Prof. Dr. Kerem Alkin
Uluslararası kuruluşların 2020 yılına yönelik beklenti raporları ardı ardına yayınlanırken, satır aralarında öne çıkan en önemli gündem başlıklarından birini, ‘küresel adaletsizlik’ konusu oluşturuyor. Küresel ölçekte servet, beslenme imkanları, suyun dağılımı ve kullanımı,doğal kaynaklaraeşit ölçüde ulaşma noktasında artan bir ‘dengesizlik’ ve ‘adaletsizlik’ öne çıkıyor. Sözkonusu ‘eşitsizlik’ ve ‘adaletsizliğe’sağlık hizmetlerini, iklim değişikliği sorununun dünyanın ekolojik dengesine olumsuz etkilerine duyarsızlığı da ekleyebiliriz.
EN HASSAS MÜCADELEYİ VERİYORUZ
Tüm bu tablo, bir günde 11 milyon fidan dikerek, yeni bir rekora imza atan, bölgesindeki ülkeleri, Irak ve Suriye’yiüniterbir devlet olarak tutmak adına bölgemizdeki mezalim ve insanlık dışı operasyonlardan kaçanlara kucak açan, sağlık hizmetlerinin kalitesiyle dünyanın her yerinden sağlık arayışındaki insanlara hizmet sunan, dünyanın en önde gelendonörülkelerinden biri olarak öne çıkan Türkiye’nin, ‘küreseladaletsizliğe’karşı en hassas mücadeleyi veren ülke olduğu gerçeğini doğal olarak öne çıkarıyor. Üstelik, tüm bu beceriyi Avrasya’da ve küresel ölçekte pek çok gelişmekte olan ülkeye ilham vermemizden hiç memnun olmayan küresel yapıların ve onların kontrolündeki kimi başkentlerin sistematik saldırılarını da bertaraf ederek ortaya koyuyoruz.
DEĞİŞİM SÜRECİNE DEVAM
2020, tüm bu ‘adaletsizlik’ ve ‘eşitsizlik’lerinortasında, dünya ekonomisinde ticaret savaşlarını, kur savaşlarını, kartelleşmeleri, dev şirketlerin küçükleri yutmaya çalıştığıtröstleşmeleri,Brexit’ive Avrupa Birliği’nin geleceğini, NATO’nun geleceğini, dünya çapında siber güvenlik saldırılarını, küresel ölçekte tüketicilerin keyifsizliğini,
reel sektördeki kârlılık sorununu ve dünya genelinde bankacılık sisteminin bitmek tükenmek bilmeyen hırsını konuşmayı sürdüreceğimiz bir yıl olacak. Türkiye olarak,bu küresel gündemin içerisinde, pozitif büyüme ile birlikte fiyat ve finansal istikrara yönelik‘değişim’ sürecimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
ŞİMDİ, TOP ABD’NİN SAHASINDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump’ınBeyaz Saray’da gerçekleş-tirdikleri ziyaret, Trump’ın davetiyle Erdoğan’la bir araya gelen senatörlerin doğrudan Türkiye’nin tespitlerini, Suriye ile ilgili temel gerçekleri, ABD’nin ‘yanlış’ arayışlar içerisinde olduğunu ve Türkiye’nin tüm terör örgütleriyle ödünsüz mücadele eden yegane ülke olduğunu dinlemeleri açısından, iki ülke arasındaki diplomasi tarihi açısından istisnai bir zirve olarak yerini aldı.
Erdoğan’ın Washington ziyareti, Putin’le gerçekleştireceği görüşme ve aralık ayında Londra’da NATO zirvesinde Merkel,Macron ve Johnson ile gerçekleştireceği toplantının içeriğini ve önemini bir kat daha anlamlı kılmış durumda.
Cumhurbaşkanımız müthiş bir driplingle küresel ve bölgesel meseleleri orta sahaya getirdi. Artık top ABD’nin sahasında. Ya Türkiye ile ilişkilerde sebep oldukları kırılganlıkları, çatlakları tamir edecekler ya da ileride çok pişman olacaklar. Bu nedenle, 100 milyar dolarlık ticaret hacmi görüşmelerinin hızlanması anlamlı olacaktır.
15 Kasım 2019 Cuma