2020’den bu yana, önce küresel virüs salgını, ardından Rusya-Ukrayna Savaşı ile başlayıp, Ortadoğu’daki sıcak çatışmalarla süregelen jeopolitik gerginlikler, dünya ekonomisinin önde gelen ülkeleri arasında var olan küresel tedarik zinciri sistemi üzerinde ağır bir basınç oluşturdu. Önde gelen ekonomiler, artan tedarik risk ve tehditlerini yönetebilmek adına farklı arayışlara girdi. ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OeCD), söz konusu arayışları, önde gelen ekonomiler için olası maliyetleriyle birlikte analiz etmiş. nitekim, ilk ele aldıkları başlık, ülkelerin tedarik sistemini yerelleştirme arayışları olmuş. OeCD’ye göre, tedarik zincirinde yerelleştirme, küresel ticarette yüzde 18’den fazla düşüşe, küresel reel GSyH’de ise yüzde 5’ten fazla küçülmeye yol açabilir.
OeCD’ye göre, tedarik zincirini yerelleştirme, ülkeler için dayanıklılığı otomatik olarak artırmayacak. Rapor, tedarik sisteminde yerelleştirmeyi dikkate alan modele dayalı senaryoda, ilgili ekonomilerin yarısından fazlasında GSyH oynaklığı arttığına işaret ediyor. OeCD’nin uyardığı bir başka başlık, küresel ticaret ve ithalatın artan konsantrasyonu. Dünya ticaretine konu olan ürünlerin yaklaşık yüzde 30’unda tedarik yalnızca birkaç ülkeye bağlı olacak şekilde ‘fazla yoğunlaşmış’ durumda. Burada bahsedilen ülkelerin başında elbette Çin geliyor. 1990’ların sonlarına göre, önemli ürünlerin ithalatında konsantrasyon yüzde 50 artmış durumda. Bu artış büyük ölçüde Çin’e olan bağımlılığın, 1990’larda yüzde 5 düzeyindeyken, 2020’lerde yüzde 30’a yükselmesini teyit ediyor. Tersine, ABD, Almanya ve Japonya’ya bağımlılık ise aynı dönemde yüzde 30’dan yüzde 15’e gerilemiş durumda.
Ticarette dayanıklılığı artırmak
OeCD, bu nedenle önde gelen ekonomilere ‘Triple-A’ stratejisi öneriyor. yani, çevik (Agile), uyumlu (Adaptable) ve hizalanmış (Aligned) bir küresel tedarik zinciri. Mevcut jeopolitik ve jeoekonomik gerginliklere karşı ülkenin küresel ticarette dayanıklılığını artırmak, riskleri bertaraf etmekten çok, yönetmekten geçiyor. yani, küresel ve bölgesel jeopolitik riskleri ortadan kaldırmak mümkün olmadığından, yönetmek adına, esas çeki olmak, hızlı tepki ve yön değiştirme yeteneğini geliştirmek önemli. Küresel gelişmelere karşı uyumlu olmak, zaman içerisinde esneyebilme kabiliyetini geliştirmek önde gelen ekonomiler için bir o kadar önemli. Ayrıca, hizalanmış bir şekilde, küresel tedarik zinciri risklerine karşı ülkenin kamu-özel sektör işbirliğiyle ortak hedefler ve çözümler oluşturması bir o kadar gerekli. OeCD, bu nedenle üye ülkelerin hükümetlerine de önemli rol düştüğünü hatırlatarak, dayanıklılığı artırmak için kapsamlı politikalar öneriyor.
Örneğin, ticareti kolaylaştıracak, maliyetleri azaltacak adımlar. Gümrük işlemlerinin ve düzenleyici süreçlerin hızlandırılması gibi. Bunun yanı sıra, hizmet sektörü reformları da taşımacılık, lojistik, finans ve dijital hizmetlerde var olan düzenleme hafifletilmesi de önemli. Hükümetler dijitalleşmenin teşviki konusunda da cesaret vermeye davet ediliyor. Veri yönetimi, öngörü analitiği, bulut sistemlerinin tedarik zinciri dayanıklılığı (TZD) yönetiminde kullanımı gibi. OeCD; bulut tabanlı çözümler, büyük veri analitiği, yapay zeka temelli erken uyarı sistemleri gibi dijital araçların, tedarik zincirlerini daha izlenebilir, esnek ve tahmin edilebilir hale getirmesi yönünde bir dijital dönüşüm stratejisi öneriyor.
Kamu-özel ortaklıkları
Uluslararası işbirliği ve kamu-özel ortaklıkları da bir o kadar önemli. Çapraz sınır düzenlemelerine uyum, endüstriyel ortaklıklar ve kriz hazırlık ağları. Dijitalleşme ve çevresel/sosyal hedefler, tedarik zincirlerini hem etkinlik hem şeffaflık açısından daha güçlü hale getiriyor - fakat esasen siber riskler ve dijital hizmetlerde konsantrasyon gibi yeni zayıflıklar da doğuruyor. Politika tasarımında sürdürülebilirlik, verimlilik ve dayanıklılık hepsi dengeli şekilde gözetilmeli. OeCD Küresel Tedarik Zinciri Raporu’nda tedarik zincirlerinde sağlamlık, küresel ticaretten çekilerek değil; risklerin etkin yönetimi ve kamu–özel sektör ortaklıkları yoluyla sağlanabileceğini vurguluyor. Politikalar hedefe yönelik, dengeli, açık ve işbirliğine dayalı olmalı. Tedarik zinciri proje yöneticileri, ticaret politikası uzmanları ve ilgili kamu kurumları için OeCD raporu, stratejik risk yönetimi, dijital altyapı, düzenleyici reform ve çok taraflı işbirliği üzerine eyleme yönelik net öneriler sunuyor.