Penn State Üniversitesi önderliğindeki uluslararası bir gökbilimci ekibi, galaksimizin en zorlu ortamlarından birinde, yıldızların çevresinde gezegenlerin oluşumuna ışık tutan kritik bulgular elde etti. NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu ve gelişmiş termokimyasal modellerin kullanıldığı araştırma, genç bir yıldızın etrafındaki toz ve gaz diskine odaklandı. Araştırma, yıldız oluşumunun yoğun ultraviyole (UV) radyasyon altında gerçekleştiği nadir bölgelerden biri olan Istakoz Bulutsusu’nda (NGC 6357) yapıldı.
TEMEL YAPI TAŞLARI
Araştırmacılar, Samanyolu’nun en büyük yıldızlarından bazılarının yer aldığı ve aşırı morötesi radyasyonun etkili olduğu bu bulutsuda, XUE 1 adlı genç yıldızın çevresindeki protoplaneter diski detaylı biçimde inceledi. Elde edilen bulgulara göre, bu diskler, en az 10 kayalık gezegen oluşturabilecek kadar katı madde barındırıyor. Ayrıca, su buharı, karbon monoksit, karbondioksit, hidrojen siyanür ve asetilen gibi çok sayıda temel molekülün de disk içinde yer aldığı tespit edildi.
DİRENCİN ARDINDAKİ SIR
Elde edilen veriler, güçlü UV ışınımına rağmen gezegenlerin oluştuğu alanlarda moleküllerin ve tozun korunduğunu ortaya koyuyor. Diskin ana yıldızdan yaklaşık 10 astronomik birim uzaklığa kadar uzandığı ve bu sınırın, dış UV ışınımının etkisiyle şekillendiği anlaşıldı. Bilim insanlarına göre, tespit edilen moleküller, yeni oluşacak gezegenlerin atmosferlerinin temelini oluşturacak.
GEZEGENLERİN YAYGINLIĞINA IŞIK
Araştırma ekibi, bu bulguların, gezegen sistemlerinin neden evrende bu kadar yaygın olduğunu açıklamada önemli bir rol oynadığını vurguluyor. XUE 1’in çevresinde yapılan detaylı analizler, zorlu kozmik ortamlarda bile gezegen oluşumunun temel yapı taşlarının var olabildiğini gösteriyor. Webb teleskobunun sağladığı bu yeni bakış açısı, gelecekte farklı yıldız ortamlarında gezegen oluşumunu anlamak için kritik bir referans noktası olacak.