keremalkin@superonline.com
2023 yılı, küresel ve bölgesel jeopolitik gerginlikler ve ülkelere uygulanan yaptırımlar yüzünden zorlu geçti. Bunun doğal sonucu olarak, küresel mal ticareti yüzde 5 daralma ile 24.01 trilyon dolara geriledi. Miktar cinsinden küresel mal ticareti ise yüzde 1.2 geriledi. Bu durum, küresel rekabetin ne kadar zorlaştığını, ülkelerin ve şirketlerin mal satabilmek için nasıl fiyat kırdıklarını, ülkelerin birbirlerine karşı yaptırımlarının ne tür sonuçları olduğunu teyit ediyor. Böyle bir küresel tablo içerisinde, Türkiye’nin 2023’ü, Cumhuriyetimizin 100. yılının idrak edildiği bir yılı, 256 milyar dolar ihracat hacmi rekoru ile tamamlamış olması ve rekor performansla Cumhuriyet tarihinde ilk kez küresel ihracatta payımızı yüzde 1.08’e yükseltmiş olmamız her türlü takdirin üzerinde. 2030’a kadar ise hedefimiz belli. Küresel mal ihracatında da hizmet ihracatında da payımızı yüzde 1.5’e çıkarmak.
FIRSAT PENCERESİ
Küresel mal ticaretinde miktar değişiminin 2010-2022 arasını yüzde 2.2 ortalama büyüme ile geride bıraktığını dikkate aldığımızda, 2024-2030 arasını da ortalama yüzde 2.7-3 bandında tamamladığını varsaydığımızda, 2030’da 30.5 trilyon dolara ulaşması beklenen küresel ticarette Türkiye’nin ihracat hacminin de 425 ile 450 milyar dolar arası bir seviye yakalayacağı anlamına gelir. Türkiye’nin başta savunma endüstrimizin yüksek katma değerli ürünleri olmak üzere, yüksek ve orta yüksek düzeyde teknoloji ile üretilen malların toplam ihracatımızdaki payını katlamayı sürdürmesi ve yeniden yapılanan küresel tedarik zincirinde ‘nearshoring ve freindshoring’in öne çıkması, yani ibrenin yakın coğrafyadan ve/veya güvenilir ülkeden tedarike dönmesi, Türkiye’nin yüzde 1.5 hedefini yakalamada önemli fırsat penceresini yakaladığını teyit ediyor.
Küresel hizmet ihracatı ise 2020-2022 Covid-19 döneminin acısını çıkarmayı sürdürüyor. 2023’ü zorlu bir küresel virüs salgını döneminin ardından bir toparlanma yılı olarak geride bırakan küresel hizmet ticareti, yüzde 9’luk hacimsel artışla 7.5 trilyon doları aşarken, 100 milyar doları aşan hizmet ihracatımızın toplam küresel hizmet ihracatı içindeki payını tarihi bir rekorla yüzde 1.3’e taşımış olması büyük bir başarı. Türkiye’nin turizmden sağlığa, eğitimden profesyonel danışmanlık hizmetlerine, gayrimenkul pazarlamasından teknik müşavirlik becerilerine, hizmetler sektöründeki çok çeşitli ve çok katmanlı becerileri, küresel hizmet ticaretinin 2030’da 9 trilyon doları aşması beklenen hacmi dikkate alındığında, Türkiye’nin hizmet ihracatı performansının da 125 ile 135 milyar dolar arasında bir seviyeyi yakalayacağını ve tarihi rekorlar kırmaya devam edeceğini gösteriyor.
KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER
2030’da dünya GSYH’sinin 145 ile 150 trilyon dolar düzeyinde bir seviyeyi yakalayacağını dikkate aldığımızda, Türkiye’nin dünya GSYH’sinden yüzde 1.5’lik pay almayı başarması 2 trilyon 175 milyar dolar ile 2 trilyon 250 milyar dolar arasında bir seviyeyi yakalamamız gerektiği anlamına geliyor. Türkiye’nin önümüzdeki 6 yılı yüksek ve orta yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin üretim ve ihracattaki payını katlayarak geçirmesi, ülkemizin bu hedefleri yakalamasında paha biçilmez bir fırsat penceresi anlamına gelecek. 2024’ün ilk çeyreğini 63.7 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihimizin en iyi ilk çeyrek performansı ile tamamlayan ihracatımızın 1. ve 2. kuşak komşu ülkelere yaptığı ihracatı da katlıyor olması, küresel tedarik zincirindeki yeniden yapılanmadan hak ettiğimiz payı almayı sürdüreceğimizi gösteriyor.
22 Nisan 2024 Pazartesi