keremalkin@superonline.com
İki ‘siyah kuğu’, küresel pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı küresel ekonomi-politik sistemi derinden sarsmış olsa da Atlantik ile Asya-Pasifik arasındaki rekabeti şekillendiren 5 temel ‘mega trend’ gündemdeki yerini zayıflamadan koruyor. İlki ‘hipersonik dijitalleşme’. Yapay zekadan kauntum bilgisayarlara, akıllı cihazlardan sensörlere, kripto paralardan blokzincire, hayatımızı kolaylaştıran uygulamalardan giyilebilir teknolojilere, ‘her şeyin interneti’ne dayalı bir yazılım ve donanım devriminden söz ediyoruz.
İkincisi, ‘sürdürülebilir kalkınma ve yeni yükselen orta sınıf’. Bilhassa, Asya ve Afrika’da yükselen yeni orta sınıfın, daha iyi yaşam şartları adına ‘sürdürülebilir kalkınma’ya dayalı beklentileri artıyor.
17 ‘sürdürülebilir kalkınma’ başlığı, tüm dünyanın sorumluluğunda.
YEŞİL VE AKILLI DÖNÜŞÜM
‘Sürdürülebilir kalkınma’ yaklaşımının güçlü bir ‘mega trend’ olduğunu, onunla bağlantılı üçüncü ‘mega trend’i unutmamak gerekiyor; ‘yeşil ve akıllı dönüşüm’. Sınırsız ihtiyaçlarımızı karşılamak adına gerekli olan mal ve hizmetleri üretmek için vazgeçilmez olan yer üstü ve yer altı kaynakları, 8 milyarı geçen dünya nüfusu için daha da yetersiz kalıyor. Bu nedenle, ‘yeşil enerji’ye, ‘sıfır atık’ temeline, , ‘net-sıfır karbon’ temeline, günlük yaşamın, mal ve hizmet üretiminin her aşamasının, her anının ‘akıllı yönetim’e dayalı olarak yürütüleceği bir sürece odaklanmamız gerekiyor. Çünkü, ya ‘yeşil ve akıllı dönüşüm’ü bir ‘mega trend’ sahipleneceğiz ya da yeryüzü sıcaklığının 1.5 dereceyi aşarak telafisi imkansız bir felakete sürüklemesini engelleyemeyeceğiz.
Eğer engelleyemezsek de bu durumda uygarlığın muhatap olduğu ‘mega trend’ ‘yeşil ve akıllı dönüşüm’ değil, kuraklıktan dev fırtınalara, yeryüzünün her noktasına büyük zararlar veren ve verecek olan ‘iklim değişikliği’ olacak. Bu da bizleri dördüncü ‘mega trend’e taşıyor; ‘mobilite ve devrimci yeni nesil’. İki dünya savaşı kuşağı ve soğuk savaş kuşağı, ki X kuşağı diyoruz, hareketliliği sınırlı, önemli bir yüzdesi tüm yaşamını ülkesinden bir başka ülkeye dahi seyahat etmeden, hatta anlamlı bir bölümü bulunduğu yerleşim bölgesinden bile hareket etmeden tamamlamış, tamamlamakta olan bir nesil olarak uygarlık tarihine geçecek. Oysa, Y ve Z kuşağı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Başta, daha iyi bir eğitim alma gayesi olmak üzere, daha iyi iş fırsatları ve daha iyi bir yaşam tarzı için kentlere ve diğer ülkelere göç eden, ‘mobilize’ yeni nesillerle karşı karşıyayız.
YEREL KALKINMA HAREKETİ
Üstelik, Y ve Z kuşağı daha iyi yaşam kalitesi için ülkesinin sosyal ve iş yaşamında ‘devrimsel değişimler’ talep eden, uzaktan çalışmak isteyen, ofislere tıkılmak istemeyen, yaşadığı kentlerde daha zengin bir kültürel yaşam talep eden, ‘mobilite’den korkmayan; bu nedenle, önceki nesillere göre ev ve araba sahibi olma iştahı hayli zayıf olan bir nesil. Şehir içinde bisiklet ve scooter kullanmak isteyen bir nesilden söz ediyoruz. Bu da bizi, Asya ve Afrika ağırlıklı olarak, dünya nüfusunun gelecekte yüzde 83’ünün yaşayacağı iki kıtada hakim olacak yeni bir küresel ‘mega trend’e taşıyor. Beşinci ‘mega trend’, önde gelen gelişmekte olan ekonomilerde ‘akıllı kentleşmeye dayalı yerel kalkınma’ hareketi. Kentleşme deyince, sadece aklınıza şehirler gelmesin. Yeni nesil, yaşadığı kasaba ve köyde de ‘akıllı çözümler’e dayalı bir yerel kalkınma yaklaşımı görmek istiyor. Köy ve kasabadan şehirlere göç istemiyor.
Kabul edilebilir yaşam standardının ayağına gelmesini istiyor.
Akıllı kentleşmeye dayalı yerel kalkınma hareketi, 4 temel başlığın üzerine inşa ediliyor. İlki, kentin yaşam kalitesi. Belki de, yeni neslin üzerinde en hassasiyet ile durdukları başlık. Güçlü ve sürdürülebilir bir eğitim ve sağlık altyapısı oluşturmayı bu kadar önceliklendirmiş olmaları boşuna değil. ‘Akıllı konutlar’ inşa edilmesi bir o kadar önemli. Kentin toplumsal güvenliği, bir diğer önemli alt başlık. İkinci başlık, kentin ekonomi ve ticaret becerisi, tasarımcı ve marka odaklı bir kent olma becerisi. Üçüncü başlık, sıfır atık, sıfır net karbon odaklı, çevreci bir ‘sürdürülebilirlik becerisi’. Dördüncü başlık ise ‘kente erişebilirlik ve kentin mobilitesi’. Hiç şüphesiz ki, dünyanın önde gelen kentleri arasında, ‘akıllı sistemler ve akıllı teknolojiler’e dayalı küresel rekabet bu başlıklardan yürüyecek.
23 Ocak 2023 Pazartesi