Yayıncılıkta yapay zeka zirvesi

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı ‘Yapay Zeka Çağında Yayımcılık Zirvesi’nde, yapay zekanın sektöre kazandırdığı imkanlar, etik, fikri mülkiyet ve insan emeğinin korunmasına yönelik riskler tartışıldı. Yayıncılık sektörünün önde gelen temsilcilerini, akademisyenleri ve kamu yöneticilerini bir araya getiren zirvede, ‘teknolojiyi anlamlandıran’ bir yayıncılık kültürünün geleceği şekillendireceği belirtildi.

Giriş: 31.10.2025 - 09:22
Güncelleme: 31.10.2025 - 09:25
Yayıncılıkta yapay zeka zirvesi

İstanbul Ticaret Üniversitesi; İstanbul Ticaret Odası (İTO) Basım-Yayım Meslek Komitesi, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği ve Basın Yayın Birliği Derneği işbirliğiyle ‘Yapay Zeka Çağında Yayımcılık Zirvesi’ düzenledi. Sâdâbâd Kampüsü Sütlüce’de gerçekleştirilen zirve, yayıncılık sektörünün geleceğini insan merkezli bir bakışla tartışmaya açtı. Zirveye; İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, İstanbul Ticaret Üniversitesi Genel Sekreteri Erdal Cesar, Basın Yayım Birliği Derneği Başkanı Mustafa Karagüllüoğlu, MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Basım, Yayın ve Medya Sektör Kurulu Başkanı Sadettin Budak, Anadolu Ajansı Yayınlar Müdürü Oğuz Karakaş, yayınevleri yöneticileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.


İNSAN EMEĞİ VE ETİK ÇERÇEVE

İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, zirvenin açılış konuşmasında, dijitalleşme ve yapay zekanın en çok etkilediği alanlardan birinin yayıncılık olduğunu belirterek, teknolojinin yalnızca bir araç olmadığını, aynı zamanda kendi kültürünü de beraberinde getirdiğini vurguladı. Dr. Kuralay, kağıt kitapların hâlâ güçlü biçimde varlığını sürdürdüğünü, Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki yoğun ilgiden bunun açıkça görüldüğünü ifade etti. Dr. Kuralay, “Ben yazılarımı yazarken yapay zekaya sormuyorum; çünkü o zaman yazı artık bana ait olmaz” diyerek teknolojinin insan emeği ve kültürel değerlerle dengeli biçimde kullanılmasının önemine dikkat çekti.

Yayıncılıkta yapay zeka zirvesi

GÖRMEZDEN GELİNEMEZ

Rektör Prof. Dr. Necip Şimşek de yapay zekanın matematiksel bir zemin üzerinde yükselen ‘düşünmeyi kolaylaştırıcı bir yöntem’ olduğunu belirterek, yayıncılık alanının bu dönüşümü görmezden gelemeyeceğini söyledi.


İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün ise yapay zekanın ‘bilgiyi üretme ve aktarma biçimimizi’ yeniden şekillendirdiğini söyleyerek, verimlilik ve erişim kadar etik ilkeler ile fikri hakların korunmasının da tartışmanın merkezinde kalması gerektiğini kaydetti.


Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı M. Burhan Genç, yapay zekayı, ‘nükleer enerjiye benzer çift yönlü bir güç’ olarak tanımlayarak, etik-hukuki sınırların şirketler eliyle hızla geliştirilen bu teknolojide kamusal dengeyle desteklenmesi gerektiğini belirtti.


İTO Basım-Yayın Meslek Komitesi Başkanı Halil Çelik ise yayıncılığın yalnızca bir üretim hattı değil, ‘kültür aktarımının kalbi’ olduğunun altını çizerek, yapay zekanın sektöre getirdiği hız ve kolaylığın yanında “İnsan eliyle üretilenin değeri nasıl korunacak?” sorusunu gündeme taşıdı.


YAPAY ZEKA ÇAĞINDA İNSAN KALMAK

Zirvesinin açılış oturumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Bilişim Sistemleri (İng.) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Öykü İyigün’ün moderatörlüğünde, bilim insanı Prof. Dr. Sinan Canan’ın konuşmasıyla gerçekleştirildi. Prof. Dr. Sinan Canan, yapay zekanın özünde insanın ürettiği dil, bilgi ve kültürel birikim bulunduğunu vurguladı. “Yapay zeka, insan sözünden türeyen bir teknolojidir; yeni olanı söyleyemez, sadece var olanı yeniden biçimlendirir” diyerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Canan, yaratıcılığın hızla üretmek değil, söylenmemiş olanı kurabilme cesareti olduğunu belirtti. Günümüz dijital dünyasının insan psikolojisinin zaaflarını hedef alarak dikkati bir meta haline getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Canan, “Bu çağda bireyin kendi farkındalığını koruyabilmesi için bilinçli bir duruşa sahip olması gerekir. Teknolojiyi insanı yükselten bir araç olarak kullanmak kültürel bir olgunluk gerektirir” dedi.


