keremalkin@superonline.com
Uluslararası kurumlarca yapılan analiz ve projeksiyonlarda, küresel inşaat pazarındaki üretim hacminin ortalama senaryoya göre, 2030 yılına kadar yüzde 85 artışla 15.5 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Farklı uluslararası araştırma kuruluşları tarafından gerçekleştirilen çalışmalar, küresel iklim değişikliği başta olmak üzere, önde gelen 40 ekonominin altyapı ve üstyapı ihtiyaçlarında ortaya çıkacak yoğun gelişmelere bağlı olarak, bu rakamın 2032 yılına kadar 20 ile 22 trilyon dolar arasında bir hacme ulaşabileceğine de işaret ediyor.
2030-2032 dönemine doğru yapılan projeksiyonlar, küresel GSYH sıralamasında da artık ilk üçe oturmuş olan Çin, ABD ve Hindistan’ın küresel inşaat sektöründeki büyümeye öncülük etmeye devam edeceklerini ve toplam proje üretiminin yüzde 57’sininin bu üç ekonomide yoğunlaşacağını gösteriyor. Eğer, dünya ekonomisi küresel belirsizliklerden sıyrılmayı başarır, jeopolitik tansiyon düşer, küresel talep ve büyüme istikrarlı bir trende kavuşur ise 2030’a kadar küresel inşaat pazarı ortalama büyümesinin yıllık yüzde 3.9 gibi bir performans yakalaması öngörülüyor.
AVRUPA’DAKİ POTANSİYEL
Küresel inşaat pazarının ilk üç ülkesi olan Çin, Hindistan ve ABD arasında ilginç bir ilişki gözlemlense de Brezilya ve Rusya gibi iki önemli ülke pazarında ciddi bir zayıflama; buna karşılık Endonezya pazarında ise olağanüstü bir büyüme öngörüldüğünü hatırlatmamız gerekiyor. Uluslararası kurumların analizleri, Latin Amerika’da Meksika’nın Brezilya’yı, Asya-Pasifik’te ise Endonezya’nın Japonya’yı 2030’a kadar geçmesinin beklendiğini gösteriyor.
Küresel inşaat pazarının en kritik önemdeki kıtası konumunda olan Avrupa’da, 2025 yılına kadar ‘iki siyah kuğu’nun sebep olduğu kayıpları telafi edecek şekilde 2020 öncesi seviyelere ulaşılması kolay gözükmese de Birleşik Krallık’ın Almanya’yı geride bırakarak 2030 yılına kadar Avrupa’nın en büyük ve dünyanın altıncı en büyük inşaat pazarı haline gelmesi öngörülüyor.
AFRİKA VE LATİN AMERİKA FIRSATI
Küresel Kuzey’in dünya ekonomisi ve siyasetinde ağırlığını kademeli olarak Küresel Güney lehine kaybettiği; küresel ekonomik, ticari, enerji ve lojistik ağırlık merkezinin Atlantik’ten Asya-Pasfik’e kaydığı bir süreçte, yükselen gelişmekte olan ülkelerin küresel ve bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik gerginliklere rağmen kalkınmalarını sürdürme konusundaki kararlı tutumları, küresel inşaat pazarının önümüzdeki 15 yılda en dinamik sektörlerinden biri olmayı sürdürmesine destek olacak.
Genç nüfusunu artırmayı başaran kıta ve coğrafyaların alt ve üstyapı yatırımları ile daha gelişmiş toplumlara dönüşme çabaları, küresel inşaat pazarının dinamikleri açısından son derece hayati bir önem arz edecek. Bu nedenle, Türkiye’nin bilhassa Afrika ve Latin Amerika pazarındaki proje fırsatlarını takip etmesi, uluslararası müteahhitlik hizmetleri alanındaki iddiamızı sürdürülebilir kılmamız, Türkiye’nin 15 ile 20 trilyon dolara doğru genişlemesi beklenen küresel inşaat pazarından müteahhitlik, müşavirlik ve inşaat malzemeleri ihracatı performansı adına önemli kazançlar elde etmesi anlamına gelecek.
02 Eylül 2024 Pazartesi