Üretim ve ihracat ivme kazanacak! İTO Başkanı Şekib Avdagiç'ten açıklama: Dengelenme süreci başlıyor

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altına inerek Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inandıklarını söyledi. Faiz indirim döngüsüne girilmesiyle üretim-istihdam-ihracat sacayağında yeniden ivmelenme olacağına işaret eden Başkan Avdagiç, “Açıkçası, ekonomik aktivitede yeniden olumlu bir sürece girilecek olmasını heyecanla bekliyoruz” diye konuştu.

Giriş: 11.07.2025 - 09:28
Güncelleme: 11.07.2025 - 09:56
Üretim ve ihracat ivme kazanacak! İTO Başkanı Şekib Avdagiç'ten açıklama: Dengelenme süreci başlıyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ediyoruz. Ama teyakkuzda olmayı da ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Aylık enflasyonun alt bileşenlerine baktığımızda, enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altına inerek Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.


Avdagiç, Oda’nın temmuz ayı Meclis Toplantısı’nda iş dünyasının gündemine ilişkin görüşlerini açıkladı.


Avdagiç, enflasyonla mücadele ve finansal istikrarın tesisi amacıyla uygulanan ekonomi politikalarında, 2 yılın geride bırakıldığını hatırlattı. Avdagiç, “Bu 2 yıl, içeride ve dışarıda olağanüstü gelişmeler eşliğinde geçti. Tüm bu küresel ve bölgesel sıkıntılara rağmen enflasyonda belirgin ve hedeflenen bir iyileşme devam ediyor” yorumunu yaptı.


GELİNEN NOKTA MEMNUNİYET VERİCİ

Avdagiç, enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ettiklerini, TÜİK Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) haziranda yüzde 1.37 artarken, yıllık TÜFE’nin yüzde 35.05 ile 3.5 yılın en düşük seviyesine gerilediğini söyledi. Avdagiç, “Ama teyakkuzda olmayı da ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Aylık enflasyonun alt bileşenlerine baktığımızda, enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altına inerek Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz. Piyasa aktörleri ile mal ve hizmet üreticilerinin de fiyatlama davranışlarını ve hesaplamalarını bu seviyeleri dikkate alarak yapmalarında büyük yarar bulunuyor” dedi.


KALICI REFAHIN OLMAZSA OLMAZ KOŞULU

Enflasyonun kalıcı olarak tek haneli rakamlara çekilmesini önemsediklerini vurgulayan Şekib Avdagiç, böylece hem üretici hem tüketici kesiminde büyük bir rahatlama meydana geleceğini ve finansal istikrarın yeniden tesisi yolunda önemli bir sonuç oluşturacağını vurguladı. Avdagiç, fiyat istikrarının, kalıcı refahın olmazsa olmaz koşulu olduğu gerçeğinden hareketle, tüm kesimlerin bu sürece daha güçlü şekilde destek vermesinin önemine dikkati çekti.


HEYECANLA BEKLİYORUZ

İTO Başkanı Avdagiç, temmuz ayı ile birlikte Türkiye ekonomisinde yeniden bir dengelenme sürecine girilmesini öngördüklerini belirtti. Avdagiç, “Açıkçası, ekonomik aktivitede yeniden olumlu bir sürece girilecek olmasını heyecanla bekliyoruz. Faizde indirim döngüsüne girilmesi, reel kesimin ve özellikle KOBİ’lerin 2 yıldan bu yana yaşadığı finansmana erişim sorununun hafifletilmesi ve üretim-istihdam-ihracat sacayağında yeniden ivmelenmenin kapısını da aralayacaktır” değerlendirmesini yaptı.

Üretim ve ihracat ivme kazanacak! İTO Başkanı Şekib Avdagiç'ten açıklama: Dengelenme süreci başlıyor

DOLARIN REZERV PARA TAHTI SORGULANIYOR

Uluslararası piyasalara değinen Avdagiç, doların rezerv para tahtının sorgulandığını söyledi. ABD’nin yakın müttefiki Suudi Arabistan’ın bile petrolünü fiyatlandırma modeline Yuan cinsinden vadeli işlem sözleşmeleri eklemeyi düşündüğünü hatırlatan Şekib Avdagiç, “Doların rezerv para tahtı sallanıyor mu? Dünyanın hâlâ birincil rezerv para birimi ve uluslararası ödeme aracı niteliğini sürdürmesine karşın, son dönemde ortaya çıkan jeopolitik ve jeostratejik değişimler nedeniyle ABD dolarının hegemonyası artık açıktan sorgulanıyor. Dolarizasyondan kurtulma, yatırımcılar, şirketler ve ülkeler arasında giderek daha fazla öne çıkan bir tartışma konusu haline gelmiş durumda” ifadelerini kullandı.


Avdagiç, doların rezerv para niteliğinin aşınmasının kimi potansiyel fırsatlara da kapı aralayabileceğini, gelişmekte olan ülkelerin kendi para birimlerini veya bölgesel çözümleri kullanmasının bu ülkelerin ABD politikalarına bağımlılığını azaltabileceğini, ayrıca finansman koşullarında da avantaj sağlayabileceğini vurguladı.


