tatil-sepeti
Dr. İlhami FINDIKÇI

Dr. İlhami FINDIKÇI

Diğer Yazıları



ifindikci@degerdanismanlik.com.tr

 

Vaktin birinde bir padişah varmış. Zeki, çevik, gelişmeye açık ve girişken bir padişah. Çevresindeki insanlara değer vermesiyle ün salmış. Bilimle uğraşan, düşünen, fikir üreten kişileri sever ve korurmuş. Sarayında her çeşit bilim dalıyla ilgilenen dönemin tanınmış bilim adamları, sanatçıları eksik olmazmış.

 

Yaşıtı bir hocası varmış ki onunla iletişimi çok daha gelişmiş ve her şeyini hocasıyla paylaşırmış. Aralarında bir akrabalık bağı olduğu ve birlikte yetiştikleri için de birbirlerinin gelişmelerine önemli katkıları olmuş. Gerek devlet meseleleri gerekse özel işleriyle ilgili önemli kararlarından önce hocasıyla ve istişare meclisi ile tartışır, çıkan sonuca göre karar verirmiş.

 

Padişah, bir gün hocasıyla kır gezmesine çıkmış. Hoca, karşılaştığı önemli doğa olayları veya canlılar hakkında bilgiler veriyor, sebep-sonuç ilişkileri kuruyor, padişahın sorularına cevaplandırıyordu. 

 

Bir nehrin yanına geldiler ve karşı tarafa ancak kayıkla geçmek mümkündü. Kayıkçı dedi ki; “Bu kayık ancak iki kişiyi taşır. Biri ben olmalıyım zira hem kürek çekeceğim hem de geri gelmem gerekir. Önce birinizi sonra diğerini almalıyım.” Kırda bayırda yalnızken “sen”li “ben”li konuşup, rahatça şakalaşan iki dost, kayıkçının yanında rollerinin gereğini yerine getirir. Ve Hoca, padişaha öncelik vererek “buyurun padişahım” der. 

 

Bütün ısrarlara rağmen padişah, önceliği hocasına verir. Önce hoca, ardından padişah geçer karşıya. Bu davranışın nedenini soran kayıkçıya padişah şu cevabı verir: “Ben padişahım ama o benim hocam. Hocam olduğu için öncelik verdim. Lakin hoca olmayıp herhangi birisi olsaydı da öncelik verirdim. Çünkü bu öncelik bir anlamda ganimettir. Padişah, ganimette çevresine öncelik vermeli, bela ve sıkıntıyı göğüslemede ise kendisine öncelik vermelidir.”

 

DAVRANIŞ VE DEĞERLER

 

Liderliğin, günlük bir davranışa yansıyan küçük bir kesitini görüyoruz bu hikâyede. Kayıkla karşı tarafa geçiş önceliğinin verilmiş olması, bir davranış olarak çok önemli olmayabilir. Ama bu davranışın temsil ettiği görünmez değerler, duygular ve anlam çok önemli. Liderliğin, o henüz tam keşfedilmemiş sırları, bu davranışların gizemlerinde saklıdır çoğu zaman.

 

Hep söylenir, liderlik apayrı bir duyuş, düşünüş ve bakıştır ki liderin davranışları, yüzyıllar sonrasına bile ışık tutabilmektir. Lider öncüdür, çok çalışır, çok düşünür, iletişim ve ikna kabiliyeti gelişmiştir. İnsanları ve canlıları hatta cansızları da çok sever. Geleceği tahmin yeteneği gelişmiştir. Karizma olarak tarif edebileceğimiz, insanları etkileme gücüne sahiptir. Belki de liderin sahip olması gereken en önemli özellik bir insan olarak kendinin farkında olmasıdır. 

 

Sayılan özellikler dünya tarihinde isim yapmış birçok liderde az veya çok vardır. Ancak bu özelliklerin içinde bir tanesi vardır ki sunduğumuz hikâyede somut bir davranışa dönüşen insan ilişkilerindeki duyarlılıktır. İşte bu duyarlılık lideri, insanın anlamıyla buluşturur. Evet, lider çevresindeki insanlara duyarlıdır. 

 

Lider, rahmet yüklü bulutlar gibi her an yağmaya, her an yeşertmeye, her an yeni hayatların filizlenip gelişmesine zemin hazırlar. 

 

Herkesin tükendiği, çarelerin yetersiz kaldığı, neden ve niçinlerin anlamsız olduğu noktada bile, üretmeye, çıkış yolu aramaya devam eder. Çünkü onlar, normal insanın ötesinde donatılmışlardır. Dolayısıyla çoğu zaman normal dediğimiz kalabalıklar tarafından ilk etapta anlaşılmayabilir hatta hor görülebilirler. Zira normal insanların hayatı sadece yaşama gayretlerine karşılık iken liderin, hayatı hakkıyla yaşama ve bir anlamda hayatın hakkını verme çabası içinde olması söz konusudur. Çünkü onlar bugün kadar yarını ve ötesini de düşünür, hisseder, hazırlıklı olmaya çalışırlar.

 

ÇEVRESİNE KULAK VERİR

 

Liderin insan ilişkilerine duyarlı oluşunun özünde; kim olursa olsun çevresindekilere kulak verebilmesi, onların benliklerini, kişiliklerini kendi benliği ve kişiliği altında ezdirmemesi yer alır. 

 

Liderlik sadece belirli bir yönetim kademesindeki insanlar için değil, sıradan insanlar, meslek sahipleri için de söz konusudur. Uygun kişilik özelliklerine sahip, işinin ustası bir marangoz, bir inşaat ustası, bir saat tamircisi de işinin lideri olabilir, olabilmelidir.

05 Ağustos 2024 Pazartesi