Prof. Dr. Kerem Alkin
Türkiye ekonomisinin 2019’un son çeyreğini nasıl bir performansla kapatmış olabileceğine dair analizlerimize katkı sağlayacak veriler, sanayi üretimi ve sektörlerin güven endeksi verileri, 2019’da Türkiye’nin GSYH büyüme performansının yüzde 0.5’lik bir artış dahi yakalamış olabileceğine işaret ediyor. Şubat ayı başında netlik kazanacak olan 2019 sanayi üretim performansına yönelik olarak, son açıklanan kasım ayı verisi, aralık ayını da rekor bir ihracat rakamıyla kapattığımız dikkate alındığında, geçen yılın son çeyreğinde sanayi üretiminin 2018’in son çeyreğine göre yüzde 5 ve üzerinde bir artış yakalamış olabileceğini teyit ediyor.
Bu durum, 2019’un son çeyreğinde, yüzde 5, hatta üstünü bile zorlayabilecek bir çeyrek dönemlik sanayi üretim artışıyla, GSYH büyüme hızının yüzde 3.5 ile 4.5 aralığında çıkabileceğine dair olasılığı güçlendiriyor.
Bu durumda, son çeyrekte büyüme hızının bu düzeyi yakalaması halinde, tüm 2019 için GSYH büyüme hızı rahatlıkla 0.35 ile 0.5 arası bir çıtada yılı tamamlayabilir. Aralık ayı verisi, söz konusu tahmin aralığının uç noktası olan yüzde 0.5 büyüme hızı yakalama olasılığını teyit edebilir. Nitekim, TCMB’nin aylık beklenti anketine katılan 100’e yakın ekonomistin, ekim ayı beklenti anketinde tüm 2019 için büyüme tahminleri ortalaması yüzde 0.1 iken, aralık anketinde tahminlerinin ortalaması yüzde 0.4’e kadar yükselmişti ve tahminlerin çoğu yüzde 0.5’e işaret ediyordu.
Sonbahardan bu yana, illerin üretim, istihdam ve yatırım performanslarını ve il ekonomisinin nabzını tutmak üzere iş dünyasıyla sahada buluşmalar gerçekleştiren Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, şehir şehir sanayicileri dinleyerek, illerin sorunlarını çözerek, sahada katma değerli, istihdam ve ihracata dayalı üretimin önünü açacak adımlar attıklarını ve bu adımlarla birlikte, son açıklanan kasım ayı sanayi üretim verilerinin de sanayi üretiminde arzu edilen ivmelenmeye adım adım ilerlediklerine işaret ettiğini hatırlatıyor. Bakan Albayrak, 2020’de üretim ve büyüme rakamlarını çok daha ileri taşıyacaklarını da vurguluyor.
Bakan Albayrak’ın işaret ettiği bir diğer önemli nokta, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda tahvil risk primi oranı olan CDS’lerin mayıs 2018’den bu yana, 2 yıllık tahvil faiz oranının da ocak 2017’den bu yana en iyi değerlerine gelmiş olması. ‘Dengeleme-Disiplin-Değişim’ dönemi 1.5 yıldan daha kısa bir dönem içerisinde, CDS’lerde 320 puan, tahvil faizlerinde ise 1755 baz puanlık iyileşme başarısı yakaladı. Ağustos ve 2018 eylülde, bu başarının yakalanacağı Bakan Albayrak tarafından güçlü bir şekilde vurgulanırken, ‘felaket tellallığı’ yarışına girmiş ekonomistler, bugün ya ‘sus pus’ durumundalar; ya da ‘marjinalleşmiş muhalefet’le itibar kayıplarını sürdürüyorlar. 2020’de reel sektörün finansman yapısını yeniden yapılandırmayı da tamamlarsak, 2023’e kadar etkili bir ‘sürdürülebilir büyüme’ trendi yakalamış olacağız.
