Türkiye’nin hedeflerinden biri yeni bir Anayasa. Ayrıca gelecek dönemde eğitimde, hukukta, ekonomide yeni bir dönüşüm sürecinin önü açılacak. Türkiye, demokrasisinin kalitesini güçlendirirken, ekonominin dinamiklerini ‘dijital çağ’ın gerekleri ile yeniden formatlayacağı bu süreçte, ‘küresel yolculuğumuz’ da başlamış oldu. Nitekim, son 6 haftada Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya ekonomisi ve siyasetinin dört kilit ülkesinin liderleriyle görüşmeler gerçekleştirirken, Türkiye’nin bölgesindeki oyun kurucu gücünü her anlamda teyit edecek zirveler arka arkaya gerçekleşiyor. AK Parti’nin 3. olağanüstü kongresi sonrasında, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) zirvesi de bölgenin ekonomik potansiyelinin canlandırılmasına Türkiye’nin somut katkıları açısından önemli tespitleri öne çıkardı.
12 ülkeyi, 20 milyon kilometrekareyi ve 330 milyonu kapsayan KEİ Bölgesi, ekonomik işbirliğini güçlendirecek projeler ile bölgeyi küresel ekonomi-politik gerginliklerden uzak tutabilecek bir potansiyele işaret ediyor. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan da BSEC’in başarısının, dünyanın en zor coğrafyalarından birinde bölge ülkelerini aynı masa çevresinde ve ortak paydalar etrafında bir araya getirebilme becerisi olduğuna işaret etti. Erdoğan, KEİ’nin katma değer üretme becerisinin formülünü ise kısır siyasi tartışmalardan uzak kalarak, farklılıklar değil, müşterekler üzerinde yoğunlaşarak çalışmaların yürütülmesi formülü ile tanımladı. Zirvede, KEİ üyesi ülkelerin, kamu ile özel sektörleri arasında daha geniş bir sinerji oluşturulması ve bu alandaki yetkili bağlı kuruluşu olan KEİ İş Konseyi’nin yeniden canlandırılmasına yönelik çabaların memnuniyetle karşılandığı da vurgulandı.
4.5 trilyon dolarlık milli geliri temsil eden KEİ, tarımsal sanayi, bankacılık ve finans, örgütlü suçlarla mücadele, ortak gümrük altyapısı, eğitim, acil yardım, enerji, çevre koruma, sağlık ve ilaç sanayi, bilgi ve iletişim teknolojileri, kurumsal yenilenme ve iyi yönetişim, KOBİ’ler, turizm, kültür, ticaret ve ulaştırma alanlarında daha fazla proje ve sonuç odaklı bir yaklaşımla, küresel projelerde bölgenin daha fazla pay alması adına güçlü bir işbirliği imkanı oluşturabilir. Türkiye’nin bölgesel işbirliklerini canlandırması, 2023 hedeflerine taşıyacak sac ayaklarından birini oluşturacak.
KRİTİK NATO ZİRVESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı’na katılmak üzere geldiği Brüksel’de, Avrupalı liderlerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel ziyareti öncesinde, AB’ye yönelik mesajlar da verdi. AB’ye tam üyelik sürecinde Türkiye’nin elinden gelen her şeyi a’dan z’ye yaptığını, karşıdan da bunun karşılığını beklediğini belirtti. Türkiye’nin AB’den kopmak diye bir derdi olmadığını vurgulayan Erdoğan, AB’nin de kendi üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini hatırlattı. Erdoğan, AB ‘Türkiye kendi çekilsin’ havasında ise böyle bir şey varsa, AB’nin gerekli kararı vermesi gerektiğini, Türkiye’nin AB’nin işini zorlaştırmayacağını, AB’nin Türkiye’nin olmazsa olmazı olmadığına işaret etti.
FED VE ABD HANE HALKI
Küresel piyasalarda gözler Fed’in atacağı para politikasını sıkılaştırma adımlarına dönmüş iken, Fed’in her yıl yayımladığı ‘Amerikan hane halkının ekonomik durumu’ başlıklı rapor, Amerikalıların hâlâ yüzde 46’sının 400 dolarlık acil bir masrafı karşılamakta zorluk çektiğini gösterdi. Rapor çerçevesinde hazırlanan ankete katılan 5 bin 600’den fazla Amerikalının yüzde 69’u ‘rahatça yaşayabiliyorum’ veya ‘iyi haldeyim’ yanıtını vermiş. Rapor, etnik azınlıkların daha fazla finansal sıkıntı çektiğini de vurguluyor. ABD’de çalışanların yüzde 22’si iki ya da daha fazla işte çalıyor. Fed yetkilileri, bu kadar çok ailenin neden finansal zorluk çektiğini anlamak ve bunların üstesinden gelmenin yollarının bulunmasının büyük önem taşıdığını belirtmişler. Fed’in parasal sıkılaştırmada acele etmesi, bu tabloyu yeniden veya daha da bozabilir mi, önümüzdeki günlerin tartışması bu olacak gibi gözüküyor.
29 Mayıs 2017 Pazartesi