İş sözleşmeleri, belirli veya belirsiz süreli yapılır. Bir süreye bağlı olarak yapılmadıysa belirsiz süreli sözleşme sayılır. Belirli süreli işlerde ya da belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi ise belirli süreli iş sözleşmesidir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesiyle belirli süreli iş sözleşmesi yapma serbestisi sınırlandırılmış ve bu tür sözleşmelerin kurulabilmesi objektif koşullara bağlanmıştır. Bu objektif koşullar, işin niteliği gereği belirli süreli veya belli bir işin tamamlanmasına yönelik olması ya da belirli bir olgunun ortaya çıkmasıdır. Belirli süreli iş sözleşmelerinin yapılabilmesine ilişkin şartlar kanunda sınırlı olarak sayılmadığı için her somut olaya göre ayrı olarak belirli süreli iş sözleşmesinin yapılıp yapılamayacağının değerlendirilmesi gerekiyor.
YARGITAY İÇTİHATLARI
Yargıtay içtihatları doğrultusunda hukukumuzda objektif koşul olarak kabul edilebilecek emsal durumlara örnek verecek olursak;
Yargıtay 9. H.D, 24 Mayıs 2016 tarihli 2014/36285E. 2016/12369 K. sayılı ilamında; “Somut uyuşmazlıkta davacı 15.1.1992 tarihinden itibaren davalı işveren nezdinde çalışmakta olup, 12.12.2007 tarihli 3 yıllık iş sözleşmesi ile geçici olarak ...’da görevlendirilmiştir. Davacının, davalıya ait ...’daki banka şubesinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Çalışılan işyerinin banka şubesi olduğu ve belli bir süreye bağlı olmaksızın sürekli olarak faaliyet gösterdiği ve bu bağlamda davaya konu somut olayda İş Kanunu’nun 11.maddesi anlamında belirli süreli sözleşme yapılabilmesi için gerekli olan objektif bir nedenin bulunmadığı ortadadır.” diyerek, işçinin çalışmış olduğu banka şubesinin belirli süreye bağlı olmaksızın sürekli olarak faaliyet gösterdiğini ve belirli süreli iş sözleşmesi yapmak için objektif nedenin olmadığını belirterek, işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü gerektiğini içtihadına konu etmiştir.
YAZILI OLMA ŞARTI
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fıkra hükmü uyarınca belirli süreli iş sözleşmesinin yazılı yapılması gerekiyor. Belirsiz süreli iş sözleşmelerinde şekil serbestisi var iken, belirli süreli iş sözleşmelerinin yazılı yapılması zorunludur. İş sözleşmesinde belirlenen süre tartışmaya mahal vermeyecek açıklıkta olmalı.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinin 2. fıkra hükmüne göre belirli süreli iş sözleşmesi esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamıyor, aksi takdirde iş sözleşmesi baştan itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi olarak kabul ediliyor.
İş sözleşmelerinin belirsiz süreli iş sözleşmesi olması asıl, belirli süreli iş sözleşmesi olması ise istisnadır. Sebebi, sözleşmelerin feshine bağlanan hukuki sonuçlar ve iş güvencesine ilişkin hükümlerden yararlanabilmeye olanak tanımaları nedeniyle işçinin daha lehine sözleşme olmalarından kaynaklanıyor.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. İlgili madde hükmü uyarınca işveren; ücret, ara dinlenme, yıllık izin gibi işyerinde çalışan herkes için geçerli olan çalışma koşulları ve işyerinin düzenine ilişkin hususlarda sözleşme türüne bağlı olarak işçiler arasında farklı işlem uygulayamayacak.
16 Ekim 2023 Pazartesi