankaların mevcut sistemlerini değiştirmeden yapılacak yeniden yapılandırma, bankaların yeni kredi verme imkanını sınırlayacaktır. Bu da tabii düzgün çalışan ve kredi ihtiyacı olan firmalar için sıkıntılı bir durum. Yani bu yeniden yapılandırma, bankaların sağlıklı müşterilerine vereceği kredi paketini olumsuz etkilememeli. Buna bir çözüm bulunmalı. Yoksa bu, bir tarafı toparlarken, diğer sağlıklı giden tarafa ciddi sıkıntılar doğuracaktır."
Yapılandırmaya muhatap olamayacak kadar kötü olan firmaların telef edilmemesi gerektiğini belirten Avdagiç, "Bunlar milli servet... Sahip değiştirerek, hızlı bir şekilde satarak, farklı formüller üreterek bunların devre dışı kalmasını engellemeliyiz. Türkiye, kaynakları sınırlı bir ülke ve hiçbir varlığımızın telef olmasına izin vermemeliyiz. Yeni bir reçete oluşturup yeni bir kültürle bu işletmelerin iş dünyasında çalışmaya devam etmesini sağlamamız lazım." diye konuştu.
"ÖZEL BANKALAR ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMUYOR"
Şekib Avdagiç, bankaların Basel kriterlerine uygun olarak teminat esaslı kredi sisteminin, hızlıca bankacılığın dışına çıkarılması, gerek şirketlerin gerekse bankacılık sisteminin buna uygun yeni metotlar geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine karşın özel bankaların kredi faizlerini uygun seviyelere düşürmemesine dikkati çekenAvdagiç,"Özel sektör bankaları, bu işte biraz daha geriden geliyor. Özel bankalar, faizler yükselirken roket hızıyla yükseltti ama düşerken paraşüt hızıyla düşürüyor. Allah'tan kamu bankaları daha hızlı reaksiyon gösteriyor. Bu arada özel bankaları 'tu kaka' etmeyelim ama şunun altına çiziyorum; Temmuz 2018'den 'dan bu yana iyi ki kamu bankalarımız var. Özel sektörün de burada en azından bu seviyede takılmayıp hızlıca kamunun ortaya koyduğu rakamlara yaklaşacağını ümit ediyorum." şeklinde konuştu.
Eximbank'ın bu noktada çok önemli olduğunu vurgulayan Avdagiç,"Ne yapıp edip bizim Eximbank'ın imkanlarını, kaynaklarını artırmamız lazım, kredilerini çeşitlendirmemiz lazım, vadelerini uzatmamız lazım. Mutlaka ve mutlaka bizim Eximbank'la ilgili kayda değer bir kaynak artışı sağlamamız lazım. Bu bizim ihracatımıza çok ciddi katkı sağlayacaktır." dedi.
Avdagiç, son dönemde inşaat ve enerji ile ilgili krediler konusunda sıkıntıların gündeme geldiğini anımsatarak, "Tabii Türkiye, enerji ve inşaattan ibaret değil. Dolayısıyla bir taraftan bunları desteklerken, bir taraftan da mutlaka reel sektörün gerçekten üretim yapan, ihracat yapan, ihracat yapma potansiyeli olan, iç piyasaya mal üreten şirketleri ile sınai şirketlerin finansman gerekliliklerini karşılayacak kanallar da açık tutulmalı." değerlendirmesinde bulundu.