Dr. İlhami Fındıkçı
Sosyal bir canlı olan kurumun doğması, büyüyüp gelişmesi, gün geldiğinde yavaşlayıp yaşlanması ve dağılıp yok olması doğal bir süreçtir. İşletmelerin temel hedeflerinin bu yaşam döngüsünün süresini artırmak olduğu, olması gerektiği bilinen bir gerçektir. Bütün işletmeler bunu istemekle birlikte yani yaşam sürelerini uzatmak ve bunun için önemli çabalar göstermekle birlikte başarılı olanların sayısı çok azdır. O halde aile şirketleri adına karşımızda önemli bir sorun var: Kurum, devamlılığını sağlamak ve uzun ömürlü olmak için ne yapacaktır?
Aile şirketleri ile ilgili danışmanlık deneyimlerimize baktığımızda görüyoruz ki, çoğu kurucu, bu mülkiyet devrini düşünülecek en son konu olarak görüyor. Bu konu öylesine ihmal ediliyor ki, kurucu hayattayken gerçekleşen devir sayısı oldukça az.
Aile şirketlerinde varislerin seçimi, mülkiyet devri ve lider seçimi konusunda bize göre öne çıkan kimi temel sorunları ve bunların olası çözümlerini birkaç madde halinde sıralamaya çalışalım.
- Öncelikle bu konunun önemli olduğu, çalışılması gerektiği, tek başına değil ama kurumsallaşma çatısı altında önemli bir başlık olduğu konusunda göstermelikten uzak bir inanç geliştirmeliyiz.
- Mülkiyet devri ve varis seçimi ile ilgili önemli bir nokta da devir edecek kişi buna hazır ve razı olsa bile genellikle devir alacak kişinin hazır ve razı olmasında da ciddi sıkıntılar olabilir. Çünkü bu devri üstlenecek birden çok kişi yani varis adayı vardır. Mal mülkiyeti birden çok kişiye paylaşılabilir ama tepe yönetim ve nihai karar statüsü tektir ve tek olmalı. Yani liderlik işi birden çok kişiye paylaştırılamaz. Şu halde ailenin bir lider adayı belirlemesi gerekiyor.
- Lider adayı nasıl belirlenecek? İş, bu adaya ne zaman ve nasıl verilecek? Bu çok önemli iki sorunun net, standart bir cevabı yok. Olması da doğru olmaz. Çünkü her aile şirketi farklı bir aileyi, kültürü, değerler sistemini içerir. İşte bu doğal farklılıklar analiz edilerek aileyi, şirketi, kurucuyu en iyi biçimde temsil edeceğine inanılan kişinin lider adayı olarak belirlenmesi, bu yönde yetiştirilmesi ve hazır olduğunda bu göreve getirilmesi gerekli.
- Her bireyin farklı kişilik özelliklerine sahip olduğu bilinen bir gerçek. Yine liderlik becerisi ve yeteneklerinin çok az insanda olabildiği de bilinir. Şu halde aile, bu bilinenlerden hareketle varis planlaması yapacak, mülkiyetin planlaması ve daha da önemlisi lider adayının seçilerek uygun biçimde yetişmesini planlayacak.
- Aile şirketleri, bu hassas planları yapma konusunda danışmanlık hizmeti almalı. Bu cümlenin amacı, danışmanlık süreci ve danışmanlara bir pay çıkarmak değil. Gerçekten de aile şirketi sahipleri birçok kararı verirken zorlanmayabilirler. Ama söz konusu olan kendi çocukları ve akrabalık ilişkileri olunca iş zorlaşır. Dolayısıyla nihai kararın ailede ve mevcut liderde olması şartıyla objektifliğin artırılması, sürecin adaletle işlemesi ve en doğru kararın verilmesi bakımından ehil birilerine danışılması yararlı olacak.
- Seçim ve liderlik sürecinin olmazsa olmaz koşullarından biri de aile üyesi ve ortakların yeni kuşaklarının birbirleri ile olan ilişkileridir. Yeni kuşakların aile geleneğini ve değerlerini sürdürmeleri, ortak bazı etkinliklerde buluşmaları, birlikte yetişmeleri, arkadaş olabilmeleri, birbirlerinin yetişmelerine katkıda bulunmaları sağlanmalı.
- Unutulmamalı ki, işe yönelik ilgisi, bilgisi, tecrübesi olmayan, aileye, şirkete bir şeyler katmayı değil, oradan bir şeyler almayı düstur edinmiş çocuk ve gençler; mülk sahibi olduklarında onu geliştirip büyütmek bir yana korumakta bile zorlanabilirler. Şu halde işimizdeki, pazarımızdaki, üretimimizdeki başarı kadar çocukların nasıl, nerede, kiminle birlikte yetiştiklerine de odaklanmalıyız.
23 Nisan 2021 Cuma