ABD ile Sovyetler Birliği’nin başı çektiği ‘Soğuk Savaş’ dönemi bittiğinde, dünya ekonomisinin büyük bir yükten kurtulduğu ve küresel ölçekte önemli bir sıçrama yaşanacağı umut edilmişti. Aradan geçen 25 yıl, dünya ekonomisine, daha fazla çevre kirlenmesi, önü alınamamış bir yoksulluk, işsizlik ve tüm bu sosyo-ekonomik tablodan beslenen bir ‘küresel terör’ belası olarak döndü. Geriye dönüp baktığımızda, ülkelerin ve uluslararası toplumun en fazla sıkıştığı, en fazla çaresiz kaldığı noktanın, işlemeyen ‘bürokrasi’ nedeniyle, dağ gibi biriken sorunların sebep olduğu çözümsüzlük yumağı olarak ifade edilebilir. Birleşmiş Milletler, NATO, IMF, Dünya Bankası veya OECD; uluslararası kurumların tümünde bir kokuşmuşluk, ideallerden uzaklaşılmışlık, sorunların esas kaynağını görmemezlikten gelmeye yönelik bir akıl tutulması gözleniyor.
Dünya ekonomisinin kendisini bu derece karamsar bir tablonun içerisinde bulmasında, gelişmiş ülkelerin pek çoğunda gözlenen ‘liderlik’ eksikliğine bağlı olarak, cesaret gerektiren kararların alınamamış olmasının etkisi büyük. Siyasal sistemlerde derinleşen ‘çürümüşlük’ ile birlikte, bürokrasinin ‘zihniyet çöküşü’nü acıyla seyrediyoruz. Önde gelen ülkelerin tümü, ciddi siyasi model değişikliği ve bunun bürokraside tetikleyeceği tarihi bir ‘zihniyet’ değişikliği ile önümüzdeki dönem ‘basıncı’ artacak olan küresel meselelere yönelik olarak yoğun bir hazırlık içerisindeler. TBMM’de kabul edilmiş olan yeni Anayasa değişikliğinin Türkiye’ye sağlayacağı tarihi fırsat ve ‘zihniyet’ değişikliğini ısrarla halkımıza izah etmek üzere önümüzde çok değerli bir 75 gün var.
Geleceğin kıtası ‘Afrika’
Dünyanın en hızlı büyüyen ilk 20 ülkesinin 11’ine ev sahipliği yapıyor Afrika Kıtası. Dünya nüfusunun 7.2 milyara ulaştığı 2013 yılında, dünyanın en yüksek nüfusuna sahip ülkeler arasında Nijerya 7. sırada yer alıyor. 2050 yılında 9.6 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusu içerisinde Nijerya, 400 milyonu geçecek nüfusu ile 3. sıraya oturacak ve dünyanın en yüksek nüfusa sahip ilk 10 ülkesi sıralamasına, 200 milyona ulaşacağı beklenen nüfusu ile 9. sırada Etopya da girecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan olduğu dönemden başlayarak gerçekleştirdiği çok sayıda Afrika seyahati, nüfus büyüklüğü, ekonomik potansiyeli ve stratejik önemi tartışılmaz bir kıtada, Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve güvenlik bazlı ilişkilerini perçinlemek adına hayati önem arz ediyor. 2010 ile 2025 arası, Güney Doğu Asya dünya ekonomisine üretici ve tüketici olarak 515 milyon yeni nüfus kazandırırken, Sahra Altı Afrikası ise 386 milyon yeni nüfus kazandıracak.
Afrika Kıtası, yılda 600 milyar dolar harcayan bir milyar tüketici; her yıl yüzde 5 düzeyinde gözlenen ekonomik büyüme performansı ve küresel ölçekte en hızlı gelişen orta sınıfa sahip olma özelliği ile öne çıkıyor. Başta tarımsal üretim olmak üzere daha yüksek katma değer üretme potansiyeline sahip Afrika Kıtası’nın toprakları, dünyanın henüz işlenmemiş topraklarının yüzde 60’ını temsil ediyor. Buraya kadar ifade ettiğim rakamlar, dünyanın oturmuş, gelişme göstermiş kıtalarının artık hayallerinde bile göremeyecekleri rakamlar. Başta Birleşmiş Milletler raporları, Tanzanya, Zambiya ve Angola gibi önde gelen Afrika ülkelerinde gerçekleşen ve gerçekleşecek olan hammadde yatırımları, Afrika’nın kalkınmasına öyle bir katkı sağlayacak ki, önümüzdeki beş yıl içinde dünyanın en hızlı gelişen 10 ekonomik gücünden 7’sinin Afrika Kıtası’nda olması bekleniyor.
1 TRİLYON DOLARLIK ÜRETİM POTANSİYELİ
Çin, Hindistan ve Brezilya Afrika’daki potansiyelin nasıl farkındaysa, Türkiye de farkında. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, ‘kapsayıcı’ bir yaklaşımla, Türkiye’nin bilgi ve birikimlerini Afrika’nın kalkınmasına sunmak üzere kritik ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Türkiye, Afrika Kıtası’nı çeşitli ülkeler ile arasında bir mücadele alanı olarak değil, Afrika ülkeleri ile ‘ortak bir gelecek’ oluşturacağı, büyük bir potansiyele sahip bir kıta olarak görüyor. Gelecekte, dünya nüfusunun tarım ve gıda ürünü ihtiyacını karşılamak üzere 1 trilyon dolarlık bir üretim gerçekleştireceğinden söz ettiğimiz bir kıta, Afrika. Geleceğin dünyasında, küresel ekonomi-politik dengeler üzerinde önemli bir etkisi olacak Afrika’da, Türkiye’nin ağırlığı adına çalışmalarımızı yoğunlaştıralım.
30 Ocak 2017 Pazartesi