Telifli yayınlar kaçınılmaz veri

‘Telif Hakları’ konulu son oturum, İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker moderatörlüğünde gerçekleşti. Konuşmacılar Kültür ve Turizm Bakanlığı Uluslararası İlişkiler ve Belgelendirme Daire Başkanı Dr. Belgin Aslan, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Genel Sekreteri Av. Arb. Melahat Boran ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üyesi Av. Doç. Dr. Cahit Suluk oldu. Dr. Belgin Aslan, küresel düzeyde yapay zeka düzenlemelerinin hızla yayıldığını, özellikle AB Yapay Zeka Tüzüğü’nün yayınevlerine yeni yükümlülükler getirdiğini ifade etti. Bu tüzüğün genel amaçlı yapay zeka sistemlerine veri kaynağı açıklama, telif uyum politikası ve model eğitimi şeffaflığı şartı getirdiğini belirten Dr. Aslan, Türkiye’de yapay zekaya özgü bir yasa bulunmamakla birlikte, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun hâlen geçerli temel dayanak olduğunu söyledi.


Av. Arb. Melahat Boran da yapay zeka sistemlerinin eğitiminde telifli yayınların kaçınılmaz veri kaynağı olduğunu belirterek, çözümün toplu lisanslama ve şeffaflık ilkelerinde yattığını söyledi. Av. Boran, Meta, OpenAI davalarından örneklerle, korsan içerikle model eğitiminin uluslararası yargıda artık ihlâl sayıldığını ifade etti.


Seçici ve rehberlik eden yayıncılık

İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gözde Sunal moderatörlüğünde düzenlenen ‘Eğitim Yayıncılığı ve Pazarlama’ oturumuna, Marka Uzmanı-Yazar Ömer Şengüler, Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Fatih Kaleci, Kastamonu Üniversitesi Yapay Zeka Çalışmaları Koordinatörü Prof. Dr. Selman Tunay Kamer ve UK Danışmanlık Kurucusu Dr. Umut Köksal konuşmacı olarak katıldı. Ömer Şengüler, bilgiye erişimin hızlanmasıyla yayınevlerinin yalnızca basım yapan kurumlardan içerik küratörlüğüne evrileceğini söyledi. Okur tercihlerinde belirleyici unsurun yayıncının marka güveni olacağını vurgulayan Şengüler, kişilerin ve kurumların ‘dijital ikizleri’nin şimdiden üretilebildiğini, bu nedenle seçici ve rehberlik eden yayıncılık yaklaşımının öne çıkacağını belirtti.


Yayınevlerinde yapay zeka operatörleri istihdam edilmeli

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Edisyon ve Çeviri’ oturumuna, Kronik Kitap Proje Editörü M. Murtaza Özeren, İstanbul Ticaret Üniversitesi Yayınları Müdürü Halil İbrahim Binici, Epona Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Dr. Sedat Demir, 29 Mayıs Üniversitesi’nden Mütercim ve Tercümanlık Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Öner katıldı.


M. Murtaza Özeren, çevirmenlerin bireysel olarak kullandığı üçüncü taraf yapay zeka araçlarının sektörü ‘kontrolsüz’ bıraktığını belirterek, yayıncıların kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş çeviri–edisyon motorlarına yatırım yapması çağrısı yaptı. Özeren, “Yapay zeka ‘özne’ değil, bir araç. Bu nedenle yayınevleri bünyesinde yapay zeka operatörleri istihdam edilmeli, editör ve çevirmenlere sistemli eğitim verilmeli. Araç doğru kurgulanır ve denetlenirse mesleği bitirmez, tersine nitelikli editör ve çevirmenin değerini artırır” dedi.


Çocuk yayıncılığı nasıl konumlanacak?

Zirvenin ‘Çocuk Yayıncılığı ve Çizerlik’ başlıklı ilk oturumu, Doç. Dr. İlker Köse moderatörlüğünde yapıldı. Oturumda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nden Dr. Melike Palsü Kurt, İllüstratörler Platformu Kurucu Başkanı Nurgül Şenefe, Zürafa Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Adem Kaya ve Çocuk kitabı yazarı Ahmet Melih Karauğuz, çocuk yayıncılığı ile çizerliğin yapay zeka çağında nasıl konumlanması gerektiğini, fırsatları, riskleri ve etik sınırlarıyla tartıştı. Dr. Melike Palsü Kurt, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ne atıfla ‘yapay zekâ bilincinin’ çocuklukta başlaması gerektiğini vurgulayarak, “Ekran süresi tartışmaları tek başına yeterli değil. Asıl mesele; algoritmik farkındalık, etik ve siber güvenlik” dedi. Kurumun çocuklara yönelik uzay ve yapay zeka temalı projelerinden örnekler paylaşan Kurt, “Kodlamayı tek başına bir hedef değil, analitik düşünme ve problem çözme kültürünün parçası olarak görmek zorundayız” diye konuştu.