Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın açıkladığı 3+1 fazdan oluşan ‘yeni ekonomik yaklaşım’ın ilk fazını ‘dengeleme’ süreci oluşturuyor. ‘Dengeleme’ döneminde odaklanılan dört temel başlığın ilkini, ‘Türk Lirası’nın Değerinde Dengeleme’; ikinci başlığı ‘Fiyatlar Genel Seviyesinde Dengeleme’; üçüncü başlığı ‘Cari İşlemlerde Dengeleme’, yani döviz gelirleri ile harcamaları arasında dengeleme; dördüncü ve son başlığı ise ‘Kamu Maliyesinde Dengeleme’, yani kamu gelirleri ile harcamaları arasında dengeleme oluşturuyor. Söz konusu ‘dengeleme’ fazına yönelik bu dört temel başlığa yönelik tedbirler hızla hayata geçiriliyor.
TL mevduatın vergi stopajını azaltan, döviz mevduatının vergi stopajını artıran adım, ‘TL’nin Değerinde Dengeleme’ adına, döviz kurlarıyla hiç ilgisi olmayan mal ve hizmetlerde fahiş fiyat artışlarının ‘ticari aldatmaca’ kapsamına alınması ‘Fiyatlar Genel Seviyesinde Dengeleme’ye yönelik birer örnek adım olarak ifade edilebilir.
Keza, Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu’yla alakalı 32 sayılı kararda yapılan değişiklikle, Türk ihracatçısının bir anlamda yerli hammadde kullanarak üretim yapmaya özendirilmesini de gözetmeyi hedefleyen düzenleme de ‘Cari İşlemlerde Dengeleme’, kamudaki tüm makam araçları ve tüm taşıt araçlarının envanterinin çıkarılması, lüks araçların elden çıkarılması ve kamudaki araç parkının Türkiye’de üretilen modellerle donatılması da ‘Kamu Maliyesinde Dengeleme’ adına atılan adımlara örnek olarak gösterilebilir.
‘YUMUŞAK İNİŞ’ PARAMETRELERİ
Bu durumda, TCMB’nin 13 Eylül’deki toplantısından çıkacak para politikasının sıkılaştırılmasına yönelik yeni adımlar gibi söz konusu dört temel başlıkta dengelemeyi sağlayacak adımlar, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın orkestrasyonunda atılmaya devam edilecek. 2019 yılı sonuna kadar devam edecek ‘dengeleme’ adımlarına yönelik süreçte, önemli başlıklardan birini de, ‘dengeleme’ için önemli bir gereklilik olan ‘yumuşak iniş’in parametreleri oluşturulacak. Türkiye, ‘dengeleme’ dönemini ne düzeyde bir büyüme hedefiyle, kamu gelirleri ve kamu harcamalarına yönelik ne düzeyde büyüklüklerle, ne düzeyde bir istihdam hedefiyle yürütecek; kısa zamanda öğreneceğiz.
ZİHİNSEL ÜRETİMİMİZİ HIZLANDIRALIM
Dört dengeleme alanında atılacak adımlara bağlı olarak enflasyon, cari açık ve bütçe açığının hangi düzeyleri indirilmesi öngörülüyor; kısa süre içerisinde ana detayları paylaşılacak 2019 bütçe hedefleri ve yeniden isimlendirilmiş, içeriği ve kapsamı yeniden formatlanmış olan Orta Vadeli Program’ın detaylarıyla tüm bu veri setine ulaşmış olacağız. Bu noktada, Bakan Albayrak’ın liderliğinde ekonomi yönetiminin ‘dengeleme’ fazını yürütürken atacağı adıma katkıda bulunmak adına, Türk iş dünyasının sivil toplum kuruluşlarına da önemli görevler düşüyor. Zihinsel üretimimizi ve önerilerimizi hızlandıralım.
‘MALİYET ENFLASYONU’NA PROAKTİF ÇÖZÜMLER
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) verileri, döviz kurlarındaki oynaklık ve TL’deki değer kaybı nedeniyle hammadde, ara mamul, nihai mamul ve enerji ithalatından kaynaklanan maliyet artışının maliyet enflasyonunu talep enflasyonunun 14 puan üzerine çıkardığını gösterdi. 2001 krizinden bu yana ilk kez Türkiye’de maliyet enflasyonu yüzde 30’ların üzerini gördü. Maliyet enflasyonuyla mücadelenin özünü, Türkiye ekonomisinde mal ve hizmet üretim maliyetlerini azaltacak tedbirler oluşturuyor.
Buna göre hammadde, işgücü, enerji, finansman ve Ar-Ge maliyetlerini azaltacak geniş kapsamlı bir tedbirler paketinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bir tarafta verimliliği özendirecek birçok teşvik, düzenleme ve uygulama hayata geçirilmeli; bir tarafta kamu tarafından yönetilen ve yönlendirilen fiyatlara istikrar kazandıracak tedbirler alınmalı. Bu süreçte, maliyet enflasyonunu önce sabit kılıp, ardından gerilemesine imkan sağlayacak kısa ve orta vade tedbir ise döviz kaurlarına istikrar kazandırılmasından geçiyor. Kamu harcamalarındaki radikal adımların kamu tasarruflarında sağlayacağı ciddi artışın reel sektöre verimlilik kazandıracak proje ve süreçlere yönlendirilmesi hayati önem arz ediyor.
Orta ve uzun vadede emek piyasasını esnek kılacak düzenlemelerin hızlandırılması; reel sektörün finansmana ulaşımında daha uzun vadeli ve ucuz finansman kaynaklarının oluşmasının sağlanması; yerli hammadde, ara mamul üretimini özendirici tedbirle imalat sanayinin ithalata bağımlılığının azaltılması; tedarik zincirindeki katmanların etkinleştirilmesi ve azaltılması; sektörlerdeki monopol ve oligopol yapıların, eksik piyasa koşullarına sebep olan oluşumların önlenmesi ve stokçuluğun engellenmesi bir çırpıda sayılabilecek tedbirler.
Bu nedenle, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın orkestrasyonunda, Ticaret, Enerji ve Tarım Bakanlığı’nın proaktif katkılarıyla, saha denetimini de etkin kılacak bir sinerji oluşturulması, maliyet enflasyonunda kalıcı çözümleri de beraberinde getirecektir.
10 Eylül 2018 Pazartesi