TCMB ‘ÖLÇÜLÜ İNDİRİM’İ TERCİH ETTİ
TCMB’nin aralık ayında açıklanan beklenti anketinde, ocak ayı için 100’e yakın ekonomistin aylık TÜFE artış oranı, yani tüketici enflasyonu beklentisi yüzde 0.82 ile 1.16 arasındaydı. Tahminler yüzde 1 ile 1.13 aralığına yoğunlaşmış gözüküyordu. Geçen hafta açıklanan ocak ayı beklenti anketinde ise aynı tahmin aralığının yüzde 1 ile 1.1’e yoğunlaştığını gözlemliyoruz. Ekonomistlerin şubat ayı enflasyon tahminleri ise yüzde 0.40 ile 0.65 aralığında şekillenmiş. Ekonomistlerin aralık ayı beklenti anketinde, bu yılın şubat ayı enflasyonu için tahminleri yüzde 0.70 ile 1 arasındaymış. Yani, yeni ankette ekonomistler ocak ayı için daha sınırlı, şubat ayı için ise daha hissedilir bir tahmin iyileştirmesi yapmışlar.
2019 ocak ayı enflasyonu yüzde 1.06 olarak açıklandı. Bu nedenle, ekonomistlerin 2020 ocak ayı enflasyon oranları için yüzde 1 ile 1.1 aralığındaki tahminleri, son 2 yıldaki ocak ayı enflasyon oranının tekrarlanacağı beklentisine işaret ediyor. Bu durumda, 3 Şubat Pazartesi günü açıklanacak olan ocak ayı enflasyonu yüzde 1’in altında kalırsa, yüzde 11.84 olan yıllıklandırılmış manşet enflasyon 2020’ye gerileyerek başlamış olacak. Bu noktada, 2020’in ilk çeyreğinde, enflasyonun seyri kritik önemde olacak ve TCMB üst yönetimi de enflasyonun seyrini yakından gözlemleyerek ve analiz ederek adımlarını sürdürecektir.
TCMB Para Politikası Kurulu, enflasyon beklentilerindeki iyileşmeyi de dikkate alarak, 2019’da gerçekleştirdiği ‘önden yüklemeli’ faiz indirimleriyle kendisine bir hareket alanı açtığını da gözlemleyerek, 2020’ye 0.75 puanlık ‘ölçülü’ bir faiz indirimiyle başlamayı tercih etti. Finans sektörü profesyonellerinin ve ekonomistlerin önemli bir kısmı faiz indirimi beklentisini 1 puan civarında telaffuz etmelerine rağmen, TCMB ‘temkinli’ ve ‘dezenflasyon süreci’ne kararlı bir şekilde devam ettiğini teyit eden bir adım attı. Enflasyonda aşağı trendin kalıcı hale gelmesine kadar TCMB temkinli duruşunu aynen sürdürmekte kararlı.
TCMB’nin ‘dezenflasyon süreci’ndeki kararlı duruşunu; fiyat ve finansal istikrara yönelik çalışmalarını aynı kararlılıkla sürdüreceğini teyit eden 0.75 puanlık ‘ölçülü’ indirim kararı, piyasalarca da olumlu karşılandı ve döviz kurları üzerinde de ‘istikrar’ı devam ettirici bir pozitif etkide bulunduğu da gözlendi. Aynı şekilde, Borsa İstanbul’un yıla rekorlarla başlaması noktasında, hisse senedi piyasasındaki performansı da olumlu yönde etkiledi.
ABD-İran gerginliği ilk andaki temposunu kaybederken, Hafter’in ‘ateşkes’e hazır olduğu mesajı da teyit edilir ise küresel petrol fiyatlarındaki sakinleşme, TCMB’nin enflasyonla mücadelesini olumlu yönde etkileyecektir. Bu nedenle, ilk çeyreği ‘temkinli’, ‘ölçülü’ geçirecek TCMB PPK, yaz aylarında adımlarını hızlandıracak.
24 Ocak 2020 Cuma