Küresel ekonomi-politik sistemin içinden geçtiği sınamaların dozajı her geçen gün yeni bir seviyeye ulaşıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ‘balistik füze-yeni nükleer doktrini’ sınaması dünyanın önde gelen ekonomilerinin tümünü endişelendirmiş durumda. Bu nedenle küresel ekonomi-politikte özel bir konumu ve değeri olan her uluslararası platformdan çıkan ortak bildiri, hatta önemli sayıda ülkeyi söz konusu zirve kapsamında dönem başkanı olan ülkenin ortak bir bildiri metnine ikna etmesi bir diplomatik başarı olarak addediliyor. Küresel güç merkezleri arasında gerginliğin derinleştiği bir dönemde, G20’nin ev sahibi Brezilya’nın Liderler Zirvesi Bildirisi’ne değerli ifadelerin eklenmesini başarmış olması önemli. G20 platformundaki 19 ülke, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği’nin diplomasi ve diyaloğun elzem olduğu mesajında bir araya gelmeleri anlamlı.
YOKSULLUK VE EŞİTSİZLİKLE MÜCADELE
Çünkü, küresel ve bölgesel jeopolitik gerginliklerin, çatışmaların ve savaşların uluslararası ekonomi-politik gündemi fazlasıyla meşgul ettiği bir dünyada, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki pek çok teşkilat, kuruluş sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadelenin, küresel ölçekte artan işsizlikle mücadelenin, küresel iklim krizi ve küresel ısınmanın artan bir şekilde gündemin gerilerine düşmesinden, gölgede kalmasından endişeli. Bu nedenle ülkeler arasında adaletsizliğin, eşitsizliğin daha da derinleşmemesi adına, bilhassa gelişmekte olan ekonomiler ve az gelişmiş ülkelerin enerji dönüşümü ve dijital dönüşüm çabaları için daha fazla kaynak oluşturulması yönündeki çabaların hızlandırılması gerekiyor.
Ama nedense, çok taraflı kalkınma bankalarının bu konudaki duyarsızlığı sürüyor. İklim kriziyle mücadele adına, G20 ülkelerinin kararlı tutumlarına zirve bildirisinde yer verilmesi; bu doğrultuda, özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik kamu ile özel sektör bazlı iklim çalışmalarının finansmanı ve yatırımlarının artırılması amacıyla uluslararası işbirliğinin daha da yoğunlaştırılması gerektiğinin vurgulanması önemli. Uluslararası ekonomik sistemin sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması adına teşvik edici olacak şekilde yapılandırılmasına değinilmesi değerli. Bunun yanı sıra, küresel iklim krizi bahane edilerek, bilhassa gelişmekte olan ekonomilere dayatılan ölçüsüz iklim tedbirlerine de değinilmiş.
İKLİM TEDBİRLERİ
Öyle ki, son dönemde, BM bazlı olmayan ekonomik yaptırımlar ve uluslararası ticarette haksız rekabete sebep olan kısıtlamalara yönelik eleştiriler gibi kimi ülkelerce gündeme getirilen iklim tedbirlerine yönelik önerilerin de küresel rekabeti zedeleyecek şekilde kullanılmaması gerektiği konusunda uyarılar da metne bilhassa dercedilmiş. Küresel iklim krizinin önemli bir parçası olarak, ormanların korunmasına ve sürdürülebilir şekilde muhafaza edilmesine yönelik çabaların yoğunlaştırılmasının önemli olduğuna işaret edilmesi de dikkat çekici. G20 ülkelerinin temiz, sürdürülebilir, adil, uygun fiyatlı ve kapsayıcı enerji geçişlerini hızlandırma taahhüdü ve 2050’ye kadar ‘net-sıfır’a ulaşma hedefinin tekrar edildiği de görüldü. Dönem başkanı olarak Brezilya’nın gündeme getirdiği ultra zenginlere yönelik küresel bir servet vergisi uygulanmasının ise sadece tartışıldığı belirtilmiş. Demek ki, ABD ve Almanya’nın açıktan karşı çıktığı, Çin ve Hindistan’ın ise şimdilik görüş belirtmedikleri bu konunun bir müddet daha pişmesi gerekecek.
keremalkin@superonline.com
25 Kasım 2024 Pazartesi