PROF. DR. KEREM ALKİN
Rusya-Ukrayna gerginliği 4. haftasını geride bırakırken, küresel emtia ve finans piyasalarının da ötesinde, esas küresel enerji piyasalarında ciddi bir depreme ve belirsizliğe sebep oldu. Mevcut ‘küresel enerji denklemi’nde, bugünden yarına tedarikçi ülkeler ile ithalatçı ülkeler arasındaki alışverişi, arz-talep dengesini değiştirmek neredeyse imkansız. Çünkü, her şeyden önemlisi, tedarikçi ülkelerin neredeyse tümünün en az 3 ile 5 yıl arasında orta ve uzun vadeli tedarik kontratları var. Bu nedenle, bu ülkelere bir anda dönüp, ‘tedariklerini başka bir coğrafyaya kaydır’ demek neredeyse imkansız. Bu noktada, bilhassa petrol ve doğalgazda önde gelen tedarikçi konumundaki ülkelerin tümüyle ‘küresel fosil yakıtlar’ denklemini yeniden kurmak gerekiyor.
Dünyanın günlük olarak en önemli petrol tedarikçi ülkesi, ortalama her gün küresel piyasaya 6.5 ile 8 milyon varil arasında petrol ihraç eden Suudi Arabistan. Suudi Arabistan’ı günlük olarak 4.5 ile 6 milyon varil arasında değişen ihracatı ile Rusya takip ediyor. Irak, 2012’den bu yana, küresel piyasaya ihracat amaçlı olarak verdiği petrolü 2 milyon varilden 4 milyon varile çıkardı. ABD, 2012’de, 41 yıl sonra kaldırdığı ihracat yasağı sonrasında, 2013’ten bu yana aralıksız artırarak 3 ile 3.4 milyon varil arasında bir seviyeye çıkararak, Kanada’nın 2.5 ile 3.3 milyon varil arasındaki günlük ihracatını artık aşmış durumda. Ülkelerin günlük üretimi ile günlük ihracatını birbirine karıştırmayalım.
DOĞALGAZDA DENKLEM KARIŞIK
Dünyanın en önemli petrol üreticisi şu anda günlük bazda 16 milyon varili dahi geçebilen üretimi ile ABD. ABD’yi 13 milyon varil ile Rusya, 12 milyon varil ile Suudi Arabistan takip ediyor. Suudi Arabistan günlük üretiminin önemli bir bölümünü ihraç eden en yüksek orandaki ülkelerin başında geliyor. Petrol rezervleri, günlük üretim, günlük ihracat. Her bir tanımda ülkelerin sıralaması doğal olarak değişiyor. Aynı şey doğalgaz için de geçerli. Dünyanın en yüksek doğalgaz tedarikçisi, ihracatçısı ülkesi Rusya, 240 milyar metreküp. Rusya’yı son birkaç yıldaki ciddi atağı ile 140 milyar metreküp ile ABD takip ediyor. Üçüncü ülke ise Katar, 120-125 milyar metreküp. 110 milyar metreküp ile Norveç’i ve 105 milyar metreküp ile Avustralya’yı unutmayalım.
Avustralya’nın ihracatının tümü, Katar’ın ihracatının yüzde 80’i, ABD’nin ihracatının yarısı LNG, yani sıvılaştırılmış. Buna karşılık, Rusya ve Norveç’in ihracatının yüzde 90 ve üzeri boru hattıyla. Tüm bu detaylı veriler incelendiğinde, Körfez ülkeleri, İran, Irak, Libya, ABD günlük petrol ihracatında tedarikçi ülkeler olarak daha ne ölçüde devreye girebilirler; günlük ihracatı artırmaları için günlük üretimlerini ne ölçüde artırmalılar; her şeyden önemlisi İran’la nükleer anlaşmanın yeniden rayına girmesiyle, en çabuk İran petrolü ve doğalgazı üzerindeki kısıtlar ne zaman kalkar (uzmanlara göre en erken haziran), bunların tümü, tüm kartlar masada. Doğalgazda ise denklem daha karışık. Çünkü, sıvılaştırılmış doğalgaz, boru hattından yapılan ihracata
göre daha meşakkatli.
ENERJİ KÖPRÜSÜ ÇÖKTÜ
Hatta, fosil yakıt türevleri olarak petrol ve doğalgazı geçelim, Almanya gibi ‘yeşil enerji’nin en önemli savunucusu olan bir ülkenin Federal Ekonomik İşler ve İklim Eylemi Bakanlığı Müsteşarı ve Agora Energiewende düşünce kuruluşunun kurucularından Dr. Patrick Graichen’in ‘kömür’ için söyledikleri de kritik önemde. Graichen’in ifadesiyle, Rusya’nın son adımlarıyla doğalgazın bir enerji köprüsü teknolojisi olduğu anlatısı bozuldu, köprü çöktü.
Bu durum, kısa vadede, muhtemelen enerji şebekesinde daha fazla kömür; uzun vadede ise daha hızlı yeşil hidrojen anlamına geliyor. Oysa, Dr. Graichen 2014’ten bu yana ‘net-sıfır karbon’ hedefleri için kömürle vedalaşmanın kaçınılmaz olduğunu; yenilenebilir enerjiye daha hızlı yoğunlaşmanın şart olduğunu vurguluyordu. Rusya-Ukrayna gerginliğinin tüm dünyada bir anda önceliklendirdiği ‘enerji arz güvenliği’ konusunun ‘yeşil kalkınma’, ‘yeşil enerji’ ve ‘sürdürülebilirlik’ başlıklarının fazlaca önüne geçmesinden kaynaklanan bir tedirginlik de gözleniyor.
18 Mart 2022 Cuma