PROF. DR. KEREM ALKİN
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 12 Ağustos Perşembe günü açıkladığı haziran ayı sanayi üretim verisi sonrasında hesapladığımız 2. çeyrek GSYH büyüme oranı tahminimiz, yüzde 70 olasılıkla, yüzde 29.905 olarak şekillendi. Bu tahminde en kötü senaryoya göre yüzde 24.40; en olumlu senaryoya göre ise yüzde 33.41-35.41 olarak hesap yaptık. Bu nedenle, küçümsenmeyecek bir olasılıkla, 2. çeyrek büyüme oranı yüzde 30 ve üzerinde çıkabilir. Bu oran, Cumhuriyet tarihinin en yüksek çeyrek dönem yıllıklandırılmış büyüme oranlarından birisine işaret edecek.
5 YILLIK BÜYÜME ORANLARI
Küresel rekabetin en iddialı seviyeye ulaştığı, Çin, Hindistan gibi önde gelen gelişmekte olan ülkelerin büyümede hayli iddialı olduğu bir dönemde, Türkiye’nin 2000’li yıllardaki 5 yıllık büyüme oranının 97 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk 25’de yer alması not alınması gereken bir performans. Bu noktada, tüm uluslararası ekonomik sistemin, dünyanın önde gelen ekonomilerinin ‘Kovid-19’ küresel virüs salgınına karşı ayakta kalma mücadelesi verdikleri, dünya ekonomi tarihinin en ağır bedel ödenen dönemlerinden birisinde, Türkiye’nin tüm 2020’yi dünya ekonomisinde pozitif büyüme ile tamamlamayı başarmış 5 ülke arasında ipi 4. sırada göğüslemiş olması ve kuvvetle muhtemel 2021’in büyüme oranları açısından da, yine ilk 5 arasında yer almayı şimdiden garantilemiş iken, bu yüksek büyüme gerçekleştirecek 5 ülke arasında ilk 3 içerisinde yer alma olasılığının da hayli güçlü olması not alınmalı.
TAHMİN YÜZDE 30
1 Eylül Çarşamba günü açıklanacak olan 2. çeyrek büyüme oranına yönelik yüzde 30’a dayanan tahminimiz, yüzde 30 olasılıkla yüzde 30’u geçeceğini öngördüğümüz performans, bu yönüyle bakıldığında, 1998’i baz alarak, 1999 ile 2021 arası dikkate aldığımız yıllıklandırılmış çeyrek dönem büyüme oranları arasında, son 22 yılın rekor büyüme oranı olacak. 1923’den bu yana dikkate aldığımız büyüme oranları açısından ise, yıllıklandırılmış çeyrek dönem büyüme oranları arasında ilk 5’e girer.
Tüm yıllık büyüme oranlarını birlikte dikkate aldığımızda ise, Cumhuriyet tarihinin en yüksek büyüme oranı olarak ekonomi tarihine geçme olasılığının hayli yüksek olduğunu şimdiden rahatlıkla söyleyebiliriz.
30 Temmuz’daki yazımızda, o ana kadar açıklanan veriler ışığında, 2. çeyrek büyümenin yüzde 28-32 arasında gelme olasılığının hayli yüksek olduğunu ve bu nedenle uluslararası ekonomik kuruluşlar, rating kuruluşları ve uluslararası finans kurumlarının Türkiye’nin 2021 büyüme oranı tahminlerini yukarı doğru revize edeceklerini ifade etmiştim. Nitekim, ilk revize Fitch’den yüzde 6,3’den yüzde 7,9’a şeklinde geldi. 1 Eylül sonrası, yeni revizeleri de gözlemleyeceğiz.
***
Uluslararası ekonomi kurumları, bir dönemin neo-liberal ekonomiyi en şiddetli savunan IMF’si dahi, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) dahi, küresel pandeminin yaralarının sarılmasına yönelik genişletici para ve maliye politikası tedbirlerini sonlandırmada aceleci davranılmaması gerektiğini ısrarla vurguluyorlar.
ÖNCELİKLİ POLİTİKALAR
Üretim, istihdam ve ihracat için yatırımların devamlılığı ve reel sektörün ayakta kalması elzem ise, enflasyon ve fiyat istikrarı ile faiz politikası arasında, üretimi, istihdamı ve ihracatı önceliklendirecek patikayı iyi rotalamak gerekiyor. Bu anlamda, hazır Türk reel sektörü ‘yüksek katma değere’ dayalı, ‘kaliteli’ ve ‘sürdürülebilir’ büyüme patikası’nı yakalamış iken, uluslararası kurumların raporlarını da iyi takip ederek, 2021’i üretim, istihdam ve ihracat odaklı patikada sürdürmemizde sonsuz yarar var.
20 Ağustos 2021 Cuma