21. yüzyıl, küresel ekonomi-politik sistemde önde gelen devletlerin, dünya ekonomisinin önde gelen 40 ülkesinin yeniden pozisyonlanmak ve daha güçlü bir konuma erişmek adına kıyasıya mücadele ettikleri bir yüzyılı temsil ediyor. Hayli sert ilerleyen bu mücadele sürecinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü, kararlı ve vizyoner liderliğinde Türkiye’nin ‘devletler süper ligi’ne kalıcı bir şekilde yükselişini gururla, kıvançla takip ediyoruz.
1940’lardan bu yana Atlantik cephesindeki kimi ulusüstü yapıların desteğini almış vesayet odaklarının ülkemizin dünya ekonomisi ve siyasetindeki potansiyel gücünü sürekli hırpaladıkları, ardı ardına yaptı(rdı)kları darbelerle demokrasimize ve küresel itibarımıza çok ağır zarar verdikleri 40 yıllık dönemde, ülkemizin güzel insanları, hepimiz adeta özgüvenimizi kaybettik.
MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm vesayet odaklarını, Türkiye’nin ayaklarına bağlanmış tüm prangaları paramparça eden dirayeti ve azmiyle 22 yıllık liderliğinde pek çok devrime imza attı. Türkiye, 40 yıllık ‘vesayet’ döneminde ardı ardına yaşadığı siyasi ve ekonomik krizler ve başına örülen ‘terör’ belası ile 200 milyar doları zor bulan bir milli gelir ve 20 milyar doları zor geçen bir ihracat ile var olma mücadelesi verirken, Cumhurbaşkanı Anadolu KOBİ Devrimi ile dünya ölçeğinde mega yatırımlar hamlesi ile yüksek teknoloji odaklı üretim ekosistemi ile Türkiye’yi dünyada 1 trilyon dolar milli geliri aşabilmiş 19 ülke arasına taşıdı. Bugün, 1.4 trilyon dolarlık milli geliri, 270 milyar dolara ilerleyen ihracat hacmini, paha biçilmez ‘milli ve yerli’ teknoloji hamlesi ile en iddialı devletlerin hüküm sürdüğü savunma ve güvenlik alanında 7 milyar doları aşan ihracat gelirini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü, kararlı ve vizyoner liderliği sayesinde konuşabiliyoruz.
GÜVENİLİR LİMAN, MÜTTEFİK ÜLKE
Emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı mücadelesi ve Cumhuriyetimizi kurma başarımız sonrasında, Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’nin küresel itibarına ‘Erdoğan’ mührü ile bir kez daha Avrasya’dan başlayarak, Güney Doğu Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerine kadar uzanan kıtalar arası geniş bir coğrafyaya ilham verdiğimiz, yüzlerini güldürdüğümüz, Türkiye ile birlikte yürüme azmi verdiğimiz bir süreci yaşıyoruz.
Cumhurbaşkanımızın liderliğine, azmine, samimiyetine, kararlılığına duyulan saygı o kadar güçlü ki, Türkiye’nin küresel itibarına vurulan ‘Erdoğan’ mührü, Türkiye’nin dünyanın önde gelen ekonomileri nezdindeki ‘güvenilir liman’ ülke, ‘müttefik’ ülke algısını katlıyor, ülkemizi müstesna bir konuma taşıyor. Türkiye’nin itibarlı konumu, güvenilir liman ve müttefiklik algısı ülkemizin mal ihracatına, hizmet ihracatına yeni rekorlar olarak da yansıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belirttikleri üzere, Türkiye dış politikada kalıpları yıkmaya, ezberleri bozmaya, tarihi mirasıyla uyumlu yepyeni bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor. Büyük devlet sadece lafla olunmuyor. Büyük devlet olmak için tıpkı ecdadımız gibi büyük hayaller kurmak, büyük hedefler belirlemek gerekiyor. Dünya ekonomisi ve siyasetinde bir zamanların ‘büyük’ ekonomileri olan G7’yi geride bırakmış olan E7 ülkeleri ile birlikte küresel sistemdeki sıklet merkezi değişiminde ‘Erdoğan’ mührü ile Türkiye’nin gücüne güç katmayı sürdüreceğiz.