BİRLİĞİMİZ, EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ

“15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsaydı, Kaan’ı sadece bir insan ismi olarak bilecektik. Milli tankımız Altay’ı ne hayal edebilecek ne de yerli tank, uçak ve helikopter motorları imal edebilecektik. Milli İHA’lar ve SİHA’ların Türkiye’nin en önemli ihracat kalemi olması bir yana adlarını bile anamayacaktık. 15 Temmuz bize gösterdi ki, Türkiye’nin en büyük gücü milletinin kendisidir. Millet her türlü darbecilerin, vesayetçilerin, modern mandacıların, büyük devlet olma hayalini büyük devletlerin kuklası olmak sananların hesabını görüp defterini dürmüştür. Bunu da Türk tarihine altın harflerle yazmıştır. Birliğimiz; en büyük gücümüzdür. İç cephemizi tahkim etmemiz, en büyük kuvvetimizdir. Kadını erkeğiyle farklı siyasi görüşten insanlarıyla genci yaşlısıyla halkımızın, dahili ve harici hainlere karşı tek yumruk olması en büyük avantajımızdır. Bizi Türkiye Sevdası birleştiriyor, inşallah sonsuza kadar da Türkiye Sevdası’nın bitimsiz ateşi yaşatacak.”


İTO’NUN NELER YAPTIĞINI GÖRMEK İÇİN BTM’Yİ ZİYARET EDİN

“Hızla büyüyüp dünyanın en iyi ilk üç girişimcilik merkezinden biri haline gelen Bilgiyi Ticarileştirme Merkezimiz (BTM), 2025 yılının ilk Sahne XL etkinliğiyle göğsümüzü kabarttı. BTM Tekmer ile açtığı yeni sayfalara, Sahne XL ile yenilerini ekledi. BTM’yi bir girişimcilik merkezinin ötesine taşıdık. BTM şehrimizin ve ülkemizin geleceği, gençlerimizin umut merkezi oldu. Bizim için de bir ferahlama ve yenilenme üssüne dönüştü. Gençlerle buluşup fikirlerimizi ve ufuklarımızı gençleştirdiğimiz mekanımız oldu. İstanbul Ticaret Odası’nın neler yaptığını, iş dünyasının eksenini nasıl değiştirip yeni ufuklara taşıdığını merak edenlerin de iştiraklerimizi, bilhassa da Bilgiyi Ticarileştirme Merkezimizi ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum.”


KIBRIS’I DOĞRUDAN SORUMLULUKALANIMIZDA GÖRÜYORUZ

“Kıbrıs Barış Harekâtımızın 51. yıldönümünü kutluyoruz. Ordumuzun 20 Temmuz 1974’te, büyük devletlerin yatıştırma politikasına kanmayarak başlattığı Barış Harekâtıyla Ada’ya tekrar huzur hakim oldu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giden yol açıldı. Ama şunu da unutmayalım: Günümüzde düşman silahla başaramadığını farklı yöntemlerle elde etmeye çalışıyor. Buna karşı da uyanık olmak zorundayız. Çünkü Anadolu’nun ‘Türk ili’ olarak kalması, ancak ve ancak Kuzey Kıbrıs’ın varlığıyla mümkündür. 1571’den beri hilalin gölgesinin düştüğü Kıbrıs’ta Türk varlığının sürmesinin, devletimizin bekası için ne kadar önemli olduğunu son gelişmeler bize bir kere daha gösterdi. Kıbrıs’ın İTO nezdinde ayrı bir yeri var. Türk tüccarı olarak Kıbrıs’ı doğrudan sorumluluk alanımızda görüyoruz.”


İLAHİ ADALETİN ER YA DA GEÇ TECELLİ EDECEĞİNE İNANIYORUZ

“30 yıl önce temmuz ayında çağdaş Avrupa’nın gözü önünde kana susamış Sırplar tarafından 8 bini aşkın masum Müslüman Boşnak katledildi. O gün masum insanların öldürülmesine dünyanın nasıl sessiz kaldığına hep birlikte şahit olduk. Tıpkı bugün yiyecek almak için güvenli bölgelerde toplanan Gazzeli Müslümanların İsrail tarafından bombardımana tutulup öldürülmesine seyirci kaldıkları gibi. Ne yazık ki, dünden bugüne hiçbir şey değişmedi. Dün Avrupa, 1995 Srebrenitsa Soykırımını sadece izlemişti. Bugün de izliyor. Dün yüreğimiz Srebrenitsa’da yanmıştı, bugün de Gazze’de, Keşmir’de, Myanmar’da, Doğu Türkistan’da yanmaya devam ediyor. Tek tesellimiz; ilahi adaletin er geç tecelli edeceğine, mazlumların ahının zalim soykırımcıların tepesine çökeceğine olan mutlak inancımızdır. Yine tek tesellimiz, Aliya İzzetbegoviç’in, “Her şey bittiğinde hatırlayacağımız, düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır” sözler