Hatırlarsak, Yeşil Mutabakat programı çerçevesinde AB ülkelerinde karbondioksit ve diğer sera gazları salımının 2050 yılına kadar sıfırlanması, bu doğrultuda da 2030 yılına kadar AB kaynaklı sera gazı yayımlarının 1990 seviyesinin yüzde 55 altına çekilmesi hedefleniyor.
Bu hedeflere ulaşmanın ana araçlarından birini, karbondioksit başta olmak üzere sera gazlarını doğaya salmanın bu işi geçekleştirenler için maliyetli hale getirilmesi oluşturuyor. Bunun için AB’de seçilen yöntem, sera gazı yayımının (emisyonunun) AB Emisyon Ticaret Sistemi üzerinden fiyatlandırılması. AB Emisyon Ticaret Sistemince kapsanan üreticiler, ülke toplamı yıllık olarak belirlenen ve giderek azalan karbondioksit yayım kotalarını ihale yoluyla (geçiş döneminde bazıları tahsis yoluyla) alıyor. Firmaların emisyonunun söz konusu dönem içinde bu şekilde elde ettikleri kotanın üzerine çıkmaları durumunda ceza ödemeleri ya da sistemde oluşan borsa üzerinden kotasının altında kalan firmalardan ek kota satın alması gerekiyor. Böylece atmosfere sera gazı yaymanın bir piyasa fiyatı ve bu fiyattan bir maliyeti oluşmuş oluyor.
Bu, AB’de üretim yapmanın maliyetinin yükselmesi anlamına geliyor. Bunun da doğal sonucu, AB’de üretim yapan firmaların faaliyetlerini AB dışına kaydırması ve AB dışında üretim yapan firmaların AB içindekilere göre maliyet avantajı elde edip onların pazarlarını almaları olabilir. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, AB’ye ithal edilen ürünlere, üretimlerinde salınan karbondioksit miktarına göre AB’li üreticilerin ödediği fiyattan maliyet ekleyerek AB’de üretim yapmanın dezavantajlı olmasını önlemeyi hedefliyor.
VERGİ ÖDEMELERİ 2026’DA
Mekanizma şu aşamada, hem yoğun karbondioksit salımı gerçekleştiren hem de ürünlerinde yoğun ticaret olan çimento, demir çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen üretimi sektörlerini kapsıyor. Bu kapsamdaki ürünlerin ithalatçılarının 2026 yılından başlayarak ürünlerin üretiminde ortaya çıkan karbon miktarına göre vergi ödemeleri gerekecek. Bu ödeme, AB Karbon Emisyon Ticaret Sistemi’nde belirlenen karbon yayım fiyatları üzerinden satın alınan sertifikalarla yapılacak. Ekim 2023’te başlayıp 2026’ya kadar olan geçiş döneminde ise ithalatçıların 3 aylık dönemler bazında, ithal ettikleri ürünlerin karbon içeriklerini sadece beyan etmeleri gerekiyor.
Bir yılını tamamlamak üzere olan geçiş dönemi uygulamasının birçok firma için kolay olmadığı belirtiliyor. İhracatçı firmalar, ürünlerinin üretiminde tedarik zinciri boyunca salınan karbondioksit tutarlarını sağlıklı şekilde belirlemekte zorlanıyor.
Öte yandan mekanizmaya uyum için gereken işgücü ve danışmanlık ücretleri, özellikle küçük firmalar için önemli bir ek maliyet oluşturuyor.
EMİSYON TİCARET SİSTEMİ
Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı tarafından bu yaz başında yapılan duyuruya göre, ülkede 2027 yılında bir karbon içeriği yönetim sistemi uygulamaya girecek. Bu sistem çerçevesinde en çok karbondioksit yayımı yapan ve ihracatı olanlardan başlayarak genişleyecek bir kapsamda ürünlerin karbon içeriğini belirlemeye yönelik yöntem, sistem ve standartlar oluşturulacak. Bu, Çinli firmaların, AB ve bunu takip etmesi olası diğer ülke sınırda vergi uygulamalarına daha sağlıklı ve düşük maliyetli olarak uyumunu sağlayacak. Bunun bir diğer yararı da Çin’in kendi emisyon ticaret sisteminin daha verimli çalışmasını sağlamak olacak.
AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması çerçevesinde ithal ürünler için belirlenen karbon vergisinden, üretimin yapıldığı ülkede ödenmiş karbon vergisi varsa, düşülüyor. Yani üreticiler üretimin yapıldığı ülke yönetimine karbon vergisi ödemiyorsalar AB’ye ödüyor olacaklar. Çin’in emisyon ticaret sistemi de buna göre geliştiriliyor. Ülkenin 2021 yılında faaliyete geçen emisyon ticaret sistemi, şu anda yalnız enerji üretim sektörünü kapsamasına karşın dünyanın en büyüğü konumunda bulunuyor. Kapsam bu yılsonuna kadar demir çelik, alüminyum, çimento sektörlerini de kapsayacak, büyük ölçüde AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı karşılayacak şekilde genişletilecek.
Çin, iklim kriziyle başa çıkma politikası araçlarının giderek sanayi ve ticaret politikası aracı olarak da kullanıldığı bir dünya için hazırlıklarını yapıyor.
fatih@fatihoktay.com
23 Eylül 2024 Pazartesi